“İnsan müptela olmadıkça, hoş vakit geçirmek için, biraz kumar oynamanın ve sarhoş etmeyecek kadar alınan içkinin herhangi bir mahzuru yoktur”, derler.
Fakat Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Şüphe yok ki şeytan aranıza ancak içki ile, kumar ile adavet düşürmeyi ve sizi Allah teala’nın zikrinden ve namazdan alıkoymayı ister. Artık siz vazgeçtiniz değil mi?” (Maide 91)
Peygamber Efendimiz de: “Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır” buyururlar. (Feyzü’l-Kadir c.5 s.536 H.N: 7815)
İslam dininde mubah olan eğlenceler vardır. Ancak lehv ve leab denilen bir takım muzır ve faydasız eğlenceler, ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerle kesinlikle haram kılınmıştır.
İBADETLERDEN SOĞUTMAK
“Din kalbin temizliği, ruhun selameti ve başkalarının hakkına tecavüz etmemektir. Din sevgidir. Eğer bu mana kalbinde yerleşmişse, artık dinin sana vereceği bir şey yoktur. Senin yeter ki kalbin temiz olsun”
tekerlemesini Müslümanlar arasında yerleştirmeye çalışırlar.
Bir de ayet okuyarak: Kur’an-ı Kerimde: “Sana yakın gelinceye değin, rabbine ibadet et” buyurulmuyor mu?
O halde Allah’a ve ahiret gününe dair, kalbinde kat’i bir itikat hasıl olunca, artık ibadete lüzum kalmamış olur” diyerek Müslümanları, dünyaya gönderiliş gayelerinden uzaklaştırmak isterler.
Öncelikle buradaki “yakîn”den murad, ölümdür, yoksa “Allah’a ve ahiret gününe dair, katî bir iman ve itikat” manasına değildir. “Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” manasınadır.
Çünkü bu emrin muhatabı, Peygamber efendimizdir.
Bütün peygamberler gibi, peygamber efendimiz de, ömrü boyunca ibadet etmiş, hiçbir zaman, ibadetten vareste olmamıştır.
Şayet yakîne, “Allah’a ve Ahiret gününe, kat’i itikat” manasını verecek olursak, “Peygamberler, kalplerinde bu manayı hiçbir zaman tahsil edememiştir” neticesi çıkar ki, bu büyük bir iftira ve büyük bir zulümdür.
Zira bir peygamberin kalbinde, Allah’a ve ahiret gününe dair, en ufak bir şüphe olduğunu söylemek, küfürdür.
O halde “itikadî yakîn gelinceye kadar” manasını vermek çok tehlikelidir.
Bilfarz ve’t-takdir, bu mana verilmiş olsa dahi, ayeti kerimenin manası “sana yakın gelinceye kadar ibadet et” şeklindedir. Bundan ise, “yakın geldikten sonra artık ibadet etme” manası çıkarılamaz.
Zira bu mana, Mefhum-u muhalefetin, mefhum-u gaye kısmındandır. Usul-u Fıkıh ilminde takarrur etmiştir ki, mefhum-u muhalefet ile istidlal fasittir. Böyle olunca, bu manayı çıkartıp, bununla amel etmek caiz olmaz.