Gönderen Konu: Tufeyl Bin Amr Ed-Devsi (R.A.)  (Okunma sayısı 2851 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mahi

  • Ziyaretçi
Tufeyl Bin Amr Ed-Devsi (R.A.)
« : 08 Ekim 2008, 13:04:36 »

Kavminin şerîfi, şâir Tufeyl bin Amr Devsî (r.a.) İslâm'ın ilk yıllarında Mekke-i Mükerreme'ye gelmişti. Kureyşliler ona: "Ey Tufeyl, (Resûlullâhı (s.a.v.) kasdederek) bu adamın da acâyib hâli var. Söylediği söz Kur'ân-ı Kerîm'i kastediyorlar sihir gibidir, insanı babasından, kardeşi kardeşinden, kocayı karısından ayırıyor. Seninle kavminin arasına bizde olduğu gibi bir tefrika düşmesinden korkarız. Sana nasîhatimiz, onunla sakın konuşma. Sözlerini kulağına uğratma," demişlerdi.
Tufeyl (r.a.) der ki: "VAllahi, bu sözü bana o kadar çok söylediler ki, konuşmamağa, sözünü (işitmemeye azmetti. O derecede ki, Mescid-i Harâm'a girdiğim vakit ne olur, ne olmaz belki sözlerini duyarım korkusuyla kulaklarima pamuk bile tıkamıştım. Mescid-i Harâm'da Relullâh'ı (s.a.v.) gördüm. Kâ'be'nin yanında durmuş, namaz kılıyordu. Ona yakın bir yerde durdum. Sözlerinden bâzılarını İşitmemek mümkün olmadı. Hoşuma gitti.
Kendi kendime: "Ben, İyiyi kötüyü fark etmeyecek adam değilim. Söylediklerini dinlememe ve güzel bulursam kabule, bulmazsam reddetmeme ne mâni var?" dedim. Namazını kılıp evine doğru giderken: "Yâ Muhammed, senin kavmin bana şöyle böyle dediler. Bana ne diyeceksen de." dedim. Bana İslâm'ı teklif etti, biraz Kur'ân-ı Kerîm okudu. VAllahi, bundan güzel hiçbir söz işitmemiştim. Dedim ki: "Yâ Ressûlallâh, ben kavmimin reîsıyim. Memleketime dönüp onları da'vet niyyetindeyim. Kolaylık olsun diye bana duâ et." Bunun üzerine: "İlâhî, onun için bir âyet, bir alâmet yarat." diye duâ buyurdu.
Karanlık bir gecede kavmimin ikâmet ettiği su başına nazır tepeye vardığımda iki gözümün arasında kandil gibi parlayan bir nûr peyda oldu. İçimden: "Aman, yüzümde olmasın, belki hastalık zannederler." dedim. O nûr sopamın başına intikâl etti. Tufeyl bin Amr (r.a.), kavminin îmânına sebep olmuş ve Hayber gazası esnasında yetmiş, seksen kimse ile birlikte Resûlüllâha gelmişti. Bunların arasında Ebû Hüreyre de (r.a.) vardı.

(Fazilet Takvimi 8 Ekim 2008)