Gönderen Konu: Tuvaletin Tarihçesi  (Okunma sayısı 12291 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yesill06

  • YEŞİL
  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
Tuvaletin Tarihçesi
« : 09 Kasım 2009, 21:30:37 »

Önce tuvalettin geçmişini anlatmak istiyorum. Bunu bir dergide okumuştum. Galiba Ahmet Sarbay adlı bir yazarın araştırması idi. İslam öncesi cahilliye toplumu tuvaleti bilmediği için, ihtiyacı gelen def-i hacet etmek için dağ bayır gezermiş. Onları bu sıkıntıdan İslamiyet kurtarmıştır.

1388 yılında İngiltere kralı, göl ve derelere def-i hacet yapılmasını yasaklamış, ama nereye yapılacağını söylemeyi unutunca, zavallı Edinburgh halkı ne yapsın? Evinde ürettiği büyük, küçük her türlü pisliği camından aşağıya salarmış.

Artık herkes aynı şeyi yaptığı için, gece sokağa çıkma gafletinde bulunan insanlar, başına bir oturağın boşaltılmasını önlemek için, sürekli olarak “beed your hande” (elindekine dikkat et) diye bağırmak zorunda kalırmış.

Fransa da o yıllarda pekiyi durumda değilmiş. “Güneş Kral” denilen XIV. Louis’nin Paris’inde de gece gündüz demeden, pencereden lazımlıklar boşaltılıyormuş.

Ancak Fransızlar daha nazik oldukları için lazımlığı boşaltmadan önce, pencereden başlarını uzatıp “suya dikkat et” diye bağırıp, sonra boşaltırlarmış. Daha sonra her şeyi Devletten beklemek olmaz sloganı ile yola çıkan özel sektör, bu işe el atmış.

Ortaya seyyar umumi helâlar çıkmış. Ellerinde pelerinlerle dolaşanlar, ihtiyacı olanları pelerinlerin altına alarak işlerini görmelerini sağlarlarmış. Bu sayede çok para kazananlar olmuş.

O dönemin Paris’inde, çevrede insan olup olmadığı hiç önemsenmeden, her yerde rahatlama serbestliği varmış. Hatta Louvre Saray’ının merdivenlerinde bile, ihtiyaç giderilirmiş.

Bu sebeple, birçok saray leş gibi kokarmış. Versay Sarayı kaynaklı “tüy dikme” metodu ise; şöyle uygulanırmış: Koridor köşelerinde, hacetlerin büyüğü giderildiğinde uşaklar, bunları dışarı atmadan önce, bir kaz tüyünü içine sokarlarmış.

Birkaç gün sonra da tüyden tutarak, sertleşmiş olan haceti, pencereden dışarı fırlattıklarında, o anki şanslı kişi kim ise, onun kafasında patlarmış.

Kadınlar hem gülüyorlar, hem de mideleri bulanmış, öğürüyorlardı. Nuray Hanım konuşmasına kaldığı yerden devam etti:

—İslamiyet temizliğe çok önem verir. Hatta temizliği imanın şartlarından sayar. Hz. Peygamberimizin de bütün hayatında, temizliğin her türlüsüne çok dikkat ettiği bilinir.

Müslüman maddi manevi temizliğine dikkat eder. Bildiğimiz gibi, her tür hastalıktan korunmanın ilk şartı, temiz olmak ve temiz ortamlarda yaşamaktır. Bakara suresinin 222. ayetinde de “Allah daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri sever” buyurmuştur.

Allah birçok ayetinde; ruh ve beden temizliğinden bahseder. Ayrıca hadislerde de, temizlik hakkında birçok bahis vardır.

Ben size önce tuvalet adabından bahsetmek istiyorum. Tuvalete girmeden önce her işimizde olduğu gibi önce besmele çekip sol ayakla girmemiz sünnettir.

Çıkarken ise sağ ayakla çıkmamız gerekiyor. Peki, neden bu şekilde giriyoruz diye soracak olursanız? Tuvalete girme esnasında tansiyon bayılma gibi vesaire durumlar olduğu zaman bir bayılma söz konusu olursa tuvaletin içine değil de dışına düşmemiz açısından yararlıdır.

Ama ev ve mescitlere girerken tam tersi uygulanmalıdır, yani sağ ayakla girip, sol ayakla çıkmamız gerekiyor. Burada da durum aynıdır. Peygamberimiz; temiz işlerde sağ elimizi, pis işlerde de sol elimizi kullanmamızı, sağlığımız açısından tavsiye ediyor.

Def-i hacet yaparken oturarak yapmamız ve asla üzerimize sıçratmamamız gerekiyor. Sıçrayan def-i hacetin, namaza mani olduğunu hatta kabir azabına neden olduğunu Peygamberimiz söylüyor. Oturarak def-i hacet yapmanın sağlık açısından faydalı olduğunu, doktorlar kabul ediyor.

Ayakta yapılan idrar, böbreklere ve mesaneye zarar veriyor. Oturarak yapıldığı zaman, böbreklerden gelen taş, kum, bakteri ve üre; oturmanın verdiği baskı ile kolayca dışarı atılır. Taharet ise; içinde birçok şifa ile birlikte gelir.

Vücudumuz sistemli bir makine gibidir, yediğimiz gıdaların yaralı olanını alırız yaramayanını, yâda fazlalıklarının posasını bağırsak yolu ile sıvı olanını ise mesane yolu ile dışarı atarız. Yani def-i hacette, mide, bağırsak, böbrek, mesane birbirine bağlı olarak çalışır.

Bu atıkların atılmasından sonra, taharet dediğimiz temizlik çok önemlidir. Taharette mutlaka su kullanmak gerekiyor ve en önemlisi taharetlenirken önden arkaya doğru temizlenmek gerekiyor.

Taharetin sağlığımıza ne gibi faydası var derseniz? Su ile temizlikte def-i hacetten sonra gevşeyen kalın bağırsağın toparlanmasına, ıkınma ile bağırsağa hücum eden kanın geri çekilmesine, makatta oluşan küçük kurtçukların giderilmesine, yoksa oluşumunu engellemeye, basur oluşmasını önlemeye, varsa ilerleyip müzminleşmesini, iltihap oluşmasını engellemeye yardımcı olur.

Kabızlığı önler, bazı kadın hastalıklarını önler, prostat hastalığını önler, varsa ilerlemesini önler, tenasül uzuvlarına kuvvet verir. Taharette birçok şifa vardır unutmayın! Su ile yıkadıktan sonra, mutlaka temiz bir bez ile veya tuvalet kâğıdı ile kurulamak gerekiyor. Kurulamadığımız takdirde ise, mantar hastalığı için zemin hazırlamış oluştururuz.

Ayrıca iç çamaşırımızı da sık sık değiştirerek, temiz olmasını sağlamalıyız. Ayrıca tuvalette çok kalmayalım, her ne kadar orası, hayal kurma ve düşünme yeri ise de, tuvaletten çıkan gazların saçları döküp kelliğe neden olduğu söyleniyor.

.Özel ve genel temizlik; İslamiyet ile hayat buldu.Türkler ise, Akşemsettin sayesinde, mikropların nasıl bulaştığını çok iyi bildiği gibi, hastalıklara karşı aşı bile bulmuştu…

Nuray Hanımın anlattıklarını kadınlar pür dikkat dinliyorlardı. Bu durum Nuray Hanımın çok hoşuna gitmişti. Bir konuyu anlatacağı zaman, önce o konuya cemaatin iyice ilgisini çekmesi gerekiyordu, böylelikle anlatacağı konuyu daha iyi anlayıp uygulayacaklarını düşünüyordu.

GECE HOCALARI adlı kitaptan alıntıdır.
fg20))
« Son Düzenleme: 10 Kasım 2009, 01:21:36 Gönderen: Tuğra »
VE HEP GÜLÜMSE:)

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #1 : 09 Kasım 2009, 22:53:49 »
Tuvalate girilirken ve çıkılırken okunan dualar vardı.Bilenler varsa ekleyebilir.Güzel bir yazı.

Alıntı
Ayrıca tuvalette çok kalmayalım, her ne kadar orası, hayal kurma ve düşünme yeri ise de, tuvaletten çıkan gazların saçları döküp kelliğe neden olduğu söyleniyor.

Buraya da bir ilave yapalım.Dini açıdan fazla beklemek uygun görülmez.Çünkü malum insanda vazifeli melekler vardır.Bunlar bu gibi necis yerlere girildiği zaman girmezler diye biliyorum.Onları çok bekletmemek için helada fazla durulmaması gerek.
Sağlık açısından zararını da öğrenmiş olduk bu arada.

Türklerin tuvalette para saydığı, hayaller kurduğu söyleniyor Allah'tan batılılar gibi oturup kitap, mecmua okumuyoruz
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Çevrimdışı mikrosoft

  • mikrosoft
  • okur
  • *
  • İleti: 87
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #2 : 09 Kasım 2009, 23:52:44 »
dünyanın en ünlü,güzel ve kaliteli ,parfümlerini neden fransızların ürettiğini ,bu konuda çalıştığını ,anlamış olduk paylaşım için teşekkürler aramıza yeni katılmışsınız hayırlı olur inşAllah...
coşkun su gibi akarken,
neler yitirdik bakarken,
eller duaya kalkarken,
dudaklar yalan söylüyor ...

Çevrimdışı yesill06

  • YEŞİL
  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #3 : 09 Kasım 2009, 23:58:07 »
ilginize teşekkür ederim..amacım hayır dua ile..
VE HEP GÜLÜMSE:)

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #4 : 10 Kasım 2009, 18:44:45 »
Türklerin tuvalette para saydığı, hayaller kurduğu söyleniyor Allah'tan batılılar gibi oturup kitap, mecmua okumuyoruz

İlk söylediğinizi hiç duymamıştım ama maalesef ikincisi (kitap-gazete okuma) oldukça yaygın!... Prof. Erkan Topuz da, bir programda tuvalette uzun kalma konusunda teşvik edici söylemlerde bulunmuştu. "İçinizi mutlak surette boşaltın, uzun kalın. Avrupalılar bu kültürü kazanmış, içini tamamen boşaltmadıkça çıkmıyor."
şeklinde konuşmuştu...





Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #5 : 10 Kasım 2009, 20:32:37 »
Tuvalate girilirken ve çıkılırken okunan dualar vardı.Bilenler varsa ekleyebilir.Güzel bir yazı.



Helaya Girerken Okunacak Dua

اَعُوذُ بِٱللهِ مِنَ ٱلْخُبْثِ وَٱلْخَبَآئِثَ

"Euuzü billâahi minel hubsi vel habâais"

Helâdan Çıkınca Okunacak Duâ

ٱَلْحَمْدُ ِللهِ ٱلَّذِى اَذْهَبَ عَنِّى ٱْلاَذٰى وَعَافَانِى مِنْ ذٰلِكَ


"Elhamdü lillâhillezî ezhebe annel ezâ ve aafâanii min zâlik."

Mânâsı:

"Hamd olsun O Allâh'a ki, bizden ezâyı giderdi ve ondan beni kurtardı."

Helâdan çıkınca bu duâyı okumaya devam edenler idrar ve abdest yollarında hastalık görmezler.

Helâ ve hamama sol ayakla girilir, sağ ayakla çıkılır. Eve ve câmiye ise sağ ayakla girilir, sol ayakla çıkılır.
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #6 : 15 Kasım 2009, 14:29:56 »
Allah cc razi olsun  Lika
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #7 : 25 Kasım 2009, 14:21:09 »
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #8 : 26 Kasım 2009, 00:55:24 »
Türklerin tuvalette para saydığı, hayaller kurduğu söyleniyor Allah'tan batılılar gibi oturup kitap, mecmua okumuyoruz

İlk söylediğinizi hiç duymamıştım ama maalesef ikincisi (kitap-gazete okuma) oldukça yaygın!... Prof. Erkan Topuz da, bir programda tuvalette uzun kalma konusunda teşvik edici söylemlerde bulunmuştu. "İçinizi mutlak surette boşaltın, uzun kalın. Avrupalılar bu kültürü kazanmış, içini tamamen boşaltmadıkça çıkmıyor."
şeklinde konuşmuştu...


Biz almayalım o kültürü, kalsın.Oraya ancak defi hacet gidermek için girilir ve elinden geldiğince hemen çıkılmaya çalışılır.
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #9 : 26 Ocak 2012, 03:26:49 »
Umumi Tuvaletleri Kullanma Rehberi

1- Tuvaletin kapısı eğer kapalıysa önce tıklatılır böylece içeride birinin olup olmadığı anlaşılır. Kapıya vururken ne içeridekinin duyamayacağı hafiflikte vurmalı, ne de içeridekini korkutacak şiddetde vurmalıdır. İçeride birinin olup olmadığını anlamak için kapı yarım kapalı dahi olsa ittirerek içerde birinin olup olmadığını anlamaya çalışmamalıdır.Zira kapı bozuk olabilir, tam kapanmıyor olabilir ya da içerideki tam kapatamamış olabilir.

2- Kapı tıklatıldığında içeride olan kişi öksürerek içerisinin dolu olduğu mesajını dışarıdakine iletmelidir.

3- Tuvalete girerken sol ayakla girmeli, sağ ayakla çıkmalıdır.

4- Tuvalet ihtiyacı (erkekler için) ayakta karşılanmamalıdır. Ayakta idrarın yapılması ve su dökülmemesi daha sonra o tuvalete girecekleri hem rahatsız edecektir, hem de sağlık yönünden uygunsuzdur. Dini açıdan da ayakta bevletmek uygun görülmemektedir.

5- Tuvalet ihtiyacı giderildikten sonra bol su dökülmeli, kendinizden sonra da o tuvaleti kullanacak olan düşünülmelidir.

6- Sigarayla tuvalete girilmemeli, sigara tuvalet içerisinde kapıya vs konularak zarar verilmemelidir.

7- Tuvalet kağıdı kullanılmışsa ortaya atılmamalı varsa içerideki çöp kutusuna ya da tuvaletin içine atılmalıdır.

8- Çıkarken kapı kolu sol elle tutulmamalı temiz olan elimizle kapı açınıp kapanmalıdır.

9- Çıkmadan sifon çekilmelidir.Sifonu çekerken tüm ağırlığımızı vermemeli, yavaş ve nazik bir şekilde sifon çekilmelidir. Böylece sifonun arızalanma ve bozulma durumu önlenmiş olacaktır.

10- Girdiğimiz tuvalet eğer yoğun bir bölgede ise yani bir çok kişi girip çıkıyorsa elimizden geldiğince işimizi çabuk bitirmeye çalışmalı, dışarıda bekleyenleri zor durumda bırakmamalıyız.

Salih SUNGUR - bilgi.evlilikmektebi.net

Çevrimdışı mancanss

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #10 : 15 Şubat 2012, 21:20:06 »
selamın aleyküm arkkadaşlar parfümün neden icat olduğunu yazmışsınız peki ya topuklu ayakkabı  fg1)) Arkadaşlar topuklu ayakkabının üretilme sebebi avrupa da o zamanlar her yer necaset tabi hela kavramı olmadıgı için ve onlar bu necasete basmamak için bulmuş topuklu ayakkabıyı bunuda bilmek lazım şimdiki özendiğimiz avrupalılara bakın bir de onlara adını hatırlayamadığım bir şair şöyle demişti:
Yaptıkları var yapacağımız gibi yaptığımız var yapacakları gibi lütfen bu hususta dahi dikkatli olalım

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #11 : 16 Şubat 2012, 02:59:31 »
Wc nin tarihine farklı bir nazar atfetmek istiyorum. Efes harabeleri ve Pompei harabeleri başta olmak üzere Antik çağlarda bile umumi helalar varmış. Fakat bugünki alafranga olan klozet şeklinde. Yukarıda anlatılan ortaçağ tarih avrupasından daha medeni bir şekildedir. Daha temiz ve su akan yerler bunlar. Zaten Roma da hamam kültürüde var. Ortaçağ  avrupası her nasılsa bu hususta berbat. Ne hamam ne tuvalet nede temizlik var.
   Günümüzde dahi avrupanın çoğu yerinde umumi hela yoktur. Romanın hatta aydınlanmanın beşiği Rönesansın merkezi dedikleri floransanın dar ve taş sokaklarına girin leş gibi sidik kokar.
Fırsat bulursanız gece 1-2 den sabah 6 ya dek dolaşın insan müsveddelerinin nasıl büyük küçük abdest bozduklarını görürsünüz. Sabah  belediye temizlikçileri gelip buraları yıkıyorlar. Fakat taşa sinen koku gitmiyor.
  Antik çağlarda bile daha temiz olan avrupa zamanla hela ve hamam kültüründen her ne hikmetse uzaklaşmış.

Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #12 : 16 Şubat 2012, 11:55:04 »
Wc nin tarihine farklı bir nazar atfetmek istiyorum. Efes harabeleri ve Pompei harabeleri başta olmak üzere Antik çağlarda bile umumi helalar varmış. Fakat bugünki alafranga olan klozet şeklinde. Yukarıda anlatılan ortaçağ tarih avrupasından daha medeni bir şekildedir. Daha temiz ve su akan yerler bunlar. Zaten Roma da hamam kültürüde var. Ortaçağ  avrupası her nasılsa bu hususta berbat. Ne hamam ne tuvalet nede temizlik var.
   Günümüzde dahi avrupanın çoğu yerinde umumi hela yoktur. Romanın hatta aydınlanmanın beşiği Rönesansın merkezi dedikleri floransanın dar ve taş sokaklarına girin leş gibi sidik kokar.
Fırsat bulursanız gece 1-2 den sabah 6 ya dek dolaşın insan müsveddelerinin nasıl büyük küçük abdest bozduklarını görürsünüz. Sabah  belediye temizlikçileri gelip buraları yıkıyorlar. Fakat taşa sinen koku gitmiyor.
  Antik çağlarda bile daha temiz olan avrupa zamanla hela ve hamam kültüründen her ne hikmetse uzaklaşmış.



İngiltere'de yaşayan bir arkadaş iyi ki buralara bol miktarda yağmur yağıyor demişti :)

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #13 : 23 Şubat 2012, 00:35:33 »
Alıntı
Nereden nereye...


1600' lerde  İstanbul'a gelen  İngiliz  büyükelçiler, lazımlık kullanma  ve bunu da  pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden  uzak olan  Trabyadaki bir konağa gönderilmişti.  19.  yüzyıla gelindiğinde kesin olarak tuvalet  kullanma  sözü vermeleri üzerine, Taksim'e taşınmalarına izin verilmişti.


Alıntı
Fransızların, Dünya'ya övündükleri  Versay sarayın da bir hamam yoktur. Ortaçağ da Paris de oturan bir Fransız,sabahleyin kalkdığı zaman evinde bir apdest hane olmadğı için oturağa yaptığı pislik ile içme suyu şişesini beraberinde sen (Seine) nehrine götürür, o nehirden evvela içmek için su alır, sonra pisliğini nehire dökerdi.


(Bu satırlar içme suyu (L.Eau Potable)adlı kitabından eserinden aynen alınmıştır.)


Türkiye Gazetesi.Bir bilene soralım köşesi.Ali Güler.

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Ynt: Tuvaletin Tarihçesi
« Yanıtla #14 : 23 Şubat 2012, 20:16:29 »
1600' lerde  İstanbul'a gelen  İngiliz  büyükelçiler, lazımlık kullanma  ve bunu da  pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden  uzak olan  Trabyadaki bir konağa gönderilmişti.  19.  yüzyıla gelindiğinde kesin olarak tuvalet  kullanma  sözü vermeleri üzerine, Taksim'e taşınmalarına izin verilmişti.

Ben bunlara ingiliz değilde Enkeriz diyorum demekki boşuna değil. Taksimin pisliğinin sebebi belli oldu.Enkerizler. İyi güldüm sağol.
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...