Gönderen Konu: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi  (Okunma sayısı 44509 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sehle

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 331
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #15 : 10 Haziran 2010, 20:27:02 »

Hadis-i şerif
Eğer siz,ölüm anında susuzluktan râhatı
Dünyadan iman ile çıkmayı
şeytandan kutulmayı isterseniz..

Bu ayların küllisinde(receb-i şerif Şabanı-ı şerif Ramazan-ı şerif)
çok oruç tutmak ve geçmiş günahlara pişman olmak ile
hürmet ediniz.Mahlukâtın yaratıcısı olan Hz.Allah'ı zikrediniz
cennete dahil olursunuz.Selam ile RABBİniz sizi cennete dahil eder.
« Son Düzenleme: 11 Haziran 2010, 12:52:40 Gönderen: sehle »
الَهى انت مقصودى ورضاك مطلوبى

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #16 : 11 Haziran 2010, 16:28:19 »
herkese mübarek olsun .dua eder dua bekleriz ihvandan

selcuklu

  • Ziyaretçi
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #17 : 13 Haziran 2010, 02:12:41 »
recep ayı hepimize mübarek ve hayırlı olsun
13 Haziran pazar Receb-i Şerifin 1. günü mubarek olsun

 Recep ve Regâib Gecesi,
الاية:وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
الحديث: اَلرَّجَبُ شَهْرُ ا لله .....
.

Muhterem Müslümanlar,
Affı ve merhameti hududsuz olan Hz.Allah(c.c), kitabımız Kur’an-ı Mübin’de “(Habibim), kullarım beni sana sordukları vakit de ki; muhakkak ben yakınım. Dua edenin duasını, bana dua ettiği anda işitir, ona karşılık veririm. O halde, kullarım da benim davetime uysunlar ve bana iman(da devam) etsinler. Umulur ki doğru yolu bulurlar.”(1) buyurarak biz kullarına, duaların kabul edileceği, fazilet ve bereketi büyük olan ay, gün ve geceler ihsan etmiştir. Bunlar mü’minler için mânevi bir sevinç, canlılık ve iltica zamanlarıdır.

İşte, Allah’ın rahmet ve mağfiretinin mü’minleri kuşattığı mübarek aylarımızın gölgesi üzerimize düşmüş bulunuyor. Bu aylardan ilki, kendisinde Regâib ve Miraç gibi iki önemli gece bulunan, Peygamberimizin (s.a.v) hadis-i şeriflerinde “Allahın ayıdır” buyurdukları Receb-i Şeriftir. Önümüzdeki Pazar günü Recep ayının ilk günüdür. İkincisi, Kur’an-ı Kerim’de “mübarek gece” diye hususiyle övülen Berat gecesinin bulunduğu, Allah Rasülü’nün “benim ayım” buyurduğu Şaban-ı Şerif’tir. Üçüncüsü de, içinde Kur’an-ı Kerim’in inzal olunmaya başladığı “Kadir Gecesi” bulunan, her gecesi ayrı bir fazilet taşıyan ve mü’minlere gündüzlerini oruçla geçirmeleri farz kılınan rahmet ayı Ramazan-ı Şerif’tir. Fahr-i Kâinâtımız(s.a.v), bu aylar yaklaştığında “Allahım, bize Recep ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır”(2) buyururlardı.

Aziz Mü’minler,   
Regâib gecesi, Recep ayının ilk Cuma gecesidir ve önümüzdeki hafta Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir. Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Recep ayının ilk Cuma gecesinden gafil olmayın. Muhakkak o öyle bir gecedir ki; melekler onu reğaib gecesi diye isimlendirirler.” Gecenin üçte biri geçtikten sonra arz ve semavatta bulunan bütün melekler Ka’be-i Muazzama ve çevresinde toplanırlar. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: “Ey meleklerim! Dileyin benden, ne dilerseniz, yerine getireceğim”, buyurur. Bütün melekler:  “Ya Rab! Senden Recep ayında çok oruç tutanları affetmeni istiyoruz.”, diye niyaz ederler. Cenab-ı Hak: “İsteğinizi kabul ettim. Onları affettim” buyururlar.”(3) Bu itibarla, Allah’ın rahmetinin, bereketinin âlemleri kuşattığı bu büyük gecede, siz cemaatimizi, camilerimize bekliyor, gereken önemi vererek, bütün insanlığın hidayet ve kurtuluşu için beraberce kalbî dualar etmeye davet ediyoruz. 

Aziz Müminler,
Üç aylarımız ve çok kıymetli mübarek gecelerimiz iki gün sonra başlamak üzere. Şuurlu olan her mümine düşen vazife böylesine değerli zamanları fırsat bilerek dua ve ilticalarını çoğaltmasıdır. Mevla’mızın rızası ancak bu şekilde kazanılır.

1.Bakara:186
2.Keşful Hafa’ c.1 s.186 No:554
3.Nüzhetül Mecalis c.1 s.155

Çevrimiçi BT 857

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 200
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #18 : 13 Haziran 2010, 22:42:59 »
RECEBI SERIF ayimiz mübarek olsun insAllah
« Son Düzenleme: 18 Mayıs 2012, 23:13:42 Gönderen: selcuklu »
LA TENSENA

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #19 : 30 Mayıs 2011, 18:09:02 »
2 haziran..2011..perşembeyi.cumaya bağlayan.gece regaib.gecesi..herkese mübarek olsun.dua eder dua beklerim

Çevrimdışı fuba30

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 101
    • http://www.islamiyetim.net
Recep Ayı
« Yanıtla #20 : 30 Mayıs 2011, 21:19:55 »
Receb, tazim ve saygı anlamına gelir, îslâm öncesi Araplar Receb ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve şanını yüceltirlerdi. Receb ayı gelince kılıçlar kınına sokulur, oklar torbalarına yerleştirilir, derin ve kanlı husumetlerin üzerine geçici de olsa bir sükûnet örtüsü çekilirdi. Artık o gürültülü ve korkunç çöller tatlı bir huzurun baharına dalar, her taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi. Öyle ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya "sağır ay" denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır.

Receb ayına sağır denmesinin bir başka anlamı da şöyle ifade edilir: Bu ayın bereketi hürmetine, bu ayda işlenen günah ve hataları manen bu ay duymamakta, mü'minlerin sadece ibadet ve sevaplarına şahitlik etmektedir. Böylece Cenab-ı Hak mü'min kullarının bu ayda işlemiş oldukları günahları bağışlamaktadır.

İslâmiyet gelince de Receb ayına mahsus olan saygı devam ettirildi. Bilhassa Regaib ve Mi'rac gibi tecellilerle şereflendirildi.
Resul-i Ekrem Efendimiz dualarında, "Allahım! Receb'i ve Şâban'ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan'a ulaştır" buyururlardı. (Camiü's-sağir, 2/90)

Receb'e, "recm ayı" da denir. Buna göre, mü'minlerin eziyet ve zahmet vermemesi için şeytanlar bu ayda taşlanır, kovulup uzaklaştırılır.
Receb kelimesindeki "R" Allah'ın rahmetine, "C" Allah'ın cömertliğine ve yardımına, "B" ise Allah'ın birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder.
Receb ayına "mutahhar" denmesinin sebebi, bu ayı oruçlu geçirenlerin günah ve hatalarından temizlenip paklanmasıdır. Receb ayının Peygamberler tarihinde ayrı bir yeri vardır. Meselâ, Nuh Aleyhisselâm ve kavmi Receb ayında gemiye binmiş ve tufandan kurtulmuşlardır.

Receb ayı Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan'dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve Mi'rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur'ân'da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha artırmıştır.

Receb ayı, "üç aylar" olarak bilinen mübarek bir mevsimin ilk ayıdır. Bu aylara "çok sevaplı ibadet ayları" diyen Bediüzzaman, onların kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından, mü'minlerin önünde nasıl bir kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret eder:


"Her hasenenin (ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamada üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir Gecesinde) otuz bine çıkar."(Şualar, 416)


Buna göre Receb ayında işlenen ibadet, edilen iyilik, yapılan hizmetlerin manevî ecri ve sevabı bire yüz verilmektedir. Bunun için mü'minler bu aydaki nasiplerini arttırmak maksadıyla daha çok gayret sarf ederler. Hayır ve hasenata biraz daha ağırlık verirler.

Bazı hikmet ehli âlimler Receb ayı hakkında şu yorumları getirmişlerdir:

Receb eza ve cefâyı terk içindir, Şaban amel ve vefa içindir, Ramazan sıdk ve safa içindir.

Receb tevbe ve pişmanlık ayıdır, Şaban muhabbet ayıdır, Ramazan kurbet (Allah'a yakınlık) ayıdır.

Receb hürmet ayıdır, Şaban hizmet ayıdır, Ramazan nimet ayıdır.

Receb ibadet ayıdır, Şaban dünyanın safasını terk etme ayıdır, Ramazan ibadetlerin mükafatını artıran aydır.

Büyük tasavvuf ehli Zünnün Mısrî der ki:

"Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer." (Aldürkadir Geylani, Üç aylar ve Faziletleri)


Receb ayının diğer aylardan farklı bir ibadeti de oruçtur. Mümkün mertebe bu ayda daha fazla oruç tutulmaya çalışılır. Ebû Davudta, hiç ara vermeden devamlı surette oruç tutan bir zâta Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselamın bazı tavsiyelerden sonra şöyle buyurduğu rivayet edilir:


"Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak." (Ebu Davut, Savm 54)


Hadisin devamında ravî olan Sahabı şöyle demektedir:
"Resulullah 'tut' dedikçe, üç parmağını yumdu, 'Bırak' deyince de üç parmağını bıraktı." Böylece Peygamberimizin o zata, "Üç gün tut, üç gün ara ver" dediği anlaşılıyordu.

Bilindiği gibi haram ayları, "Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb" aylarıdır.
Receb ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmanın uygun görülmeyişinin sebebi, Receb ve Şaban aylarının Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur. Hattâ Receb ayında bir ay süresince oruç tutmanın mendup bile olmadığını söyleyen İmam Gazâlî ve İbni Kayyim el-Cevzî gibi müçtehidler, Ramazan ayına benzememesi için diğer aylardan farklı olarak Receb ayında devamlı bir ay boyu oruç tutmayı mekruh görürler. (İhya, 1/237; Zadu'l-mead, 2764)

Diğer aylarda nasılsa, Receb ayında da ayın ortasında veya belli günlerinde, yahut üçer gün ara vermek suretiyle oruç tutulması tavsiye edilmektedir. Görüldüğü gibi Receb ayında tamamen oruçlu geçirme hususunda bir hadis ve rivayet yoktur. Üç ayları hiç ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir, sadece sâlih zatların güzel bir âdetidir. Receb ayını tam olarak tutanlara "Tutma" denilmez, ama fıkhı olarak da hükmünü belirtmek gerekir.

Bu arada Ramazan ayında bozmuş olduğu bir oruçtan dolayı kefaret orucu tutmak isteyenler için Receb ve Şaban ayı iyi bir fırsattır. Receb ayının birinci gününden itibaren hiç ara vermeden Şaban ayı da dahil olmak üzere iki ay üst üste oruç tutarsa tam bir kefaret borcunu ödemiş olur. Peşinden Ramazan ayının orucu da geleceğinden böylece üç ay boyu, bir gün dahi yemeden oruç tutmuş olur. Bu durumda oruç borcunu öderken aynı zamanda sevap hazinesini de doldurmuş ve geliştirmiş sayılır.

Madem Receb ayı günahların affedildiği aydır. Bağışlanmanın yolunu ve istiğfarın nasıl yapıldığını bilmek gerekiyor. Rivayete göre şu istiğfar duasını Receb ayında yedi kere okuyan kimsenin günahları affolunmaktadır.


"Estağfirullâhe'l-Azîme'llezî la ilahe illâ hû el-Hay-yü'1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ."


Mânâsı: "Hayat sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tan mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki, kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de tekrar dirilmeye sahip değildir." (Mecmuatü'l-ahzab, 1/599)

Üç aylar birer dua ve niyaz mevsimidir. En güzel duaları başta sahabiler olmak üzere İslâm büyüklerinden öğreniyoruz. Hz. Ali'nin Receb ayında şu şekilde dua ettiği rivayet edillir:


"Allahım, salat eyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın üzerine; hikmet yıldızları ve devamlı nimet ve ismet kaynağı ehl-i beytine.

Allahım, beni her türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim.

Allahım, beni bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez. Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur. Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir.

Allahım, bana sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle. Şükür ve takvaya ulaştır.

Allahım, Senden sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları mü'min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan ayrılmalarını nasip eyle."


Bazı Selef büyükleri de Receb ayı gecelerinde şöyle dua etmişler:


"Allahım, Sana mahzun gönlümle, isteklerini kabul buyurduğun dostlarının duası ile niyaz ediyorum. Zatına eriştirdiğin ve Senin rızanı isteyenlerin dili ile Senden talep ediyorum. Umarım Senin ululuğundan, Seni bileyim ve kulluk edeyim.

Yâ Rab, bu gecenin rahmet ve bereketinden sevap ve mükâfatından beni nasiptar et.

Allahım, kullarından istediğine, istediğini verirsin, kim Seni onlara ikram etmekten alıkoyabilir? Ben fakir ve âciz bir kulum. Fazl ve kereminden nimetlerini ümit ediyorum. Sana sığınırım ve ancak Senden yardım dilerim

Yüce Mevlam, bu gece kullarına çok rahmet ve bereketini döker, saçarsın. Allahım, Sana yalvaran dilleri, Sana kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla faydalandır bizi. Nimetlerinle donat hepimizi.

Allahım, salât eyle Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip tükenmeyen rahmet ve bereketinle. Yâ Rabbe'l-Âlemin!"

selcuklu

  • Ziyaretçi
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #21 : 18 Mayıs 2012, 23:16:30 »
Hz Allah istifaza ve istifade etmeyi nasib etsin ,hayırlara vesile olsun inşeAllah.

Amin

Çevrimdışı garsli36

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 186
Mübarek Üc aylar Yaklasirken
« Yanıtla #22 : 19 Mayıs 2012, 00:27:01 »
MÜBAREK ÜÇ AYLAR YAKLAŞIRKEN

   Manevi değerlerimizin zayıfladığı, dini ilimlerin televizyon ekranlarından öğrenildiği (!), ehl-i sünnet ve cemeat itikadına (Peygamberimiz a.s’ın izinden gidenlere) saldırıların ayyuka çıktığı, Dinler Arası Diyalog yahut Medeniyetler Arası İttifak, safsatalarıyla islamdan başka dinlerinde hak(!)mış gibi gösterilmeye çalışıldığı ve ibadat-ü taatların camilere sıkıştırıldığı şu günlerde, üç ayların gölgesi üzerimize düştü.

   Ehlince malumdur ki, üç aylar Receb-i Şerif, Şa’ban-ı Şerif ve Ramazan-ı Şerif aylarına verilen ortak isimdir. Üç ayların ilki olan Receb-i Şerif ayının ilk Cuma gecesi hazreti Amine Validemiz’in Rasulullah (s.a.v) Efendimiz’e hamile kaldığını anladığı Regaip Gecesidir.
   
   Her ne kadar, dini vecibelerimizi yerine getiremiyorsakta, böyle mübarek gün ve geceler gaflet uykusundan uyanmak, kendimize gelmek, tövbe etmek ve Hakk’a yönelmek için şüphesiz büyük fırsatlardır.

   Bir çok camide Regaib Kandili münasabetiyle vaazu nasihatler edilecek, mevlüd-ü şerifler okunacak, dualar yapılacak, belkide tesbih namazları kılınacaktır. Nice nice gecelerini, nice nice zamanlarını televizyon ekranlarında, bilgisayar başında, kahvehane köşelerinde, bilumum eğlence yerlerinde geçirenler, hiç değilse şu mübarek üç ayların başlangıncında, alemlere rahmet hazreti Muhammed (s.a.v)’in anne rahmine düştüğü gecenin sene-i devriyesi olan bu mübarek gecede, kendilerine gelmeye gayret etsinler.

   Beşer olmamız hasebiyle, şüphesiz birçok sıkıntılarımız vardır. Kimileri geçim sıkıntısı çekerken; kimileri hastalıklarla boğuşuyordur. Kimileri zengin olma hayalleri kurarken; kimi zenginler sevgisizlikten ve yalnızlıktan dolayı psikolojik buhranlar içerisindedir. Kimileri baş olma sevdası içindeyken; kimileri iş bulma telaşındadır. Kimileri her türlü imkana malikken okuldan ve okumaktan bıkmışken; kimileri okuyabilmenin yollarını aramaktadır. Kimileri inançsızlık içinde her türlü ahlaksızlık ve rezaleti icra ederken; kimileri işledikleri günahların altında eziliyordur…

   Muhakkak herkes kendi çevresinde olup, bitenleri daha iyi bilir. Hal böyle olunca bizlerde ancak kendi ülkemizin artılarını ve eksilerini bilebiliriz. Bu demek değildir ki, sadece kendi ülkemizle ilgilenelimde dünyada yaşananlara seyirci kalalım. Hamdolsun! Bizim ülkemizde savaş yok, fakat milyonlarca müslüman bugün kan ağlamakta. Irak’ta, Filistin’de, Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da… kardeşlerimiz, zalimlerin zulümleri altında inim inim inlemekte. Maddi olarak belki elimizden birşey gelmeyebilir. Hiç değilse yaklaşan şu mübarek gece vesilesiyle, ellerimizi semaya açarak, göz yaşları içerisinde dualar edelim; edemiyorsak, edilen dualara amin diyelim. Zira insanların birbirlerinin gıyabında yaptıkları dualar, günahsız ağızlarla yapılmış dualardır; böyle dualar makbul ve kabule şayan dualardır.

   Rasülüllah (s.a.v) Efendimiz’in buyurduğu gibi: "Âllah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır" Amin!

   Üç ayların müslümanların gafletten uyanmasına vesile olması dileğiyle...
   Bu yazıyı okuyan, okumayan herkesin Üç ayları ve Ragaib Kandilleri mübarek olsun..


Almanya /  Yusuf Akkaya

http://www.haberiklimi.net/mubarek-uc-aylar-yaklasirken_m2380.html

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #23 : 21 Mayıs 2012, 11:40:53 »
emğinize sağlık..

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #24 : 11 Mayıs 2013, 04:31:02 »
Herkezin Recebi Şerif ayını tebrik eder, mübarek üç ayların hizmetlerin inkişafına vesile olmasını dilerim.
Bilvesile selamlar.

Çevrimdışı yabangulu

  • okur
  • *
  • İleti: 63
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #25 : 24 Mayıs 2013, 18:14:44 »
bu gece recebin 15.gecesi  yaoilacaklar
RECEB-İ ŞERİFİN 15.GECE NAMAZI

<<<24 MAYIS CUMA AKŞAM EZANLARINDAN SONRA KILINACAKTIR>>>

Enes (RadıyAllahu Anh)'dan merfü'an rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlûllâh (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

_"Her kim recebin yarı (onbeşinci) gecesinde 14rekat kılar;her rekatta,bir Fâtiha,yirmi İhlâs,üçer kere de Felak ve Nâs Sûrelerini okur.

Namazını bitirince bana on kere salât okur sonra da otuzar kere,tesbih,hamd,tekbir ve tehlil de bulunursa,yani:

"SÜBHANAllahİ ELHAMDÜLİLLAHİ Allah-U EKBER LA İLAHE İLLAllah"

derse,Allâh-u Te'âlâ ona sevaplarını yazmak,Firdevs (cennetin)de kendisi için ağaçlar dikmek üzere bin melek yollar.

O geceye kadar yaptığı bütün günahları siler,bir dahaki seneye kadar üzerine hiçbir günah yazmaz.

Bu namaza okuduğu her harfe karşılık,kendisine yediyüz hasene yazar,her rukû' ve secdesine karşılık cennette ona yeşil zebercedden on kasr (köşk) bina eder.

Her rekata mukabil,cennette ona kırmızı yakuttan on şehir verir.Bir melek gelip,elini omuzları arasına koyarak:'Geçmiş günahların muhakkak bağışlandı,ameline yeniden başla'der."(Cûzekanî,Suyûtî,el-Le'âli,2/57)

_Recebin yarı (onbeşinci) gecesi,bir Fatiha,on İhlâs ile 100 rekât kılınıp,peşine 1000 kere istiğfarda bulunmak,gününde de bir Fatiha ve bir İhlâs ile 50 rekat kılmak,teşvik edilen amellerdendir.(Muhammed en-Nâzili,Hazinetû'l esrâr.sh:67)

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #26 : 28 Nisan 2014, 11:49:00 »
Allah en iyi biçimde idrak edebilmeyi nasip etsin
..emeğinize sağlık.

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #27 : 28 Nisan 2014, 21:29:41 »
Amin, İhvan kardeşimin de söylediği gibi emeğinize sağlık. İhvan'a da teşekkürler bize bu günü güncelleştirme yaparak hatırlattığı için.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
“Sevfeciler(erteleyenler) helak oldu”
« Yanıtla #28 : 22 Nisan 2015, 14:05:59 »
"Bunları sonra yaparım diyerek tehir etmemeli, geciktirmemelidir. Zirâ dünya üç günden ibârettir. Biri, dündür, geçmiştir; ibret alınacak gündür. Diğeri bugündür, amel etme günüdür; ganimettir. Diğeri de, yarındır ki, emeldir; tehlikelidir. Ona çıkıp çıkamayacağını bilemezsin. Üç aylarda ibâdetle meşgul olmayı ganimet bilmek îcâb eder. "

Hutbelerde ve takvim yapraklarında bugünü ganimet bilip değerlendirmeyi ve vakti zayi etmemenin ehemmiyetini yukarıdaki şekilde duymayanımız yoktur. Hicrî ikinci bin yılın müceddidi(yenileyicisi) İmam-ı Rabbani Hazretleri Mektubat-ı Şerife'nin 1.Cild 133. Mektub-u Şerif'inde Sevfeciler (ihmalkârlar; erteleyenler, ibadet ve tevbeyi geciktirenler, bugünün işini yarına bırakanlar) helak oldu  hadis-i şerif'ini naklettikten sonra Fırsatı ganimet bilmeyi ve vakti zayi etmemenin ehemmiyetini vurguluyor.

Ehemmiyetine binaen ilgili Mektub-u Şerif ile 100 Soruda Nefis Muhasebesi çalışması alttadır.



Mektubat-ı Şerife 1.Cild 133. Mektûbu Şerif

133.Mektup yine Molla Muhammed Sıddık’a dır.
Fırsatı ganimet bilmenin ve vakti zayi’ etmemenin (boşa geçirmemenin) beyanı hakkındadır.

Gönderdiğiniz Mektubunuz geldi. Fırsatı ganimet bilmek ve vakti zayi etmemek lazımdır. Rüsum ve âdetlerden bir şey hâsıl olmaz (elde edilmez) ve Mazeret ve bahaneler hüsrandan (zarar ve ziyandan) başka bir şey ziyadeleştirmez (yani pişmanlığı ziyadeleştirir.)
Muhbiri Sadık (s.a.v) هلك المسوفون Sevfeciler (ihmalkârlar; erteleyenler; ibadet ve tevbeyi geciktirenler) helak oldu buyurdu. (Salatın etemmi ve selamın ekmeli Rasulullah efendimiz üzerine olsun)
Muhakkak mevcut olan ömür sermayesini Vehmi(hayali) işlere sarf etmek; mevhumu, mevcut için hıfs etmek(korumak) cidden kerihtir.(çirkindir) Çünkü vakit sermayesini daha mühim işlerde sarf etmek lazımdır.

Unutmak, geçici malayani, boş süsleri-zineti biriktirmeyi icap eder(davet eder)
Allahü Teâlâ bizi taleb lezzetinden bir zerre ile ve Masiva’ya Sükûndan (Karar kılmaktan) kurtuluş müyesser olana kadar Kararın ve sükûnun olmadığı bir zerre ile rızıklandırsın.
Kîl ve kâl(dedikodu)da hiçbir şey hâsıl olmaz elde edilmez. Muhakkak taleb olunan Kalb selametidir.(kurtuluşudur) İşin aslını tefekkür etmek ve malayaniden tamamen yüz çevirmek lazımdır.
 
Şiir
Hakkın sevgisi dışındaki her şey,
Velev ki şeker yemek olsun, öldürücü zehirdir.
 

Elçi üzerine düşen ancak tebliğ etmektir.

Dipnot:
(1)   Sevfeciler: ihmalkârlar; erteleyenler ibadeti ve tevbeyi geçiktiren kişiler.


بسم الله الرحمن الرحيم
المكتوب الثالث والثلاثون والمائة133.   Mektup 
Kime dir?
إلى الملا محمد صديق أيضا   Molla Muhammed Sıddık’a dır Yine
Ne Hakkındadır?
فى بيان اغتنام الفرصة   Fırsatı ganimet bilmenin beyanı 
Daha?
وعدم تضييع الوقت    Vakti zayi’ etmemenin(boşa geçirmemenin)beyanı hakkındadır.
قد وصل المكتوب   Tahkik mektubunuz Ulaştı geldi   
الذى   Ol mektup ki
أرسلته   Gönderdiğin 
ينبغى   Lazım gelir 
Ne?
اغتنام الفرصة    Fırsatı ganimet bilmek
Daha?
وعدم تضييع الوقت   Vakti zayi’ etmemek 
ولا يحصل   Hasıl olmaz (elde edilmez)
Ne?
شئ   Hiç bir şey 
Neden?
من الرسوم والعادات   Rusüm(şekiller) ve adetlerden  Daha?
ولا يزيد   Zait olmaz 
Ne?
شئ   Hiç bir şey
Neden?
من التمحل والتعلل   Mazeretten ve bahanelerden 
غير الخسارة   Husrandan(zarar-ziyandan) başka
وقد قال المخبر الصادق
Tahkık Muhbiri sadık olan Peygamberimiz buyurdu 
عليه   Muhbiri sadık üzerine olsun
من الصلوات أـمها   Salatın en etemmi
ومن التسليمات أكملها    Selamın en ekmeli
هلك المسوفون
Sevfeciler (ihmalkarlar-ibadet ve tevbeyi geçiktiren) helak oldu
وصرف   Sarf etmek 
Neyi?
نقد العمر   Ömür sermeyasini 
Öyle ömür ki?
المحقق الموجود   Muhakkak mevcut olan 
Neye sarf etmek?
إلى الأمر الموهوم   Vehmi(hayali) işlere 
Daha?
وحفظ الموهوم   Mevhümü hıfs etmek(korumak)
Niçin?
للموجود   Mevcut için
مستكره جدا    Cidden kerihtir(çirkindir) 
فإن نقد الوقت   Çünkü vakit(ömür)sermayesi 
ينبغى   Lazımdır
Ne lazımdır?
أن يصرف   Sarf etmek 
Nerede?
فى الأمر الأهم    Daha mühim işlerde
والنسية   Unutmak
تستدعى    İcab(davet) eder 
Neyi?
أن تدخر   Biriktirmeyi 
لما لا يعنى   Malayaniyi 
Neden?
من المزخرفات   Geçici süslerinden
رزقنا الله سبحانه   Sübhan olan Hz. Allah bizi rızıklandırsın
Ne ile?
ذرة من لذة الطلب    İsteme lezzetinden bir zerre ile
Daha ne ile rızıklandırsın?
وعدم القرار والسكونة    Kararın ve sukunun olmadığı bir zerre ile
حتى تتيسر النجاة   Kurtuluş müyesser olana kadar 
Neden?
من السكون إلى ما سواه تعالى    MasivAllaha Sukundan (kakar kılmaktan)
ولا حاصل   Hasıl olmaz 
Nerede?
فى القيل والقال   Kıl ve kal hakkında (Dedikodu) 
وإنما المطلوب   Muhakkak taleb olunan 
Nedir?
سلامة القلب   Kalbin selametidir 
ينبغى   Lazım gelir 
Ne?
الفكر   Düşünmek 
Neyi?
فى الأصل   Meselenin aslını 
والإعراض   Yüz çevirmek lazım gelir
Neden?
عما لا يعنى   Malaya’niden 
بالتمام    Tamamıyla
( شعر ) .
كلما   Her şey 
دون هوى الحق   Hakkın sevgisi dışında 
ولو*** أكل قند     Velevki şeker yemek olsun 
فهو سم قاتل   O Öldürücü zehirdir
وما على الرسول    Elçi üzerine düşen 
إلا البلاغ .    Ancak tebliğdir.

İncemeseleler.com - Mektubat Dersleri
http://www.incemeseleler.com/mektubat-dersleri/795-1cilt133mektupfrsat-ganimer-bilip-vakti-zayi-etmemenin-beyan-hakkndadr.html



"Muhasebe-i  Nefis"

1- Kuran-ı Kerim okuyabiliyor muyum, bu hususta kendimi geliştirebiliyor muyum, senede kaç Hatm-i Şerif yapıyorum?
2- Asgari olarak namazlıkları bir bilende tecvid ve talim üzere okuyup tashih ettirdim mi?
3- Tecvid kaidelerini bilip tatbik edebiliyor muyum?
4- Sabah ve akşam namazlarının ardından "HüvAllahüllezi" yi aksatmadan okuyor muyum?
5- Yatsı namazının ardından "Amenerrasülü" yü okumaya devam ediyor muyum?
6- Misvak sünnetini işliyor muyum?
7- Muhtasar ilmihali baştan sona kadar senede en az bir kere gözden geçiriyor muyum?
8- Günlük takvim yaprağını okuyarak senenin tüm hususi zamanlarını hususi ibadetlerle ihya ediyor muyum?
9- Kuran-ı Kerim'in günlük hakkı olan 200 âyeti (en azından 50 İhlâs-ı Şerifi okuyarak) ödüyor muyum?
10- Sabah namazının sünneti ile farzı arasında üç kere okumaya devam edildiği zaman imanla ölmeye yardımcı olan "Yâa hayyu yâa kayyûmü yâa zelcelâali ve'l-ikraam. Es'elüke en tuhyiye kalbii binuuri ma'rifetike ebeden yâa Allâhü yâa Allâhü yâa Allâhü yâa bedîassemâavâati vel'ardı." ile  Sabah ve Akşam namazlarından sonra üçer kere "Sübhânallâhi mil'el mîzân. Ve müntehel-ılmi ve mebleğar-rızâ ve zinetel-arş" duâsını okumaya devam ediyor muyum?
11- Evden çıkarken çarşılarda manevi zarara uğramamak için "Lâa ilâahe illellâahü vahdehüü lâa şeriyke leh lehü'lmülkü ve lehü'l-hamdü yuhyii ve yümiytü ve hüve hayyün lâa yemüütü biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadiyr." duâsını 11 kere okuyor muyum?
12- Farz namazları müstehap vakitlerde kılmakla beraber haftada en az birer kere tesbih, teheccüd, duha ve evvabin namazlarıyla manevi takviye alıyor muyum?
13- Günlük manevi vazifelerimi sabah namazından önce veya sonra yaparak istifâza(feyizlenme) ve istiâne(yardım isteme) ediyor muyum?
14- Vitir namazında zammı süre olarak sırasıyla "Elemneşrahleke, Tebbet ve İhlas-ı Şerif" okuma tavsiyesine uyuyor muyum?
15- Belaların defi ve hayırların celbi için zaman zaman sadaka verip kurban kesiyor muyum?
16- Çocuklarım için akika kurbanı kestim mi? Onlara islama uygun isimler verdim mi?
17- Evde ıyalimle haftada en az bir kere dini-ahlaki ders ve muhasebe yapıyor muyum?
18- Hatmi Şeriflere hakkıyla müdavemet(devamlılık) gösteriyor muyum?
19- Cuma namazına ve Cuma gecesine-gününe özel önem verebiliyor muyum?
20- Televizyon vb.nin zararlarından kendimi ve ıyalimi uzak tutabiliyor muyum?
21- Kazaya kalan namaz, oruç ile ödenmemiş zekat, fitre ve kesilmemiş kurbanlarımla meşgul oluyor muyum?
22- Yıllık zekat, öşür, fitre vb. mali ibadet ve mükellefiyetlerimi hesaplayarak mutlaka ödüyor muyum?
23- Kul hakkına azami derecede riayetle helalleşmeye gereken hassasiyeti gösterebiliyor muyum?
24- Dilin afetlerinden (yalan-gıybet-iftira-sövmek gibi) kendimi ve ıyalimi koruyabiliyor muyum?
25- Namazlarımı evde ve dışarıda mümkün mertebe cemaatle eda edebiliyor muyum?
26- Dini hizmetlerde üzerime düşen görevi yapabiliyor muyum?
27- Ezan-ı Muhammediyeyi hürmetle dinleyip sonunda ezan duâsını okumaya devam ediyor muyum?
28- Günde en az bir kula iyilik ederek hayır duâ alabiliyor muyum?
29- Daimi abdestli olmaya önem verebiliyor muyum?
30- Arasıra ağaç dikerek bu haseneyi işleyebiliyor muyum?
31- Yatarken-kalkarken, helaya girerken-çıkarken, yemekten önce ve sonra, eve girerken ve evden çıkarken, vasıtaya binince velhasıl günlük hayatımın tüm safhalarında duâ ve istiazeye azami derecede riayet edebiliyor muyum?
32- Selam verip almada titiz davranarak islami kurallara riayet ediyor muyum?
33- Bol bol Kelime-i Şehadet, Kelime-i Tevhid, İstiğfar, Selavât, Euzû-besmele ile meşgul olabiliyor muyum?
34- 32 ve 54 farzı ezbere bilip tatbik ederek çevreme sık sık hatırlatabiliyor muyum?
35- Asgari olarak Cuma geceleri ev halkıyla beraber Yasin-i Şerif'i ve bazı süreleri tilavet ediyor muyum?
36- Hastaları ve kabirleri zaman zaman ziyaret ederek ibret alıyor muyum?
37- Kabr-i Şerifleri düzenli olarak adabına uygun ziyaret ederek istimdad ve talebi şefaatta bulunuyor muyum?
38- Receb, Şaban, Şevval, Muharrem, Zilhicce vb. aylarda tavsiye edilen usullere uygun nafile oruç tutuyor muyum?
39- Aşure günündeki görevleri hakkıyla yapabiliyor muyum?
40- Senenin beş kandiline layıkıyla ehemmiyet vererek ibadetlerimi tam yapabiliyor muyum?
41- Mabede ve ibadete, camiye ve cemaate, hizmete ve mukaddesata ciddiyetle önem veriyor muyum?
42- Ahlak ve mahremiyet kurallarına hakkıyla riayet edebiliyor muyum?
43- Helal kazanç ve helal lokmaya gereken islami titizliği gösterebiliyor muyum? Özellikle et ve et ürünlerinde (mesela :tavuk) helal kesim ve islami usullere uygun olup olmadığını tetkik edebiliyor muyum?
44- Asri felaketlerden ve İslam dışı tarzlardan uzak durabiliyor muyum?
45- Sünneti seniyye üzere duâyı her ortamda iftiharla yapabiliyor muyum?
46- Namazların sonunda kısa kesmeden Ayet'ül-Kürsi, İhlas, Felak ve Nas sürelerinin okuyarak parmak usulü ile tesbihatı tam ve düzgün olarak okuyor muyum?
47- Rukûlarda en az beş, secdelerde en az yedi tesbih okuyor muyum?
48- Sıla-ı Rahim ve yardıma koşmak gibi vecibelere titiz miyim?
49- Sefere çıkarken gerekli duâyı alıyor muyum?
50- Haccın edasında emir ve tavsiyeleri uyguluyor muyum?
51- Ramazan-ı Şerif'te en az bir Kuran-ı Kerim hatmi yapabiliyor muyum?
52- Sözümde ve vaadimde duruyor muyum?
53- Borçlarımı vadesinde ödeme hususunda hassas mıyım? Emanete riayet ediyor muyum?
54- Emir-ana-baba-kardeş-evlat-komşu ve zevceyn hukukuna riayet ediyor muyum?
56- Zahiri ve Batıni temizliğe dikkat ediyor muyum?
57- Kılık-kıyafet, saç-sakal-bıyık tıraşı gibi hususlarda usulleri uyguluyor muyum?
58- Kötülüklerden, kötü ortamlardan ve kötü arkadaşlardan uzak durabiliyor muyum?
59- Hizmetleri kendime dert edip itaatte ve sadakatte kusursuz bir ihvan olabiliyor muyum?
60- İslam kardeşliğine riayet ederek meşru davetlere icabet edebiliyor muyum?
61- Her ahvalde israftan kaçınıyor muyum?
62- İtikatta ehli sünnet ve amelde Hanefi mezhebinin kurallarını bilerek tatbik ediyor muyum?
63- Peygamberimiz hakkında yeterli malumat sahibi miyim?
64- Fani hayatımı ebedi hayatımı kazanacak şekilde İslam hududu dahilinde yaşayarak ölümü hep hatırlayabiliyor muyum?
65- Kaplama meshe ehemmiyet veriyor muyum?
66- Sigaranın zararına ve haramlığına inanarak gereğini yapabiliyor muyum?
67- Abdest alırken "Amentü" yü, abdestten sonra "İnna enzelnahü" yü okuyor muyum?
68- Veraset ve miras hususunda feraiz ilmiyle bildirilen ilahi hükümlere tabi ve razı olabiliyor muyum?
69- Kiraladığım ev ve diğer metaı emanete riayet ederek kullanıp aldığım gibi iade edebiliyor muyum?
70- Trafik kurallarına ve mevzuattaki diğer yasalara uyarak vatandaşlık görevine ve bilincine sahip miyim?
71- Her alanda maddi ve manevi tedbirleri zamanında ve kafi derecede alabiliyor muyum?
72- Alışverişte birbirlerimizi tercih edebiliyor muyum?
73- Evde köpek, put, resim vb. gibi bulunmaması gereken şeylere hassas mıyım?
74- Sünnet ve düğün gibi merasimleri İslam adabına göre icra edebiliyor muyum?
75- Ölülerimin arkasından Iskat-ı Salat ve Devir yapmaya, Kelime-i Tevhid Hatmi okutmaya ciddiyetle riayetim var mı?
76- Mühim işlerimi ehliyle istişare ediyor muyum?
77- Okuma çağı gelen evlad ve ahfadımı emin ellere teslim edebiliyor muyum?
78- Küçüklere merhamet ve şefkat, büyüklere saygı ve hürmette kusur ediyor muyum?
79- Mezhepsizlik cereyanlarına karşı dikkat ve tedbirli miyim?
80- Rızık ve nimetlerin sahibini unutmayarak ona olan hamd ve şükrümü tam eda edebiliyor muyum?
81- Fakirlerin, gariplerin, yetimlerin, dertlilerin ve hastaların halinden anlayabiliyor muyum?
82- Sıhhatin korunması ve sağlık kurallarına azami derecede riayet ediyor muyum?
83- Ayakta su içmemeye, araçlarda 90-120 km. hız sınırını aşmamaya, gıda ve temizlik ürünlerinde zararlı maddelerden (domuz yağı-alkol gibi)  korunmaya çok titiz davranabiliyor muyum?
84- Mushaf'ı Şerife ve Kıble cihetine ayak uzatmamaya, helaya çıplak girmemeye, çıplak olarak yatmamaya dikkat edebiliyor muyum?
85- İstibra ve taharetlenmeyi fıkhi ölçülerde yapıyor muyum?
86- Hela adabına, kapalı terlik kullanmaya, ayakta bevletmemeye ve temiz bırakmaya dikkatli miyim?
87- Kurbanda ortaklıklara, sahih niyetli olmalarına ve tasadduklara dikkat ediyor muyum?
88- Ekmek kırıntısına, tabakları sünnetlemeye, yemeğe tuzla başlayıp tuzla bitirmeye, önce ve sonra elleri yıkamaya, besmele, hamd ve yemek duâsına ehemmiyet verebiliyor muyum?
89- Güneş doğarken ve ikindi ile akşam arası uyumamaya riayet ediyor muyum?
90- İmanı zayıflatan ve imansız gitmeye (küfre) sebep olan hallerden ve sözlerden uzak duruyor muyum?
91- Maneviyatımı artıracak sebeplere sarılarak maneviyatıma zarar verecek unsurlardan uzak durabiliyor muyum?
92- Rızkımın bereketlenmesi için her gün bir kere Vakıa süresi gibi, güneş doğarken 1 euzü 300 besmele ve 100 salavat okumak gibi zahiri-batıni tüm sebeplere sarılmaya devam edebiliyor muyum?
93- Mensubu olduğum dine layıkıyla temsil edebiliyor muyum?
94- Bu dünyada kiminin sabır, kiminin de şükür imtihanından geçtiğini, varlığında-darlığında bir imtihan olduğunu ve Allahü Tealanın adalet sahibi olduğunu, asla zulmetmeyeceğini, amelleri zayi etmeyeceğini hakkıyla tefekkür edebiliyor muyum?
95- İmkan ve yetkilerimi kötüye kullanıyor muyum?
96- İman ve ahlak bakımından büyük darbeler alan neslimizin kurtuluşunuyeterince önemseyebiliyor muyum?
97- Namazlarda temkin vakitlerine dikkat edebiliyor muyum?
98- Hakiki din alimlerine kulak verebiliyor muyum? Hakk ile batılı tefrik edebiliyor muyum?
99- Peygamber Efendimizin "Günde 70 veya 100 defa" tevbe-istiğfar etmesinden nasıl bir ders alıyorum?
100- İslam tarihini, ecdadımızın fedakarlıklarını ve bize bıraktıkları kutsal emanetleri idrak edebiliyor muyum?

Vel-hâsıl:

* Hastalık ve sıkıntıların defi için muskacılardan mı medet bekliyorum yoksa piranımızın tatbik ve tavsiye ettiği kurban ve sadaka ile mi?
* Erkek elemanla yürütülmesi mümkün olan bir işi bayan eleman çalıştırarak mı yaptırıyorum?
* Misafirliklerde vb. Kadın-erkek karmakarışık mı oturuyoruz?
* TV’de dizi ve filmleri seyrederek hatta ezberleyerek maneviyatımı öldürüyor muyum?
* Uygunsuz kıyafet, saç jölesi, parfüm vb. şeyler kullanıyor muyum?
* Dünya ve ahirete yaramayan futbol gibi şeylere kendimi kaptırmış mıyım?
* Düğün ve merasimlerimi İslam usulünü bırakarak ecnebi yöntemlerle yapmaya mı başlamışım?
* Üç öğün yemeğin sonunda büyüklerimizin öğrettiği yemek ve rızık duâsını okumayı ve zaman zaman Yasin-i Şerif ve Vakîa gibi sûreleri okumayı (Tilavet-i Kuran’ı) ihmal mi ediyorum?
* Ev halkımın ahlâk ve terbiyelerini vermekte gecikiyor muyum?

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Üç aylar! Recep ayı ve Regaip gecesi
« Yanıtla #29 : 26 Nisan 2016, 16:03:17 »
Güncel...