Gönderen Konu: Üniversiteli bir Gence Açık Mektup  (Okunma sayısı 4148 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Üniversiteli bir Gence Açık Mektup
« : 09 Mayıs 2011, 01:18:31 »

Şeb-i Yelda topluluğuna mensup üniversiteli gence açık mektubumdur: Önce selam ve hürmetlerimi sunar, hatırınızı sorar, sıhhat, selamet ve hayırlı başarılar diler, dualarınızı beklerim.

Sizi çok rahat, çok mutlu, kendinizden çok emin, çok bahtiyar gördüğüm için aşağıdaki uyarılarımı bilginize sunmayı uygun gördüm.

İslami bir cemaate, tarikata, gruba, kliğe, fırkaya, hizbe mensup olmak kişiye otomatik olarak bir üstünlük, fazilet, rüçhan sağlamaz.

Mademki üniversitede okuyorsunuz. Aşağıdaki üstünlükleri ders alarak, çalışıp çabalayarak kazanmanız gerekir.

* Bunların birincisi edebi ve yazılı kültür Türkçesi bilmektir. Bunun için ehliyetli üstatlardan özel Osmanlıca, edebiyat-ı Osmaniye dersleri almanız gerekir.

* Sonra bu devirde her kültürlü insan İngilizce bilmelidir. Garson veya resepsiyon memuru İngilizcesi değil, kültür İngilizcesi.

* Tarikat mensubu bir Müslüman olmanız hasebiyle sizin Arapça bilmeniz de şarttır.

* Sonra, siz bir taşra veya kırsal kesim çocuğusunuz. Bu bir ayıp değildir ama olgun, vasıflı ve kültürlü bir Müslüman olmanız için medeni terbiye, görgü ve edeb de sizin için şarttır. Bir misafirliğe gittiniz ve herkesin içinde çatır çatır el parmaklarınızı çıtlatmak istiyorsunuz. Bunun çok ayıp olduğunu bileceksiniz ve yapmayacaksınız. Daha böyle yüzlerce, hatta binlerce incelik var öğrenmeniz gereken.

* Şeriatsız tarikat olmaz. Ehl-i Sünnet hocalarından akait, fıkıh, kelam, tefsir, hadis dersleri almalısınız.

* Şimdiki gençliğin dikkat, hafıza, merak melekeleri pek zayıf... Bu konuda da ehliyetli öğretmenlerden ders alınması gerekir.

* Mimarlık, şehircilik, dekorasyon, sanat giyim kuşam dersleri.

* Nasıl yemek yenir dersleri... Evet bu çok lüzumludur. Lokantaya gittiniz yoğurtlu İskender kebabı ısmarladınız. Garson ne içersiniz diye sordu, ayran dediniz. Yanında bir de cacık... Olmadı bu!..

* Tarikata girmişsiniz, tasavvuf dersleri al diyeceğim ama onun dersi olmaz. Tasavvuf yaşanarak öğrenilir.

"Benim şeyhim gerçek şeyh, zamanın kutbu, öteki şeyhler sahte şeyh... Benim tarikatim gerçek tarikat, öteki tarikatları bırak..." diyenlerdensen, vah sana!..

* Bilgileri ezberlemen ve hayata uygulaman şartıyla yirmi saatlik bir komşu ve vatandaşlık hakları kursuna tabi tutulman da icap eder.

* Liste bitmiyor... Mürüvvet dersleri alman da gerekir. Mürvet Teyze değil, mürüvvet... Mürüvvet nedir bilmiyor musun? Ne büyük noksan!..

* Fütüvvet dersleri almanız şarttır. Aksi takdirde olgunlaşamazsınız.

Evet, kemal bir gruba dahil oluvermekle elde edilmez. Yıllar boyunca faydalı nice ilmi ehliyetli üstatlardan tahsil etmek gerekir.

Bunlar sadece faydalı kitap okumakla elde edilemez. İlle de bir üstattan, bir mürşidden, bir rehberden tederrüs ve teallüm etmek gerekir.

Sizi üzdüysem afv buyurmanızı istirham ederim.

Mehmet Şevket Eygi

Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Üniversiteli bir Gence Açık Mektup
« Yanıtla #1 : 09 Mayıs 2011, 09:03:05 »
guzel yazilmis okurken, kendimi gozden gecirmekten alikoyamadim
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!