Gönderen Konu: Vâil bin Hucr (r.anh)  (Okunma sayısı 3043 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mütevazi

  • okur
  • *
  • İleti: 82
Vâil bin Hucr (r.anh)
« : 16 Temmuz 2007, 02:41:55 »

Resûl-i Ekrem (asm) birgün Muhammed bin Mesleme’ye bir kılıç vermiş, onunla Allah yolunda savaşmasını, iki Müslüman cemaatin birbirine girdiğini gördüğünde de kılıcını taşa çarpıp kırmasını öğütlemişti.

Bu emir ve öğüde canla başla uyan bu büyük sahabî, Hz. Osman’ın şehadetinden sonra Müslümanların aralarındaki fikir ayrılıklarını gördüğünde de kılıcını bahçesindeki taşa vura vura kırmıştı.

Karanlık geceler gibi karışıklıklar çıkacağını, büyük fitnenin zuhur edeceğini, iki Müslümanın birbirlerine kılıç çekeceklerini Efendimizden (asm) duyan, Hadramut’tan kalkıp gelen ve İslâmla şereflenen Vâil bin Hucr da, (ra) Hz. Muaviye’nin kendi tarafında olması teklifine karşı “Hayır, böyle bir zamanda Allah Resûlünün (asm) “sen onlardan uzak kal” emrine uyarak savaşa katılmamıştı.

Allah Resûlünün (asm) mümtaz talebelerinden olan Vâil bin Hucr, Hadramut’ta büyük bir servet ve saltanata sahipken onlara bir tekme atıp Resûl-i Ekrem’in (asm) dâvetine icabet etmek için Medine’ye gelmişti. Daha önceden onun geleceğini müjdeleyen Allah Resûlü (asm) geldiği zaman da selâmına mukabele edip hırkasını yere serip üzerine oturtmuş, sonra minbere çıkıp onu yanına oturtup, “Ey insanlar! Şu gördüğünüz adam var ya, kendi isteğiyle Allah’ı, Resûlünü ve İslâmı arzulayarak tâ Hadramut gibi uzak bir diyardan kalkıp gelmiş olan Vail bin Hucr’dur” diye ashabına takdim, Vâil de tasdik etmişti. Resûl-i Ekrem (asm) devam ederek onun korktuğundan veya bir heves uğruna değil, sırf Allah ve Resûlünün muhabbetiyle geldiğini belirtiyor. Mülk ve saltanatını daha yeni bırakıp geldiğini ve ona iyi davranılmasını tavsiye ediyordu.

“Ailem bütün malımı, mülkümü elimden aldı” deyince de Allah Resûlü (asm) “Ben sana malını, mülkünü fazlasıyla veririm” teminatını veriyordu.

Makalenin başında da dikkat çektiğimiz gibi Resûlullah (asm) sevgisiyle yanıp kavrulan ve onun emirlerine uymayı baştacı edinen bu büyük insan, Yemen’de, Efendimiz’den (asm) sonra çıkan fitnelere karşı da Hz. Ebu Bekir’in mektubu üzerine canla başla mücadele etmişti.

İşte Vâil bin Hucr böylesine sadık bir Müslümandı.