İnsanı diğer varlıklardan ayıran, onun natık (konuşucu) olmasıdır. Allah'ın yeryüzünün halifesi olarak halk ettiği insanın konuşma ve ifadesinin en güzel tarzda olması lazımdır.
AIIah-ü Teala (c.c.) ayet-i kerimelerinde şöyle buyurmuşlardır (mealen) :
"Habibim ! Kullarıma söyle, sözün en güzelini , söylesinler."
(Sure-i İsra 53)
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasihatle davet et. Onlarla en güzel surette mücadele yap."
(Sure-i NahI 125)
Bu ayet-i kerimelerden anlaşıldığı üzere kişinin meramını ve maksadını anlaşılır bir lisanla ve güzel bir üslupla ifade etmesi işaret edilmiştir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde söyle buyurmaktadır :
"Muhakkak beyan (güzel ifade) da sihir gibi (azim) tesir vardır." (Feyzü'I-Kadir 2-524/2456)
Muhatabına meramını güzel bir suretle anlatmak isteyenlerin riayet edecegi hususları şöyle sıralayabiliriz:
1-Sözünün te'sirli olmasını isteyen kişi, Cenab-ı Hakk'ın Musa (a.s.) dan
hikayeten nakletmiş olduğu şu duayı okumalıdır:
"Musa (a.s.) dedi ki; Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar." (Sure-i Taha, Ayet 25-28)
2-Herkesin anlayacağı dilde ve insanların seviyelerine göre hitab etmek.
Bu hususla alakalı bazı hadis-i şerifleri zikredelim (mealen)
"Rasulullah Efendimizin (s.a.v.) konuşması açık seçikti. Konuşmasını işiten her kimse (maksadı) anlardı.' (Muhtarü'I-Ehadisi’n-Nebeviyye, Had:902)
3-Tane tane ve ağır ağır konuşmak.
Bu şekilde değil de hızlı hızlı kelimeleri birbirine bitiştirmek suretiyle olan konuşmadan hiç kimse bir şey anlayamaz, aynı zamanda hem kendisini hem de dinleyenleri yorar.
Hz. Aişe (r.a.) Validemiz bu hususta Rasulüllah Efendimizden şöylerivayet etmiştir:
‘RasuIüllah (s.a.v.) konuştuğu zaman, O'nun sözlarini (kelimelerini) saymak isteyen sayabilirdi (öylesine acelesiz, tane tane konuşurdu).’
4-Bir şey vaad ediyorsa, yahut ilerde bir haber verecekse, yani gelecek zamanla alakalı bir beyan, söz veriyorsa (İnsaAllah) sözüyle te'kid etmek.
Allahü Zülcelal Hazretleri bu hususla alakalı şöyle buyurur mealen:
"Hiçbir şey hakkında sakın; ben bunu yarın yaparım deme. Ancak sözünü, Allah'ın dilemesine bağlayarak 'İnşAllah' de." (Sure-i Keh' 23-24)
5-Amelsiz ve yapılamayacak bir işin sözünü etmekten sakınmak; kişi kendisinin yapmadığı fiilleri insanlara tavsiye etmemeli.
Rabbimiz, mübarek kitabında: "Siz insanlara iyiliği emredip, kendi, nefislerinizi unutuyor musunuz ?" buyurmuştur. (Sure-i Bakara 44)
6-Söz söylerken adaleti gözetmek, fertler arasında ayrım, yapmamak.
Rabbimiz, ayetlerinde mealen şöyle buyurmuşlardır:
"Konuştuğunuz zaman da hep adaleti gözetin. Velev ki karşınızdaki akrabanız (hısımınız) olsun."
(Sure-i En'am 152)
7-Doğru konuşmak.
Bu husus Kur'an-ı Kerimde şöyle beyan olunmuştur mealen:
"Ey İman edenler ! Allah'tan korkun ve sözü doğru söyleyin." (Sure-i Ahzab 70)
8-İnsanların vakitlerini alarak faidesiz ve boş lafları konuşmamak.
Ayet-i celile de mealen:
"O mü'minlerdir ki, boş sözden ve faidesiz işten yüz çevirirler. " buyurulmaktadır.
(Sure-i Mü’minün, 3)
9) Çirkin ve müstehcen konuşmamak.
Kişi konuşmasında kullanmış olduğu çirkin ve galiz cümleler, konuşmanın seviyesini düşürür. Dinleyicilerin de nefretine sebep olur. Rabbimiz bu hususu Kur'an-ı Kerim'inde şöyle beyan buyurmaktadır mealen:
"Allah zulme uğrayanlar dışında kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez."
(Sure-i Nisa 148)
Diğer bir Ayet-i Kerimeleri'nde ise mealen:
"Kullarıma sözün en güzel olanını söylemelerini söyle." (Sure-i İsra, 53)
Rasülullah Efendimiz (s.a.v.) söyle buyurmuştur:
"Mü'min asla ta'n edici (ayıplayıcı), çirkini işleyici ve haya dışı söz söyleyici olamaz. "
(Mecmaul Adab, 487)
10-Yüksek sesle bağırarak konuşmamak.
Konuşma esnasında, mühim ve üzerinde durulacak mevzu biraz daha canlı izah edilir. Ancak bu izah, dinleyicileri nefret ettirecek derecede yüksek sesle ve bağırarak olmamalıdır. Zira yumuşak ve tatlı söz muhataba daha tesirli olur.
Cenab-ı Hakk Musa ve Harun (a.s.)'a söyle buyurmuştur mealen:
" Varın o Firavn'a yumuşak söz söyleyin. Olur ki nasihat dinler yahut korkar."
(Sure-i Taha 44)
Lokman (a.s.)'in oğluna nasihatı, Kur'an-ı Kerim'de şöyle hikaye edilmektedir:
"Yürüyüşünde orta bir yol tut; sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkin olanı gerçekten merkeplerin sesidir." (Sure-i Lokman, 19)
11- Yalan, zanni, mütenakız ve mesnetsiz şeyleri konuşmamak.
Kişi konuşması esnasında, insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylemesi şöyle dursun, kafi bilmediği hususlarda dahi, "Zannımca şöyle, kanaatimce böyle" diyerek, birbirine muhalif cümlelerle ve sağlam senetlere dayanmayan şeylerle konuşmamalıdır. Konuştuğunun sahibi ve müdafii olmalıdır.
Allahü Teala Hazretleri bu hususta şöyle buyurmaktadır mealen:
"Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline!" (Sure-i Casiye 7)
Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır:
"Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söylerler. Yazık ona! Yazık ona !"
(Feyzü’l-Kadir 6/368)