Kalp Temizliği
İlahi huzurda kabul görmek ve Allah tarafından sevilmek, kalbin küfür, nifak, isyan, gaflet ve kötü huylardan temizlenmesine bağlıdır.
Kalbinde kibir, riya, haset, dünya sevgisi, makam hırsı, gaflet, ihanet gibi şeytani özellikler bulunan kimse, Allah yolunda bir kâmil mürşidin elinden tuttuğu zaman, mürşidin ilk işi kalbin bu kötülüklerden temizlenmesidir. Peşinden güzel ahlak ile donatılmak gelir. Manevi seyir ve ilahi huzurda kabul, ancak bundan sonra olur.
Allah Rasulü (A.S.) miraca çıkarken kalb-i şerifleri, her türlü kötülükten temiz olmasına rağmen, Cebrail Aleyhisselam tarafından yarılıp, nur ile yıkandı ve tekrar saadetli göğsüne kondu. O güzel ve özel yolculuk ondan sonra başladı.
Böyle bir hedefe yönelen hak yolcusunu büyük arif İmam Gazali (Rh.A.) şöyle uyarıyor:
“Uzuvlarını günahlardan, nefsini alıştığı boş adet ve işlerden, kalbini karanlık ve katılıktan, sırrını kirlerden, ruhunu hissî perdelerden, aklını hayalî ve boş düşüncelerden arındırmadıkça, Allahu Tealâ’nın huzuruna ulaşamazsın.”
Hak yolcusunun kalbinin temizlenmesi için en tesirli ilaç, Peygamber varisi kâmil mürşidin nazarı ve onun nezareti altında yapılan zikirdir.
Bütün arifler, kalbi ve bütün vücudu saracak zikrin en önemli ilaç olduğunu belirtiyorlar. Yukarıda zikrettiğimiz kudsi hadiste belirtildiği gibi gafletten uzak yapılan zikir, zikreden kimseyi Allah’a yaklaştırır. Ayrıca, kulun göklerde anılmasını ve melekler tarafından tanınmasını da sağlar.
Allahu Tealâ’nın şu sözü zikrin faziletini anlatmaya ve ona sımsıkı sarılmaya yeterli:
“Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim, ben de onu zikrederim”
Dr. Dilaver Selvi- Ümmetin Miracı başlıklı yazısından..