Mekteplerde Arapça'nın ilmî lisan olarak okutulduğu yıllarda bir imtihan komisyonu bir talebeyi Arapça'dan imtihan ediyor. Üyelerden biri çocuğa:
— «Vettîni» süresindeki «Vav»ın ne vavı olduğunu soruyor. Talebe:
— Atıf vavı'dır efendim, diye hiç düşünmeden cevap veriyor. Komisyon başkanı:
— Âferîn evlâdım, çık, diyor. Çocuk çıkınca soru soran üye:
— Efendim çocuk yanlış cevap verdi. Buradaki "vav" atıf değil, yemin "vav"ıdır, diye itirazda bulu-nuyor. Başkan:
— Hakl ısınız; yalnız ben bu çocuğun, vaktiyle ba-basını imtihan ederken de aynı soruyu sormuştum. Babası," Vettîni'de vav var mı?» demişti. Halbuki oğlu yanlış söylese de vav'ı inkâr etmiyor. Bu büyük gelişmeden dolayı, «âferin» diyerek çocuğu çıkardım, diye cevap veriyor.