Gönderen Konu: Yağmur..  (Okunma sayısı 7805 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı zeyneb

  • okur
  • *
  • İleti: 50
Yağmur..
« : 28 Haziran 2006, 14:52:56 »

YAĞMURR...
Var eden'in adıyla insanlığa inen NUR
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-i hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
 
Yıllardır boz bulanık sular yudumladım
Ya o zaman bul bi çare sen işini bilirsin
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur,seni bekleyen bir tas da ben olsaydım
 
Hasretin alev alev içime bir an düştü
Değişti hayal köşküm,gözümde viran düştü
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü
 
İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla
Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak
Yeryüzü avaredir,yapayalnız ve kurak
 
Zaman ayaklarımda tükendi adım adım
Heyûla,bir ağ gibi ordu rüyalarımı
Çölde seni özleyen bir kus da ben olsaydım
 
Yağmur, gülşenimize sensiz,baldıran düştü
Düşmanlık içimizde;dostluk yaban düştü
Yenilgi,ilmek ilmek düğümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü
 
Bir güzide mektuptur,cağların ötesinden
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına
Yayılır o en büyük muştu,pazartesinden
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
Sukutu yar,sevinci dualar kadar derin
 
Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
Bir cezir yasadım ki,yaşanmamış,mazide
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
İlkin karardı yollar; sonra heyelân düştü
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
 
Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam ölümsüzlüğü dudaklarından
 
Medeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
 
Şehirler kâbus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki dertleri aşmaya umman düştü
 
Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır
Sesini duymayan, girdabında boğulur
Ana rahminde olur sensizlikten cenin
Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin
 
Saatlerin ardında hep kendimi aradım
Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
 
Sensiz,ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz, kıtalar boyu uzanan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
 
Ay gibisin güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekânın fırçasında solmayan fırça senin
 
Yağmur,bir gün elimi elinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
 
Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan göğsümüzden umutlar bîcan düştü
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü
 
Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
Mutluluk nağmeleri işitirler Hira'dan
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
Paramparça, ateş sahibinin hayalleri
 
Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
O mücella çehreni izleseydim ebedi
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
 
Sarardı yeşil yaprak; dal koptu, fidan düştü
Baykuşa cifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklâl boşluğunda arılar nadan düştü
 
Dolaşan ben olsaydım Sâve'nin damarında
Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında
Senden bir kıvılcım, süreyyâ bir şulenin
Tarasaydım bengisu fışkıran kâkülünü
On asırlık ocağın savururdum külünü
 
Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
 
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi;  zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran,s ana râm olanlara
Bir  belâ tünelinde ağır imtihan düştü
 
Bâdiye yaylasında koklasaydım izini
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgâr
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini
Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya
 
Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
Bahîra'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
 
Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı, kalkan düştü
Mahkûmlar yargılıyor, hakimler mahkûm şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü
 
Firakınla kavrulur çölde kum taneleri
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
Erdemin,bereketin doldurur haneleri
Sensiz hayat, toprağın sırtında ur gibidir
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların
 
Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
 
Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlik bozulan dengeye ziyan düştü
 
Islaklığı sanadır ahimin, efgânımın
İçimde hicranımla tutuşuyor nağmeler
Sendendir eskimeyen cevheri efkârımın
Nazarın ok misali karanlıkları deler
Bu değirmen seninle dönüyor; âhenk senin
 
Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
 
Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine olumsuz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü
 
Nefesinle yeniden çizilecek desenler
Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
Anneler çocuklara hep seni içirecek
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
Sana mümindir sema; sana muhtaçtır zemin
 
Damar damar hep seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
 
Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü
 
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yas da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir gürmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
 
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batili yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
« Son Düzenleme: 20 Ağustos 2008, 02:06:18 Gönderen: mystic »
nce başörtüsünü bıze farz belletenler,
Şimdi acında okuyun diyorlar anne....
Her gün odama cekilip bir köşede,
hıçkırıklara boguldugumu bilmiyorlar anne...
Başörtümü farz belletenler,
Davamın arkasında durmuyorlar anne....

Çevrimdışı armonya

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 473
YAĞMUR...
« Yanıtla #1 : 28 Haziran 2006, 15:30:45 »
Alıntı

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batili yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
Ne azap ne sitem yalnızlıktan...Kime ne; aşılmaz duvar bendedir...Süslenmiş gemiler geçer açıktan, Sanırım, gittiği diyar bendedir. Yaram var...Havanlar dövemez merhem, Yüküm var... Bulamaz pazarlar dirhem, Ne çıkar; Yollar ki, Allaha çıkar, bendedir...

Çevrimdışı nursena

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 106
YAĞMUR...
« Yanıtla #2 : 28 Haziran 2006, 17:49:53 »
Türk şiirinin büyük ustalarından NURULLAH GENÇ'in  bu güzel şiirini bizlerle paylaştığın teşekkürler
Ey mukaddes Kitap, ey ezelî nûr,
Ey iklimi ziyâ, etrafı huzûr;‎
Son demde bir kere daha ne olur,‎
Ağar, ışık karanlığı boğarken.

Çevrimdışı zeyneb

  • okur
  • *
  • İleti: 50
sizden de razı olsun...
« Yanıtla #3 : 28 Haziran 2006, 21:24:03 »
ne demk zaten bizler Rahman'ın rızası kazanmak için burda değil miyiz.??Rabbim sizlerden de razı olsun inşaAllah..
nce başörtüsünü bıze farz belletenler,
Şimdi acında okuyun diyorlar anne....
Her gün odama cekilip bir köşede,
hıçkırıklara boguldugumu bilmiyorlar anne...
Başörtümü farz belletenler,
Davamın arkasında durmuyorlar anne....

Çevrimdışı nursena

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 106
YAĞMUR...
« Yanıtla #4 : 29 Haziran 2006, 10:46:06 »
:)  :)  :)
Ey mukaddes Kitap, ey ezelî nûr,
Ey iklimi ziyâ, etrafı huzûr;‎
Son demde bir kere daha ne olur,‎
Ağar, ışık karanlığı boğarken.

Çevrimdışı yüksel özcan

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
YAĞMUR...
« Yanıtla #5 : 30 Ağustos 2006, 09:48:07 »
emeğine sağlık kurban kimin okuduğunu bilmiyorum ancak bu şiirin mp3 cd'si vardı eğer elinde olan varsa paylaşırsa sevinirim
üksel özcan

Çevrimdışı kıtmir

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 15
YAĞMUR...
« Yanıtla #6 : 30 Ağustos 2006, 21:37:19 »
Çok güzel bir şiir !
Bunu yazan Nurullah Genç üstadımızdan ve bu forumda yayınlayan kardeşimizden Allah Razı Olsun !
onsuzluk Kervanı, "peşinizde ben,
Üc ayakla seken topal köpeğim!"
Bastığınız yeri taş taş öpeyim.
Bir kırıntı yeter, kereminizden!
Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben...


                                                          kıtmir...

Çevrimdışı zeyneb

  • okur
  • *
  • İleti: 50
YAĞMUR...
« Yanıtla #7 : 01 Eylül 2006, 18:16:46 »
aminn.. Rabbim cümlemizden razı olsun inşaAllah..
nce başörtüsünü bıze farz belletenler,
Şimdi acında okuyun diyorlar anne....
Her gün odama cekilip bir köşede,
hıçkırıklara boguldugumu bilmiyorlar anne...
Başörtümü farz belletenler,
Davamın arkasında durmuyorlar anne....

Çevrimdışı Mstfx67

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 354
YAĞMUR...
« Yanıtla #8 : 02 Eylül 2006, 23:05:20 »
:x
BA$KASININ AYIBINI SÖYLEMEYi DÜSÜNDÜGÜN ZAMAN NEFSININ AYIBINI hATIRLA!!!

Çevrimdışı sentez

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 197
YAĞMUR...
« Yanıtla #9 : 04 Eylül 2006, 21:14:55 »
ah yağmur bende Resülüllaha  aşkımı bu kadar güzel ifade edebilseydim :x  :x  :x
YAŞASIN AYNI GÜNEŞİ EMZİRİP İKLİMLERE İKLİMİMİZDEN ALIN TERİ İLE SUNDUĞUMUZ ÜRÜNLER...
(kalbimde ve dualarımda daima SİZ ler olacaksınız.bunda asla şüpheniz olmasın..)

Çevrimdışı c e z a

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 158
YAĞMUR...
« Yanıtla #10 : 05 Eylül 2006, 11:21:35 »
Çok güzel bizimle paylaştığın için Allah senden razı olsun. hele de su soz beni yaktı:


               Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
                      O mücella çehreni izleseydim ebedi
                                Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım  :!:




 :gul: