sanki bir kitabı hoca eşliğinde okurcasına, önce tüm ibareyi, ardından kırık mana ve toplu manayı verme usulüyle yazılan bu tip kitaplar, faydalı olmak yerine basit meseleleri daha da uzattıkları ve sanki okunan ilimler uzay fiziği gibi zor ve devamlı tasrihe muhtaçmışcasına bir hava estirdikleri için zarardan hali olmayan eserlerdir..
Ayrıca okuduğu kitap için sık sık bu tip türkçe ve komik yardımcı kaynaklara bakmaya alışan bir talebe veya hocanın kendini geliştirmesi şöyle dursun, zamanla bu tip kitaplara bakmaksızın ibare bile okuyamacak şekilde ilmi dirayet ve özgüvenden uzaklaşacaktır..
Zaten okunan kitaplardaki yan kayıtlar (şerh ve haşiyelerden alıntılar) muğlak meseleri fazlasıyla izah ederken, bu tip kaynaklara ihtiyaç hissetmek pek doğru olmasa gerek..
Günümüzde ingilizce ve ispanyolca gibi bir yabancı dili öğrenirken bile mümkün olduğunca o dile ait kaynakların kullanılması tavsiye edilirken, iş Arapçaya ve âli ilimlere geldiğinde bu tip; kelime kelime okuyup, sorup, yazılmış Türkçe kaynaklara (kaynak demem sözün gelişi ) bakmak zaman, para ve zeka israfıdır... Akıl karı değildir...
İlla yardımcı kitaplara bakılacak olursa Türkçe yazılmış Arapça dilbigisi kitaplarına bakılabilir.. Oradaki değişik misallerden faydalanılabilir..
Lakin temeli düzgünce almadıysan değil binada, maksud'da, Telhîsu'l-Miftah okurken bile kırık mana veren Türkçe kaynak (!) ararsın..
Yani bu tip kitaplar çare değil.. Çare basitçe Arapça'daki kelime ve cümle yapısını anlamaktır.. Gerisi kendiliğinden gelir..
Bu kitapların içleri zaten ifade ve imla hataları ile dolu. Dediğim gibi, zaman, nakit ve zeka israfı....