Gönderen Konu: Yaşlanıyorum  (Okunma sayısı 2625 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı garsli36

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 186
Yaşlanıyorum
« : 01 Mart 2013, 20:23:39 »

YAŞLANIYORUM

   Yazımın başlığına bakıpta beni altmış, yetmiş yaşında sanmayın; henüz Cahit Sıtkı Tarancı’nın; “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. / Dante gibi ortasındayız ömrün” dizelerinde dile getirdiği otuz beş yaşına üç yılım var. Gerçi ne kadar daha ömrümüzün kaldığını bilemeyiz.  Çünkü bu dizeleri kaleme alan Cahit Sıtkı henüz kırk altı yaşındayken hayata veda etmiştir. Öldüğünde takvimler 1956’nın 13 Ekim’ini gösteriyordu. Aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçmiş olmasına karşın ‘yaş otuz beş’ dendiğinde hemen hemen ilk akla gelen isim oluyor Cahit Sıtkı.

   Bugün durup dururken neden Cahit Sıtkı’dan söz ediyorum? Kendi kendime sorduğum sorunun cevabına geçmeden önce biraz mizah yapalım. Nerede gördüğümü ya da okuduğumu tam hatırlayamıyorum, aynen şöyle bir cümle vardı: “Eğer kendi kendinize konuşuyorsanız sorun yok... Konuştuktan sonra üstüne bir de cevap veriyorsanız, bilinki contaları yakmışsınız...”   Contaları yaktım mı yakmadım mı pek bilemiyorum, ama sorduğum sorunun cevabını vermeye çalışacağım.

   Orta okul sıralarından beri kendi çapımda şiirler yazarım. Bu zamana kadar kaç defter eskittiğimi bilemiyorum. Çocuksu duygularla yazılan bir çok şiir, tahmin edebileceğiniz üzere belli bir kafiye düzeni oluşturmak adına, anlamlı / anlamsız kelimelerin sıralanmasından ibarettti. Zaten o yıllara ait şiirlerimi belli bir yaşa geldikten sonra teker teker okuyup, ayıklamış, bir çoğunu diğer okul kitaplarımla birlikte evimizin bodrumuna indirmiştim. Bodrumda bir köşede kendi halinde bekleyen kitaplarımın bir kış günü soğuğa kurban gittiklerini öğrendiğimde ise ders kitaplarımdan ziyade çocuksu şiirlerimin ve özenle oluşturduğum bazı dosyalarımın kül olmalarına üzülmüştüm. Ders kitaplarını isteseydim yeniden bulabilirdim, fakat aynı şiirleri tekrar yazabilmem, aynı notlara tekrar ulaşabilmem mümkün değildi...

   Benim için elim olan bu hadise okuma ve yazmaya olan meylimi bir kat daha artırdı. İlerleyen yıllarda yazdığım şiirleri arkadaşlarıma okutmaya başladım. Neticede arkadaşlarımın üzerlerinde ittifak ettikleri şiirlerimi bir araya toplayarak bilgisayarda bir word dosyası haline getirdim. Bilgisayarımda kayıtlı olan şiirlerimien bazılarını zaman zaman bazı sosyal içerikli sitelerde paylaşarak, şiir severlerin beğenilerine sundum. Aldığım olumlu yorumlarında etkisiyle 2010 yılında “HİSLERİM DİLE GELDİ” ismini verdiğim şiir kitabımı yayımlattım. Garipliklerde burada başladı. Şiir kitabımı yayımlattıktan sonra çevremden aldığım tepkiler tam bir hayal kırıklığı meydana getirdi bende. Çünkü kitap çıkarttığımı duyanlar “Hayırlı olsun!” demekten ziyade, “Kaça mal ettin? Kaç para kazandın? Kitap bastırdın da ne oldu? Kim okur ki senin şiirlerini?...” gibi garip konuşmlarda bulunarak moralimi bozdular. Bu günlerde liseden arkadaşım olan ancak on-on bir yıl kadar görüşemediğimiz arkadaşım, dostum, adaşım Yusuf Koşar’la teknolojinin nimetlerinden faydalanarak görüşmeye başladık. Adaşım kitap çıkardığımı duyunca çok sevindi. Şiirlerimi okudu, gerekli eleştirileri yaptı. Günlerce edebiyat, şiir, roman üzerine konuştuk. Aynı günlerde kısa hikayeler kaleme almaya da başlamıştım. Her yazdığım hikyeyi adaşıma gönderiyor, yorumlarını alıyordum. Bir gün Filistin hakkında bir kitap yazmak istedğimi söyledim. Adaşım da benim gibi o günlerde Filistin’de yaşanan dramı düşünüyor, üzülüyormuş. Ayrı pencerelerden baktığımız sokakta ikimizinde aynı şeyi yani Filistin’i görüyor olması, yaklaşık altı ay sürecek geceli gündüzlü bir çalışmaya sevketti bizi. Bu çalışmanın, gayretin meyvesi olarak 2011 yılında “Bir Filistin Kurtuluş Hikayesi- HÜRRİYET MEŞALESİ” isimli romanımızı yayımlattık. Romanımız yayımlandıktan sonra yine malum çevrelerden aynı olumsuz tepkileri almamıza rağman yılmadık. Ben bu arada kısa hikayeleri tamamladım ve “HRİSTİYAN MEZARLIĞINDA BİR GÜL” ismiyle kitabım yayımlandı. Yayımlatma süreci sancılı olsada yazmaktan yılmadım. Yine adaşım Yusuf Koşar’la beraber “HASAT MEVSİMİ” adını verdiğimiz çok güzel bir romanı tamamlamaya muvaffak olduk. inşaAllah yakın bu kitabımızda kısa zaman içerisinde okurla buluşacak. Hasat Mevsimi’nden sonra adaşım kendi kişisel çalışmalarına odaklandı, bende kendi kişisel çalışmalarıma yoğunlaştım. Hikaye, roman derken şiirden uzak kalmayı bir türlü beceremedim. Yeni bir şiir kitabı olacak kadar şiir kaleme aldığımı farkettim. Tüm bu edebi çalışmalarımın yanında akıp geçmekte olan bir zaman, bakmakla mükellef olduğum eşim ve çocuklarım var. Yaşadığım çevre, eserlerimle değil geliriyle ilgilendiği için, değer yargısı olarak ahlak, edep, ilim değil de maddiyatı ön plan çıkardığı için, yazdıklarımın yakın çevremde kıymetsiz olduğunu farkettim. Neredeyse yazmaktan vazgeçecektim ki dr.Muhammed Bozdağ hocamın ‘Düşün ve Başar’ isimli eserini okurken tuttuğum notlar gözüme ilişti. Bu notlardan bir paragrafta şöyle diyor sayın Bozdağ: “Size önerim, eserlerinizi sonsuzluk esasına dayandırmanızdır. Edebi hayatınıza uazanan meyveler verecek işler yaparsanız, dünyadaki takdirsizlikler sizi yıldıramaz. Dahası, gelecek nesiller için çalışırsanız çağınızdakiler moralinizi bozamaz” (Düşün ve Başar sh.256)

   Çocuklarım büyüdükçe ben yaşlanıyor olsamda, eserlerim yaşadıkça gençleşeceğimi farkettim. Ayrıca her bitridiğim edebi eserimde -ki şiir olsun, hikaye olsun, roman olsun, öykü olsun farketmez- eseri vücuda getirirken çektiğim onca zahmetin yerinde rahmet tohumlarının filizlendiğini ve içimin, ruhumun anlatılmaz bir huzurla dolduğunu anladım. Bu sayede olumsuz yorumlara kulaklarımı tıkayarak artık moralimi bozamamaya karar verdim.

   Kim bilir, Cahit Sıtkı gibi yarım asır sonra belki benim şiirlerim/yazılarım da bir başka yazara/şaire ilham olur...

   Edebiyat tadında, edepli bir yaşamınız olsun...

28.02.2013
 Yusuf Akkaya / Almanya 
 



Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Yaşlanıyorum
« Yanıtla #1 : 01 Mart 2013, 22:44:12 »
Allah yolunuzu açık etsin...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı garsli36

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 186
Ynt: Yaşlanıyorum
« Yanıtla #2 : 04 Mart 2013, 01:39:03 »
Allah razi olsun!...