Gönderen Konu: Yazı başka, kışı başka güzel: Abant  (Okunma sayısı 3149 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Yazı başka, kışı başka güzel: Abant
« : 23 Ekim 2008, 23:56:00 »



Çok bilinen bir sır gibidir Abant. Buraya hangi vakitte gelirseniz Abant'ı ondan ibaret sanabilirsiniz. Kışın geldiğinizde burasının muhteşem bir kış mekânı olduğunu düşünür, güzde geldiğinizde, Abant'ın hüznü yaşamak için tasarlanmış bir film seti olduğunu zannedebilirsiniz.Oysa burası size dört mevsim, on iki ay, 365 gün farklı bir seçenek sunar.Birazdan gün doğacak.

 Binlerce yıldır yaptığı gibi ışık ufukta önce dağlara uzatacak başını, sonra bütün gövdesini çıkaracak ve hiç kıpırdamadan duran gölün sularını yalayarak ışığa boğacak her yeri. Gölü seyretmenin en güzel vakti bu zannediyorum. Işığın doğma gayretleri önce kızıla boyuyor asude suları, ardından daha aydınlık bir zamana bırakıyor yerini. Sessizliği; kuşların, böceklerin, ağaçların zikirleri bozuyor. Sabah sessizliğinde daha belirgin olsa da gün boyu hiç susmayacak kendi dilinde bir dua senfonisidir bu. Abant’ta gün başlıyor. İstanbul’daki, Ankara’daki, İzmir’deki, hasılı memleketin diğer yerlerindeki milyonlarca insan, bu inanılmaz güzelliği göremeden göl her gün farklı bir gösteriyle sunduğu güneşin doğma seremonisini bitiriyor.

Çok bilinen bir sır gibidir Abant. Buraya hangi vakitte gelirseniz Abant’ı ondan müteşekkil sanabilirsiniz. Yani kışın geldiğinizde burasının muhteşem bir kış mekânı olduğunu düşünür, güzde geldiğinizde ise Abant’ın hüznü yaşamak için tasarlanmış bir film seti olduğunu zannedebilirsiniz. Oysa burası size dört mevsim, on iki ay, 365 gün farklı bir seçenek sunar. 365 gün burada yaşamıyorsanız ziyaret ettiğiniz gün hiç görmediğiniz bir gizemini size açar. Ve siz burada içinizdeki yolculuğa, her geldiğinizde bambaşka bir mekân ile çıkarsınız. Zaten insan da bir yolcu değil midir? Evet; insan bir yolcudur. Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Dünyadaki yolculuğunun bir tek amacı vardır, kendini keşfetmek ve hakikati bulmak. Yeni mekânlar görmek aslında zahirden ibarettir. Aslolan görülen mekânların iç dünyamızdaki izdüşümleridir. Bunun içindir ki gezginler kendi iç dünyalarına yaparlar bütün yolculuklarını. Binlerce kilometrelik yolu iç dünyalarında gidebilecekleri birkaç adımlık yol için katederler.

Burayı göl ve gölün etrafı olarak düşünmek yanlış olur, aslında anayoldan saptığınızda başlar Abant. Kayın, köknar ve çam ağaçları arasında muhteşem bir yolculuk sizi bekliyordur. Mevsim ne ise kışın bembeyaz kar ya da yağmur yağışı eşliğinde, güzün sarı bir örtü ile birlikte yolculuk edersiniz. Tam 36 km’lik bir yolculuktur bu. Ve asıl serüven de yolu bitirdiğinizde başlar. Yol boyunca yemek yiyeceğiniz, kahvaltı yapabileceğiniz salaş güzel mekânlar bulmak mümkündür. Ancak bu defa bu mekânlarda kahvaltı yapma fırsatımız olmadığı için size yol hikâyeleri anlatmak mümkün olmayacak. Abant’ı ilk gördüğüm 3 Mart 1990 tarihini hiç unutmam. Çünkü bütün hayatım boyunca gördüğüm en güzel iki kar yağışından biri, E-5’ten Abant sapağına girdiğimizde bizi karşılamış ve bütün bir yol boyunca da yalnız bırakmamıştı. Kar yağmamış, adeta raks etmişti. O günden sonra burayı defalarca görmek nasip oldu ama hiçbir zaman birbirinin aynı Abant ile karşılaşmadım. Her defasında bambaşka bir gizemini paylaştı.

Eğer İstanbul’da oturuyorsanız üç saat, Ankara’da oturuyorsanız iki saat içinde buraya ulaşmanız mümkün. Hangi mevsimde olduğunuzun hiç ama hiç önemi olmadan günübirlik bile gidebilirsiniz. Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bilecik gibi şehirlerde ikamet ediyorsanız da bu teklifimi bir düşünün. Aslında Türkiye’nin neresinde yaşıyor olursanız olun Abant’ı mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olarak işaretlemekte yarar var. Hani diyorum sadece Abant değil Bolu havzası Avrupa’da bir yerde olsaydı dünyada burayı görmeyen en azından bilmeyen çok az insan olurdu.

NEREDE KALINIR?

Abant’ta iki büyük otel var. Büyük Abant Oteli (Tel : 0374 224 50 33) ve Abant Palace. Yine Petro Club Abantbey Yaylası (Apart Otel: 0 374 225 28 80) ile Bolu Dağı İstanbul yolu üzerindeki Koru Otel (0374 225 22 90-94) de tercih edilebilir. Ayrıca Abant göl çevresi, çadır kurup kamp yapmaya, karavan turizmine elverişli.

Cumaertesi/Gezi

Mehmet Kamış