Gönderen Konu: Yazı Dilinde Laubalilik  (Okunma sayısı 28974 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı garsli36

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 186
Her Yerde Türkce..
« Yanıtla #15 : 31 Aralık 2008, 01:59:50 »

Karamanoglu Mehmet bey

Bazı kaynaklara göre 1261, bazı kaynaklara göre de 1263 yılında Kerimüddin oğlu 1. Mehmet Bey, beyliğin başına geçti. Karaman Bey’in en büyük oğlu idi. Babasının yolunda mücadeleye devam etmiştir.

‘’ Karamanoğlu Mehmet Bey mert ve bilgili bir devlet adamı idi, devrinin bütün bilgilerini öğrenmişti. Bilim ve sanat adamlarını çevresine toplamış ve onlara büyük bir değer vermiştir. Bu kahraman başbuğ millet olarak yaşayabilmek için her şeyden önce dil birliğinin sağlanması gerektiğine inanmıştı. Türkçe devlet dili olmalıydı.

Bunun üzerine Karamanoğlu Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277 tarihinde fermanında şöyle diyordu:

‘’ Bugünden sonra, divanda, dergâhta, barigâhta, mecliste, meydanda, Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır.

’’Mehmet Bey Konya’yı zaptettikten sonra, ilk iş olarak Türk Tarihine altın sahifelerle geçecek olan bu fermanla 1276 veya 1277 yılında Türkçe’nin zaferini de almıştır.

Mehmet Bey bu fermanla ‘’ Bu günden sonra divanda , dergâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil
kullanılmayacak’ diyerek Türkçe’nin diğer dillerden üstünlüğünü ilan etmiştir.’’

(Durmuş Ali ÖZBEK'e ait "BİR TÜRKÜDÜR KÖYÜM" adlı çalışmasından)

Kalin saglicakla...garsli36

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Dilimizin Yozlaşması
« Yanıtla #16 : 04 Ocak 2009, 02:26:06 »
Televizyon denen aletten nefret ediyorum. Dilin yozlaşmasının kanıtını insanın yüzüne tokat gibi -hem de Osmanlı tokatı- vuruyor. Umudu kaybetmek korkusu bir yana, dilin yozlaşması için verdiğim -ve katkıda bulunan herkes- çabaları kendimce yeterli bulmayıp daha ne yapabilir de toplumun acısını bile hissetmediği bu kan ağlayan yarayı nasıl iyileştirebilirim diye çılgınca düşünüyorum. Umutla umutsuzluğa doğru mu yoksa, umutla ufka doğru mu ilerliyorum bilmiyorum...

İnsanları etkilemenin en kısa ve en etkili yolu televizyon. Bunun bilincini taşıdığını söyleyen(!) televizyon insanları "dil bilinci"ni kavrayamadığı sürece, bir yandan bir şeyleri iyileştirdiklerini düşünürken, diğer yandan açtıkları "kalıcı" yaraların farkına asla varamayacaklardır.

Madem toplumdaki insanların çoğu başka insanları "örnek" alma eğilimindeler; öyleyse her yerde ve her zaman kişisel değil, genel verimlilik örneği oluşturulmalıdır.

Edebiyatçıların, dil bilimcilerin çoğu zaten "dil bilinci"ni kavramış insanlardır. Ama bu kesimin dışında kalan insanlarda bu bilinci oluşturmanın en etkili ve kısa yolu basın, yayın, ve televizyon kuruluşlarından geçmektedir. Bu alanlarda görev alan "örnek kişilerin" bu konuya her şeyden daha önem vermeleri ve bu işin bilincini kavramış insanlardan yararlanmaları gerekir.


Görkem BAKKALOĞLU
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Yazım Kuralları ve Türkçe’nin Doğru Kullanımı
« Yanıtla #17 : 17 Ocak 2009, 08:45:19 »
YAZIM YANLIŞLARI

Yazım Kuralları ve Türkçe’nin Doğru Kullanımı

Bir yazı ile okuyucuya mesajı doğru iletmede kaynağın önemli bir rolü ve sorumluluğu bulunmaktadır. Bu yüzden mesajı ileten kişi mesajını yazılı olarak iletirken birtakım yazım kurallarına uyması gereklidir. Özellikle öğrencilerin yazı yazarken yaptıkları en önemli hata, noktalama işaretlerine uymamalarıdır.

Yazılarda noktalama işaretleri bazen hiç kullanılmamakta bazen de yerinde kullanılmamaktadır. İfadelerin doğru anlaşılması için bu kurallara özenle uyulmalıdır.

Bir bilgisayar programı kullanılarak yazılan yazılarda ise boşluk konusuna dikkat edilmelidir. Örneğin,

-Noktadan ve virgülden önce boşluk bırakılmamalıdır.
-Noktadan ve virgülden sonra boşluk bırakılmalıdır. Boşluk bırakılması unutulduğunda noktanın öncesinde ve sonrasındaki sözcükler tek bir sözcük olarak algılanmaktadır. Bu da yazıların kağıt üzerindeki düzenlemesini olumsuz etkilemektedir.
-Parantezler açılırken parantez öncesinde boşluk bırakılmalı, açılan parantezle metin arasında boşluk olmamalıdır. Parantezler kapatılırken parantez öncesinde boşluk olmamalı, sonrasında ise olmalıdır.

Diğer bir hata türü yazım yanlışlarıdır. Sözcükler Türk Dil Kurumu’nun belirlediği kurallar göz önünde bulundurularak yazılmalıdır.

Yaygın olarak yapılan bir başka hata da sözcüklerin yanlış kullanımlarıdır. Örneğin “neden olmak”, “yol açmak” ve “sağlamak” gibi sözcükler çok farklı anlamları verebiliyorken aynı anlamda kullanılmaktadırlar.

Ayrıca bazı sözcüklerin Türkçe karşılıkları varken (genelde) farkında olunmadan yabancı karşılığı kullanılmaktadır.

Genel Yazım Yanlışları

Yanlış (!)
Doğru (!)

hergün         
her gün       

heryer
her yer

herşey         
her şey 
     
harhangibiri
herhangi biri

herbiri         
her biri         

birgün
bir gün

birşey
bir şey

bir çok şey
birçok şey

bir kaç şey
birkaç şey

hiç bir şey
hiçbir şey

pekçok
pek çok

pekaz
pek az

arasıra
ara sıra

yanısıra
yanı sıra

peşisıra
peşi sıra

ardısıra
ardı sıra

akşam üstü
akşamüstü

suç üstü
suçüstü

ayak üstü
ayaküstü

terketmek
terk etmek

ayırdetmek
ayırt etmek

farketmek
fark etmek

arzetmek
arz etmek

vaadetmek
vaat etmek

haketmek
hak etmek

muhtacolmak
muhtaç olmak

şehidolmak
şehit olmak

vaz geçmek
vazgeçmek

baş vurma
başvurmak

ön görmek
öngörmek

var saymak
varsaymak

ya hut
yahut

ve ya
veya

yada
ya da

laboratuar
laboratuvar

antreman
antrenman

eşortman
eşofman

orjinal
orijinal

yalnış
yanlış

yanlız
yalnız

kiprik
kirpik

kirbit
kibrit

anbar
ambar

canbaz
cambaz

çenber
çember

makina
makine

meyva
meyve

zatüre
zatürree

matba
matbaa

deynek
değnek

süpriz
sürpriz

poaça
poğaça

kordalye
kurdele

sandoviç
sandviç

eksoz
egzoz

pardesü
pardösü

ayidat
aidat

pilaj
plaj

tazik
tazyik

traş
tıraş

metod
metot

arasöz
ara söz

arayön
ara yön

Türkçe Karşılığı Varken Kullanılan Sözcükler ve Yanlış Kullanımlar

Sözcüğün yanlış kullanımı

Doğrusu (!)
Türkçesi

çok mersi
merci beaucoup
Çok teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.

detay
detail
ayrıntı

fonksiyon
function
işlev

fonksiyonel
functional
işlevsel

avantaj
advantage
üstünlük

kriter
criterion
ölçüt

kriterler
criteria
ölçütler

test sınavı
???
çoktan seçmeli sınav

layt (light)
light
hafif

fest fud
fast food
hazır yiyecek

hard disk
hard disc
sabit disk

imeyıl (e-mail)
e-mail
e-posta, elmek

meyil (mail)
mail
e-posta mesajı, ileti

meyil çekmek
sending a mail
e-posta mesajı yollamak

maus (mouse)
mause
fare

ran etmek (run etmek)
running
çalıştırmak

Hazırlayan: Dr.S.Sadi SEFEROĞLU

Katkı Sunan: Muharrem AYICI
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #18 : 17 Ocak 2009, 10:39:28 »
Çok yararlı bilgiler, çok ilgimi çekti. Teşekkürler...

Yazı yazarken doğru olup olmadığından şüphelendiğim bazı şeyler vardı:
birgün-bir gün, birşey-bir şey, akşam üstü-akşamüstü.

Şunlar da şaşırttı beni, yanlış olanları doğru sanıyordum:
vaadetmek-vaat etmek, traş-tıraş, metod-metot. Özellikle "metod,traş ve vaad" yanlışmış. :icomsupr: Bunların yanlış olanlarının doğru olduğundan çok emindim. :dgnk



Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Türkçenin Restitüsyonu
« Yanıtla #19 : 07 Nisan 2009, 01:25:09 »
Yeni kelimelerin Türkçeye kazandırılmaları, yazarların beğendikleri veya türettikleri kelimeleri yazıları ve eserleri içinde kullanmaları ile olurdu. Okurlar tarafından beğenilen, benimsenen kelimeler ise günlük konuşma ve yazışmalarda revaç bulurdu.

Türkçenin zarafetini husule getiren üdebanın serbest çalışmasının önüne, bir takım kurum ve kuruluşlarla geçilip, adeta emir ve komuta zinciri içinde zart ve zurt la yazım ve yazıtların, sözcük ve tümcelerin ön pılana çıkarılmalarıyla irticai bir yazım tarzı meydana getirildi.

Dile yapılan bu sabotaj, esasen Tevfik Fikret’çe ye, Mehmed Akif’çe ye, Yakub Kadri, Falih Rıfkı, Hüseyin Cahid, Halide Edip, Ahmed Haşim, Yahya Kemal’ce ye dir. Daha nicelerinedir. Fuzuli’yi, Nabi’yi, Nefi’yi, Nedim’i ve diğerlerini saymaya kalkarsak içimizdeki tahribatın vüsatinin daha da cesim olduğunu görürüz.

Dabulyu (W) edebiyatıyla yetişen neslin, Türkün birikmiş bedii zevklerinden tad alması mümkün deyildir. O zevklerden ve hazlardan ve de bilgiden mahrum yaşayacaklardır. Kılasik zevkleri olamayacaktır.

Onun içindir ki, İstanbul un tarihi surlarını tamir ediyoruz derlerken, tahrib ve tadil ederek tarihin ve zamanın ruhunu yok ediyorlar. Patrona Halil Hamamı restorasyonu, Türkçesi çobanlık ve çoraklıkla ölçülebilecek olanların yapacakları düzeydedir.

Üniversitelerin tarihi binalarını kondu eklerle, kelime bilgileri kadar düşünebildiklerinden bezeme yerine “benzetmektedirler”. Netice itibariyle bugün Dabulyu (W) edebiyatı ile adeta varoş ve gecekondu “yazını” genişleyerek Türkçeyi ablukaya almaktadır.

Bin yıldır işlene işlene, fetih edile edile muazzam bir mana ve ifade zenginliğine ve müzikalitesine yükseltilen babamın Türkçesi; bu gün kendilerini muhafazakâr addeden şaşkınların dilinde bile “Tarzan” Türkçesine inkılab ederek tereddi etmektedir.

Bozkır ve çoban lisanını, ilericilik modası ve ruhi pisikozları içinde toy dimağlara tahmil ederek, bilerek veyahut bilmeyerek, onları bırakınız dedelerini, ebeveynlerini anlayamaz hale getiriyorlar. Dilin tarih içindeki birikimine, zenginliğine, tasarrufuna vakıf ve sahib olamayan bir neslin Türk tarih ve sanatına ve mimarisine; ne anlayıp ne hissedecek de sahip çıkarak onları korumaya müstenid tavır alacak?

Benim değer ifade etmeyen bir tavsiyem olacaksa şunu demek isterim:
Genç arkadaşlarımın öğrenme kabiliyeti yaşlarını geçirmeden, Türk ediplerinin külliyatlarına ulaşmaları keyif alacakları hususlarda derinleşmeye çalışmalarıdır.

Alaman üdebasından Göte “Devamlı değişen bir dile değerli ve esaslı eserler emanet edilemez” demiş. Ona göre…

Abdurrahman Çelebi
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #20 : 07 Nisan 2009, 11:08:56 »
Bu bölümde, bu kadar yazım yanlışı olan bir yazı...  :S
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bozuk Türkçe'yi fotoğrafladılar
« Yanıtla #21 : 12 Nisan 2009, 11:18:10 »
Bahçeşehir Lisesi öğrencileri, Türkçe'nin yabancı dillerin etkisi altında kalmasına "Dur" dedi. Sokakta dolaşırken ya da televizyon izlerken karşılaştıkları yabancı kelimelerin fotoğraflarını çeken duyarlı öğrenciler, Türkçe'deki bozulmaya dikkat çekti.

Gün geçmiyor ki kelime dağarcığımıza yabancı bir kelime eklenmesin. Sokağa çıktığımızda ya da televizyonu açtığımız anda hemen göze çarpıyor, anlamsız kelimeler içeren konuşmalar, İngilizce ile Türkçe'nin karışımından oluşan mağaza isimleri, dizilerden kopup gençlerin kelime dağarcığına yerleşen değişik kalıplar.

Türkçe'nin özünden uzaklaşmış haline, artık herkes alıştı ve kimse düzeltmek için bir çaba göstermiyor. Ancak bu gidişe Bahçeşehir Lisesi öğrencileri "Dur" dedi. Anadilimizin önemini kavrayan öğrenciler, Türkçe'deki bozulmayı fotoğrafladı.

Bahçeşehir Lisesi 10. sınıf öğrencileri, sokakta dolaşırken, televizyon izlerken ya da radyo dinlerken karşılaştıkları yabancılaşmış kelimeleri fotoğraf karelerine taşıyarak dilimizin önemini vurguladı.

Türkçe'nin kullanımına ilişkin sorunlara duyarlı bir birey sorumluluğuyla sokak sokak dolaşan 50 lise öğrencisi, dil kirliliğinden duydukları rahatsızlığı 'Agh Dilim, Wah Dilim' isimli sergiyle ortaya koydu. İki ay boyunca gördükleri tüm bozuk Türkçe örneklerini fotoğraflayan öğrenciler, artık daha bilinçli. Binden fazla fotoğraf çeken gençler, bu çalışmalarıyla herkese örnek oluyor.

Güzelim Türkçe'mizin bozulmasına 'Dur!' demek isteyen gençlerin sloganı ise, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın dizelerinden: "Türkçem benim ses bayrağım." Tarih dersi öğretmeni İlhan Gülek önderliğinde başlayan proje için Gülek "Türkçe'miz ancak gençlerin çabasıyla kurtulabilir. Bu çalışmayla kültürel yozlaşmanın boyutları da ortaya çıkmış oldu" diyor.

Seda ÇAKIR / HABER MERKEZİ/Sabah
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #22 : 13 Nisan 2009, 02:31:41 »
Kuralcilik her dönemde gencleri sıkmıstır. Kurallarin disina cikarak, icinde bulunduklari sıkıcı durumu eglenceli hale getirmeye calisirlar. Istim birakirlar...

Genclerin kendileri icin kurduklari, aslinda öyle olmamasi gerektigini de bildikleri, kendileri icin eglenceli olan dünyalarina müdahale etmek...

D I L I    K U R T A R M A K    D E G I L D I R

...

Sokaktaki argo kullanimi ile bir dil bozulmaz...

...

Milli dil,
akademik calismalarla, edebi eserlerle, kitablarla, yazili, görsel ve elektronik medyadaki ürünlerle yasar, gelisir, büyür...

...

Senin basininda, üniversitelerinde, kitab dünyanda adam gibi eser yoksa,
sokaktaki dile "zabita" dikerek dilini kurtaramazsin...

...

Bizim dilimiz,
ben bildim bileli hep bozuluyor..
Birileri hep bundan sikayetci...

Ama dillerde dolasan, ellerde oksanan, toplu tasima araclarinda delice okunan kac eserimiz var?

..
Macta 4 gol ye, hic pozisyona girme,
hakem hatalarina, rüzgara, seyirciye oraya buraya bahane bul..

gibi bir sey...
« Son Düzenleme: 13 Nisan 2009, 07:58:13 Gönderen: fatihan »
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Konfüçyüs'e Sormuşlar
« Yanıtla #23 : 13 Nisan 2009, 13:27:50 »
Konfüçyüs'e

-“Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, ilk iş olarak ne yapardınız?”diye sormuşlar, Konfüçyüs şöyle cevap vermiş:

-“Önce dili düzeltirdim. Dil düzgün olmazsa kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılamazsa yapılması gereken şeyler iyi yapılamaz. Gereken yapılamazsa ahlak ve kültür bozulur. Ahlâk ve kültür bozulursa adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa, halk güçsüzlük ve şaşkınlık içine düşer. Ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bu sebeple söylenilen sözü doğru söylemelidir. Hiçbir şey dil kadar mühim değildir.

İlginç bir yorum olmuş Racül,siz ne yapmamızı önerirsiniz ülkenin belirli mevkilerinde,düzgün konuşmayı bilmeyen,sadece kavga edebilen,okullarda hiçlik eğitimi veren insanlar kara cahil diye bizlerde mücadele etmeyelim mi?  e52))

Alıntı
Sokaktaki argo kullanimi ile bir dil bozulmaz...

İnsan nasıl alışırsa o şekilde devam eder ve tabi onlardan gelen nesilde aynı şekilde....elbette olağan üstü bir durum olup da,kıvrak zekalı,duyarlı yeni bir nesil olursa durum değişebilir.

Bu durumda oturup bunumu beklememiz gerekiyor ?  e52))
« Son Düzenleme: 13 Nisan 2009, 13:40:29 Gönderen: Tuğra »
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #24 : 13 Nisan 2009, 13:51:13 »
Yalnız bahsi geçen  argo ile şimdiki neslin kullandığı dil arasında epey fark var.Argo kullansalar ona da eyvAllah diyeceğiz ama o da değil yani tamamen uyduruk, saçmasapan birşey...

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #25 : 15 Nisan 2009, 02:46:33 »
Alt kültür grublarinin kendilerine ait bir uyduruk dil kullanmalari, bizim gibi "dili ve kültürü kayb olmak üzere ;)" olan ülkelere has bir durum degildir.
Dünyanin tüm ülkelerinde bu böyledir..

Cühelanin yanlislariyla bir dil bozulmaz.

Yazili kültürde iyi bir durumda degilseniz, adam gibi eserler veremiyorsaniz,

e
haliyle korkmaniz lazim...

Okumuslarin münbit olamamalari, eser vermede kisir kalmalari gibi gercek problemlerin sorumlulugunu, agzindaki dille, cebindeki bozuk parayla oynar gibi oynayan
üc bes haylaz velede yüklenmez...

Dili besleyecek, genel seviyeye katki yapacak, ise yarayacak eserlerin mebzul mikdarda bulundugu ülkelerde,

bu tarz alt kültür ürünü diller,
üniversite arastirma konusu olur sadece..

Bizim gibi isini yapamayan okumuslarin eline kalmis ülkelerde ise,
okumuslar tarafindan günah kecisi ilan ediliyor,

okumuslarin alarma gecmelerine yol aciyor...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #26 : 15 Nisan 2009, 10:27:27 »
Sorun ve eleştiri de zaten yazılı dile yoksa konuşma diline değil.

Bugün bazı öğretmenler dahi bu sınıfa dahil.İki kelimeyi bir araya getirip yazamıyorlarsa sorun var.Bunlar talebe yetiştiriyor o talebeler de öğretmen olacak kısaca yeni nesil olacak ama daha da yozlaşmış bir biçimde....

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Türkçemizi Korumak İçin 11 Öneri
« Yanıtla #27 : 24 Ağustos 2009, 01:44:34 »
Türkçemizin bağımsız bir dil olarak yaşaması gelişip zenginleşmesi için şunlar önerilebilir:

1. “Önce Türkçe!” sloganı kafalara ve gönüllere yerleştirilmeli herkesi güzel Türkçe öğrenmeye ve kullanmaya özendirmeliyiz.

2. “Önce Türkçe!” konusunda bireysel ve toplumsal duyarlık dil duygusu ve ana dili bilinci oluşturulmalıdır. Bu konuda herkese görev düşer. Asıl sorumluluk ise örgün ve yaygın eğitim kurumlarına; yazılı sözlü ve görüntülü kitle iletişim araçlarına sanatçılara yazarlara aydın kesime düşmektedir.

3. Özellikle aydın kesim yabancı hayranlığı ile yabancı sözcük düşkünlüğünden kurtarılmalıdır.

4. Yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde öğretimin çok farklı şeyler olduğu kafalara iyice yerleştirilmelidir. Okullarımızda hâlen yürütülmekte olan yabancı dil öğretiminin çok verimsiz olduğu göz önüne alınarak verimli ve etkili yabancı dil öğretimi için gerekli önlemler hiç zaman geçirmeden alınmalı yabancı dilde öğretime ise son verilmelidir.

5. Verimli bir yabancı dil öğretimi için yüksek öğretim kurumlarında ilk yıl küçük gruplar hâlinde ve nitelikli okutmanlarla etkili bir “yabancı dil hazırlık sınıfı” uygulaması daha sonraki yıllarda “meslekî yabancı dil” dersleri önemli bir çözüm yoludur. Ankara Üniversitesinin TÖMER kanalıyla yürütmekte olduğu hazırlık sınıfı uygulaması esas alınabilir.

6. Bütün öğretim kademelerinde Türkçe eğitiminin yeterince etkili verimli yapılabilmesi için gerekli duyarlık ve özen gösterilmelidir. Bu önemli konu gelip geçici olan bakan ya da hükümet politikası olarak değil sıkı ve değişmez bir devlet politikası olarak görülmelidir. İşin özü etkili ve bilinçli ana dili eğitiminde yatmaktadır. Şunu hiç unutmayalım ki iyi bir yabancı dil öğretimi için de iyi bir ana dili eğitimi ön koşuldur.

7. Çok kolay olmamakla birlikte dil gümrüğü uygulamasına bir an önce geçilmeli baskın dile/dillere karşı koyabilmek için sözcük ve terim üretimine yeterince önem verilmeli çeşitli dallardan uzmanları da devreye sokarak bu konuda yoğun çalışmalar yapılmalıdır.

8. Dil alanında en etkili kesimlerin başında eğitimciler öğretmenler geldiğini göz önünde tutarak öncelikle Türkçe ve edebiyat öğretmenleri olmak üzere bütün öğretmenlerin ana dili duyarlığı ve bilinci ile yetiştirilmelerine büyük önem verilmelidir.

9. 1930’lardan 1980’lere kadar yürürlükte olan 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 21. maddesi çeşitli işyerlerinin kapılarına asılacak levha ve tabelaların Türkçe olmasını şart koşuyordu. Bu yasanın uygulamadan kaldırılmış olması ve değişen şartlar durumu tersine çevirmiştir. Adı geçen yasaya yeniden işlerlik kazandırılması uygun olur.

10. Türkçenin yozlaşmaktan korunması ve kurtarılması için genel ve yasal bir düzenleme amacıyla hazırlanan “Türk Dilinin Kullanılmasına İlişkin Kanun” tasarısı dil-anlatım ve konuya yaklaşım bakımından gerekli düzeltme ve düzenlemeler de yapılarak bir an önce yasalaşmalıdır.

11. Bir ülkenin kültürü ve dili tek başına ele alınamaz. Dil ülkenin sosyal ekonomik kültürel ve teknolojik yapısı ve özellikleri ile iç içedir ve onlardan ayrı düşünülemez. Eğer bir malı veya aracı kendimiz üretmiyor da dışarıdan alıyorsak sadece onu değil onun adını ve onunla ilgili terimleri de almak zorundayız demektir.

O hâlde ekonomi ve teknoloji başta olmak üzere her alanda üretmeden tüketmek çılgınlığına karşı çıkmak da ulusal bir görev ve sorumluluktur. Çünkü üretimi bir yana bırakarak sadece tüketim toplumu olmakla hiçbir yere varılamaz. Bu şekilde olup da tarihten silinen toplum ve ülke sayısı az değildir.

Görüldüğü gibi en çarpıcı ve can alıcı noktalardan biri dili bir bütünün parçası olarak görmek önce o bütünü geliştirmektir

Prof.Dr.Cahit Kavcar
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı turk_ay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 194
    • Yavuz Sultan Selim (Hadim-ül Haremeyn)
Ynt: Yazı Dilinde Laubalilik
« Yanıtla #28 : 24 Ağustos 2009, 03:20:51 »
çok kafa yorulur bı konu hakkında öneriler çok olur ama bu yanlışı genelde genç kitleyi çekmek isteyen işletmeciler...Ve bu hedefteki gençler yapıyor önce bunları bir düzeltmek lazım. mesela msn den yazarken ayyhhh asqim biytanem janimsin zen ...gibi saçma saçma okunması bile zor olan şeyleri yazmamalarını söyleyelim ki mouse un fare olduğunu sonradan öğrenir :)
Her açan senin gülün, hergünse benim günüm
Gözyaşı insan külüyse, her yakan insan sözü
Kıvılcım sözün özüyse, ayrılık yakar gözü
Tek gören gönül gözüyse, kelamım gönül sözüm

Yavuz Sultan Selim (Hadim-ül Haremeyn)

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Türk'çe İçin Hatırlatmalar
« Yanıtla #29 : 16 Ekim 2009, 00:49:26 »

〰〰〰〰🐠