Gönderen Konu: Yüzük Takmak Kullanmak *  (Okunma sayısı 17227 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mahi

  • Ziyaretçi
Yüzük Takmak Kullanmak *
« : 15 Nisan 2008, 09:28:19 »

Kişi ancak gümüş yüzük kullanır. Zira gümüş yüzük kullanıldı mı başka maddelere ihtiyaç kalmaz.

Binaenaleyh taş vesaire başka maden­lerden yüzük yapmak haramdır.
Es-Serâhsî

«Yeşim ve akik taşlarından yüzük yapmak veya edinmek caizdir.» dedi.
Molla Husrev bunu daha da umumîleştirdi:

Altın, demir, bakır, kalay, cam ve benzeri maddelerden yüzük edinmek haramdır. Çünkü daha önce ancak gümüşten yüzük edi­nilebileceği geçmiştir.

Yüzük olarak onları kullanmasının keraheti sabit olduktan sonra bunların yani bu maddelerden yapılan yüzüklerin satılması da imalinin de keraheti sabit olur.

Çünkü imal ve satmakta caiz olmayan bir şeye yar­dım vardır. Caiz olmayana götüren her şey caiz değildir.

Bunun tamamı El-Vehbâniye şerhindedir.

Yüzük konusunda halkanın gümüşten olmasında itibar edilir. Kaşın önemi yoktur.

Kaş, taştan, akikten, yakuttan veya başka maddelerden olabilir. Bu taşlara altın çiviler de çakılabilir. Taş daim sol elin içinde tutulur.

Bazıları sağ elin içinde tutulur demiştir. Ancak sağda takılması rafizlerin alametinden olduğundan bundan sakınmak lazımdır. Kuhistanî ve başkaları.

Derim ki: Umulur ki bu daha önceydi; fakat geçti; dikkat ediniz.

Yüzük kaşına kişinin isminin veya Allah'ın isminin nakşedilmesi ca­izdir. Bir insanın şekli veya bir kuş resmi yapmak caiz değildir.» Muhammed Resulullah» yazmak da caiz değildir. Yüzük bir miskalden daha ağır olmayacaktır.

Sultan ve kadı ve zengin kişiler gibi ihtiyaç sahihleri hariç mühür edinmeyi terketmek efdaldir.

Kişi sallanan dişini altınla değil belki gümüşle takviye eder. İmam Muhammed ikisini de caiz görmüştür.

Altından burun edinebilir. Çünkü gümüş kokutur.

Çocuğa altın ve ipek giydirmek mekruhtur.

Çünkü giyilmesi ve içilmesi haram olanın giy­dirilmesi de içirilmesi de haramdır.

Abdest sonrası kurulanmak için veya sümkürmek, terini silmek gibi ihtiyaç için bir mendil bulundurmak mekruh değildir. Ama tekebbür (sük­se ve caka satmak) için olursa mekruhtur.

Bir şeyi hatırlamak için parmağa bağlanan ip veya yüzük mekruh değildir. Hasılı kibir için işlenen her şey mekruhtur, ihtiyaç içinse mekruh olmaz. İnâye.
«Gümüş yüzük edinmek ise, süs için olmamak şartına bağlıdır,  Anlaşıldığına göre burada maksat yalnızca yüzüktür. Çünkü kılıcı ve ke­meri gümüş ile işlemekten maksat, yüzükten farklı olarak süslenmek­tir, başka birşey değil. Kifâye'de bulunan ifadeler de buna delâlet et­mektedir. Çünkü Kifâye'de şöyle denilmektedir: «Müellifin: «ancak yü­zük ile» ifadesi, süslenmek maksadını gütmemesi halindedir.

İmam El Mahbûbî ise şunu zikretmiştir:
Eğer gümüş yüzüğü kibir için takarsa, ilim adamları bunun mekruh olduğunu zikretmişlerdir. Yok, maksadı yüzük edinmek ve benzeri başka bir maksat olursa mekruh olmaz, demişler­dir.» Fakat daha sonra geleceği üzere yüzüğe muhtaç olmayan bir kim­senin yüzük takmaması daha evlâdır. Bu ibarenin zahirinden anlaşılıyor ki süs için, kibir için olmamak şartıyla, yüzük takmak mekruh değildir.-Bunun tamamı ileride gelecektir. Düşün.

»Müctebâ'da ortası ipekliden olan bir kemerin kullanılması helâl değildîr. Bir görüşe göre helâldir denildi ilh...» ibaresine gelince, el-Mücteba'da: «kil (denildi» kelimesi yoktur. Belki birinci görüş için bir kitabe, ikinci görüş için ise başka birine işaret etmektedir.
Birincinin iktizası şudur: Onu herhangi bir şeyle takdir etmemek yani dirhem bakımından ister fazla, ister az olsun helâl değildir. Metinlerin gümüş hususundaki yorumlarının zahiri de budur.

El-Hâvî el-Kudsî adlı kitabta: «Ancak dirhem kadar olan yüzük, kemer ve kılıç müstesnadır.» denilmektedir. İşte bunun gibi bütün ibareleri mutlaktır. Fakat el-Kınye'de: «İki halkası gü­müşten olan bir kemerin kullanılmasında eğer az ise beis yoktur. Çok olduğu takdirde beis vardır» denilmektedir.

Ez-Zâhiriyye'de de Ebû Yûsuf'tan gelen rivayette; «Gemlerin deri­den yapılmış sicimlerinin etrafına ve kemer sicimlerinin etrafına gümüş takmakta beis yoktur. Hepsini veya çoğunu gümüşten yapmak mekruh­tur» denilmektedir. Düşün.
«Ancak gümüş yüzük takar ilh...»

hükmü ise İmam Muhammed'in El-Camiussağîr'deki ibaresidir. Fakat gümüş kemer takılmaz. Ama kemer­de demir ve bakırdan bir halka varsa onun kullanılması mekruh değildir., Nitekim daha önce bu hüküm geçti. Acaba kılıcın hilyesi de böyle midir? Bunun için müracaat etmek gerekir.

Ez-Zeylâî dedi ki:«Halk, gümüşten yapılmış yüzüğün takılmasının caiz olduğunda eserler varid olduğuna inanır.
Allah Resulünün gümüş­ten bir yüzüğü vardı. Vefat edinceye kadar parmağındaydı. Sonra Ebû Bekr ve Ömer vefat edinceye kadar bu yüzüğü taktılar.  Sonra Hz. Os­man'ın parmağındaydı ta ki bir kuyuya düşünceye kadar. Hz. Osman bu­nu bulmak için büyük bir mal sarfetti, fakat bulamadı.» İşte sahabeler arasında o andan itibaren ihtilâf ve karışıklık çıktı. Ta ki Osman şehid edilinceye kadar...

«Başka maddelerden yüzük edinmek haramdır ilh...» Çünkü Et-Tahavî, İmran bin Husayn ve Ebû Hureyre'ye varan bir senedle rivayet edi­yor ki: «Resûlullâh (S.A.V.) altından olan bir yüzüğü yasakladı.»
Sünen sahibleri Abdullah bin Barire'den, onun da babasından nak­lettiği bir senedle rivayet ederler ki bir kişi Resulullah'a geldi. Parma­ğında san bakırdan yapılmış bir yüzük vardı. Cenab-ı Peygamber ona: «Bana ne oluyor ki senden putların kokusunun geldiğini hissediyorum?» dedi. Bunun üzerine kişi parmağından o yüzüğü çıkarıp attı. Sonra Re­sulullah'a geldiğinde parmağında demirden bir yüzük vardı. Resulullah ona : «Bana ne oluyor ki, senin üzerinde cehennem ehlinin süsünü görü­yorum» dedi. Kişi onu da çıkarıp attı ve: «Ey Allah'ın Resulü, peki hangi maddeden yüzük edineyim?» diye sorunca Cenab-ı Peygamber: «Gü­müşten bir yüzük tak, fakat ağırlığı bir mizkali geçmesin» buyurdu.
Böylece anlaşıldı ki altın, demir, bakır yüzükler takmak haramdır.

İşte «El-Yeşb» (yeşim) denilen maddeden yapılan yüzükler de buna il­hak edildi. Çünkü bu maddeden tuptar da yapılmaktaydı. Binaenaleyh nas ile malum ve mensus olan şebeh'e benzemiş oldu. İtkanî.

«Seben» sarı "bakırdır. Kamus.
el-Cevhere'de: «Demir, sarı bakır, bakır ve kurşun yüzük erkekler ve kadınlar için mekruhtur.» denilmektedir.
«Serahsî Yeşb ve akikin cevazını tashih etmiştir ilh...»

El-Kuhistanî: «Denildi ki «yeşb» (yeşim) taş değildir. Ondan yüzük yapmak mekruh değildir. Ve bu en sıhhatli olandır. Nitekim El-Hülâsa'da da bu vardır» diyor.

«El-Akîk'ten ilh...» Gurarû'l-Efkâr der ki: «Sıhhatli görüşe göre bun­da bir beis yoktur.
Çünkü Cenab-ı Peygamber akik yüzük takmış ve şöyle buyurmuştur: «Akikten yüzük yapınız. Çünkü o mübarektir.»
Bir de şu var: Akik taş değildir. Çünkü onun taş ağırlığı yoktur.
Bazıları: «Ağırlıkları ne olursa olsun yeşimden, billurdan ve kristal­den yüzük edinilebilir» demişlerdir.
«Molla Hüsrev bunu umumileştirdi ilh...» sözüne gelince, yeni diğer taşlarla yüzüklenmenin cevazını umumileştirdi demektir. Çünkü bir ko­nuşmadan sonra şunu söyledi:

«Hülasa gümüş yüzük takmak erkekler için hadisle helâl kılınmıştır. Altın, demir ve sarı maden yüzük ise hadisle erkeklere haram kılınmış­tır.
Taş yüzük takmak ise Şemsu'l-Eimme ve Kadı Hân'ın seçtikleri görüşe göre helâldir.
Bu görüşlerini Resulullah'ın kılmasından ve yüzük tak­masından almışlardır. Evet, akikin helâl olması sabit olduktan sonra di­ğer taşların da helâl olması sabit olmuş demektir.
Çünkü taşlar arasında fark yoktur. Diğer taşlardan yapılmış yüzük takmak El-Hidâye. El-Kâfi sahihlerinin seçişine göre haramdır.
Onlar da El-Camiussağirin ihtimali ibaresinden bu hükmü çıkarmışlardır. Çünkü o ibare şudur:' Hadisteki Kasr, altına izafetendir. Fakat iki mehaz arasındaki fark da gizli değil­dir.
Ben derim ki: daha önce de söylediğimiz gibi bu nassın malul oldu­ğu gizli değildir. Binaenaleyh nassın varid olduğu noktada ve sostan alı­nan illetle ilhak olmuştur.
Nass, akik ile yüzüklenmenin caiz olduğu hususundadır. Müctehidin katında sabit olmama ihtimali de vardır. Veya başka bir nassın buna tercih edilmesi de mümkündür.
Bununla beraber akik veya yeşim, daha önce de geçtiği gibi taştan değildirler. Bunların gayrisini onlara kıyas etmenin bir delili ihtiyaç gösterir. Müctehide tabi olmak nassa tabi olmak demektir. Çünkü müctehid nassa tabidir, kesin­likle bir hüküm getirmiyor. Kelâmın muhaverelerini bilen müctehidin iba­resini tevil etmek, intizamdan çıkmaktır.
Nasıl olmasın ki, kaldı ki eğer kasr hadiste altına izafeten ise bundan lazım gelir ki bakır ve demirden olan yüzükler de mubah olsun. Halbuki müctehidin maksadı bunun ade­midir, yokluğudur. Böyle bir izafe yoktur.
«Daha önce geçen nedenle Un...» kavimdeki maksad «ancak gü­müşten yüzük yapılır» sözüdür. Bu söz mezhebin muharriri olan İmam Muhammed'in lafzıdır. Anla.

Reddül Muhtar (İbni Abidin)
« Son Düzenleme: 19 Nisan 2009, 20:19:50 Gönderen: Ay Işığı »

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Yüzük
« Yanıtla #1 : 03 Ağustos 2008, 20:51:14 »
YÜZÜK

•   Nişan yüzüğü  bir zaruret değildir.
•   Gümüş yüzüğü takınmk caizdir. Ancak 4,8 gramı aşmamalıdır.
•   Peygamberimiz gümüş yüzük takmıştır. Bu yüzden gümüş yüzük takmaksadece cevaz hükmü  taşımamakta aynı zamanda sünnetde olmaktadır.
•   Fahri Kainat efendimiz vefat ettiği gün parmağında gümüş bir yüzük vardı ve üzerinde "Muhammedün Resulullah" yazılı bulunuyordu. Daha sonra bu yüzük Hz.Ebubekir r.a. ve Hz.Ömer'e intikal etti.Hz.Osman ise, Eris kuyusunun başında iken, yüzük kuyuya düştü ve bütün aramalara rağmen bulunamadı.
•   Demir, bakır ve tunç gibi madenlerden yapılan yüzüğü takmak gerek kadınlar gerekse erkekler için mekruhtur. Ancak üzerine tel dolanacak veya gümüş ile nikelaj yapılacaksa takmak caiz olur.
•   İki  taneden fazla yüzük takılması mekrıhtur.
•   Her iki yüzüğün aynı parmağa takılmaması gerekir.
•   Yüzüğün sol ele takılmasında bir sakınca yoktur. Ancak sağ ele takmak daha evladır.
•   Peygamberimiz şahadet parmağı ile orta parmağa yüzük takılmasına müsaade etmemiştir. Yüzük küçük parmakla onun yanındaki parmağa takılmalıdır.
________________________________________

Kaynak:
Günümüz Meselelerine açıklamalı Fetvalar,Mehmed Emre

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Ynt: Yüzük
« Yanıtla #2 : 03 Ağustos 2008, 22:08:50 »
Bu konu genel olmuş.Hükümler beyler ve bayanlar için ayrı,daha ayrıntılı yazı koymanızı rica etsek, daha açık anlaşılır.

Çevrimdışı ASUDE

  • yazar
  • ****
  • İleti: 632
Ynt: Yüzük
« Yanıtla #3 : 04 Ağustos 2008, 00:40:27 »
Allah razı olsun emeğine sağlık

Çevrimdışı sensör

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 41
Ynt: Yüzük
« Yanıtla #4 : 04 Ağustos 2008, 01:06:16 »
eywAllah

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak
« Yanıtla #5 : 08 Ağustos 2008, 18:58:11 »
Sağa da, sola da yüzük takılması caizdir. Hepsi de mubahtır. Bunlar, rivayetlerde gelmiştir.
Erkeğin altın yüzük takması caiz değildir.
Bâzıları, demir yüzüğü mekruh saydı. Bâzıları da ruhsat verdi.
Nûman b. Beşir (r.a.)'in şöyle dediği anlatılır:
— Altın yüzük taktım. Resûlullah (s.a.v.)'ın yanına gittim. Şöyle buyurdu:
—  "Nedendir? Cennete girmeden önce seni cennet ehlinin süsünü takınmış görüyorum."
Bunun üzerine onu çıkarıp attım. Sonra bir demir yüzük taktım. Yanına vardım. Şöyle buyurdu:
—    "Nedendir?   Üzerin   de   cehennem   ehlinin   süsünü görüyorum."
Onu da çıkarıp attım. Pirinçten bir yüzük taktım. Yine Resûlullah (sa.v.)'ın yanına vardım. Şöyle buyurdu:
—  "Nedendir? Senden putların kokusunu alıyorum." Bunun üzerine dedim ki:
— Yâ Resûlullah! Nasıl yapmamı emredersin? Şöyle buyurdu:
—  "Gümüşten yap. Bir miskal ağırlığını geçmesin. Onu sağ eline tak."

Câbirb. Abdullah (r.a.), Resûlullah (s.a.v.)'ı şöyle anlattı:
—  Önceleri   sağ   eline  yüzük  taktı.   Sonra  sağ çıkarıp sol eline taktı.

Muhammed b. Sirîn şöyle anlattı:
— Resûlullah (s.a.v.), Hz. Ebû Bekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.), Hz (r.a.) ve Hz. Ali (r.a.) yüzüklerini sola takarlardı.

Amr b. Şuayb şöyle anlattı:
—  Resûlullah (s.a.v.), bir erkeğin parmağında altın yüzük Çıkarması için emir verdi. O da çıkarıp attı. Sonra gidip demirden bir  halka taktı. Resûlullah onu görünce, şöyle buyurdu:
—   "Bu öbüründen daha kötüdür. Git çıkar. Bu, cet ehlinin süsüdür."
Gidip onu da çıkarıp attı. Gümüşten bir yüzük taktı. Resûluliam a.s. onu görünce nehyetmedi.

Avf b. Ebî Cuheyfe, babasından naklen, şöyle anlatır:
— Hz. Ömer (r.a.), bir erkeğin elinde demirden bir yüzük gördü parmağından çekip attı. Ve şöyle dedi:
— Gümüşten bir yüzük takmalısın!

A'meş şöyle anlatır:
— İbrahim Nehaî'nin parmağında demir yüzük gördüm. İbrahim de, şöyle dedi:
—  Ibn Mes'ud (r.a.)'un demirden bir yüzük kullandığını birindenduydum

Âlimlerden bâzıları, yüzük takmayı mekruh saydı. Ama, âlimlem cevaz verdi. Mekruh sayanlar, aşağıdaki rivayetlere dayandılar.

Anlatıldığına göre; Resûlullah (s.a.v.) yüzük kullanmayı saltanat sahipleri dışında kalanlara yasak etmiştir.

Tabiînden bâzısı şöyle der:
— Ancak, şu üç zümre yüzük kullanır: Vali, kâtip, bir de ahmak
Bir haberde şöyle anlatılır:
— Resûlullah (s.a.v.)"ın yüzüğü önce Hz. Ebû Bekir (r.a.)'de ki. hilâfeti alınca, Hz. Ömer (r.a.)'e geçti. Sonra hilâfeti alınca, Hz. (r.a.)'a geçti. Hilâfeti süresince elindeydi. Sonra Eriş kuyusuna düştü.

— Devlet başkanına da, diğerlerine de yüzük takmak caizdir, diyenlerin delili ise, aşağıdaki rivayetlerdir:
Resûlullah (s.a.v.)'ın ashabı ve onlardan sonra gelenler, anlatıldıgı göre, yüzük takarlardı. Hiçbirinin de bir saltanatı yoktu.

Cafer b. Muhammed'in babasından naklen anlattığına göre: Hz. Hasan ve Hüseyin (r.a.) sol ellerine yüzük takarlardı. Onların yüzüklerinde, Allah adı yazılı idi.

Yala b. Ubeyd, Ibn Sirîn yolu ile gelen rivayette; Reşîd b. Küreyb'in şöyle dediği anlatılır:
— Muhammed b. Hanife'yi gördüm. Sol eline yüzük takmıştı.

Yûnus b. Ebî Ishak şöyle anlattı:
—  Kays b. Ebî Hazim, Abdurrahman b. Esved, Şâbi ve diğerlerini gördüm. Sol ellerine yüzük takmışlardı. Hiçbiri de idareci ve vali değillerdi.
Devlet başkanı, ziynete ve mühüre ihtiyacı için yüzük kullanır. Ziynet ve mühür işinde ise, idareciyle diğerleri aynıdır. Devlet başkanı için caiz olan, diğerleri için de caiz olur.
Biz de bu yolu tutarız. Ancak tezhipli yüzüğü, -veya mühürü-yöneticiler dışında kalanların kullanmamaları daha faziletlidir.

Bostanü'l-Arifin'den me'huzdür...

Çevrimdışı 06_vuslat_06

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak
« Yanıtla #6 : 28 Mart 2009, 17:47:09 »
s.a.
arkadaşlar yüzük sağ yada sol elin küçük parmağına takılır. onun dışındaki parmaklara takmak nehyedilmiştir. hz Ali'den rivayetle peygamber (sav) "beni şu ve şu parmağa yüzük takmaktan nehyetti" demiştir. hz Ali şu ve şu parmak derken orta ve adsız parmağı işaret etmiştir. ( müslim-kitabul libas)

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #7 : 22 Kasım 2009, 22:52:07 »
Muhammed b. Süleyman Lüveyn, İbrahim b. Sa'd kanalı ile Enes b. Malik'ten şöyle bir rivayette bulunmuştur: 

"Enes, Rasûlullah (s.a.v.)'m parmağında gümüş bir yüzük gördüı Bunun üzerine diğer insanlar da gümüş yüzükler yaptırıp parmakla­rına taktılar. Fakat Peygamber (s.a.v.), parmağmdaki yüzüğü atınca, insanlar da attılar."

Doğru olan görüşe göre Rasûlullah (s.a.v.)'ın bir gün taktıktan sonra attığı yüzüğü altından yapılmıştı. Gümüşten yapılmış değildi. Zira Buharî ve Müslim'in sahihlerinde İbn Ömer'in şöyle dediği riva­yet edilmiştir:

«Rasûlullah (s.a.v.), altından bir yüzük takmakta idi. Onu daha sonra attı ve: "Ben bunu artık hiç takmayacağım." dedi. Bunun üzeri­ne diğer insanlar da parmaklarındaki altın yüzükleri attılar.»

Rasûlullah (s.a.v.), gümüş yüzüğü elinde çok taşırdı. Hatta vefat edinceye kadar elinde idi. Kaşı da gümüştendi. Yani gümüşten ayrı bir kaşı yoktu. Yüzüğünde şahıs resmi bulunduğunu rivayet edenle­rin sözleri ise, gerçekten uzak ve yanlıştır. Aksine onun yüzüğü ka-şıyla birlikte tamamen gümüşten mamuldü. Yazısı da, "Muhammed Rasûlullah" idi. Bu yazı üç satırdan ibaretti. "Muhammed" bir satır, "Rasûl" bir satır ve "Allah" kelimesi de bir satırdı.

Allah bilir ya kağıda basarken yazısı doğru çıksın diye mühür üzerindeki yazı ters yazılmıştı. Nitekim âdet de böyledir. Yüzük üze­rine yazının doğru yazıldığı ve o şekilde kağıda vurulduğuna dair za­yıf bir rivayet vardır. Bu rivayetin şahinliğinde ihtilaf vardır. Ben bu rivayetin sahih veya zayıf olduğuna dair bir sened bilmemekteyim.

Rasûlullah (s.a.v.)'m gümüş yüzüğü bulunduğuna dair nakletmiş olduğumuz bu hadisler, Ebu Davud ile Neseî'nin, Ebu Attab Sehl b. Hammad ed-Dellal tariki ile rivayet ettikleri ve Rasûlullah'm yüzü­ğünün demirden olup gümüş kaplamalı olduğunu ifade eden hadisleri reddetmektedir.

İmam Ahmed, Ebu Davud, Tirmizî ve Neseî'nin Büreyde'den riva­yet ettikleri şu hadis de bunun zayıflığını daha da artırmaktadır. Büreyde'den rivayet edilen hadiste şöyle denmektedir: «Adamın birisi, Rasûlullah (s.a.v.)'ın yanma geldi. Parmağında sarı tunçtan bir yüzük vardı. Rasûlullah ona:

- Bana ne oluyor? Senden gelen bazı put kokularını hissediyorum, demiş, adam da bunun üzerine parmağındaki yüzüğü çıkarıp atmıştı. Bu adam bilahare tekrar gelince elinde demir bir yüzük vardı. Rasû­lullah ona:

-  Bana ne olmuş ki, sende Cehennemliklerin süsünü görmekte­yim, demiş, adam yine parmağındaki yüzüğü çıkarıp atmış, sonra şöyle demişti:

- Ya RasûlAllah, hangi maddeden yapılmış yüzüğü takayım?

-  Gümüşten yapılmış yüzüğü parmağına tak ve ağırlığı da bir miskali bulmasın.»

Rasûlullah (s.a.v.), yüzüğü sağ eline takardı. Nitekim Ebu Da­vud, Tirmizî ve Neseî, Hz. Ali'nin böyle dediğini rivayet etmişlerdir. Ebu Seleme b. Abdurrahman da Rasûlullah (s.a.v.)'m yüzüğü sağ eli­ne taktığını söylemiştir.

Ebu Davud'un başka bir rivayetine göre İbn Ömer, Rasûlullah (s.a.v.)'ın yüzüğü sağ eline taktığını söylemiştir.

Ebu Davud'un başka bir rivayetine göre İbn Ömer şöyle demiştir: "Rasûlullah (s.a.v.), yüzüğü sol eline takardı. Kaşını da avuç içine ta­raf çevirirdi." Ebu Davud'un Nafi'den rivayet ettiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) yüzüğü sağ eline takarmış.

Hennad'm, Abde vasıtasıyla Nafi'den rivayet ettiğine göre İbn Ömer, yüzüğü sol eline takarmış.

Ebu Davud, Abdullah b. Said kanalı ile Muhammed b. îshak'm şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Salt b. Abdullah b. Nevfel b. Abdülmuttalib'in sağ elinin serçe parmağında bir yüzük gördüm. "Bu nedir?" diye sordum. Bana şöyle cevap verdi:

-  İbn Abbas'm da yüzüğünü sağ elinin serçe parmağına taktığını ve kaşını da açıkta tuttuğunu gördüm.

Salt b. Abdullah dedi ki:

- Öyle sanıyorum ki İbn Abbas, Rasûlullah (s.a.v.)'m da yüzüğünü bu şekilde taktığını hatırladığı için böyle yapmıştır.»

Buharı, Enes, Cabir ve Abdullah b. Cafer'den rivayet etti ki; Ra­sûlullah (s.a.v.), yüzüğünü sağ eline takardı.

Buharî, Muhammed b. Abdullah el-Ensârî kanalı ile Enes b. Ma-lik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Ebu Bekir halifeliğe seçilince onun için de bir mühür kazıldı. Mührün üzerinde üç satır yazı vardı. Birinci satırda "Muhammed", i-kinci satırda "Rasûl", üçüncü satırda ise "Allah" kelimeleri yazılı idi.»

Ebu Abdillah, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

«Peygamber (s.a.v.)'in mühür şeklindeki yüzüğü parmağında idi. Vefatından sonra Ebu Bekir parmağına taktı. Ebu Bekir'in vefatın­dan sonra da Ömer, onu parmağına taktı. Hz. Osman, halife olunca o da bu mühür şeklindeki yüzüğü parmağına taktı. Bir ara Eriş kuyu­sunun yanı başında oturmakta iken yüzüğü parmağından çıkarıp onunla oynamaya başladı. Fakat yüzük aniden kuyunun içine düştü. Üç gün uğraştık. Kuyunun bütün suları çekildi ama Osman, yüzüğü kuyunun içinde bulamadı.»

Tirmizî'nin "eş-Şemaü" adlı eserde İbn Ömer'den rivayet ettiği hadise gelince, bu hadiste anlatıldığına göre Peygamber (s.a.v.), gü­müş bir mühür edinmiş, ancak bu mühürle evrakları mühürler, ama parmağına takmazmış. Bu, gerçekten çok garip bir hadistir.

İbn Cüreyc'in, "Sünen"de yer alan hadisinde Enes'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasûlullah (s.a.v.), helaya girdiğinde yüzüğünü parmağından çıkarırdı."

İbn Kesîr, El Bıdaye Ve'n-Nihaye,  5/583-585.

Çevrimdışı turab

  • yazar
  • ****
  • İleti: 608
  • Kefâ bil-mevt vaizan
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #8 : 23 Kasım 2009, 09:53:54 »
•   İki  taneden fazla yüzük takılması mekrıhtur.
•   Her iki yüzüğün aynı parmağa takılmaması gerekir.

Bu hükümler bayanlar için de geçerli mi?
Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

Çevrimdışı leyya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
  • şukran lillah
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #9 : 24 Nisan 2013, 16:43:36 »
Bir yerde okumuştum, kadına gümüş mekruh diye.tam olarak nerde okuduğumu bulamıyorum.Kadın gümüş takabilirmi?
Başaramassan bir daha dene, bir daha dene..Bir daha..Bir daha..Bir daha dene...
Unutma ''pes etmek intihar etmek'' gibidir...

Çevrimdışı mat_ogret

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #10 : 25 Nisan 2013, 14:01:03 »
neden takmasın bir sakıncası yok iye bılıyorum
Davasını hafife alanlar, davasında hafife alınanlar olacaktır..

" Allah'dan tarih'den saklanacak hiçbir şey YOKTUR..."
" Tarih değil hatalar tekerrür ediyor..."
" Bizim için hiç uyumamak, daima müteyakkiz bulunmak farz-i ayn olmuştur..."
{{{ Cennet Mekan Abdulhamid-i Sani Hazretleri }}}

Çevrimdışı leyya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
  • şukran lillah
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #11 : 25 Nisan 2013, 17:58:24 »
SaĞlık açısından kadının altın takması, erkeğin gümüş takması daha faydalı, şu şu sebeplerden diye okumuştum bi yerde.Ama bulamıyorum nerede okuduğumu..
Başaramassan bir daha dene, bir daha dene..Bir daha..Bir daha..Bir daha dene...
Unutma ''pes etmek intihar etmek'' gibidir...

Çevrimdışı mat_ogret

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
Ynt: Yüzük Takmak Kullanmak *
« Yanıtla #12 : 29 Nisan 2013, 17:02:31 »
Dinimizde gümüş yüzük takmak, erkek ve kadın için mubahtır. Altın yüzük takmak ise erkek için haram, kadın için helâldir.

Ayrıca takılacak bu yüzük; demirden, pirinçten, bakırdan da olmamalıdır. Bunların her birerinin farklı yasaklanma sebepleri vardır. Mesela demirin yasaklanmasının sebebi; kâfirlerin zîneti olduğu içindir… Veya cehennemde bağlanacakları zincirler ve boyunlarına takılacak laleler-demir halkalar suretinde ahirette de süslerini(!) teşkil edeceği için men edilmiş... Yahut da, etrafa saldığı pis koku sebebiyle yasaklanmıştır.

Pirinçten de hadiste ‘sufr’ yani sarı diye bahsedilmiştir. Maksad bakırdır. Renk itibariyle altına benzediği için Ebû Dâvud'un rivâyetinde de şebeh denmiştir. Bakır yüzükle ilgili yasağın ‘put kokuyor’ diye gerekçeye bağlanması, putların (çoğunlukla) bakırdan yapılması sebebiyledir.

Altına gelince; altın cennet ehlinin süsüdür, dünyada erkeklere haram kılınmıştır. Altın ve ipeğin erkeğe haramlığıyla ilgili rivâyetler mütevâtirdir. Bu hususta kat’iyyen şüpheye, tereddüde yer yoktur.

***

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz buyuruyor ki:

“Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helâl, erkeklerine haram kılınmıştır”.[Tirmizî, Sünen, Libâs, 1]

Sahabelerden Sa'd bin Ebi Vakkas, Talha bin Abdullah, Suheyb, Huzeyfe ve Cabir bin Semure (r.anhum), altın yüzük takmanın tahrîmen değil, tenzîhen mekruh olduğuna kanaat getirdikleri için takmışlar ise de, sahâbe ve ulemânın cumhuruna/çoğunluğuna göre haramdır.

***

Abdullah bin Abbas (r.anhuma) anlatıyor:

"Rasûlullah (s.a.v.) birisinin elinde (parmağında) altın yüzük gördü. Hemen elinden çıkartıp attı. Ve buyurdu ki,

- ‘Nasıl olur da sizden biriniz bir ateş parçasını alıp eline sokar?'

Nebî (s.a.v.) gittikten sonra adama:
 
- ‘Yüzüğünü al ondan faydalan’, denildiğinde;

‘Hayır! Allah'a yemin ederim, madem ki Rasûlullah (s.a.v.) atmıştır, asla almam!” karşılığını verdi. [Müslim, Sahih, Libâs 52, Hadis no: 2090]

***

Hulâsa; sahabenin (r.anhum) cumhuruna ve amelde dört Ehl-i Sünnet mezhebine göre erkek için altın yüzük takmak haramdır. Cevazı için Tecrîd-i Sarîh mütercimi Kâmil Miras merhum gibi mubahlığına dair zorlama açıklamalarla fetva vermek doğru değildir. O bakımdan nişan yüzüğü olarak da olsa, erkeklerin altın yüzük takmamaları gerekir. 24 ayar olan has altının yarı seviyesinde yani 12 ayar olursa caiz olabileceği söylenmiştir. Fakat bu da başkaları tarafından yanlış düşüncelere sebebiyet vereceği için tercih edilmemelidir.

***

Son olarak, emekli müftülerimizden Hüsnü Yılmaz Abimizin zahmet edip ‘Tecrîd-i Sarih Terceme ve Şerhi’nden derleyerek gmail’ime gönderdiği kısmı da aktarmak, okuyucularla onları da paylaşmak isterim.

“Altın yüzük kullanılamaz

Altın ve gümüş meselesinin mühim bir şubesi de yüzük kullanılmasıdır. Erkekler için altın yüzük kullanmak haramdır.

Delili de, Bera’ hazretlerinin hadisinde altın yüzük istimalinin menhî olduğu sarihan (yasak ve haramlığı açıkça) rivayet edilmiş bulunmasıdır. Bahis mevzuu hadis şöyledir:

“Berâ’ (İbn-i Âzib) r.a.’den şöyle rivayet edilmiştir: Nebî (s.a.v.) bize yedi şeyi işlememizi emretti. Yedi şeyden de bizi nehyeyledi.

Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) bize, cenaze arkasından gitmeyi, hastayı ziyaret etmeyi, dâvete icabet eylemeyi, mazlûma yardımı, yemini kabul etmeyi, selâmı karşılamayı, aksırana dua etmeyi, emreyledi.

Yine Nebî (s.a.v.) bizi; gümüş kap (kullanmak)tan, altın yüzük (takmak)tan, harîr, dîbâ, kasıy, istebrak (denilen ipekli kumaş (istimâlin)den de nehyetti.” [Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, c. 4, s. 275-76, Hadis no: 619]

Bu hadis rivayetler yolunun çokluğu ile seçkin olan hadislerden birisidir. Yalnız Buharî Sahîh’inin on yerinde zikretmiştir.

****

Kadınlar için, istisnâ delili vardır.

Erkekler için de altın yüzük kullanılması mubah olduğuna hükmeden fukaha/âlimler vardır. Bunların delili de Tahâvinin “Meâniyi’l-Âsâr” şerhinde Muhammed ibni Malik’e (r.a.) muttasıl/bitişik bir sened ile rivayet ettiği, Bera’ ibni Âzib (r.a.) hazretlerinin diğer bir hadisidir. Ve şöyledir:

Râvi Muhammed ibni Malik (r.a.) diyor ki:

Ben Bera’ ibni Âzib hazretlerinin parmağında altın yüzük gördüm. O sırada kendisinden, niçin bu yüzüğü kullandığı soruldu. O da cevaben:

- Bu yüzük, Rasûlüllah sallellahu aleyhi vesellem) ‘in bana bahşettiği bir armağanıdır. Bunu bana, Rasûlüllah takmıştır. Ve:

- Allâh’ın ve Rasûlüllah’ın sana ihsan ettiği bu yüzüğü kullan buyurdu, demiştir.[a.g.e., c. 4, s. 287]

Dikkat: Bu son fıkra, istisnai bir hükümdür. Rasûlüllah’ın bir kişiye, hususi bir müsaade vermesi, bunca delillerle haram olduğu açık olan altın yüzük kullanmanın, haramlığını asla kaldırmaz!

Altın yüzük kullanılmasının haramlığına kail olan/hükmeden âlimler, bu hadis-i şerife karşı iki türlü cevap veriyorlar:

1- Mubah kılan nass ile haram kılan nass teâruz ettiğinde (birbirine zıt olup çatıştığında) haram kılanın tercih edilmesi bir asıldır.

2- Bu rivayet olunan Bera’ vâkıası, altın yüzük isti’mali tahrim edilmezden evvel cereyan etmiş bir hâdisedir…

Gümüş yüzük kullanılması ise câizdir… Tatarhâniyye’de mutlak surette gümüş yüzük kullanımının caiz olduğu belirtilmiş ve biz Hanefîler bu kavil ile amel eder, bu hükme uyarız, denilmiştir. [a.g.e., c. 4, s. 287]
Davasını hafife alanlar, davasında hafife alınanlar olacaktır..

" Allah'dan tarih'den saklanacak hiçbir şey YOKTUR..."
" Tarih değil hatalar tekerrür ediyor..."
" Bizim için hiç uyumamak, daima müteyakkiz bulunmak farz-i ayn olmuştur..."
{{{ Cennet Mekan Abdulhamid-i Sani Hazretleri }}}