Gönderen Konu: Yüzünüz hastalığı söylüyor  (Okunma sayısı 4789 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Yüzünüz hastalığı söylüyor
« : 05 Ekim 2010, 02:19:12 »

Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Emrullah Başar, bazı hastalıkların insanın yüzünde belirti verdiğini söyledi. Parkinson, kanser, yüz felci, zehirli guatr, akromegali, mitral kapak hastalığı, tiroit bezinin az çalışması ve kansızlık gibi hastalıkların belirtileri yüze yansıyor.

Hastalıkların teşhis edilmesinde yeni ve modern yöntemler kullanılmasına rağmen, bazı hastalıklar kendini hemen ele verir. Özellikle yüzün durumu hastalığın ne olduğu konusunda ipuçları sunar bize. Örneğin parkinson hastalığında donuk ve ifadesiz bir yüz hâkim iken kanser hastalarında hastalığın ilerlediği dönemde yanaklar çöker, burun yapısı ileri derecede belirgin hale gelir. Yüz ve göz durumunun hastalıklara işaret ettiğini söyleyen Erdem Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emrullah Başar, vatandaşları yüz hallerine dikkat etmeleri konusunda uyarıyor.

Genellikle yüzün soluk olması hastalık belirtisidir ve birtakım çareler aranmaya başlanılır. Oysaki sadece solukluk değil, yüzdeki birçok belirti hastalığın ne olduğunu ele veriyor. Emrullah Başaran, steroid hormonunun fazla salgılanması sonucu ortaya çıkan cushing hastalığında yüzün yuvarlak bir hal ve kilo almış bir görünüm sergilediğini belirtiyor. Başaran, "Yüzdeki belirtilere çok dikkat etmeliyiz. Bir anda ortaya çıkan belirtilerde daha da duyarlı olunmalı. Özellikle parkinson (beyinde dopamin salgılayan hücrelerin hasarı) hastalığında donuk ve ifadesiz bir yüz vardır. Hastanın yüzüne bakıldığında sevindiği, üzüldüğü ve ne düşündüğü anlaşılamaz. Akromegali (hipofiz bezinin ön bölümünün aşırı çalışması) hastalığında burun, yanak kemikleri ve alt çene büyümüştür. Hastanın dili de büyüdüğü için konuşması da değişir." diyor.

Kanser hastalarında hastalığın ilerlediği dönemde yanakların çökmüş olduğunu dile getiren Başaran, burun yapısının da ileri derecede belirgin hale geldiğini belirtiyor. Kansızlıkta yüzün soluk olduğunu ifade eden Başaran, şöyle konuşuyor: "Halk arasında insanı taşa çeviren hastalık olarak bilinen 'skleroderma'da yüz sertleşmiş, dudak kenarındaki kırışıklıklar artmış, yüzün diğer bölgesindeki kırışıklıklar kaybolmuştur. Dudak kenarındaki kırışıklıklar da olmasa estetik yapılarak yüz gerdirilmiş zannedilir. Romatizmaya bağlı mitral kapak hastalığında ise dudaklar mor, yanaklar ise kırmızıdır."

Hastalıklar sadece yüze yansımıyor. Yüzde özellikle göz ve göz kapaklarına da dikkat edilmesi gerekiyor. Göz ve göz kapakları birçok hastalığın habercisi. Emrullah Başar'ın verdiği bilgilere göre göz kapaklarında sarı lekelerin bulunması kan yağlarının yüksek olduğunu gösteriyor. Gözlerin büyümüş ya da öne doğru fırlamış gibi görünmesi hipertiroidi (zehirli guatr) işaret ediyor. Karaciğer, safrakesesi veya pankreas hastalığında gözler sararır. Kas güçsüzlüğü olarak da bilinen miastenia graviste hastalığında hasta göz kapaklarını yukarıda tutamaz, göz kapakları kapanıverecekmiş gibi gözükür.

Ses ve yüz hastalık habercisi

    * Başını farkında olmadan sürekli sallayan kişi aort kapak hastası (eklem romatizmasına bağlı kapakta daralma veya yetmezlik gelişmesi) olabilir.
    * Yüz bir tarafa doğru eğilmiş ise kişi yüz felci geçiriyordur.
    * Ses giderek kalın ve kaba bir hal alıyorsa tiroit bezi az çalışıyordur.
    * Ankilozan spondilit (romatizmal hastalık) hastalığında kişi, bir tarafa bakarken başını çeviremez, bütün vücudu ile döner.

zaman


Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Hangi Hastalar Salçalı Yemek Yememeli?
« Yanıtla #1 : 22 Eylül 2012, 15:20:35 »
Hangi Hastalar Salçalı Yemek Yememeli?



Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener'e göre yüksek tansiyon hastaları yemeği salçasız yemeli.

Yüksek tansiyon genç yaşlarda da ortaya çıkan ama daha çok ileri yaşlarda görülen ve kan basıncının normalin üzerinde olduğu bir hastalık olarak tanımlanıyor. İnsan vücudunda göz, böbrek, beyin ve kalp damarlarında tıkanıklıklara ve kanamalara yol açarak ölümcül etkiler yaratabiliyor.  Aile Hastanesi Bahçelievler Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener, yüksek tansiyon hastalarının tuzu hayatlarından mutlaka çıkarmalarını, yemeği salçasız yaparak yemelerini öneriyor.  Dr. Murat Şener, tansiyon hastalarına günlük yaşamlarından tuzu çıkarmaları için altı kolay öneride bulunuyor.
 
Tuzu hayatınızdan uzak tutmanın 6 yolu
 
Fazla kilosu olan kişiler nasıl zayıflama diyeti yapmakta ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını yaşamlarında uygulamakta zorlanıyorsa, aynı şekilde tuzu kesmekte de zorlanabiliyor. Bunun temelinde ise günlük hayatta tuzun çok farklı kaynaklardan vücudumuza girmesi yer alıyor. Dr. Murat Şener, yüksek tansiyon hastalarının yemeklerinde salça kullanmamalarını çünkü salçanın yüksek miktarda tuz içerdiğini belirterek, hastalara tuzu hayatlarından çıkarmalarının altı yolunu şöyle sıralıyor:
 
Tuzsuz ekmek yiyin. Fırınlarda tuzsuz ekmek satılıyor. Eğer bulunamıyorsa evde ekmek yapma makinelerinde kendileri de yapabilirler.
 
Yemek yaparken tuz ve salça kullanmayın. Özellikle salçada yüksek oranda tuz var. Salça yerine domates kullanarak yemek yapmak ve tuz eklememek en doğrusu. Evde yemeği tuzlu yemek isteyen diğer aile bireylerinin, tuzsuz pişen yemeğe kendi isteklerine göre tuz atması en doğrusudur.
 
Sofrada tuz bulundurmamak çok iyi bir önlemdir. Bu nedenle tuzu sofranızdan kaldırın.
 
Yüksek tansiyon hastasının turşu yemesi, zehir yemesiyle eşdeğerdir. Bu nedenle turşudan uzak durun. 
 
Yöresel peynirlerin tüketilmesi, yüksek tuz içerikleri nedeniyle sağlığa zararlıdır. Yöresel peynir yemeyin.
 
Tuzsuz zeytin yemeye özen gösterin. Lor peyniri gibi tuzsuz peynirleri tercih edin. Eğer peynirde az da olsa tuz varsa, aynı şekilde zeytin de tuzluysa bir süre suda bekletin. Çok tuzluysa daha da uzun süre suda bekletin.
 
Yüksek tansiyon herkeste baş ağrısı yapmaz
 
Yüksek tansiyonun belirtileri arasında baş ağrısı, çarpıntı ve sersemlik gibi etkilerin bulunduğunu, ancak her hastada bu şikayetlerin ortaya çıkmadığını ifade eden Dr. Murat Şener, şu bilgileri veriyor: “Yüksek tansiyon nedeniyle ensede ağrı, boyun kaslarında sertlik hissi oluşabilir. Yüksek tansiyon baş ağrısı yapabilir ama şart değil, zaman içinde yavaş yavaş yükselen tansiyonda baş ağrısı olmaz. Bu nedenle tansiyonu 200 mmHg’ye kadar çıkan bir hastanın şikayeti olmayabilir ama yüksek tansiyon bütün damarlarına zarar verir. Yüksek tansiyon nedeniyle organlardaki küçük kılcal damarlarda kanamalar olur. Gözde, beyinde, kalp damarlarında, böbrek damarlarında hasara sebep olabilir. Yaş ilerledikçe yüksek tansiyon hastası olma ihtimali yükselir. Yüksek tansiyon çok genç yaşlarda sık görülmez. Gençlerde başka bir sebebe bağlı olabilirken, yaşlılarda genetik yani ailesel nedenler ön plandadır.”
 
Yüksek tansiyon hangi organı nasıl etkiliyor?
 
Yüksek tansiyon hastalığının beyin, böbrek, kalp ve göz başta olmak üzere birçok organı olumsuz etkilediğine değinen Dr. Murat Şener, bunları şöyle sıralıyor:
 
Beyin: Küçük kılcal damarlarda, kanama ve beyinde kanamaya neden oluyor. Ayrıca beyin damarlarında tıkanıklık yapıyor.
 
Böbreklerde: Böbrek yetersizliğine neden oluyor. Böbreklerimizde yumak halinde kan damarları var. Kan basıncı yükselince bu damarlar hasar görüyor. Böbreklerde kanı süzme görevi yapa kılcal damarlar olumsuz etkileniyor.
 
Kalp: Damar tıkanıklığı yapıyor, kalp kasında kalınlaşmaya neden oluyor, kalpten çıkan ana damarın genişlemesine yol açıyor.
 
Göz: Küçük kılcal kanamalara neden olup, kalıcı görme kaybına ve körlüğe yol açıyor.
 
Yüksek tansiyon hastası zayıf olmalı
 
Yüksek tansiyon hastalarında kilo vermenin ve şişmanlıktan uzak yaşamanın çok önemli olduğuna değinen Dr. Murat Şener, bu konuda şu bilgileri veriyor:
 
Tansiyon hastaları mutlaka kilo vermelidir. Hem beslenme uzmanı ve hekim kontrolünde zayıflama diyeti, hem de spor yaparlarsa sağlıklı bir şekilde kilo verebilirler. Bir tansiyon hastası yaklaşık
 
10 kilo verirse günde iki-üç ilaç kullanırken, bu ilaçlara olan ihtiyacı ortadan kalkabiliyor.
 
Spor yaparken kalbin belli bir hızda atması önemli. Belli nabız değerlerinde yapılan spor, metabolizma hızını da artırır, dolayısıyla kilo vermek kolaylaşır. Kilo verebilmek için kısa koşular tercih edilmeli, uzun uzun yürüyüşler yapılmamalıdır. Ayak, bilek, diz ve eklem ağrısı olanlara yüzme tavsiye ediyoruz.
 
Günde 15 dakikalık bir koşu veya hızlı tempoda yarım saatlik yürüme metabolizmayı hızlandırmada olumlu etki yaratacaktır. Ama önemli olan tansiyon hastalarının bu sporu düzenli yapmaları, yaşam şekli haline getirmeleridir.
 
Hasta ilacı hekim tavsiyesi olmadan kendi başına kesmemelidir. Eğer hekim ilacı kesmeye karar verirse bunu birdenbire yapmaz. Tansiyon ilacı hastaya fazla gelirse tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar, biz de ilacı keseriz.
 
Aile Hastanesi Bahçelievler
 
Kardiyoloji Uzmanı-Dr. Murat Şener
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı 101şey

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Yüzünüz hastalığı söylüyor
« Yanıtla #2 : 06 Aralık 2012, 03:12:50 »
hacamat ve sülük tedavisinin zararı varmıdır ?
en az kaç yaşında yapılır ?
alışkanlık yapar mı ?

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Yüzünüz hastalığı söylüyor
« Yanıtla #3 : 06 Aralık 2012, 06:54:15 »
Bilgiler için teşekkürler.Tansiyon hastalarının(yüksek tansıyon) mutlaka uyması gereken kurallar. Özellikle tuz,şeker,un bunların kesilmesi,alınmaması  lazım...