Kaim-i ana, yani ana makamına geçen insan demektir. Biz bugün adeta bu sözü (kaynana) hoş olmayan bir üslupla telaffuz ederek haksızlık ediyoruz.
Hoca merhum isimleri değiştirmeden söylemek gerektiğini anlattığı konuşmasında çevresine şöyle tembihte bulunmuş: - Çocuklarınıza Eyyup ismi koyarken bozmadan söyleyin, nitekim İbrahim ismi koyarken de aynı şekilde bozmadan söylemek gerektiği gibi..
- Hocam demişler, isimler de bozulur mu, bu nasıl olur? Şöyle misal vermiş:
- Bazıları Eyyub adını söyleye söyleye ipe çevriyor. İbrahim adını da İbo’ya çevirdikleri gibi.
İşte bu espri içinde ciddi bir uyarı vardır. Gerçekten de bazen tarihî isimleri, tabir ve kavramları bile böyle ezip bozarak söylüyor, fevkalade özel ve güzel manalarını anlaşılmaz hale bile getirebiliyoruz.
Böyle anlaşılmaz hale getirdiğimiz üç tarihi kelimeyi arz etmek istiyorum dikkatlerinize.
Özellikle Osmanlı aile hayatında isim yerine kullanılan bu üç kelime şunlardır:
- Kayınbaba, kayınpeder, kayınvalide, kaynana kelimeleri ile gelin, yahut da gelen kız kelimeleri.
Sizce bu kelimeler aile içinde söylenirken bugün doğru söyleniyor mu? İfade ettiği derin hürmet ve saygı manaları da doğru anlaşılıyor mu?
- Mesela kaç kişi hatırlıyor kayınbaba’nın aslının (kaim-i baba) olduğunu? Yani baba yerine kaim olan bir büyük manasına geldiğini?..
- Kaynana’nın aslının da (kaim-i ana) olduğunu, ana makamına kaim olan bir şefkat insanı manasına geldiğini?..
-Gelin kızın aslının da (gelen kız ) olduğunu,geldiği evin öz kızı gibi karşılanması gerektiğini?..
Bu kelimeleri bu manada anlayan gelen kızımız, geldiği evde beyinin babası artık kendinin de babası, anası da kendinin de anasıdır diye düşünür. Çünkü bunların biri (kaim-i baba), diğeri de (kaim-i ana)dır. Yani öz baba ana makamına kaim aile büyükleridirler. Bu anlayış gelini geldiği aile içinde yalnızlıktan kurtarır. Düşünür ki:
-Benim esas babam anam bıraktığım evde kalmışlarsa da geldiğim evde de (kaim-i babam, kaimi anam) vardır. Ben onlara öz babam anam yerine kaim olan büyükler olarak bakarım. Onlar da bana öz kızı yerine gelen gelin kız diye bakarlar, beni dışlamaz, horlamazlar...
Bu sebeple, Osmanlı kültürüyle aile hayatına bakan ailelerde kayınbaba ile kaynana, gelin kızlarına gelen kızımız diyerek ilgi gösterirler, öz kızının zorda kalmasını istemediği gibi gelin kızının da zorda kalmasını istemez, kendi parçası gibi kabul eder, onu yabancı biri gibi görmeye asla yönelmezler....
Demek ki bu kelimelerin manaları aslına uygun şekilde anlaşılırsa ortaya fevkalade özel ve güzel mesajlar çıkar. Bir aile içinde baba, ana,kız ortamı oluşur. Ailede bu ortam içinde mutluluk ve huzuru bulur. Kimse ötekini başka biri olarak görmez...
Çünkü ailede yabancı biri yoktur artık.. Baba yerine geçen kayınbaba vardır. Ana yerine geçen kaynana vardır. Kız yerine geçen gelen kızı vardır.
-Ne dersiniz, her söylenişte anlıyor muyuz bu hürmet ve saygı manalarını?.. Kayınbabamıza kaimi baba, kaynanamıza kaimi ana, gelin kızımıza da gelen kızımız gözüyle bakabiliyor muyuz? Bu samimiyet ve sevgi aksediyor mu aile içinde karşılıklı davranışlarımıza?
-Evet, diyorsanız tebrik ederiz. Batı kültürü sizi kökünüzden koparamamıştır. Sizler kayınbabayı, kaynanayı, gelin kızı kendi manalarında anlayan sağlam kültürün sahibisiniz, ailenizde ana, baba, kızdan başka yabancı kimse yoktur ki huzurunuz bozulsun. [/b]
AHMED ŞAHİN