Müslüman kadın, duygusal bir kişilik göstermez

Başlatan Ferzin, 18 Ağustos 2008, 15:40:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yosun

Duygusallık bu kadarda kötü birşey olmasa gerek!!

Sadece müslüman bir bayan ferasetli,dengeli ve kontrollu olmalı...

Üzüntüsünü,sevincini,kıskançlığını aşırıya kaçmadan yerliyerinde yapmalı değilmi??

Bunları gizlemesi kimsenin malesef mümkün değildir...

RABBİM isteseydi bu duyguları yaratmazdı...

Demekki buda bir sınav sebebi...Dikkat edilmesi gereken bir husus...Duygularımızıda kontrol altına almamız gerekiyor.

İnşaAllah bu sınavlardan hakkıyla geçenlerden oluruz...

VESSELAM...

NE İLMİM VAR NE AMALİM
NE HAYRU TEATE KALDI MECALİM
GARİKİ İSYANIM ÇOKTUR VEBALİM
ACEP RUZ-İ CEZADA NE OLA HALİM

Emir-ül Bahr

#16
Günbatımı teşekkürler :)

Yazının anlatmak istediğini az çok tahmin etmişiz ama yazı bunda yetersiz kaldığı gibi bazı yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek genellemelerde bulunmuş. Çoğu zaman kısıtlı bir anı kapsayan duygusallık hissiyatını insanların kişiliklerinde bir gedik olarak görmek ve bunu tüm hayatı kapsayan iman ile bağdaştırmak kabul edilecek bir durum değildir. İman gözle görülecek, insanların duygusal anları baz alınarak kanaat getirilecek bir şey değildir. Metanetli olmak nitelenebilirdi ancak yazı daha sert genellemelerle kesin hükümlerde bulunuyor.

Böyle genellemeler yaparken duygudan ne anlıyoruz ? Mutluluk, huzur, güven, kuşku, endişe duygu değilmidir tıpkı öfke, kıskançlık, korku vs. gibi. İnanç aşk ile kalbi kuşatan duygular bütünlüğü değilmidir ? İçine kapanıp sükun etmek neyin göstergesidir diyebiliriz? İnsanları cahiliyet hapishanesine atmak yerine daha yönlendirici olmalıyız.

Bence anlatılması gereken öfke,kıskançlık,kibir gibi bizi güç duruma düşürecek insani zaafların Müslümanlığın kişiliğimize getirileri çerçevesinde kontrol altına alınması gerekliliğidir ki bazı duygularında yeri ve zamanı vardır mesela öfke duygusu sadece İslami ve mahremiyet taşıyan değerlere küfürde bulunanlara karşı kullanılmak için vardır. Bunun yanında aşk,sevgi,mutluluk,hüzün gibi duyguları insan bünyesinden nehiy etmek değil, ulu orta, feryat figan yaşanmaması, metanetli ve sabırlı bir şekilde içerimizde yaşanması gerekliliğidir. Zira şimdiki zamanda insanlar gizli kalması gereken şeyleri açık ettikleri için basiretsiz ve zayıf düşüyorlar. Daha içeride yaşanması gereken duygularda ise hoyrat davranıp bazı zenginlikleri ıskalıyorlar.
Gönlünün idrakını duyacaksın
Gönlünü şiirlere, sazlara söyleteceksin
Bütün bunlara söyletemeyecek sırların varsa
Susacaksın...

Hz. Mevlana

Devri Âlem

#17
Alıntı yapılan: Emir-ül Bahr - 14 Şubat 2009, 16:14:47


Yazının anlatmak istediğini az çok tahmin etmişiz ama yazı bunda yetersiz kaldığı gibi bazı yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek genellemelerde bulunmuş. Çoğu zaman kısıtlı bir anı kapsayan duygusallık hissiyatını insanların kişiliklerinde bir gedik olarak görmek ve bunu tüm hayatı kapsayan iman ile bağdaştırmak kabul edilecek bir durum değildir. İman gözle görülecek, insanların duygusal anları baz alınarak kanaat getirilecek bir şey değildir. Metanetli olmak nitelenebilirdi ancak yazı daha sert genellemelerle kesin hükümlerde bulunuyor.

Böyle genellemeler yaparken duygudan ne anlıyoruz ? Mutluluk, huzur, güven, kuşku, endişe duygu değilmidir tıpkı öfke, kıskançlık, korku vs. gibi. İnanç aşk ile kalbi kuşatan duygular bütünlüğü değilmidir ? İçine kapanıp sükun etmek neyin göstergesidir diyebiliriz? İnsanları cahiliyet hapishanesine atmak yerine daha yönlendirici olmalıyız.

Bence anlatılması gereken öfke,kıskançlık,kibir gibi bizi güç duruma düşürecek insani zaafların Müslümanlığın kişiliğimize getirileri çerçevesinde kontrol altına alınması gerekliliğidir ki bazı duygularında yeri ve zamanı vardır mesela öfke duygusu sadece İslami ve mahremiyet taşıyan değerlere küfürde bulunanlara karşı kullanılmak için vardır. Bunun yanında aşk,sevgi,mutluluk,hüzün gibi duyguları insan bünyesinden nehiy etmek değil, ulu orta, feryat figan yaşanmaması, metanetli ve sabırlı bir şekilde içerimizde yaşanması gerekliliğidir. Zira şimdiki zamanda insanlar gizli kalması gereken şeyleri açık ettikleri için basiretsiz ve zayıf düşüyorlar. Daha içeride yaşanması gereken duygularda ise hoyrat davranıp bazı zenginlikleri ıskalıyorlar.

zs2))
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Uludag

Ya rabbi, şu acizi ümmeti Muhammede hizmet etmeğe muktedir kıl.

kuruhüyük

#19
esselamü aleyküm.evet,sayın arkadaşlar belirtilen hususları yukarıdan aşağıya okudum,birazda yaş ve tecrübem ışığınnda,bu günümüzde sık karşılaşılan bir durum olduğundan,ehemmiyetine binaen manevi gözlüklerimizle olayı incelediğimizde! elbette,duygusallık hemcinslerden soyutlanamaz,bugün ricalin ve nisanın bir ölçüye göre aşırıya kaçmadan duygusallık içinde normal görülür, yalnız bu görünüş hanımları namahreme karşı bir özellık göstermesi gerekir o da şöyle ifade edilebilir,namahreme karşı duygusallıktan uzak,ciddi,vakarlı bir tavırla,,,,hepinize teşekkürlerimi takdim ediyorum...kuruhüyük.





Günbatımı

Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Uludag

Konu belki değişik ele alınması gerekirdi. Duygusallığın verdiği kötü neticeler olduğu gibi çok müsbet neticeleride var. Yoksa o kadar sıkıntı çeken bir kadının çocuğuna veya kendisini inciten eşine hala bağlı kalabilmesi duygusallık değilde nedir?
Resulu Ekremin emirlerine "anam babam sana feda olsun" diye karşılık veren Eshabı Kiram duygusallığın ve bağlılığın en mükemmelinin serglemişlerdir. 
Günahkarın da tevbe ederken ağlamasıda bir nevi duygusallıktır.
Netice olarak her şeyin iki yönü olduğu gibi duygusallığında iyi ve kötü örnekleri vardır. Yoksa duygusallık tamamen menfi değildir.
Teşekkürler :)

Ya rabbi, şu acizi ümmeti Muhammede hizmet etmeğe muktedir kıl.