Vakit Keskin Kılıç..

Başlatan fazıl14, 18 Ocak 2011, 00:15:17

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fazıl14

Âlim kimdir? Işığı karanlığı gören kimsedir. A’maya (kör olana) hep karanlıktır. Âlim, hakkı bâtıldan ayırt eden insandır, İslam âlimlerinden nakil yapan kişidir.
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Abdülhalık Goncdüvani hazretlerine bir genci meth etmişler. O da merak edip ziyaretine gitmiş. Biraz sohbet ettiklerinde genç demiş ki, "Rabbimin rızası Cehenneme girmemde ise girerim." Abdülhalık Goncdüvani hazretleri buyurmuş ki, "Senin işin bitmiş! Zira hep mimli, yani "ben"li konuşuyorsun. Mimli konuşmak ise nefstendir."
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Dâvûd-i Tâî Hazretleri'nin hizmetine bakan mürîdi birgün ona:

"- Biraz et pişirdim; buyurmaz mısınız?" dedi ve üstâzının sükût etmesi üzerine eti getirdi. Ancak Dâvûd-i Tâî -kuddise sirruh-, önüne konan ete bakarak: "- Falanca yetimlerden ne haber var evlâdım?" diye sordu. Mürîd, durumlarının yerinde olmadığını izhâr sadedinde içini çekip: "- Bildiğiniz gibi efendim!" dedi. O büyük Hak dostu: "- O hâlde bu eti onlara götürüver!" dedi. Hazırladığı ikrâmı üstâzının yemesini arzu eden samîmî mürîd: "- Efendim, siz de uzun zamandır et yemediniz!.." diye ısrar edecek oldu. Fakat Dâvûd-i Tâî Hazretleri kabul etmeyip şöyle buyurdu: "- Evlâdım! Bu eti ben yersem dışarı çıkar, fakat o yetimler yerse, arş-ı a'lâya çıkar!.."
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Biri imam-ı Azama gelerek..

Namazın önemine dair yaşanan hadiseler Ya imam!
Ben namazlarımı huşu içerisinde kılamıyorum namazda iken develerimi otlatıyor,onlarla ilgileniyorum
oysa siz benden daha zenginsiniz
peki siz ibadet zevkine nasıl erişiyorsunuz?
ibadetlerinizi huşu içerisinde nasıl yapıyorsunuz? diye sormuş

İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri şöyle cevap vermiş
"Ben develerimi kalbime baglamam ki
ahıra baglarım"
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Fakir, içinde nefsiyle mücadele eden, ama yaptığı işlerde nefsine üstünlük sağlayan kişidir.

Şah-ı Nakşibendi Hz. (K.S.)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

kurdele


fazıl14

"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Bir defasında İbrahim Düsûkî rh.a. bir müridine şu tavsiyelerde bulunur:

– Evladım! Eğer sadık isen dış görünüşünden çok kalbine önem ver. Seni meşgul eden faydasız tartışma ve süslü konuşmalardan vazgeçerek sükut etmeye devam et. Devamlı azimli ol ve asla yolundan ayrılma.


Envâru’l-Kudsiyye
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

İmam-ı Rabbani evlatları hep şöyle düşünür:

-Bu dünyada herkes müslüman olsun, âlim olsun, zengin olsun! Hayatını ibadet ve taat içinde geçirerek tarik-ı cenneti bulsun. Biz de bu yolun hadimleri olalım yeter, derler.

Bu ne güzel haslet-i azimdir. Çünkü ehl-i rabıtada sıfat-ı ilahiyyeden cemâl sıfatı gâliptir. Onun için dalalette olanların helâkini değil, hidâyetini isterler. Ehl-i küfrün ve ehl-i dalâletin helâk olup cehenneme girmesinde fayda yoktur. Nitekim Cenab-ı Hak, bütün enbiya-i Mürselini insanların hidayeti için göndermiştir. Helâki için değil.

Hâdim-ül Kur’an Üstaz Ebû’l-Fârûk Süleymân Hilmî Silistrevî (ks)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

Gavs-ı Sani Hz.

"Ne iş yaparsanız yapın niyetinizde Allah(c.c.) rızası olsun. Kalbinize Allah(cc.) rızasını yerleştirin. Yaptığınız her işte bu olsun.

Halim olun, yumuşak olun, tevazu sahibi olun, sizleri tenkit edenlerin ellerinden öpün, onları anlamaya çalışın. Size gelenlerin anlattıklarını karşı tarafı dinlemeden hüküm vermeyin. Hakkaniyet sahibi olun, dinleyin, kızmayın, üstünlük taslamayın. Her iki tarafı dinleyin öyle karar verin.

Şeriata kesinlikle uyun. Hissi ve duygusal davranmayın. Sıkıntınızı Allah (c.c) bilsin. Başkalarının lafları sizleri yıldırmasın. Her türlü sitem, sıkıntı, suçlama olacak. Bunları yaşayacaksınız. Yaptığınızı Allah (c.c) rızası için sevdiğiniz zatın hatırı için yapın. Mükafatını Allah (c.c) versin. Sabırlı ve mantıklı olun. Hep beraber istişare yaparak karar verin.

Siyaset yapmayın, ancak çevredeki Müslümanlara hizmet edenlere de yardımcı olun. Su üstünde kalabilmek için tezek olmak lazım. Taş olursanız dibe batarsınız."

(Gavs-ı Sani Hazretleri)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

"Ben sana çok yakınım." (Bakara, 18)

Dedim: "Çok yalnızım."
Dedi: "Ben sana çok yakınım." (Bakara, 186)
Dedim: "Bunca günahım var, hangisinin TÖVBE'sini yapayım?"
Dedi: "Allah bütün günahları bağışlayandır." (Zümer, 53)
Dedim: "Yine bağışlar mısın?"
Dedi: "Allah'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur." (Âli İmran, 135)
Dedim: "Rabbim benim senden başka kimim var?"
Dedi: "Allah kuluna kâfi değil mi?" (Zümer, 36)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

hoca-v

insan gavura değil gavurluğa karşı mücadele içinde olmalıdır.

fazıl14

Benim yolumu izleyenlere nasihatimdir.

Nefsinizi daima töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız.

Başardığınız işlerden nefsinze pay çıkarmayın.

Her kim bunda muaffak olursa Allah-u teala ona bu işinin mükafatını karşılığını verir.

Salih amel işlemeye muaffak olur, buna tahammül ve güç bulur.

Yaptığı her işi Allah-u tealanın rızası için yapmaya başlar.

Şah-ı Nakşibend Hazretleri (ks)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

"Gavs-ı Sani Hazretleri şöyle buyurmuştur:

“İnsan yüzünü Hakk’a döndürmeli. Kulun tek hedefi Allah rızası olmalı.

Halk için amel etmeyin.

Gösterişten sakının.

Bütün fayda Allah’tadır.

Amelinizi Cebrail (a.s) görse ve bilse, bunun sizi ne faydası olacak?

Allah dilemedikçe, görev ve izin vermedikçe meleklerin de insana bir faydası olmaz.



Halka değil, Hakk’a bakın.....
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

fazıl14

"Ömrünü faidesiz boş şeyler ile geçiren, tarlaya tohum ekme vaktini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise hasat zamanında pişman olur".(Ebu BEKR SIDDIK r.a.)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"