E-mail
Aylardır iş arayan bir adam, Microsoft firmasının temizlik işleri için eleman alacağını duyar ve başvurur. Firmanın insan kaynakları görevlisi, bir ön görüşmenin ardından, adamın yerleri temizleme konusunda ne kadar güvenilir olduğunu anlamak için küçük de bir test yapar. Sonra da:
_ "Bize e-mail adresini ver de, sonucu iki hafta sonra bildirelim" der.
Adam üzülerek bilgisayarının ve e-mail adresinin olmadığını söyler.
Bunun üzerine görevli olan ona:
_"Bu zamanda e-mail adresi olmayan birinin Microsoft'ta işi olamaz" der ve adamı gönderir.
Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebindeki son parası olan yirmi dolar ile oradan ayrılır.
Elleri cebinde yürürken, yol üzerinde bir market görür ve aklına hiç de fena sayılamayacak bir fikir gelir. Markete girer ve 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, iki saat içerisinde hepsini satar ve sermayesini ikiye katlar. Bu işi birkaç kez daha devam ettirir. Akşam eve döndüğünde cebinde tam altmış doları vardır.
Bu iş adamın aklına yatar. Her sabah erkenden kalkar ve akşam geç saatlere kadar çalışır. Parası günden güne artmaktadır. Az bir zaman sonra bir el arabası alır, derken bunu bir kamyonetle değiştirir ve bir süre sonra bir dizi araçtan oluşan bir nakliye şirketinin sahibi haline gelir.
Aradan yıllar geçer. Adam ABD'nin en büyük gıda nakliye şirketlerinden birinin en büyük ortağıdır artık.
Günün birinde, bir iş anlaşması için yaptığı görüşmede muhatabı kendisinden e-mail adresini istediğinde, yıllar önce Microsoft'a iş başvurusu esnasında verdiği cevabı verir:
_ "Benim e-mail adresim yok."
Muhatabı şaşkın halde, adama şunu sorar:
_ "Bir e-mail adresiniz bile olmadığı halde bu kadar büyük bir iş kurmuşsunuz. Ya bir de e-mail adresiniz olsaydı?!."
Adam fazla beklemeden şu karşılığı verir:
_ "Bir e-mail adresim olsaydı, şu an Microsoft'ta temizlikçi olurdum!"
Selim Gündüzalp
(Zafer Yayınları)