Bir imza günüde iki üniversite öğrencisi geldi yanıma hayat ne güzel isimli kitabı önüme uzatıp imzalamamı istediler.
Bunu tercih nedeniniz nedir diye sorduğumda birisi şu cevabı verdi bazı meselelere kafamı takmış intihar etmeye karar vermiştim artık benim için hayatın bir manası kalmamıştı. Derken arkadaşım bana bu kitabı verdi içindeki bir cümle beni intihardan uzaklaştırdı.
Neydi o?
Allah kimseye yaşıyamayacağı yükü yüklemez .
Demek benim büyüttüğüm meseleler altından kalkılamayacak boyutta değilmiş o zaman intihardan vazgeçtim. Bu öğrenciyi intihardan caydıran gerçek aslında bir ayeti kerime meali.
Buda gösteriyor ki insan oğlu dinden koptukça hayatı kavramaktan uzaklaşıyor ölçüyü bulamıyor onuniçinde her şeye ağırlığınca değer veremiyor, kendini aşırılıkların girdabına atıyor, bunalımlara düşüyor, ya unutmak için alkolik oluyor, ya da haytaını intiharla noktlamak istiyor.
İstatistiklerin intihar hadiselerinin en az İslam ülkelerinde olduğunu göstermesi ancak inanç duygusunu varlığıyla açoklanabilir bu duygu zayıfladığında veya kaybolduğunda hayat manasızlaşıyor güçlükleri çekülmez oluyor.
İnaç kuvvetleştikçe ise moralmenve irade yönünden güçleniyorzorluklara direnme gücü kazanıyor meşakatlerin üstesinden geliyor.
Risale i nur u ilk tanıdığımız öğrebcilik yıllarıydı.
Onları tanımanın zevk ve hycanıyla adeta uçuyorduk o günlerde asrımıza bakan bu kuran tefsirini tanım aşerefini tadan bir arkadaştan bahsettiler bu enteresan hadisde imanın en büyük zorlukları dahi nasıl yenebildiğinin canlı bir örneği olarak hafızamıza yer etmişti.
Sefahete düşmüş nüfus cüzdanındaki Müslümanlıktan öte dinle ilgisi pek olmayan bu genç karşılaştıkları hadiseler karşısında bunalıma düşer karmaşık hadiselerin içinden çıkamaz .
Sonunda intihar etmekte karar kılar bir sicim alıp bir odaya çekilir ipi tavana bağlar
Tam boynuna dolayacakken raftaki iki kitap gözüne ilişir aylar önce bir arkadaşının verdiği rafa atıp unuttuğu bir kitap!
Parlak kapağı dikkatini çeker şuna bir bakayım der. Beş dakika sonra intihar etsem nolur diye düşünür litabı açıp baktığında şu cümle ile karşılaşır eğer dinim beni intihardan menetmeseydi şimdi said çürümüş toprak olmuştu .
Düşünmeye başlar demek dinimiz intihardan menediyormuş. Bu güzel kitaba benziyor der baştan sona heycanla okur ve intihardan bütün bütün vazgeçer
Çünkü anlatılanlar ruhunda büyük bir ınkılap meydana getirmiştir.
Hayat istifa edilecek kadar kötü değildir.
Her şeye rağmen güzeldir.sorar arştırır kimdir bu said?niçin bu cümleyi sarf etmiştir?
Hepsini öğrenir onun 28 sene çektiği sıkıntıların altından her babayiğidin kalkmasının mümkün olmadığını görür. Demek zorluklar kuvvetli bir imanla aşılabilmekte
Basın yayın dünyasından intiharla ilgili haberleri öğrenince millet olarak nerelerden enrelere geldiğimizi acı acı düşünüyoruz.
İnsanı insan yapan moral değerlerden kopmanın faturasının ne kadarda pahalı olduğunu görüyor, insanlara bu yönden hizmeti üstlenmişgönüllere ne kadar vazifeler düştüğünü hatırlatıyor.
Zaman tembellik zamanı değil faaliyet zamanıdır demekten kendimizi alamıyoruz.
Haydi hizmet fedaileri bu kudsi hakikatlere muhtaç nice insanlar var..
Şaban döğen