Müslümanın Kamil Ahlakı - İsar ve Fazileti*

Başlatan Srdroğlu, 02 Ocak 2009, 20:18:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Srdroğlu

KÂMİL MÜSLÜMANIN ÖRNEK AHLÂKI - ÎSÂR VE FAZİLETİ

Îsâr : Cömertligin en üst derecesi olup , kendisi muhtaç oldugu halde din kardeşini tercih etmektir.

Ebu Hafs (r.a):“ Îsâr,din kardeşinin dünya ve âhiret işlerindeki arzularını kendi arzu ve isteklerine tercih etmendir “ buyurmuştur.

Cömertlik: İnsanın muhtaç olmadıgı bir şeyi ihtiyacı olanlara ve olmıyanlara vermektir. Cömertlik, kendisi muhtaç oldugu halde başkalarını terçihe kadar yükseldigi gibi ,cimrilik de, kendisi muhtaç oldugu halde , kendi ihtiyacına da sarf etmemek derekesine kadar düşer. Nice cimriler vardır ki , hastalandıkları halde tedavi çarelerini araştırmaz İşte bu , kendişine bile cimri . Öteki ise kendisi muhtaç iken başkasına cömert .

İçinde hem cömertlerin , hem de cimrilerin bulundugu bir topluluk dünyada her zaman bulunmuştur. Fakat Medine’ye hicret eden Müslüman kardeşlerine mallarıyla , mülkleriyle ve her türlü varlıklarıyla yardımda bulunan Ensâr toplulugu müstesnâdır . Çünkü onların tamamı cömerttir . İçlerinde hiç cimri yoktur. “ Kendilerinde ihtiyaç bile olsa ( din kardeşlerini ) kendilerine tercih ederler .” (Haşr sûresi , ayet 9 ) ayet-i kerimesi onlar hakkında nâzil olmuştur .Bu ayet-i kerime’nin indiriliş sebebi şudur .

İbn-i Ömer (r.a) şöyle rivayet etmiştir: Resûlullâh‘ ın ashabından bir zata bir koyun başı hediye edildi.O da “ Fülan kardeşim buna bizden daha muhtaçtır ” dedi ona gönderdi. O diger birine. O da diger birine gönderdi ve bu koyun başı yedi ev dolaştı, nihayet dönüp yine evvelkine geldi. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu .

Diger bir rivayette ise , Ebû Hureyre (r.a.) şöyle buyurmuştur :

Bir adam Resûlullâh‘ a geldi ve “ Yâ Resûlallâh , açlıktan dermansız kaldım . “ dedi .

Resûlullâh (s.a.v.) hanımlarına haber gönderdi , onların yanlarında da hiçbir şey yoktu . Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “ Bu adamı bu gece müsafir edecek bir adam yok mu ki Allah ona rahmet buyursun . “dedi .

Ensâr ‘ dan Ebû Talhâ (r.a.) derhal ayaga kalktı , “ Ben Yâ Resûlallâh “ dedi O adam alıp evine götürdü . Zevcesine de “ Resûlallâh ‘ın müsafirine ikram et “ diye tenbih etti .

Hanımı “ VAllahi benim yanımda çocugun azıgından başka bir şey yok. “ dedi .

O halde “ Çocugu akşam yemegi vakti uyut kandili de söndürüver , Resûlullâh ‘ ın misafiri için biz bu geceyi aç geçiştiriverelim.“ dedi. Müsafir sabahleyin Resulullah ‘a vardı .

Resulullah (s.av.) :        “ Bu gece Allah fülan ve fülandan çok memnun oldu  ve  Allâhü Teala da haklarında bu ayet-i kerimeyi indirdi. “ buyurdular.

Cömertlik ilahi bir haslet olup , İsâr bunun son haddidir . Îsâr Râsul-i Ekrem ‘i mümeyyiz vasfıdır. Bu yüzden Allâhü Teâlâ ona “ ŞÜPHESİZ SEN BÜYÜK AHLÂK ÜZERESİN “ buyurmuştur .

Sehl bin Abdullah Tüsteri anlatıyor . MUSÂ ALEYHİSSELAM AllahÜ TEÂLÂ ‘ YA :
“ Ya Rab , Muhammed (s.av.) ile ümmetinden bazılarının cennetteki derecelerini bana göster .” dedi .

   Allâhü Teâlâ : “ Ya Mûsâ , sen buna güç yetiremezsin . Fakat ben büyük derecelerinden bir dereceyi sana göstereyim . Bu derece ile onu senden ve bütün mahlukattan üstün kıldım .” buyurdu.

Ve Melekût aleminde onun makamını ve Allahü Teala’ya yakınlıgını görünce :
Ya Rab , ne ile bu dereceye yükselttin ? diye sordu.
Allahü Teâlâ  :   Ona verdigim yüksek ahlâk ile , buyurdu .
Hz. Musa      :   Bu ahlak hangisidir, diye sordu ,
Allâhü Teala  :  ÎSÂR  ( yani başkasının ihtiyacını kendi ihtiyacına tercih etmesi ile )

BU  AHLÂK  İLE  BANA  KİM  GELİRSE  BEN  ONU  HESABA  ÇEKMEKTEN  HAYÂ EDER  ONU CENNETİN  İSTEDİGİ  YERİNDE İSKÂN  EDERİM . “ buyurmuştur.

Tasavvuf yolunun büyükleri bu hususta şöyle buyurmuşlardır :

" İnsan  nefsi  üzerinde  tasarruf  ve  terbiye  bakımından  büyük  tesiri  olan Nakşi yolu’nun 'nun hassalarından biri de ,başkasının menfaatini kendi  menfaatine tercih etmektir. Bu ise kemalat-ı insaniyedendir. Şu güzel hasleti nefsine  tatbik eden peygamber  ahlakıyla  ahlaklanmış, sıfatlanmış olur. “ Mesela , iki kişi misafirkikte. Yatak bir. Onu  kardeşine  ikram  etmelidir .   YERMÜK   HARBİNDE  Huzeyfetü'l - Adeviyye  hazretleri , yaralılara  su  verirken  hepsi  nefisleri  üzerine diger  kardeşlerini  tercih ederek  suyu diğerine  taktim  etmiştir. “

" iyilik ve takva üzerine yardımlaşın" ( S. Maide 2) Ayet- i Celilesinin tefsirinde  bu husus  genişce  izah  edilmektedir.)

İMAM -I  RABBANİ EVLATLARI ŞÖYLE DÜŞÜNÜR :" Herkes  müslüman  olsun , Hak  yolunu  bulsun . Bizden evvel  cennete  girsin. Zengin ve alim  olsun. Bizler de  Hak  Yolunda hadim olalım "  DERLER.



.

Ay Iıığı

Teşekkür ederiz. İslamiyetin yeterince bilinmemesi ve yaşanması sebebiyle dünya malı için insanların telef edildiği bir zamanda yaşıyoruz malesef.

Mahi


Fatihan

İsâr'ı tam manasıyla yapabilene ne mutlu...

ihvan

İMAM -I  RABBANİ EVLATLARI ŞÖYLE DÜŞÜNÜR :" Herkes  müslüman  olsun , Hak  yolunu  bulsun . Bizden evvel  cennete  girsin. Zengin ve alim  olsun. Bizler de  Hak  Yolunda hadim olalım "  DERLER.



inşaAllah o evlatlardanız.

lalegül

Alıntı yapılan: SRDROGLU - 02 Ocak 2009, 20:18:03

Tasavvuf yolunun büyükleri bu hususta şöyle buyurmuşlardır :

" İnsan  nefsi  üzerinde  tasarruf  ve  terbiye  bakımından  büyük  tesiri  olan Nakşi yolu’nun 'nun hassalarından biri de ,başkasının menfaatini kendi  menfaatine tercih etmektir. Bu ise kemalat-ı insaniyedendir. Şu güzel hasleti nefsine  tatbik eden peygamber  ahlakıyla  ahlaklanmış, sıfatlanmış olur. “ Mesela , iki kişi misafirkikte. Yatak bir. Onu  kardeşine  ikram  etmelidir .   YERMÜK   HARBİNDE  Huzeyfetü'l - Adeviyye  hazretleri , yaralılara  su  verirken  hepsi  nefisleri  üzerine diger  kardeşlerini  tercih ederek  suyu diğerine  taktim  etmiştir. “

" iyilik ve takva üzerine yardımlaşın" ( S. Maide 2) Ayet- i Celilesinin tefsirinde  bu husus  genişce  izah  edilmektedir.)

İMAM -I  RABBANİ EVLATLARI ŞÖYLE DÜŞÜNÜR :" Herkes  müslüman  olsun , Hak  yolunu  bulsun . Bizden evvel  cennete  girsin. Zengin ve alim  olsun. Bizler de  Hak  Yolunda hadim olalım "  DERLER.


Teşekkürler.
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)