FORUM AKTİVİTELERİMİZ > HAFTANIN MEVZUU ARŞİVİ
Kurban Risalesi [17 Aralık 2007]
SadakatNet:
Hafta: 8
Mevzu: Kurban Risalesi
Kurban İle alakalı her bilgiyi bu risalede bulacaksınız.
SadakatNet:
بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم sayfa (1)
KURBANIN MANASI
1. Allahü Teâlâ inanan kullarına kulluk borcu olarak bedenî, lisânî, kalbî ve mâlî ibadet ve mükellefiyetler yüklemiştir. Her biri ’ın rızasını kazanmaya rahmet ve nusretine yakın olmaya ve ahiret hayatında büyük nimet ve yüce derecelere kavuşmamıza vesile olacak mâlî ibadetlerden birisi de kurban kesmektir.
Kurban Allah rızası için, ibâdet niyyeti ile belirli günlerde cins, yaş ve vasıflarını dinimizin tayin ve tesbit buyurduğu hayvanlardan birini kesmektir.
2. Kurban, Yakınlık manasınadır ve kendisi ile Allah’a yaklaşılan şey demektir
Bu itibarla dini manada kurban : ‘ Allah’a yaklaşmak için belirli vakitte kesilen hususi hayvanın adıdır’.
Kurban kesmekten asıl maksat : İlahi emre itaat ve teslimiyetle , Kul’un Allah’a yakınlık kazanmasıdır.
Kurban , Hak yolunda fedakarlığın bir alameti , Cenab-ı Allah’ın verdiği nimetlerın bir
şükranıdır. Bunun neticesi de , bir çok sevaba nail olmak ve nice felaketlerden kurtulmaktır.
3. Kurban bayramında kesilen kurbanın , Din ıstılahındaki adı ‘Udhiye kurbanı’ dır.Fıkıh ilminde kurbanın bu isimle anılması; bayram günlerinde kurbanların umumiyetle Duha vaktinde , yani kuşlukta kesilmiş olmasi sebebiyledir. ( Şir’atül İslam S 218 )
4. Türk dilinde Kurban lafzı , Din ıstılahındaki Udhiye kelimesinin karşılığı olarak kullanılır. Kurban lafzı da , Udhiyye kelimeside Arapçadır. Arapça bir tabir olmakla beraber Kurban lafzı
Türkçemizde çok kullanıldığından , türkçeleşmiş bir kelime olmuştur.
5. Kurban kesmek , İslam Dini’nin temel hükümlerindendir. Bu itibarla bir kimse , kurban kesmek yerine parasını tasadduk edeyim dese , bu caiz olmaz. Kurbanın rüknü , için kanının akıtılmasıdır.( Şir’atül İslam S 218 )
6. Önceki ümmetlerde de meşru olan kurban : Ahir zaman ümmeti için , hicretin ikinci senesinde meşru kılınmıştır. Kurban’nın meşruiyyeti ; kitap ile , sünnet ile , ümmetin icmai ile sabittir.
Kurban Allaha yakın olmak maksadı ile yapılan bir ibadet olup sadece rasülüllah efendimiz zamanında değil insanlığın yaratılışından itibaren vardır.Nitekim
بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُون
7. Cenabu hak Meleklere Ey Meleklerim yer yüzünde bir halife yaratacağım dediği zaman, Melekler ’Yarabbi biz seni tesbih ve takdis ediyoruz yer yüzünde kan dökücü ve yer yüzünde ifsat edici bir varlık mı yaratacaksın ?’ diye itiraz vari bir söz söyledikleri zaman Ey Meleklerim sizin bilmediğinizi ben bilirim buyurmuşdu.(Süre´i Bakara Ayet 30)
SadakatNet:
ADEM (A.S) VE İKİ OĞLU İLE ALAKALI AYETİ CELİLELER
1. Ondan asırlar sonra halifesinin samimiyetini ve teslimiyyetini meleklere göstermek için kulu Hz. İbrahimin oğlu Hz. İsmaili kurban etme hadisesini zuhur ettirmiştir.Bu husus ile alakalı ayeti celileleri inşaAllah aşağida zikir edecegiz. Fakat ondan evvel adem a.s. iki oğlu Habil ve Kabil ile alakalı ayeti celileleri anlatıp kurbanın oralardan geldiğinide izaha çalişalim.Cenabu Hak
بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
Onlar üzerine Hazreti Ademin iki oğlunun kıssasını oku onlara haber ver,hani ikisi Hazreti Allaha yakın olabilmek için ibadet maksadı ile kurban takdim ettilerde Hz. Allah birininkini kabul edip ikincisininkini kabul etmedide kurbani kabul edilmeyen hased ederek kurban kabul edilen kardeşine seni muhakkak öldürürüm dedide, kurbanı kabul olan, yok hazreti Allah ancak muttekı kullarının kurbanını kabul eder diye cevap verdi.(Süres-i Maide Ayet 27 )
SadakatNet:
KABİL İLE HABİL’İN KISSASI
1. «Adem (A.s.), bir batında doğan oğlunu, diğer batında doğan kızıyla evlendirirdi. Oğullarından Habil, diğer oğlu Kabil'in bacısıyla evlenmek istedi. Kabil, Habilden büyüktü. Kabil'in bacısı daha güzeldi. Kabil, o kızı kardeşi Habile vermektense kendine alıkoymak istedi. Adem (A.s.), Kabil'e, bacısını Habil'e vermesini emrettiyse de Kabil, bu emri yerine getirmedi. Adem (A.s.), Kabil ile Habil'in birer kurban takdim etmelerini emretti ve hacc için Mekke'ye gitti. Göklerin muhafazası görevini oğullarına vermek istedi, hiç biri kabullenmedi. Dağlarla yerler de bu görevi üstlenmekten kaçındılar. Yalnız Kabil, bu görevi kabullendi.
Adem (A.s.) hacca giderken, Kabil ile Habil, kurbanlarını takdim ettiler. Habil, davar sahibi olduğu için semiz bir koyunu kurban etti. Kabil ise, ekinin kötüsünden bir demeti kurban olarak takdim etti. Gökten bir ateş inerek Habil'in kurbanını yedi, Kabinkini yerinde bıraktı. Kabil buna öfkelenip, Habil'e: "Bacımı nikahlayamassın diye seni öldüreceğim." dedi. Habil de: "Hz. Allah ancak, Allahdan korkanların takdimini kabul eder." dedi. Abdullah b. Amr dediki: "Hz. Allah'a yemin olsun ki öldürülen, diğerinden daha güçlüydü. Ama utandığından ötürü kardeşine el kaldırmadı.
2. Ebu Cafer el-Bakır, bu olaydan bahsederken şöyle demiştir:
«İki kardeş kurbanlarını takdim ederken, Habil'in kurbanı kabul edilip de Kabil'in ki reddedilirken Adem (A.s.), ikisinin yanında bulunuyordu. Kabil, Adem (A.s.)ma dedi ki: "Habil'in kurbanının kabul, edilmesi senden dolayıdır. Çünkü sen onun için dua ettin, benim için etmedin." Böyle dedikten sonra Kabil'e yaklaşarak hesaplaşmak için başka bir yerde buluşmayı teklif etti ve randevulaştılar.
3. Bir gece Habil, davar otlatmak için çıktığı çölden gelmedi, gecikmişti. Adem (a.s.), kardeşine bakması için Kabil'i gönderdi. Kabil gidip Habil'i gördü. Ona: "Senin kurbanın kabul edilir, benimki kabul edilmez öyle mi?" diye sorunca Habil; "Hz. Allah, ancak sakınanların takdimesini kabul eder." diye cevap verdi. Buna öfkelenen Kabil, yanındaki bir demirle ona vurdu ve öldürdü. Denilir ki: Uyumakta olan Habil'in kafasına bir kaya parçası fırlatarak başını ezdi, Denilir ki: Boğazını şiddetlice sıkarak boğdu; canavar gibi dişiyle paralayıp öldürdü. Ne şekilde öldürdüğünü en iyi bilen Hz. Allah'tır. .
4. Kabil'in öldürmekle tehdid ettiği Habil demişti ki: «Beni öldürmek üzere elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için sana elimi uzatmam. Çünkü ben, âlemlerin rabbi olan Hz. Allah'tan korkarım.
Böyle demesi, Habil'in güzel huylu olduğuna ve Hz. Allah'tan korktuğuna delâlet eder. Kardeşinin yaptığı kötülüğe misliyle karşılık vermekten uzak durmuştur. Buharî ve Müslim'in sahihlerinde de yer alan bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İki Müslüman, kılıçlarıyla birlikte birbirlerinin karşısına çıkarlarsa, ölen de öldürende ateşdedir."
SadakatNet:
KISSANIN ÖZETİ
1-Adem a.s. iki oğlu Kabil ve Habil kendileri aralarında H.z. Allaha yakın olabilmek maksadı ile birer kurban takdim etmek istediler Habilin koyun sürüsü Kabilinde ziraatı vardi. Habil koyunlarının içersinden Hz. Allaha kurban olabilecek en iyisini ayırdı, Kabilde ziraatından şöyle biraz çörçöp denilebilecek kısımları getirdide semadan gelen bir ateş Habilinkini alıp götürdü yakdı yani kabul etti .Kabilinkini kabul etmedi ve Kabil kendi kurbanının kabul olmadığını görünce kardeşi Habile haset etti ve seni öldürecegim dedi ve öldürdü.(Tefsiri Kebir Fahreddini Razi)
-Diger rivayete göre Adem (A.s). her batında iki olmak üzere ikiz çocuklari olur. Birisi kız diğeri erkek olurdu.O zamanki şeriate göre aynı batından olanların bir biri ile evlenmesi haramdı evvel gelen sonra gelen ile evlenirdi.Normal olarak Kabilin kardeşi ile Habil, Habilin kardesi ile de Kabil evlenmesi icab ederdi. Amma Kabilin kardeşi güzel olunca, kardeşi ile evlenmek istedide babasi Adem (A.s.)ı dinlemedi. Adem (A.s.) da aranızda kurban adayınız hanginizinki kabul olursa o evlensin dedi ve aralarında kurban ettilerde Habilinki kabul olduda Kabilinki kabul olmadı.Kabil hased ederek kardeşi Habili öldürdü. (Tefsiri Kebir Fahreddini Razi)
İbrahim a.s.nin Melekler tarafindan imtihan edilmesi
Cenâb-ı Hakk’a çeşitli vesîleler ile yaklaşılır. Bunlardan biri de keseceğimiz kurbanlarımız ile olmaktadır. Bu derece yüce mânâ ifâde eden kurban ibâdeti, acaba nereden mîrâs kaldı? Bu günler de hangi idrâk ve düşünceyle bayram yapıyoruz?
1. Târih, Peygamber Efendimizin cedd-i âlîsi, Kabe-i Muazzama’nın bânisi, Hz. İbrâhim’in devriydi. Nemrud’un ateşinden kurtulmuş olan Hz. İbrâhim, insanlığı, Allah’a kul olmaya dâvet ediyordu. Bu uğurda canını ve malını hiçe sayma fedâkârlığını gösteren Hz. İbrâhim, tarafından yeni bir imtihana çekilecekti.
Aradan seneler geçmesine rağmen, evlâdı olmamıştı. Evlat arzusu içinde olduğu bir sırada, melekler Hz. Allaha ‘Yarabbi Halilin İbrahimin kendisi var malı var hanımı var bu kadar meşkuliyyetin içinde sana nasıl halil oldu diye sorar.Cenabu hak´da ben kulumun suretine ve malına bakmam kalbine ve ameline bakarım. Benim halilimin kalbinde benden başkasının sevgisi yoktur buyurdu .İsterseniz gidiniz imtihan ediniz.
Cebrail (A.s.) insan suretinde geldi, ozaman İbrahim (A.s.)min 12 bin çoban ve av köpeği vardı hepsinin boynundaki tasmalar altın ve gümüşdendi. Artık ne kadar sürüsünün oldugunu siz düsününüz. İbrahim (A.s.) Şöyle yüksek bir yere çıkmış koyunlarını gözetliyordu.Cebrail (A.s.) selam verdi İbrahim (A.s.) selamı aldıkdan sonra Cebrail (A.s.) bunlar kimin diye sordu. İbrahim (A.s). Hazreti Allahındır amma benim elimde emanettir dedi.
Cebrail (A.s) bunlardan bir tane bana verirmisin dedi. İbrahim (A.s.) ı bir defa zikir et üçde birini al buyurdu.Melek (Subbuhun guddusun Rabbuna ve Rabbul melaiketi verruhu)diye zikir etti. Üçde birini aldı, bir daha zikir et üçde birinide al dedi melek tekrar zikir etti geri kalan üçde birinide aldı .İbrahim (A.s.) bir daha zikir et hepsini al buyurdu. Melek bir daha zikir etti hepsini aldı. İbrahım (A.s.)bir daha zikir et bende senin kölen olayım buyurdu.
Cenabu hak ‘Ey Cebrail Halilimi nasıl buldun’ dedi. Cebrail (A.s) ‘Yarabbi ne güzel kul ne güzel halil imiş’ dedi.
İbrahim (A.s.) çobanlari çagırdı sürüyü bu müsafirin arkasından sürünüz artık bu mal benim değil sizler dahil hepiniz bunun malısınız buyurunca Cebrail (A.s.) kendisinin melek oldugunu açiğa çikardı ‘Ben meleğim bana lazım değil imtihan için geldim’ dedi.
İbrahim (A.s.) ‘Ben Hz. Allahin haliliyim verdiğim malı geri almam deyince Cenabu hak vahi ederek ‘Ya İbrahim onlari al Allah yolunda infak yap ve vakif eyle dedi ve İbrahim (A.s).da hepsini vakif etti.
2. Hz. İbrâhim’in yanına gelerek sorarlar: “Yâ İbrâhîm! Hz. Allah sana bu kadar nimetler ihsan etmişken, sen bu nimetleri Hz. Allah yolunda hiç düşünmeden harcıyorsun. Kalbine hiç bir şey gelmiyormu diye sormalari üzerine verdigi Cevap düşündürücüdür:
“Değil malımı fedâ etmek, bana sâlih bir evlat verse, onu bile yolunda fedâ edebilirim.” İşte bu söz kayda geçmiş.
Navigasyon
[0] Mesajlar
[#] Sonraki Sayfa
Tam sürüme git