Demek ki bu konu, Ruhu'l Beyan gibi fevkalâde ve önemli bir tefsirde dahi geçiyorsa, artık bu konunun "uydurma" olduğunu söylemek için bir kimsenin sû-i niyetinden şüphe etmemek lazımdır.
Uydurma olduğunu ifade edenler buradaki üyelerimiz değiller, bir üyemiz kaynak göstererek bir yerden alıntı yapmış diğer arkadaşlar da onun üzerine fikir alışverişinde bulunmuşlar.
İlk mesajdan itibaren herkesin yazdıklarını tekraren okursanız zaten metnin tamamına değil içerisine daha sonradan sokulmuş olan şeylere itiraz edildiğini anlayabilirsiniz.Bir konunun sahihliği ne kadar önemli ise onu anlatırken ki üslubumuz da o kadar önemli olmalı.
Menakıb-ı Cihar-ı Yar-i Güzin adlı eserde Bal Tefsiri adlı bu metin geçmekte. Yalnız biraz farklılıklar var:Hazret-i Alî “radıyAllahü teâlâ anh” bir gün hastalandı. Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyAllahü teâlâ anhüm” hazretleri iyâdetine [hasta ziyâretine] vardılar. Hazret-i Alînin yanında bir tas bal var idi. Bu tas ile balı bunların önüne götürdü. Tas ak, içindeki bal kızıl idi. O tasın içinde kara bir kıl vardı. Hazret-i Ebû Bekr “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, biz baldan, her birimiz bu üçü için bir misâl getirmeyince yimeyiz. Kendisi buyurdu ki, (Dîn-i islâm tasdan münevverdir [nûrludur]. Îmân baldan tatlıdır. Dînin hükmü kıldan incedir.) Hazret-i Ömer “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Cennet tasdan münevverdir. Cennetin ni’metleri baldan tatlıdır. Sırat köprüsü kıldan incedir.) Osmân “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Kur’ân-ı azîm-üş-şân tasdan münevverdir. Kur’ân-ı kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı kerîmin tefsîri kıldan incedir.) Hazret-i Alî “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Müsâfirin nûru tasdan münevverdir [nûrludur]. Müsâfirin sözü baldan tatlıdır. Müsâfirin gönlüne ri’âyet etmek kıldan incedir.) Her biri kendi hâllerine münâsib kelâm buyurdular.
(Kırkbirinci Menâkıb, Sayfa 506
Kaynak)
İlk mesajda ve bir çok dua kitabındaki şekliyle bal tefsiri şu şekilde:BAL TEFSİRİNİN METNİ
“Bir gün Hz Ali efendimiz savaştan gelir. Hz Ebubekir, Hz Ömer, Hz Osman efendimiz, Hz Ali’nin hanesine geldiler. (Gazan mübarek olsun Allah’ın Arslanı dediler.) Hz Ali misafirlerine bir kalaylı tasla bal getirip “buyurun” dedi.
Hz Ali mübarek elini uzattı ve gördü ki balın içinde bir kıl var, kılı almak istedi. Hz Ömer kılı aldırmadı ve dedi ki, "bizler Resül-ü Ekrem’in vezirleriyiz. Hz Fatma belki bizleri tecrübe için koymuştur. Dördümüz üçer tefsir edelim" ve birden Hz Ebubekir buyurdu:
-Namaz Kılanların kalbi nurludur bu tastan, dünya endişesini gönlüne getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan. Türlü mehrukattan pak olup Cenab-I Hakka teveccüh etmek incedir bu kıldan.
Hz Ömer buyurdu;
-Misafir seven hane sahibinin kalbi nurludur bu tastan. Misafirlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, misafirlerin kalbi incedir bu kıldan.
Hz Osman buyurdu;
-Âlimlerin kalbi nurludur bu tastan, âlimlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, Kuran-ı Kerim’in manası incedir bu kıldan.
Hz Ali buyurdu;
-Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur bu tastan, kâfirlerle cenk etmek tatlıdır bu baldan, kul hakkını yemeden haneye dönmek incedir bu kıldan.
Hz Fatma buyurdu;
-Erkeğini hoşnut eden kadının kalbi nurludur bu tastan, erkeğine cefa etmeden güzel güzel gezinmek tatlıdır bu baldan, kocasının hakkını yerine getirmek incedir bu kıldan.
Ondan sonra Peygamber Efendimize haber verdiler. Ben de bir tefsir edeyim dedi ve buyurdu;
-Ümmetimin kalbi nurludur bu tastan, kevser şarabı tatlıdır bu baldan, Şeriatın yolu incedir bu kıldan.
Ondan sonra Cenabı Hak, Cebrail Aleyhisselamı gönderdi oda buyurdu;
-Dostum ya Muhammed senin mührün nurludur bu tastan, yarın kıyamet gününde ümmetine şefaat etmek tatlıdır bu baldan, sırat köprüsü incedir bu kıldan.
Peygamber efendimize el kaldırıp huzurunda dua ettiler, yarabbi bu bal tefsirini okuyanlara ve dinleyenlere İKİYÜZ peygamber sevabını senden dilerim. Cihan yari güzim efendilerimizde ÂMİN dediler.
Hak Tealanın hitabı geldi: “ya Muhammed! her kim bu bal tefsirini okursa yahut yazdırıp yanında taşırsa ve yahut yazdırıp ümmetine hediye ederse İzzeti Celalim hakkı için ben o kimselere iki yüz peygamber sevabını veririm buyurdu.
Menakıb-ı Cihar-ı Yar-i Güzin'de geçen metin ile yukarıdaki metni karşılaştırınca farkı görebiliyoruz.
Bir de bazı piyasa dua kitaplarında Bal Tefsirini şu kadar yazın, şu kadar çoğaltıp, şu kadar kişiye dağıtın, üzerinizde taşıyın vs şeklinde talimatlar var. İşte bu nedenlerle şüphelerin olması normal.Mevzunun geçtiği diğer kaynaklardan aktarımların yapılması faideli olacaktır.