Gönderen Konu: Bir Kalp ve....  (Okunma sayısı 7245 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı antepli

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 496
Bir Kalp ve....
« : 05 Nisan 2005, 16:37:28 »

BİR KALP VE...



Delikanlı alaca karanlıkta
yürürken, yumuşak bir

şeye çarptığını fark

etti.

Eğildi baktı. Aman Allah ım!... Ayaklarının

arasında, yuvasından ustalıkla

sökülmüş bir kalp duruyordu. Tıpkı resimlerdeki gibi

diri ve kanlıydı. Onu

büyülenmişçesine avuçlarına aldığında, dehşetinden

çıldıracak oldu.

Kalp tıp tıp atıyordu. Ve sıcacıktı. Delikanlı,

sanki ellerine yapışıp bir

başka uzvu haline geliveren kalpten

kurtulmak istiyor, fakat ne olduğunu bilmediği,

kestiremediği duygular

tarafından engelleniyordu. Bir müddet sonra

sakinleştiğinde, onun sahibini

bulmak için en yakındaki evin kapısını çaldı ve

zincir aralığından bakan

genç kıza:

- Bu kalp sizin mi? diye sordu. Biraz önce buldum

onu.

Kız, mahcup bir ifadeyle;

- Ben kalbimi, üç ay önce rastladığım bir vefasıza

kaptırdım, dedi. :(  Yandaki

eve sorun, onların olabilir.

Kızın gösterdiği ev, göz kamaştırıcı bir villaydı.

Kapıyı açan

hizmetkarlar, onu üst kata çıkartarak evin beyine

götürdüler.

Delikanlı, yumuşacık halıların üzerine damlayan

kanları ayağıyla örtmeye

çalışırken:

- Bu kalp sizin mi acaba? diye sordu. Hala atıyor

da...

Beyefendi, ışıl ışıl parıldayan kristal kadehinden

höpürtülü bir yudum

çekerek:

- Ben kalbimi dünyaya sattım, canikom, diye sırıttı.  :evil:

Komşu evde bir meczup

var, o bilir sahibini.

Delikanlı, hızla soğumaya başlayan ve atışları

gittikçe yavaşlayan kalbi

bitişik kulübedeki ihtiyara koşturarak:

- Bu sizin mi? diye sordu. Çabuk olun, neredeyse

duracak.

Yaşlı adam, okumakta olduğu Kuran ı yavaşça

kapatırken:

- Ben kalbimi, her şeyimle Allah a verdim, evlad,

diye gülümsedi.  :x  :x  :x

Elindekinin sahibini, neden gidip anne ve babana

sormuyorsun?

- Her ikisi de yaşlanıp bunadı, diye üfüldendi genç.

Bir bebek gibi alaka

görmek istediklerinden, üç gün önce kavga edip

onları terk etmiştim.  :evil:

İhtiyar adam, büyük bir üzüntüyle:

- Terk ettin ha..! diye mırıldandı. Terk ettin

demek.

Delikanlı, söylenenlere karşı kayıtsız görünüyordu.

Oysa ki yaşlı adam,

beklediği cevabı çoktan almıştı.

Delikanlıya doğru emin adımlarla ilerledi ve iki

eliyle kavradığı gömleğini

bir hamlede yırtarak açıverdi. Delikanlının sol

göğsünde, avuçlarında

tuttuğu kalp büyüklüğünde kanlı

bir boşluk vardı. :(
« Son Düzenleme: 24 Haziran 2008, 00:01:41 Gönderen: isra »
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...

Çevrimdışı gülçiçek

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 391
Ynt: Bir Kalp ve....
« Yanıtla #1 : 20 Temmuz 2011, 03:06:16 »
teşekkürler
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.

Çevrimdışı lalegül

  • yazar
  • ****
  • İleti: 513
    • Sidre.net
Ynt: Bir Kalp ve....
« Yanıtla #2 : 08 Ekim 2011, 15:08:35 »
Teşekkürler...
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

Çevrimdışı cennet_nuru

  • Cennet ucuz değil Cehennem dahi lüzumsuz değil...
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 485
  • Her nefesimi SANA yönelmiş dualar eyle ...
    • sadakat.net
Ynt: Bir Kalp ve....
« Yanıtla #3 : 08 Ekim 2011, 18:23:55 »
O göremediğin koskoca derya gönlümdür...Gördüğün sahil ise dilim...Kıyılarıma vuran dalgalara şaşırma...!!Onlar aşktan gel-git'im...Beni kendinde,kendimde arama...Ben hem bende hem sende bir gizim...!!Beni Mecnun'dan Leyla'dan sorma...!!Ben sadece MEVLA'dan bir izim ... !!!

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Kalp ve....
« Yanıtla #4 : 23 Nisan 2012, 18:55:30 »

MECZUBUN Biri Camiye Girer,Belli ki Namaz kılacak.
 Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın Gözlerle Etrafı süzer, Bakar..
 Bir oraya, Bir Buraya Her köşeye Dikkatlice Bakar ve Hızla çıkar Gider..
 Az sonra sırtında Bağlanmış odunlarla Tekrar Gelir camiye ve Tam Namaza Başlamak üzere olan cemaatle Birlikte saf Tutar..
 Ama sırtındaki odunlarla Güç Bela Bitirir Namazını.
Eğilip kalktıkça yere Düşen odunlar, çıkardığı ses vs. Derken, Tabii cemaat de Rahatsız olmuştur bu Durumdan..
 Nihayet Biter Namaz, Bitmesine Ama Her kafadan Bir Ses çıkar..
 Herkes kıpırdanmaya, Adama söylenmeye Başlamıştır bile..
İmama kadar ulaşır sesler, Hafiften Tartışmalar..
İmam Aynı mahalleden, Bilir Az çok Garibin Halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve Der ki:
“Oğlum Böyle Namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın?
 Hem kendini Hem de çevreni Rahatsız Ettin Bak, Bir Daha Namaz kılmaya yüksüz Gel olur mu?” Bunu Duyan meczub melül-mahzun, Ama manalı Bir Bakışla sorar
“ Sizin Âdetiniz Böyle Değil mi Yani ?” “Ne Adeti?!” der Hoca..
 Cemaat da Toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..
 Der ki meczub bu kez:
“Hocam Ben Namaz kılmak için Girdim camiye, şöyle kendime uygun Bir yer Ararken içeridekilere Baktım, Gördüm ki Herkesin sırtında Bir şeyler var. Zannettim ki Adet Böyledir, Ben de şu odunları yüklendim Geldim işte, Neden kızıyorsun Ki ? Kızacaksan Herkese kız, Tek Bana Değil! Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der..
“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..
Cemaatte ise Hafiften “Deli işte!” manasına,Bıyık Altından Gülüşmeler Başlamıştır..
 Meczub bu kez öne Atılır ve Tek Tek cemaati işaret Ederek, saf Bir çocukça, Heyecanla Bağırır:
“Bak Bunun sırtında mavi Gözlü Bir çocuk, Bunda kocaman Bir Elma Ağacı vardı..
Bunda kırık Bir kapı, Bunda Bir Tencere yemek, Bunda kızarmış Tavuk, şunun sırtında yeşil Gözlü Esmer Bir Hatun, Bununkinde de yaşlı Annesi vardı!..”
Sonra iki Elini yanlarına salar Başını sallar ve umutsuzca;
“ Boş yok, Boş yok hiç!..diye Tekrarlar.
 O Böyle söyleyince, Herkes Dehşet içinde şaşkınlıkla Birbirinin yüzüne bakar!
 Aynen Doğrudur Dedikleri çünkü;
 Kimi Doğacak çocuğunu Düşünüyordur Namazda,
 kimi Bahçesindeki meyve Ağaçlarını,
Biri onaracağı kapıyı,
Diğeri Lokantasında pişireceği yemeği..
 Biri Açtır Aklında yiyeceği Tavuk,
 Birinin sırtında sevdiği kadın,
 Diğerinde de Bakıma muhtaç Annesi vardır.
“Peki söyle Bakalım Bende Ne vardı?” der, Bu kez Endişeyle Hoca..
 O da der ki:
“Zaten En çok da sana şaştım Hocam ! Sırtında kocaman Bir inek vardı!
Meğerse Hocanın ineği Hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” Diye Düşünürmüş Namazda..
“Harâbât Ehlini Hor Görme sakın, Defineye mâlik Viraneler var.”
Bildirince Bildiren, yüreği olan Görüyor Elbet..".
Alıntı.

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Bir Kalp ve....
« Yanıtla #5 : 24 Nisan 2012, 10:06:00 »
Çok güzel bir hikaye. Teşekkürler mazhar...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana