Bir kimsenin doğumu, ölümü, bir makâma gelmesi (özellikle padişahların
tahta çıkışları); savaş, barış, bir yerin fethi ve benzeri tarihî ve siyasî olaylar;
cami, medrese, han, hamam, çeşme, medrese ve benzeri yapıların inşalarının
tamamlanması gibi çok önemli olaylar için tarih söylenebildiği gibi, bazen
çok önemli olmayan şeyler için de tarih söylendiği görülmektedir. Burada şunu da belirtmek gerekir ki, bilhassa Osmanlı Devleti döneminde
tarih söylemek ve tarih düşürmek bir gelenek halini almıştır. O dönem kadar
yaygın olmasa da, Cumhuriyet döneminde de tarih düşürme geleneğinin
devam ettiği görülmektedir. Fakat bu işlem, gerçekleşmiş bir olayı belirtmek
üzere kullanılmıştır. Gelecekten haber vermek üzere kullanıldığının örneği yoktur. Osmanlı Türkçesi metinlerinde sık sık tarih ibâreleri geçmektedir. Ayrıca o
döneme ait yapıların kitâbelerinde, mezar taşlarında ve değişik yerlerde
çokca tarih ibâreleriyle karşılaşılmaktadır. Bunlarda belirtilen tarihler Hicrî
tarihlerdir. Tanzîmat döneminde Rûmî tarihe; Cumhuriyet döneminde de
Mîlâdî tarihe göre söylenmiş tarih örnekleri varsa da, yine de çoğunluk Hicrî
tarihtir.