Emâli Kasidesi1. Der fakîr
Ali Ûşî, Emâlî’nin başında,
İnciler misali nazımla,
tevhîd hakkında.
2. Mevlâmız, mahlûkların ilâhıdır biliniz,
Kemâl sıfatlar ile muttasıftır Rabbimiz.
3. O
hayydır,
hayattadır, her işi
tedbîr eder.
O
vardır, zü’l-
celâldır, her şeyi
takdîr eder.
4. Hayrı ve şerri ister,
irâde sıfatıyla,
Ancak şerden, kötüden
râzı değildir asla.
5. Allah’ın sıfatları, değil
zâtının aynı,
Aynı zamanda bil ki, olamaz
zâttan gayrı.
6. Zâta ve
fiile âit, Allah’ın sıfatları,
Öncesi yok,
kadîmdir, yok zevâl bulmaları.
7. Ona “
Şey” deriz, ancak hiçbir şeye benzemez;
“
Zât” da denilir, ancak
altı yön düşünülmez.
8. Başka değildir
ismi, O’nun müsemmâsından,
Bildirildi bu mana, İslâm ulemâsından.
9. Rabbim
cevher değildir ve hiç olamaz
cisim,
Ne şümullü bir bütün, ne de ondan bir kısım.
10. Cüz’ün lâ yetecezza var, şeksiz inanmalı,
Ey Müslümanlar, bunu inkârdan sakınmalı.
11. Mahlûk ve
hâdis değil, asla
Kur’ân-ı kerîm,
Rabbin
kelâm sıfatı vardır, zâtıyla kâim.
12. Allah
Arş üstündedir, buyuruyor rabbimiz.
Lâkin
keyfiyyetini anlayamaz aklımız.
13. Zât, sıfat ve
fiilîyle, benzemez mahlûklara,
Ey
Ehl-i sünnet kanma, böyle inananlara.
14. Allahü teâlânın,
üstünden vakit geçmez,
Zamandan münezzehtir,
hâlden hâle de girmez.
15. Münezzehtir Rabbimiz,
hanımdan,
hizmetçiden,
Oğlu ve
kızı yoktur, berîdir herbirinden.
16. Keza yok ihtiyacı,
yardımcıya mu’îne,
Her şeyin
sâhibidir, vardır
kendi kendine.
17. Öldürür her canlıyı, sonra
diriltecektir.
Amellerine göre,
karşılık verecektir.
18. Hayır ehli içindir, Cennetlerle
nimetler,
Kâfir olanlar ise, Cehennem’e giderler.
19. Cennet ile
Cehennem, hiç yok olmayacaktır.
İçlerinde olanlar, devamlı kalacaktır.
20. Mü’minler
Rablerini görecekler Cennet’te,
Ancak nasıl olduğu, bilinemez elbette.
21. O’nu gören
mü’minler, nimetleri unutur,
Yazık
Mutezile’ye, inkâr eden mahrumdur.
22. Hak teâlâ üstüne, kula
en yarar fiilî,
Yaratmak
vâcib değil, vâcib der Mutezilî.
23. Bütün peygamberleri, tasdîk etmek lâzımdır.
Meleklerin hepsine, iman etmek de farzdır.
24. Hâşimî ve zü’l-cemâl,
Nebîmiz en sondadır.
Ancak
sadr-ı muallâ, şerefi de O’ndadır.
25. İhtilâfsız olarak,
İmâmü’l-enbiyâ’dır.
Şek şüphe olmaksızın, O,
Tâcü’l-asfiyâ’dır.
26. O’nun
dîni her vakit, bâkîdir, devâmdadır,
Getirdiği
hükümler, Kıyâmet’e kadardır.
27. Mütevâtir ve
meşhûr, haberlerle mensûstur.
Mi’râc-ı Resûlüllah, yalnız O’na mahsustur.
28. Peygamberlerin hepsi, elbet em’andadırlar,
Asla isyan etmezler ve azil olunmazlar.
29. Kadından ve
köleden, kötü iş sahibinden,
Peygamber gelmemiştir, bunların hiçbirinden.
30. Zülkarneyn ve
Lokmân’ın, Peygamber veya velî,
Oldukları hakkında,
cidâli terk etmeli.
31. Îsâ aleyhisselâm muhakkak gelecektir.
Şakî, fesat
Deccâlî elbet öldürecektir.
32. Evliyânın dünyada
kerametleri vardır.
Bunlar Rabb’in veliye ikrâmı, ihsânıdır.
33. Bir
velî, hiçbir zaman,
Nebî’den ve
Resûl’den,
Şerefte üstünlüğü, olamaz hiçbir yönden.
34. Ebû Bekr-i Sıddîk’ın, Eshâbın tamamından,
Üstünlüğü açıktır, bir ihtimal olmadan.
35. Ömer ibni’l Hattâb’ın,
Osmân ibni Affân’dan,
Rüchânı,
fadlı vardır, bir şüphe bulunmadan.
36. Osmân-ı Zinnûreyn de, doğrusunu istersen,
Üstündür muharebe safındaki
Alî’den.
37. Üçünden sonra
üstün, bu ümmetin içinde,
Kerrâr olan Alî’dir, bu da mühimdir dinde.
38. Âişe-i Sıddîka, bazı hasletleriyle,
Fâtıma-i Zehrâ’dan, üstündür, inan böyle.
39. Birkaç fırkadan başka, haddi tecavüz eden,
Olmadı
Eshâba ve
Yezid’e lânet eden.
40. Mukallidin îmânı, kıymetli, mu’teberdir.
Çok çeşitli ve kesin,
delille müdelleldir.
41. Âlemleri yaratan, Rabb’ini kim tanımaz,
Eğer akıllı ise, cehli ma’zûr sayılmaz.
42. Daha önce
imanı,
olmayan bir kimsenin,
Son nefeste imanı,
kabul olmaz, bilesin.
43. İmandan sayılmazlar, bütün
hayırlı işler.
İbadetler imanın, parçası değildirler.
44. Asla hüküm verilmez,
kâfir ve
mürted, diye:
Zina eden, katleden, mal gasb eden kimseye.
45. Bir kimse
irtidâda, ne zaman niyyet eder,
Hak
dininden sıyrılıp, dışarı
çıkar gider.
46. Küfür olacak
sözü, gafletle ve bilmeden,
Zor görmeden söyleyen, denildi, çıkar dinden.
47. Sarhoş hâldeki insan, düşünmeden hezeyân
Ve
lâgiv söyler ise, kâfir olmaz o zaman.
48. “
Mer’i” ve “
şey” denilmez “
ma’dûm”a yok olana,
Hilâli görmek kadar,
açık delil var buna.
49. Tekvîn ile
mükevven, bil farklı iki şeydir.
Böyle inananların görüşü
kuvvetlidir.
50. Helâl gibi
rızıktır, harâm olarak gelen,
Kötü görünse bile,
doğrudur böyle bilen.
51. Kabirde suâl vardır, tevhîdden îtikâddan,
Her şahsa
sorulacak, kaçış yok imtihândan.
52. Fâsıkların bir kısmı, kâfirlerin tamamı,
Kötü işleri için, görür
kabir azâbı.
53. İnsanlar ameliyle,
Cennet’e giremezler.
Ancak Hak teâlânın
fadlı ile girerler.
54. Öldükten sonra tekrar, insanlar
dirilecek,
Sakınmalı günahtan
hesâbı verilecek.
55. Defterler verilecek, bir kısmına
sağ yandan,
Bir kısmına da
soldan, veyahut da
arkadan.
56. Ameller
tartılacak, geçilecek
Sırât’tan,
Şüphesiz
olacaktır, değildir bunlar yalan.
57. Mü’minlerin günâhı, dağlar gibi olsa da,
Şefâat edecektir,
hayır ehli orada.
58. Sapık yolda olanlar, inkâr etseler bile,
İnanmamız lâzımdır,
duânın tesirine.
59. Sonra yaratıldığı için,
dünya hâdistir,
Heyûlânın aslı yok, bu söz
felsefededir.
60. Çok zamanlar ve hâller,
geçse de üzerinden,
Şimdi vardır muhakkak,
Cennet ile
Cehennem.
61. Günahı fazla, fakat
iman sâhibi olan,
Cehennemde
ebedî kalmaz, böylece inan.
62. Ehl-i sünnet üzere,
tevhîd hakkında yazdım,
Fevkalâde hâl gibi, tesirli oldu
nazmım.
63. Bu nazm mü’min kalplere,
rahatlık, neş’e verir,
Âb-ı zülâl gibidir, ruhlara hayat verir.
64. İnanıp,
ezberleyip anlamaya çalışın,
Nimet içinde olup,
ihsanlara kavuşun.
65. Tazarrû hâlinizde, yâd ederek hayr ile,
Duâda bulununuz, zaman zaman bu kula.
66. Umulur ki fadlıyla, Rabb’im beni
affetsin,
Âhirette ebedî, seâdet ihsan etsin.
67. Hayır duâ ederse biri, bir vakit bana,
Ben de bütün gücümle,
duâ ederim ona.



http://www.sadakat.net/forum/metinler_muzakereleri/metinler_izahli_emali_beyitleri_sadakat_ozel-t3311.0.html