Ashab-ı Kiram'ı Sevmek
RESÛL-İ KİBRİYA aleyhissalatü vesselam Efendimizi mü'min olarak gören ve mü'min olarak ölen herkes sahabedir. Onlar derece derecedir. Ashabın derecesi ve rütbe itibarıyla en geride olanına, daha sonraki Müslümanların en yüksekleri erişemez. Kur'ân'a, Sünnete, icmâ-i ümmete bağlı mü'minler Ashab-ı Kiram efendilerimizi (radiyAllahu anhüm ecmaîn) severler, onlara saygı duyarlar.
Ashab-ı Kiram efendilerimiz din konusunda âdildir. Yani, Peygamber Efendimizden öğrendikleri dinî bilgileri insanlara doğru olarak bildirmişler, asla hıyanet etmemişlerdir.
Ashab, Peygamber Efendimiz gibi mâsum (ismet sıfatıyla sıfatlı, günahtan korunmuş) değildir. Hatâları olmuşsa biz bunlardan dolayı onları red ve terk etmeyiz, hâtıralarına saygısızlık yapmayız.
Ashab arasındaki birtakım anlaşmazlıklar hakkında kesin hüküm vermeyiz, bunları Mahkeme-i Kübra'ya bırakırız.
Peygamber'i görmüş olmak, İslâm'a ve Kitabullah'a hizmette bulunmuş olmak, cihad fi sebilillah yapmış olmak o kadar büyük bir mazhariyet ve fazilettir ki, birtakım ictihad hatâları bunların yanında küçük kalır diye düşünürüz.
Hz. Ebubekir Sıddık Efendimizi çok severiz.
Hz. Ömer el-Faruk Efendimizi çok severiz.
Hz. Osman Zinnureyn Efendimizi çok severiz.
Hz. Ali bin Ebi Talib Efendimizi çok severiz.
Aşere-i mübeşşereyi çok severiz.
Ashab-ı Bedr'i çok severiz.
Mü'minlerin anneleri olan Peygamber hanımlarına çok saygı besleriz.
Ehl-i Beyt'i ve onların gözbebeği olan Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendilerimizi, Kerbelâ şehidlerini çok severiz.
Üzücü ihtilâflardan dolayı bir tarafı tutup öbür tarafa sövüp saymayız ve böyle bir şeyi büyük bir beyinsizlik sayarız.
Mescid-i Nebevî'yi süpüren siyahî sahabe kadıncağıza bile rahmet okuruz, onu kendimizden çok yüksek görürüz.
Ashab-ı Kiram, Kur'ân'da övülmüştür. Peygamberimiz de onları övmüştür. Onların kimisi Allah yolunda çok eziyet ve işkencelere göğüs germiştir. Kimisi şehid, kimisi gazi olmuştur. Onlara dil uzatmak, onlara düşmanlık etmek, onları dışlamak aklı başında bir Müslümana yakışmaz. Onlar arasında meşreb farklılıkları vardı ama hepsi mü'mindi, hepsi sahabeydi. İhtilâflarla ilgili hüküm vermekten kaçınırız ve hükmü âlemlerin Rabbi Allahü Zülcelala bırakırız.
Onların en küçüğü bizim en büyüğümüzden çok yüksektir.
Peygamber nazarı ne büyük bir nimet ve mazhariyettir.
Efendimizin ve Ashab-ı Kiram'ın ruhaniyetleri üzerimize sâyeban olsun.Amin.
MEhmed Şevket Eygi-