İbni Abbas R.A'dan naklen Muaz bin Cebel Hz. leri rivayet ediyor:
- "Resulullah SAV. bir cemaatle beraberken iblis, ev sahibinden izin isteyip, Rasulullah'ın müsaadesiyle huzura dahil olduğunda Hz. Ömer, Rasulullah'tan onu öldürmek için izin istedi. Rasulullah SAV. "Ya Ömer! Ona belli bir mühlet verilmiştir" buyurdu.
Öyle kerih surette idi ki, şaşı gözlü, ihtiyar, köse, çenesinde altı yedi adet kıl sallanmış, at kılı gibi ... Gözleri yukarı bakar, kafası fil başına benzer, dudakları manda dudağı gibiydi.
-Selam sana Ya Muhammed! Selam size ey islam cemaatı, dedi. Efendimiz:
-Selam Allah'ındır ey lain! Şeytan:
-Ya Muhammed, izzet ve celal sahibi Rabb'inin emriyle zelil surette sana geldim. Ademoğullannı nasıl kandırdığımı, sana hilafsız bir surette haber vereceğim.
Efendimiz:
-Madem doğruyu söyleyeceksin, haber ver bakalım! Halk içinde en sevmediğin kim? Şeytan:
-Birincisi sensin ya Muhammed! Yaratılanlar arasında senden ziyade sevmediğim kimse yoktur ve senin gibi kim olabilir?
Rasulullah SA V.:
-Benden sonra buğzettiğin kimlerdir? Şeytan:
- Varlığını Allah yolunda feda eden müttaki, genç insan ....
Ve sual cevap şöyle devam etti:
- Sonra sevmediğin kimlerdir?
- Sabırlı olan ve şüpheli işlerden sakınan alim ...
- Sonra?
- Şikayet etmeyip halinden razı olan, ihtiyacını kimseye bildirmeyen sabırlı fakir ... ihtiyacını birine üç gün üst üste anlatan, sabırlı sayılmaz!
- Sonra?
- Helal kazanıp mahalline sarfeden zengin ...
- Ümmetim namaz kılarken halin nedir?
- Beni sıtma tutar, titreme gelir. Çünkü Allah için secde eden bir derece yükselir.
- Oruç tuttuklarında ne haldesin?
- O zaman iftar edinceye kadar bağlı kalırım ...
- Haccederlerse?
- O zaman çıldınrım.
Rasulullah SAV. süallerine devam ettiği için şeytan da cevaba mecbur olup, şunları söyledi.
- Kur'an okuduklarında ateşte erimiş kurşun gibi olurum.
- Sadaka verdiklerinde halim pek haraptır. Sanki o kişi testere ile beni ikiye böler. Çünkü sadakada dört güzellik vardır:
1. Allahü Teala sadaka verenin malına bereket verir.
2. O kişiyi halka sevdirir.
3. Allahü Teala onun sadakasını cehennemle kendi arasında perde yapar.
4. Belayı, sıkıntıyı, ah-vah etmeyi ondan defeder.
- Ebubekir hakkında ne dersin?
- O bana cahiliyette de itaat etmedi.
- Ömer hakkında? ...
- Allah'a yemin ederim ki onu gördükçe kaçarım.
- Ya Osman hakkında? ...
- Rahman'ın melekleri utandığı gibi ondan utanır, çekinirim.
- Ali hakkında ne dersin?
- Onun elinden kurtulup, hem kendim yalnız kalmak, hem de onu yalnız bırakmak isterim; ama, ben onu bıraksam da o beni bırakmaz.
Rasulullah S.AV:
- Ümmetime saadet ihsan eden ve seni de belli bir vakte kadar şaki kılan Allahü Teala'ya hamdolsun, buyurdu.
iblis:
- Heyhat! Senin ümmetinde saadet nerede! Ben o belli vakte kadar diri kaldıkça, senin ümmetin için ferahlanacak hal bırakmam. Çünkü onların kan damarlarına girer, etlerine karışırım da benim bu hallerimden haberleri olmaz. Beni yaratıp, ba's gününe kadar mühlet veren Allah'a yemin ederim ki, onların tamamını azdırırım. Cahilleri, alimleri, ümmileri, okumuşları, abidleri ve facirleri ... Hasılı, hiç biri benden kurtulamaz. Yalnız Allah'ın halis kullarını azdıramam. Rasulullah SAV.:
- Sana göre, halis kullar kimlerdir?
- Dirhem ve dinara sevgisi olanın ihlası olmaz. Dirhem ve dinara rağbet etmeyip, övülmekten hoşlanmazsa öylesi ihlas sahibidir ki, ondan kaçarım. Malı ve övülmeyi sevip, kalbi dünyaya bağlı kalan kimse bana en çok itaat edendir. Çünkü mal sevgisi günahların en büyüğü olduğu sizce malum ... Baş olmak sevgisi de büyük günahlardandır.
iblis devamla:
- Ya Muhammed! Bilirsin ki benim yetmiş bin çocuğum var. Ve her birisiyle beraber ona tabi yetmişbin şeytan olduğu halde muhtelif hizmetlerle vazifelidirler. Şöyle ki:
Bir kısmını alimlere,
Bir kısmını gençlere,
Bir kısmını şeyhlere,
Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim.
Gençlerle aramızda anlaşmazlık ve muhalefet yok.. iyi geçiniyoruz. Çocuklarla bizimkiler istedikleri gibi oynarlar.
Bizimkilerin bazısını abidlere, bazısını zahitlere musallat ederim. Onları halden hale koyar, tepeden tepeye dolaştırırlar. O hale gelirler ki, sebeplerden birine söğmeye başlarlar. Böylece onlardan ihlas alınır, ibadetleri halis olmaz ve hallerinin farkına varmazlar.
Ve iblis aldattığı bir rahibin hikayesine geçti:
- Ya Muhammmed! Sen bilirsin ki, Rahib BERSiSA 70 yıl ihlasla Allah'a ibadet etti. Ulaştığı makam icabı dua ettiği hastalar şifa bulurdu. Ben bunun peşini bırakmadım. Zina etti, kaatil oldu, sonra da kafir. ..
Bu bahsi Allahü Teala kitabında şöyle beyan buyurmuştur:
"Münafıkların hali, şeytanın hali gibidir ki, O, insana. "Kafir ol" dedi. O, kafir olunca da "Ben senden uzağım. Ben alemlerin Rabbi olan Allah'dan korkarım" dedi." (S. Haşr 16)
iblis, kötü huyları ve onlardan nasıl faydalandığını da şöyle bildirdi:
-Ya Muhammed! Sen bilirsin ki, yalan bendendir, onu ilk söyleyen benim. Yalan söyleyenler benim dostum, yalan yere yemin eden de benim sevgilimdir. Zira Adem'le Havva'yı kandırmak için yalan yere yemin ettim. «Muhakkak ben sizin iyiliğinizi istiyorum» (S.A'raf A.21) dedim. Yalan yere yemin, gönlümün eğlencesidir.
- Gıybet ve koğuculuk benim meyvelerim, şenliiğimdir.
- Talak üzerine yemin edenin günahı büyüktür. Namaz kılmak isteyene vesvese verip, "Daha vakit var, sen de meşgulsün, işini bitir de sonra kılarsın" diye diye onu oyalarım; namazı vaktin haricinde kılar, o da yüzüne çarpılır. Bu oyuna aldanmayıp, bana galip gelene insan şeytanlarından birini yetiştiririm. Buna da aldanmazsa namaz içinde sağa sola baktırır, ondan sonra yüzünü okşar, alnını öperim ve "Sen ebedi yaramaz iş yaptın" der, huzurunu bozarım.
Namazda etrafa fazla bakanın namazını Allah kabul etmez, yüzüne çarpar. Bunda da muvaffak olamazsam, münferit namaz kılanın yanına sokularak namazı çabuk kılmasını emrederim. O da tavuğun yem yediği gibi çabuk çabuk yatıp kalkmaya başlar. Bunda da muvaffak olamazsam cemaatle namaz kılarken, başına bir gem takar, imamdan evvel rüku ve secdeden kaldırmaya çalışırım. Bu sebeple kıyamet günü merkep başlı olarak haşrolunur. Eğer o kişi bunda da galip gelirse, namazda parmak çıtlatmasını yaptırırım da beni tesbih edenlerden olur. Bu işte de mağlup olursam, namazda onun burnuna üflerim de esner. Eğer elini ağzına kapamazsa, içine küçük şeytan girip dünya hırsı ve muhabbetini artırır. Bundan sonra da o kişi bize itaaat eder, sözümüzü dinler, emirlerimizi yapar hale gelir ...
Şeytan devamla:
-Ya Muhammed! Sen ümmetinin hangi saadetiyle ferahlanırsın! Ben onlara ne tuzaklar kurarım, neler yaparım! Miskin, çaresiz ve zavallılara "Namaz size göre değil! O, Allah'ın afiyet ve bolluk verdiği kimselere mahsustur. Allahü Teala "Hastalara zorluk yok" buyurdu. Sen namazla uğraşma, iyileşince kılarsın" derim. O da namazı bırakır, ıtikad zaafına uğrar, küfre gidebilir. O hastalıktan ölürse Allahü Teala'yı gadaplı bulur.
Ya Muhammed! Sen ümmetin için emin mi oluyorsun? Ben onların altıda birini dinden çıkardım.
Ya Muhammed! Eğer bu sözlerimde yalan varsa beni akrep soksun ve Allah'tan dile, beni kül etsin".
Daha sonra Efendimiz SAV.:
- Ey Laın! Senin oturma arkadaşın kimdir? diye sorup, "Süallerime sıra ile cevap ver ve sormadığım mel'anetlerini de söyle", dedi. Şeytan şöyle sıraladı:
- Oturma arkadaşım faiz yiyendir..
- Dostum zina edendir..
- Yatak arkadaşım, sarhoş..
- Misafirim, hırsız..
- Elçim, sihirbaz .. .
- Göz nurum, kadın boşayan ...
- Sevgilim, cuma namazını bırakanlar ...
- Allah yolunda harbe gidenlerin at sesleri, belimi kırar..
- Tevbe edenler cismimi eritir.
- Gece gündüz istiğfar etmek, ciğerimi parçalar.
- Gizli sadaka, yüzümü buruşturur.
- Gece namazı, gözümü kör eder.
- Cemaatıe namaz kılmaya devam etmek, başımı eğer.
- Bence en makbul kişi, namazı kasden terkedendir.
- Bence en şakı adam da cimrilerdir.
- Beni işimden alimlerin meclisleri alıkoyar.
- Ben yemeği sol elimle ve parmak ucuyla yerim.
- Sam yeli esip, sıcaklar basınca çocuklarımı insanların tırnakları arasında saklarım.
- Rabbimden on şey istedim, kabul etti:
1. Ademoğullarının malına ve evladına ortaklık diledim, kabul etti.
"Onların mallarına ve çocuklarına ortak ol.. Onlara vaadet. Halbuki şeytan onlara bir aldatıştan başka ne vaadeder?" (S. isra 64)
Besmelesiz kesilen etlerden, faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Benden Allah'a sığınmayanının malına da ortağım.
Hanımıyla münasebette bulunurken şeytandan sığınmayanla o fiilde beraber olurum. Ondan doğan çocuk bize muti olur, sözümüzü dinler. Din-i Muhammed'e uymayan kötü bir niyetle hayvana binen kimse ile ben de biner, arkadaşlık ederim. Şu ayet buna delildir:
"Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkararak yürü". (s.isra A.64).
2. Allahü Teala'dan ev diledim, hamamları verdi.
3. Mescid diledim, pazar yerlerini verdi.
4. Kitap diledim, şiirleri verdi.
5. Ezan diledim, çalgıları verdi.
6. Yatak arkadaşı diledim, sarhoşları verdi.
7. Yardımcılar diledim, "Kaderiyye" mezhebine mensup olanları verdi.
8. Kardeşler istedim, mallarını fuzuli, boş yere harcayanları, müsrifleri verdi. Şu ayet-i celile buna delildir: "O kimseler ki mallarını boş yere harcarlar (israf ederler). Onlar şeytanın kardeşidirler", (S. isra A.27) .
Efendimiz "Eğer sözlerini Kitabullah ile isbatlamasaydın kabul etmezdim" buyurdular.
9. Ademoğullarını ben göreyim, onlar beni görmesinler istedim, istediğim gibi kabul edildi.
10. Ademoğullarının kan damarlarının bana yol yapılmasını istedim, kabul edildi; ben de onlar arasında istediğim gibi akar giderim. Bunların hepsi bana verildi. Bunlarla iftihar etmekteyim. Şunu da söyleyeyim ki, benimle beraber olanlar seninle beraber olanlardan çoktur. Böylece kıyamete kadar ademoğullarının büyük kısmı benimle beraber olurlar.
iblis sözüne devamla:
-ATEME isimli bir oğlum var ki, yatsı namazını kılmadan evvel yatanların kulağına bevleder (idrar eder). Bu da namaz kılmadan uyumaya sebep olur. Bir de MUTEGAZi isimli oğlum var. O da gizli yapılan amelleri ortaya çıkarır, dürte dürte söyletir, açıklanmasına sebep olur da mükafatın doksan dokuzu heder olup, yüz sevabı bire düşer. Çünkü gizli amellerin sevabı yüzden başlar.
Yine KÜHEYL isimli bir oğlum var. O da ilim meclislerinde, hatip hutbe okurken, gözlere uyku sürmesi sürer, dinleyenlere gaflet gelir, dinlediklerini anlamaz, sevap alamazlar.
Her kadının kalktığı yere bir şeytan oturur.
Her kadının kucağında bir şeytan bulunur da ona bakanlara onu hoş gösterir. Kadına "Elini, kolunu örtüden çıkar, göster" der. O da yapar. Şeytan da haya perdesini tırnaklarıyla tamamen yırtar.
Kendi durumumu da sana söyleyim Ya Muhammed! (SAV.):
-Kimseyi dalalete sürmeye imkanım yok. Ben ancak vesvese veririm, kötü bir işi güzel gösteririm, o kadar. ..
Eğer dalalete düşürmek elimde olsaydı, yeryüzünde LAiLAHE iLLAllah, MUHAMMEDÜR RESULULLAH diyen, namaz kılan, oruç tutan kimse bırakmazdım. Hepsini dalalete düşürürdüm.
Nasıl ki sen de Allah'ın sevgilisisin, tebliğ ile memursun, hidayete kaadir değilsin ... Eğer hidayet elinde olsaydı yeryüzünde tek kafir bırakmazdın, herkes mü'min olurdu.
Sen Allah'ın kulları üzerinde bir huccetsin. Ben de ezelde şekaveti yazılanlara bir sebebim. Said, ana karnında said; şaki, ana karnında şakidir. Hepsinin Halikı Allah'tır ... "
Bundan sonra Rasulullah SAV. şu ayet-i kerimeyi okudular.:
"Bunlar sonuna kadar böyle ihtilaf edici bir şekilde devam edecek, ancak Rabb'ının esirgedikleri müstesna ... " (S. Hud A.118-119).
Rasulullah SAV. iblis'e:
- Ya Eba Mürre! Senin tevbe edip Allah'a dönmen mümkün değil mi? Cennete girmene kefil olurum, söz veririm, buyurdular.
iblis:
- Ya RasulAllah! İş verilen hükme göre oldu. Kararı yazan kalem kurudu. Kıyamete kadar ne yazıldıysa o olacak. Seni peygamberlerin efendisi, cennet ehlinin hatibi kılan ve seni halkın içinden seçip mahlukatın efendisi yapan, beni de şakilerin efendisi, cehennem ehlinin hatıbi yapan, Allah'tır. Ve O, bütün noksan sıfatlardan beridir. işte bu söylediklerim sana son sözümdür ve söylediklerimde hiç bir hilafım yoktur" dedi.
Fazilet