DİLENCİLİK
251. Dilenci hakîkaten muhtaçsa, onu kovan felâh bulmaz. (İhya C.1 S.627)
HEDİYE
252. Size bir hediye verildiğinde ona bir misliyle mukâbele edin. Eğer buna gücünüz yetmezse onu karşıla-yacak derecede kendisine duâ edin. (İhya C.1 S.619)
253. Bir kimseye hediye verildiğinde yanında bulunan-lar o hediyeye ortaktır. (İhya C.1 S.633)
254. Kişinin kardeşine verdiği hediyenin en efdali gü-müş (para) vermek veya ekmek yedirmektir. (İhya C.1 S.633)
HACI
255. Kendisine hac farz olup da haccetmeden ölen, ister Yahûdî, ister Hıristiyan olarak ölsün. (İhya C.1 S.679)
256. Kim hac eder, kötü söz konuşmaz ve istikâmetten ayrılmazsa, anasından doğduğu gibi günâhlardan sıyrılır. (İhya C.1 S.683)
257. Öyle günâhlar var ki, onları ancak Arafat’ta vakfe yapmak mahveder. (İhya C.1 S.683)
258. En büyük günâhkâr Arafat vakfesinde bulunup da Allahü Teâlâ kendisini affetmediğini zannedendir. (İhya C.1 S.684)
259. Şu beyte her gün 120 rahmet iner: altmışı tavaf edenlere, kırkı namaz kılanlara, yirmisi de beyte bakanlara bölünür. (İhya C.1 S. 685)
260. Kâbe’yi çok tavaf edin. Zira kıyâmet günü sahife-lerinizde bulacağınız amellerin en kıymetlisi ve en çok heves edilenlerdendir. (İhya C.1 S. 685)
261. Beyti tavaf edip iki rekat namaz kılan, bir köle âzat etmiş gibidir. (İhya C. 1 S. 721)
262. Allah’ım! Hacıları ve hacıların mağfiret dilediği kimseleri affet. (İhya C.1 S.686)
263. Ramazanda umre yapan, benimle haccetmiş gibi-dir. (İhya C.1 S.690)
264. Kim onun (Medine’nin) güçlük ve darlığına kat-lanırsa, kıyâmet günü ona şefâatcı olurum. (İhya C.1 S.695)
265. Beyti (Kâbe’yi) tavaf edip iki rekat namaz kılan, bir köle âzat etmiş gibidir. (İhya C.1 S.720)
266. Zemzem suyu ne maksatla içilirse, ona şifadır. (İhya C.1 S.735)
RESÛLÜLLAH’I ZİYÂRET
267. İrtihâlimden sonra beni ziyâret eden, sağlığımda ziyâret etmiş gibidir. (İhya C. 1 S. 737)
268. Hali müsâit olup da beni ziyâret etmeyen, bana eziyet etmiştir. (İhya C. 1 S. 737)
269. Yalnız beni ziyâret maksadıyla gelenler, Allahü Teâlâ’nın izniyle şefâatımı hak etmişlerdir. (İhya C. 1 S. 697)
270. Kabrimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir. (İhya C.1 S.742)
271. Evinden çıkıp Kuba’ya giden ve orada iki rekat namaz kılan bir umre yapmış sevabı alır. (İhya C.1 S.743)
272. Medine’nin darlık ve sıkıntısına katlanana kıyâmet günü şefâatçı olurum. (İhya C.1 S.743)
273. Gücü yeten ölünceye kadar Medine’de kalsın. Kim Medine’de ölürse kıyâmet günü ona şefâatçı veya şâhit olurum. (İhya C.1 S.743)
274. Resûlüllah S.A.V. medene-i Münevvere’yi gördü-ğünde: “Allah’ım! Bizi buraya yerleştir ve bize hayırlı rızıklar ihsan buyur” diye niyaz etmiştir. (İhya C.1 S.744)
KURBAN
275. Kurbanların en hayırlısı boynuzlu koçtur. (İhya C.1 S.732)
276. Müjdeler olsun! Kurbanın derisindeki her tüy sa-yısınca size sevap, kanının her damlası kadar mükâfât vardır. (İhya C.1 S.742)
277. Kurban kesecek kimse, Zilhicce ayı girince kur-banın tüyünden ve tırnağından bir şey kesmemelidir. (İhya C.1 S.552)
278. Kurbanlarınıza iyi bakın, zirâ onlar kıyâmet günü binitlerinizdir. (İhya C.1 S.756)
ZİKİR ve DUÂ
279. Zikrin efdali Lâ ilâhe illAllah, Duânın efdali Elhamdü lillah’dır. (İhya C.4 S.157)
280. Sabahın ilk vaktinden gün doğuşuna kadar Allah’ı zikredenlerle bir arada bulunmak benim için dört köle âzat etmekten daha sevimlidir. (İhya C.1 S.85)
281. Cennet bahçelerine uğradığınızda faydalanın.“-Cennet bahçeleri nerelerdir?” suâline: “- Zikir meclisleri” buyurdular. (İhya C.1 S.90)
282. Ey Âdemoğlu, sabah ve ikindi namazlarından sonra birer saat beni zikret; bu iki vakit arasına ben kefîlim. (İhya C.1 S.975)
283. Gafiller arasında zikreden, kuru çalılar arasında yeşil ağaç gibidir. (İhya C.1 S.847)
284. Kulum beni zikredip dudakları benim için kıpır-dadığı müddetçe kulumla beraberim. (İhya C.1 S.847)
285. Ademoğlu, zikrullahdan daha ziyâde kendini Al-lah'ın azabından koruyacak bir amel işlememiştir. (İhya C.1 S.847)
286. Allah'ı akşam sabah zikretmek, Allah yolunda kılıçların kırılmasından ve saçarcasına mal infak etmekten hayırlıdır. (İhya C.1 S.849)
287. Allah rızâsı için toplanıp zikredenlere, göklerden bir münâdî: “Yerinizden mağfiret edildiğiniz halde kal-kın, Muhakkak günâhlarınız sevaba çevrildi” der. (İhya C.1 S.851)
288. Salihlerin (zikir) meclisinde bir defa bulunmak, bir milyon kere kötü meclislerde bulunmanın hatalarını bağış-latır. (İhya C.1 S.852)
289. Gizli yapılan ameller, açıktan yapılan amellerden yetmiş derece üstündür. (İhya C.1 S.789)
290. Her gece Allahü Teâlâ birince kat semâda rahmet sıfatıyla tecellî eder ve “yok mu duâ eden, icâbet edeyim” buyurur. (İhya C.1 S.20)
291. H.K..: Bana mülâkât için iyilerin arzû ve istekleri çoğaldı. Halbuki benim onlara iştiyakım daha kuvvetlidir. (İhya C.1 S.20)
292. H.K..: Bana bir karış yaklaşan kimseye ben bir arşın yaklaşırım (İhya C.1 S.21)
293. Ezanla kaamet arasında yapılan duâ reddolunmaz. (İhya C.1 S.878)
294. Bir kimse kardeşine gıyâbında duâ ettiğinde bir melek “Allah sana da duâ ettiğin gibi versin” der. (İhya C.2 S.461)
295. Mezarındaki ölü, suya düşüp de her şeye sarılan kimse gibidir; evlâdından, anne ve babasından, kardeşin-den ve bütün yakınlarından duâ bekler. Hayattakilerin duâlarından her gün mezârına dağlar gibi nurlar yağar. (İhya C.2 S.462)
296. Allah’a kabul olunacağına inanarak duâ edin. Bilin ki gafletle yapılan duâyı Allah kabul etmez. (İhya C.1 S.885)
SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMEK
297. Kim üzerime salâvat getirirse, Allahü Teâlâ ona on rahmet irdirir. (İhya C.1 S.768)
298. İnsanların bana en yakın olanı, üzerime çok salâvat getirenidir. (İhya C.1 S.892)
299. Yanında ismim anıldığında, bana salâvat getir-memek, kişiye cimrilik olarak yeter. (İhya C.1 S.892)
İSTİĞFAR
300. Kim çok istiğfar ederse, Allahü Teâlâ her sıkıntı-dan kurtuluş, her darlıktan genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır. (İhya C.1 S.892)
301. Ben de günde yetmiş defa Allah’a tevbe ve istiğ-far ederim. (İhya C.1 S.897)
302. Günahlarından istiğfar edenler günde yetmiş defa günâha düşse yine israr etmiş sayılmaz. (İhya C.1 S.901)
303. Yaptığı günâhı Allahü Teâlâ’nın bildiğine inanan (ve içinde bu korkuyu taşıyan kimse) günâhından tevbe etmese de Allahü Teâlâ onu affeder. (İhya C.1 S.902)
304. Allah’ım bizi gazabınla öldürme, azabınla helâk etme ve bize âfiyet ver. (İhya C.1 S.948)
YEMEK ÂDÂBI
305. Yaslanarak yemek yeme! Ben ancak Allah’ın bir kuluyum; köleler nasıl yerse öyle yer, kullar nasıl oturursa öyle otururum. (İhya C.2 S.13)
306. Âdemoğlunun doldurduğu kapların en kötüsü tıka basa doldurduğu mîdesidir. Âdemoğluna belini doğrulta-cak bir kaç lokma kâfîdir. Eğer bu kadarı yetmezse mîdesini üçe bölmeli; bir kısmını yemek; bir kısmını su; üçte birini de nefes alması için ayırmalıdır. (İhya C 2 S.13)
307. Bir arada yemeniz sizin için bereketli ve mübârektir. (İhya C.2 S.14)
308. Yemeğin hayırlısı kalabalıkta yenilen yemektir. (İhya C.2 S.15)
309. Ekmeğe hürmet edin, Allahü Teâlâ onu göklerin bereketlerinden indirmiştir. (İhya C.2 S.16)
310. Birinizin lokması düşerse onu alıp üzerindeki toz toprağı gidersin sonra yesin; onu şeytana bırakmasın ve parmaklarını yalamadan (el bezine) sürmesin. İnsan ye-meğin hangi cüzünde bereket olduğunu bilemez. (İhya C.2 S.16)
311. Suyu yudum yudum ve ağır ağır için; birden iç-meyin. Zira bundan ciğer hastalığı meydana gelir. (İhya C.2 S.16)
312. Allahü Teâlâ’ya hamd olsun ki, suyu kendi fazlıy-la tatlı ve temiz yarattı. İsyanlarımız sebebiyle acı ve tuzlu yaratmadı. (İhya C.2 S.17)
313. Düşen ekmek kırıntılarını yiyen darlık görmez, çocuğu da ahmak olmaz. (İhya C.2 S.18)
314. Haram gıdâdan hâsıl olan et, ateşe lâyıktır. (İhya C.2 S.19)
315. Birinizin yemek sofrası misâfirinin önünde bu-lundukça melekler onun için istiğfar eder. (İhya C.2 S.25)
316. Kul dostlarıyla yediğinden, hesâba çekilmez. (İhya C.2 S.26)
317. Mü’minin himmeti, namaz, oruç ve diğer ibâdetler, münâfıksa hayvan gibi yemek, içmek derdinde-dir. (İhya C.3 S.160)
318. Mîdesini dolduran kimse melekler âlemine yükse-lemez. (İhya C.3 S.185)
319. Çok yiyip içmekle kalplerinizi öldürmeyin. Zira kalp bir ekin tarlası gibidir. Fazla su basınca tohumu keser ve çürütür. (İhya C.3 S.186)
320. Yün giyin, paçaları sıvayın, mîdenizi yarıya kadar doldurun, bu sâyede göklerin esrârına vâkıf olursunuz. (İhya C.3 S.188)
321. Tok karnına yemek baras (miskinlik ve ala-ca)hastalığı getirir. (İhya C.3 S.189)
322. Mü’min bir kaptan yer, karnını doyurur; münâfık yedi kaptan yer. (İhya C.3 S.189)
323. Geğirmeyi azalt (az yemek ye) Zirâ kıyâmette en çok aç kalacaklar, dünyada çok yiyenlerdir. (İhya C.3 S.189)
324. Musa A.S. Medyen ırmağına uğradığı zaman za-yıflıktan midesindeki fasulyelerin yeşilliği belli olurdu. (İhya C.4 S.411)
325. Sıcak yemekte bereket olmaz. Allahü Teâlâ bize ateş yedirmez; yemeği soğutunuz. (İhya C.2 S.883)
326. Yemeğin sonu daha bereketlidir. (İhya C.2 S.885)
327. Yalnız müttekîlerin yemeğini ye, senin yemeğini de yalnız müttekîler yesin. (İhya C.1 S.605)
328. Yemeğinizi müttekî kimselere yedirin, sadakaları-nızı da mü’minlere verin. (İhya C.2 S.606)
329. Yemeğinle Allah için sevdiğin kimseye ziyâfet ver. (İhya C.2 S.606)
330. Yemek yediren ve şükreden, oruç tutup sabreden gibidir. (İhya C.4 S.158)
331. İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü Teâlâ’ya da şükretmemiş olur. (İhya C.2 S.619)
332. Kalplerinizi az gülmek ve az yemekle ihyâ edip temizleyin. (İhya C.2 S.606)
333. Midesini aç bırakan kimsenin düşünce kabiliyeti artar ve zekâsı açılır. (İhya C.3 S.194)
334. Ümmetimin kötüleri buğdayın özünü yiyenlerdir. (İhya C.3 S.208)
335. Yediğiniz yemeği namaz ve zikirle eritin; sakın tok karnına uyumayın; sonra kalbiniz katılaşır. (İhya C.3 S.215)
336. Kişi bir çok şeyden -hatta yediği ve âilesine yedir-diği lokmadan bile- ecir alır. (İhya C.2 S.9)
337. Yemekten evvel eli yıkamak yoksulluğu, yemek-ten sonra yıkamaksa günahları giderir. (İhya C.2 S.11)
338. Altın ve gümüş kaplardan içen kimsenin midesin-de cehennemin ateşi bağırır. (İhya C.4 S.174)
339. Kul üç yemekten mesul değildir: sahur, iftar ve dostlarıyla yediği yemekler... (İhya C.2 S.26)
MİSAFİRE İKRAM
340. Size ziyâretçi geldiğinde ona ikram edin. (İhya C.1 S.27)
341. Hayırlınız yemek yedireninizdir. (İhya C.2 S.27)
342. Dâvet edilmediği sofraya giden kimse fâsık oldu-ğu gibi yediği de haramdır. (İhya C.2 S.28)
343. Din kardeşinin arzû ettiği yemeği kendisine yedi-ren kimsenin günâhları bağışlanır, din kardeşini sevindiren Allah’ı sevindirmiş olur. (İhya C.2 S.32)
344. Misâfir ağırlamayan kimsede hayır yoktur. (İhya C.2 S.33)
345. Yemeğin en fenâsı zenginlerin dâvet edilip fakir-lerin çağırılmadığı düğün yemeğidir. (İhya C.2 S.35)
346. Kim dâvete icâbet etmezse, Allah’a ve Rasûlüne âsî olmuştur. (İhya C.2 S.39)
347. Allah’a ve âhiret gününe iman eden misâfirine ikram etsin. (İhya C.2 S.42)
348. Misâfirlik üç gündür, bundan fazlası sadakadır. (İhya C.2 S.48)
349. Allahü Teâlâ nimet ihsan ettiği kimsenin üzerinde o nimetin eserini görmeyi sever. (İhya C.1 S.634)
350. Bir kavmin büyüğü size geldiğinde ona ikram edin. (İhya C.1 S.638)
351. Biriniz bir dostunun iyiliğini bilirse onu doyursun. Zira bu hal onu teşvik eder ve iyiliğe olan hevesini artırır. (İhya C.1 S.638)
NİKAH
352. Nikâh sünnetimdir. Sünnetimden yüz çeviren benden yüz çevirmiştir. (İhya C.2 S.60)
353. Geçim korkusundan evlenmeyen bizden değildir. (İhya C.2 S.61)
354. Sâliha bir kadın, dîne ne güzel yardımcıdır. (İhya C.4 S.195)
355. Allah için evlenip Allah için evlendiren Allah’ın dostluğunu kazanır. (İhya C.2 S.62)
356. Erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakma-dım. (İhya C.3 S.228)
357. Dünyanın bilhassa kadınların fitnesinden sakının. Zira İsrail oğullarında ilk fitne kadınlar tarafından oldu. (İhya C.3 S.228)
358. Allah’ım kalbimi temizlemeni ve edep yerimi ko-rumanı senden dilerim. (İhya C.2 S.78)
359. Kocaları hâriçte bulunan kadınların yanına girme-yin. Zira kan damarda dolaştığı gibi şeytan insanın vücûdunda dolaşır.(İhya C.2 S.79)
360. (Hicrî) ikinci asırdan sonra insanların hayırlısı âilesi az ve çoluk çocuğu olmayandır. (İhya C.2 S.66)
361. Şükreden kalbe, zikreden lisâna ve âhiret husûsunda size yardımcı olan sâliha mü’min bir kadına sâhip olmaya çalışın. (İhya C.2 S.83)
362. Allah’ım! Kulağımın, gözümün ve kalbimin kötü-lüğünden ve şehvetimin heyecânından sana sığınırım! (İhya C.2 S.77)
363. Aklı başında olan zamanını üçe ayırmalı; bir kıs-mında ibâdet, bir kısmında nefis muhâsebesi, diğer kıs-mında şahsî işler yapılmalıdır. (İhya C.2 S.81)
364. Her çalışanın bir gayreti, her gayret edenin de bir yorgunluğu vardır. Benim sünnetimi ihya için yorulan hidâyete ermiştir. (İhya C.2 S.82)
365. Adâletle bir gün vâlilik yapmak yetmiş sene (nâfile) ibâdetten hayırlıdır. (İhya C.2 S.85)
366. Dikkat edin! Hepiniz çobansınız, her çoban da sürüsünden mes’üldür. (İhya C.2 S.85)
367. Kişinin âile fertlerine infak ettiği sadakadır. Kişi âilesinin ağzına koyduğu lokmadan dolayı ecir alır. (İhya C.2 S.85)
368. Namazını güzel kılan, malı az, çoluk çocuğu ka-labalık olan ve Müslümanları çekiştirmeyen kimse cen-nette benimle şöylece berâberdir. (İhya C.2 S.86)
369. Âilesi kalabalık, iffet sâhibi fakirleri Allah sever. (İhya C.2 S.86)
370. Kişinin günâhları çoğaldığında (günâhlarına keffâret olmak üzere) Allahü Teâlâ ona geçim sıkıntısı verir. (İhya C.2 S.86)
371. Kişi ehlinin câhilliğinden daha büyük günâhla Allah’a kavuşmaz. (İhya C.2 S.89)
372. Kişiye, bakması üzerine borç olanlara bakmaması, günâh olarak yeter. (İhya C.2 S.90)
373. Kadın, malı, güzelliği, asâleti ve dini için nikah edilir. Sen dindar olanı seç ki, elin toprak tutsun. (İhya C.2 S.100)
374. Allahü Teâlâ sizden birinizin kalbine bir kadınla evlenmeyi düşürdüğünde o kadına baksın. Bu sâyede aralarında ülfet olur. (İhya C.2 S.103)
375. Kadınlarınızın hayırlısı, kocası yüzüne baktığında onu sevindiren, emrettiğinde itâat eden, evden ayrıldığın-da iffetini ve kocasının malını koruyandır. (İhya C.2 S.105)
376. Kadınlarınızın hayırlısı, yüzü güzel ve mihri (nikâh parası) az olanıdır. (İhya C.2 S.105)
377. Tez evlenmek, tez çocuk doğurmak ve mihri az olmak kadının bereketindendir. (İhya C.2 S.105)
378. Nutfenizi temiz kaba koyun (temiz kadınlarla ev-lenin) Zira kan anaya da çeker. (İhya C.2 S.107)
379. Kızını fasık (günâhkâr) kimseye veren onunla alâ-kasını kesmiş (ve onu ateşe atmış) olur. (İhya C.2 S.108)
380. Mü’minlerin kâmil îmana erenleri, ahlâkı güzel ve âilesine lütufkâr davrananıdır. (İhya C.2 S.115)
DÜNYAYA GELEN ÇOCUĞA
381. Duâlar nurdan tabaklar üzerinde ölülere arz olu-nur. (İhya C.2 S.72)
382. Kıyâmet günü kendi isminiz ve babalarınızın is-miyle çağırılacaksınız. Çocuklarınıza güzel isimler verin. (İhya C.2 S.141)
383. Allah katında en sevimli isimler: Abdullah ve Abdürrahman’dır. (İhya C.2 S.122)
384. İsmimi alın fakat künyemi almayın. (İhya C.2 S.140)
385. İsmimle künyemi bir arada toplamayın. (İhya C.2 S.140)
DÜŞÜK VE KÜÇÜKKEN ÖLEN ÇOCUK ŞEFÂAT EDER
386. Düşük bir çocuğu öne geçirmem, benim için Allah uğrunda bin atlı askeri geride bırakmaktan daha se-vimlidir. (İhya C.4 S. 871)
387. Küçük(ken ölen) çocuk ana babasını cennete çe-ker. (İhya C.2 S.72)
388. İki çocuğu ölen kimse, cehennem ateşinden bir duvarla perdelenmiştir. (İhya C.2 S.72)
389. Bâliğ olmadan üç çocuğu ölen kimseyi Allahü Teâlâ çocuklara rahmetinden dolayı cennete koyar.
390. İki çocuğu ölürse ne olur yâ RasûlAllah? diye so-rana: “İki çocuğu ölürse de aynıdır” diye cevap verdi. (İhya C.2 S.74)
KARI KOCA HAKLARI
391. Kocası kendinden razı olduğu halde ölen her Müslüman kadın, cennete girer. (İhya C.2 S.147)
392. Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğin gördüm. (İhya C.2 S.149)
393. Cennette kadınların azlığını görüp “Kadınlar ne-rede?” diye sordum. “Onları altın ve zağferan gibi ziynet eşyası meşgul etti” diye cevap verdiler. (İhya C.2 S.149)
TİCÂRET
394. Dürüst tüccar kıyâmet günü sıddıklar ve şehitlerle haşrolunur. (İhya C.2 S.163)
395. Allahü Teâlâ sanatkâr olan mü’min kulunu sever. (İhya C.2 S.163)
396. Size ticâret tavsiye ederim. Zira rızkın onda doku-zu ticârettedir. (İhya C.2 S.164)
ZİRAAT
397. Ziraat ve meyvecilikle uğraşan kimsenin mahsul ve meyvesinden insan olsun kuş olsun kim yerse sâhibine mükâfât vardır. (İhya C.2 S.327)
HELÂL HARAM
398. Kişinin en helâl yiyeceği, el emeği ve meşru alış verişten kazandığıdır. (İhya C.2 S.163)
399. Helâl yemek ye, duân kabul olsun. (İhya C.2 S.235)
400. On kuruşa elbise alan kimsenin parasında bir kuruş haram bulunsa, o elbise üzerinde oldukça namazı kabul olunmaz. (İhya C.2 S.236)
401. Alış veriş ederken, alacağını isterken ve borcunu öderken kolaylık gösterene Allahü Teâlâ rahmet etsin. (İhya C.2 S.193)
402. Yalan yemin, malın sürümünü artırırsa da kazancın bereketini giderir. (İhya C.2 S.196)
403. Üç sınıfa Allahü Teâlâ kıyâmet günü rahmetle bakmaz. Kibirli fakir, verdiğini başa kakan ve yemin ile mal satan... (İhya C.2 S.196)
404. Bir malı kusurunu söylemeden satmak kimseye helâl değildir. (İhya C.2 S.196)
405. Allah’ım yardımı birbirine hıyânet etmeyen iki ortak üzerinedir. Hıyânet ettiklerinde yardımı kaldırır. (İhya C.2 S.196)
406. İbâdet on cüzdür; dokuzu helâl nafaka aramaktır. (İhya C.2 S.239)
407. Allahü Teâlâ abdestsiz namazı ve hırsızlıktan alı-nan mal ile verilen sadakayı kabul etmez. (İhya C.2 S.343)
408. Allahü Teâlâ’nın en çok buğzettiği âlimler, âmirleri ziyârete gidenlerdir. (İhya C.2 S.352)
409. Âmirlerin hayırlısı ulemâyı ziyâret eden, âlimlerin de en şerlisi âmirleri ziyârete gidenlerdir. (İhya C.2 S.352)
410. Âlim ilmiyle Allah rızâsını murat ederse ondan her şey korkar. Fakat ilmiyle dünyalık yığmayı kast ederse, kendisi her şeyden korkar. (İhya C.2 S.360)
411. Allah’ım kötüleri bana ikram ettirme ki, kalbim onlara meyletmesin. (İhya C.2 S.369)
412. Okuyucular (âlimler) âmirlere meyletmedikçe bu ümmet Allah’ın himâyesindedir. (İhya C.2 S.372)
GÜZEL AHLAK
413. Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet eden derecesine yükselir.
414. Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet edenlerin derecesine ulaşır. (İhya C.2 S.47)
415. İnsanların cennete girmelerine en çok yardımcı olan takvâ (Allah korkusu) ve güzel ahlaktır. (İhyâ C. 2 S. 391)
416. Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. (İhyâ C. 2 S. 392)
417. Mizana konulacak en ağır amel güzel huydur. (İhyâ C. 2 S. 392)
418. Meclisime en yakın olanınız, ahlakı en güzel olan ve etrafındakilerle hoş geçinendir. Onlar herkesi sever, herkes de onları sever. (İhyâ C. 2 S. 393)
419. Mü’min sever ve sevilir, sevip sevmeyen (hoş geçinmeyen ve kendisiyle geçinilmeyen) insanda hayır yoktur. (İhyâ C. 2 S. 394)
420. Allahü Teâlâ hayır murat ettiği kimseye iyi bir dost verir ki unuttuğu zaman hatırlatır, hatırlarsa yardım eder.(İhya C.2 S. 394)
421. Mizana ilk konacak amel güzel ahlak ve cömert-liktir. (İhya C. 3 S. 116)
422. Malınızla insanlara yardıma malınız yetmez; onları güzel huyla hoşnut etmeye gayret edin. (İhya C. 3 S. 115)
423. Sirke balı bozduğu gibi kötü huy ameli bozar. (İhya C. 3 S. 117)
424. Allah’ım senden sıhhat, âfiyet ve güzel ahlâk iste-rim. (İhya C. 3 S. 118)
425. Güneş donmuş suyu erittiği gibi, güzel ahlâk da günâhları eritir. (İhya C. 3 S. 119)
426. Tedbir gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olmaz. (İhya C. 3 S. 120)
427. Bir şey yapmak istediğinde sonunu düşün, şeriata uygunsa yap, değilse vazgeç. (İhya C. 3 S. 416)
428. Biri sende bulunan bir kusurla seni ayıpladığında, onda bulunanla da sen onu ayıplama! (İhya C. 3 S. 402)
429. Dünyada zulme uğrayanlar kıyâmette mutlaka felâha kavuşacaklar. (İhya C. 3 S. 409)
430. Allah için kardeşlik eden kimseye Allahü Teâlâ cennette hiç bir amelle ulaşamayacağı yüksek dereceye yükseltir. (İhya C.2 S. 393)
431. Allah için sevişen iki kişinin Allah indinde en se-vimlisi kardeşini daha çok sevendir. (İhya C.2 S. 395)
432. İmanın en sağlam kulpu, Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir. (İhya C.2 S. 398)
433. Ruhlar bölüklere ayrılan askerler gibidir; havada karşılaşır ve koklaşarak anlaşırlar. (İhya C.2 S. 404)
434. İki mü’minin ruhu bir günlük yolda buluşur. Hal-buki bu âna kadar sâhiplerini görmemişlerdir. (İhya C.2 S. 405)
435. Allah’ım! Dünyanın mihnet ve meşakkatinden ve âhiret azâbından beni koru! (İhya C.2 S. 409)
436. Kişi dostunun dini (ahlâkı) üzeredir. Dostluk ede-ceğin kimseye dikkat et. (İhya C.2 S. 423)
437. Dikkat et! Allahü Teâlâ’nın yer yüzünde kapları var, onlar kalplerdir. Bu kapların Allah indinde en se-vimlisi (günâhlardan) temizlenmiş, (dinde) salâbetli, ve (kardeşlerine karşı) yumuşak olanıdır. (İhya C.2 S. 437)
438. Gördüğü iyilikleri gizleyip, kötülükleri teşhir eden kötü komşudan Allah’a sığının. (İhya C.2 S. 440)
439. Kötü söz ve edebiyat yapmak, nifaktan bir şûbedir. (İhya C.2 S. 440)
440. Sû-i zandan son derece sakının; Zira sû-i zan söz-lerin en yalanıdır. (İhya C.2 S. 441)
441. Kusur araştırmayın, sözünüzle kusur aramayın, ayrılmayın, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun! (İhya C.2 S. 442)
442. Din kardeşinin ayıplarını örten kimsenin Allahü Teâlâ dünya ve âhirette kusurlarını örter. (İhya C.2 S. 443)
443. Kardeşinle mücâdele etme! Onunla alay yapma! Ona verdiğin sözden dönme! (İhya C.2 S. 448)
444. Allahü Teâlâ’nın en çok buğzettiği, mücâdelede direnen kimsedir. (İhya C.1 S. 107)
445. Biriniz kardeşini sevdiğinde, sevgisini ona duyur-sun. (İhya C.2 S. 449)
446. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Onu terk ve ihmal etmez. (İhya C.2 S. 450)
447. Ey Ebû Hüreyre! Komşunla güzel komşuluk et ki, Müslüman olasın; arkadaşınla iyi arkadaşlık yap ki, mü’min olasın. (İhya C.2 S. 451)
448. Mü’min Mü’minin aynasıdır. (İhya C.2 S. 452)
449. Âlimin yanılmasından sakının ve (yanıldığında) onunla münâsebeti kesmeyip düzelmesini bekleyin! (İhya C.2 S. 455)
450. Allahü Teâlâ’nın en kötü kulları, kovuculuk yapıp dost ve ahbapları birbirinden ayırandır. (İhya C.2 S. 457)
451. Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, bir gün buğuz ettiğin biri olabilir, Buğuz ettiğin kimseye karşı da ihtiyatlı dav-ran; bir gün sevdiğin biri olabilir. (İhya C.2 S. 461)
452. Bir kimse kardeşinin gıyâbında duâ ettiğinde bir melek: “Allah sana da aynısını versin” der. (İhya C.2 S. 461)
453. Kişinin kendi hakkında kabul olmayan duâları, başkası hakkında kabul olur. (İhya C.2 S. 461)
454. Kişi kardeşinin gıyâbında yaptığı duâ red olun-maz. (İhya C.2 S. 462)
455. İnsan öldüğü zaman; vârisleri “ne bıraktı?” me-lekler “ne getirdi” derler. (İhya C.2 S. 457)