Mansur b. Ammar, Haya konusunda şöyle der:
Bir kimse, kendi ayıbını görürse, başkasının ayıbını göremez olur.
Bir kimse takva libasından soyunursa, onu hiçbir elbise örtemez.
Bir kimse, Allah'ın verdiği rızka razı olursa, başkalarının elinde bulunan, kendisini üzmez.
Bir kimse, azgının kılıcını çekerse, elini keser.
Bir kimse, kardeşi için kuyu kazarsa, içine kendi düşer.
Bir kimse, başkasının perdesini yırtarsa, kendi ayıbını açmış olur.
Bir kimse, kendi hatâsını unutursa, başkasının ayıbını büyük görür.
Bir kimse, şüpheli ve zorlu işlere girerse, büyük günahları zorunda kalır.
Bir kimse, nefsinin arzuları ile hareket ederse, helak olur.
Bir kimse, kendi aklı ile yetinirse düşer.
Bir kimse, insanlara karşı kibirli davranırsa, alçalır.
Bir kimse, işlerde derinliğe dalar, aşırı giderse, yorulur.
Bir kimse, insanlara karşı kabarırsa, kırılır.
Bir kimse, insanlara karşı sefahat yolunu tutarsa, ayıplanır.
Bir kimse, ahlâksızlarla arkadaşlık ederse, hakir olur.
Bir kimse, bilginlerle oturursa, vakar sahibi olur.
Bir kimse, kötülerin girdiği yerlere girerse, suçlanır.
Bir kimse, dini hafife alırsa, çamura düşer.
Bir kimse, insanların malını ganimet sayarsa, fakir düşer.
Bir kimse, sonucu gözetirse, sabırlı olur.
Bir kimse, bastığı yeri görmezse, pişman olur.
Bir kimse, Allah'tan korkarsa, yücelir.
Bir kimse, işlerde toy olursa, hep aldanır.
Bir kimse, doğrularla çarpışırsa, çarpılır.
Bir kimse, gücünün yetmediği yükü alırsa, aciz kalır.
Bir kimse, ecelin geleceğini bilirse, emelini azaltır.
Bir kimse, bilgisizlik yoluna dönerse, adalet yolunu bırakmış olur.
Tenbîhü'l-Gafilîn s.556