Gönderen Konu: İkinci Fetih  (Okunma sayısı 7013 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İkinci Fetih
« : 03 Haziran 2013, 22:59:17 »

İkinci Fetih

Sevgili Peygamberimiz’in mûcize bir haber olan “Kostantîniyye elbette fetholunacaktır…” hadis-i şerifi, hem İstanbul’un fethini bildiriyor hem de bu şehri fetheden kumandanı ve onun askerlerini methediyor.

Resûlüllah’ın bu övgüsüne nâil olmak için can atan nice Müslüman devlet başkanları ve kumandanlar, İstanbul’un fethi için nice seferlere çıkmışlarsa da bu övgü ve mübârek fetih, o gün de hâkan bu gün de hâkan olan dedemiz Fâtih Sultan Mehmet Han ve askerlerine nasip olmuştu.

Dünyanın çehresini değiştiren bu büyük hadisenin bizim zihnimizde öyle bir yeri var ki, “Fetih” denilince aklımıza ilk gelen İstanbul’un fethi oluyor. Fetihle, üç ilah inancına sahip olan Hıristiyanların bu sapık inançlarının sembolü olan çanına ot tıkanmış, dolayısıyla asırlarca devam etmek üzere Hıristiyan âleminin yüreği yanmıştı.

Ancak…Hâlâ da yanmaktadır diyemiyoruz. Çünkü “Fetih”le beraber kiliselikten câmiye çevrilip 500 seneye yakın İslam mâbedi olarak kullanılan ve fethin sembolü olan Ayasofya, bir gün gelip câmilikten çıkarılmış, ruhsuz ve mâneviyatsız, soğuk bir yapı haline getirilmiş, böylece adeta fethin gayesi ortadan kaldırılmıştır.

İstanbul o zamandan beri tekrar, yeniden ve ikinci bir fetih beklemektedir. Fethin sembolü Ayasofya’dır. Ayasofya ibâdete açık olduğu müddetçe fetih ruhu ayakta, ibâdete kapalı olduğu müddetçe de sönmüş ve söndürülmüş demektir. Onun için, ikinci fetih Ayasofya’nın müzelikten câmiye çevrilip tekrar ibâdete açılmasıyla olacaktır. Ve hiç şüphemiz olmasın ki, bu fetih kimlere nasip olursa, İstanbul’un fethiyle alâkalı olan hadis-i şerifteki müjde onların üzerinde ikinci defa tecellî edecektir. Biz de o zaman, Ayasofya’nın açılması kendisine nasip olan bu topluluğun affa uğramış bir topluluk olduğunu anlayacağız.

Tasavvuf büyüklerinin bildiklerine göre, İstanbul, ibirincisi silahla ikincisi de duâ ve tekbirlerle olmak üzere iki defa fethedilecektr. Birinci fetih, Sultan Fâtih ve askerlerine nasip olmuştur. İnancımız odur ki ikinci fetih de Ayasofya’nın tekrar ibâdete açılması şeklinde olacaktır.

Bakalım, Ayasofya’nın ibâdete açılması hangi bahtiyar topluluğun gayretiyle olacak, ebedî kurtuluşun simgesi ve belgesi olan bu devlet kuşu bakalım kimlerin başına konacaktır…

Fetih ve Ayasofya ile ilgili, âcizâne, tahmisli/beş mısralı olarak kaleme aldığım bir şiirimi arz ediyorum:

İKİ FETİH…

Peygamber lisanından sudûr etti bir medih:

O ne güzel bir sefer, o ne güzel bir fetih…

Gülbang ile başladı Edirne’den bir sefer,

Salevât okuyordu ordudaki her nefer.

Peygamber müjdesiyle coşuyordu her nefer.

Yol boyunca kalpleri zikrullah ile yandı,

Ve ordu ilerleyip İstanbul’a dayandı.

Lâkin surlar çok kavi, Bizans inatçı idi,

Veli Akşemseddin ise “Zafer yakındır” dedi.

Ve ardından genç Fâtih “Yâ Allah! Hücum!” dedi.

Bu öyle bir fetih ki, ibret olsun bizlere:

Fetih için doluştu neferler dehlizlere.

Gemiler yol bulmuştu karadan denizlere.

Bütün fetih askeri gark oldu feyizlere,

Gökten yağan feyizle nur doldu benizlere.

Surlar geçit verdi de râm oldu Atamıza.

Biz “Elestü” bezminde söz verdik Mevlâmıza.

Tekrar fetih verecek Rabbim elbette bize.

Yalvar, yakar duâ et, tekrar güç versin dize.

Feth-i sânî armağan, gelecek neslimize.

Bil! Bizans’ta dolmuştu entrika, yalan-dolan,

Zulüm âbâd olamaz, sonunda olur vîran.

Fetih ordusundaysa yoktu hile ve talan.

Erenler himmetiyle fethetti yüce Hâkân,

Aslında o bir derviş, görünüşte bir sultan,

Rûhânîler olmasa maddî güç neye yarar?

Rabbimiz sûret değil, kalpteki zikre bakar.

Ordusuyla gelmişti Ubeydullâh-ı Ahrâr,

O gelince orduyu yoğun sekîne sarar.

Vuruldu mühürler hep, tasdik olundu karar.

Melekler, rûhânîler olmuşlardı hem-zemîn.

Toprağı gözyaşıyla ıslattı Akşemseddin.

Tahakkuku ânıydı o mukaddes kaderin,

Hükmü baştan veren var, o ki Fahrul Mürselîn…

Çün görmüştü yazısın Resül, Levh u kalemin.

Ona lâyık insanlar hani Bizans’da yok ya,

İslama sinesini açmıştı Ayasofya.

Vurulmuştu üstüne, “sıbğatüllah” o boya,

Asırlarca yaşadı Kur’an’la doya-doya.

Gönül isterdi ki, âh! Bu boya hiç solmaya.

Fakat bir zaman geldi esiverdi sam yeli.

Ezan, Kur’an sustu da ruhsuz kaldı heykeli.

Hâliyle şimdi sessiz, ibâdetler biteli.

Ve soruyor bizlere: Nerde fetih askeri?

Durmadan çağırıyor: Tekrar çabuk gel geri.

Ezanlar okunur da ibâdet olmaz onda,

Seneler geçiyor ki, hutbe okunmaz onda,

Hüznünü görmek için göğsüne bir dokun da

Duy ne kadar sabretmiş yüce İslam yolunda

Gör ne yaşlar akacak, mahzun Ayasofya’da

Bil ki Ayasofya’da ikinci fetih gerek,

Mürşitler Akşemseddin ve mürid Fâtih gerek.

Diz çöküp göz yumarak Arş’ı titretmen gerek.

Karanlıktan arınmış nurlu âsuman gerek,

Asrında iz bırakan mühr-i Süleyman gerek.


İstermiş Ayasofya yeni bir fetih meğer.

Fetihte pay sahibi olmak istersen eğer,

Duâ ve niyazınla eyle semaya sefer,

Bu seferin zamanı, bilesin vakt-i sefer.

Mâneviyat eri ol, başın tâ Arş’a değer.

Hedef Arş’tan da öte… Geç ay, güneş, yıldızı.

Yeter artık durmak yok! Yum gözünü, kır dizi.

Aç elini artık sen, kalpte tatlı bir sızı…

İste ikinci fethi, Rabbim reddetmez bizi.

Bak! Önünde duruyor, Fâtih’in kudsî izi.

Ey sen duâ leşkeri, kudsî fetih askeri!

Küfür pes etmiş artık, patlamıştır tekeri.

Sen durma ha, ilerle! Duran kalmıştır geri.

Hedef: İkinci fetih… Durmayalım, ileri!..

Resûlümüz buyurur: Ey ümmetim gel beri!...

Evet!.. Mukaddes mâbed yeni bir fetih ister.

Sanma sessiz kalacak duâdaki akisler.

Bize destek verecek, üçler, yediler, kırklar.

Sen azmeyle yeter ki, onlar seni destekler.

Fethe engel olamaz, bütün maddî köstekler.

Yeter ki sönmesin hiç, fethe bağlı istekler.


Asla baş kaldırmaya nefisteki hevesler!

Şu soru “Biziz!..” diye açık bir cevap ister:

Kim bu yola baş koyar? Kimi yazar tarihler?

Nerde o güzel ordu? Nerdesiniz fâtihler?..



Ali EREN | 01.06.2013 13:47 | www.haberkita.com


mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #1 : 04 Haziran 2013, 09:03:08 »
Bu güzel şiir ve yazı için teşekkür. İnşAllah Rabbimiz bize  o bahsedilen ikinci Fetihi görmeyi ve O Fetih neferlerinin(askerlerinin) içinde olmayı nasip eder.

Çevrimdışı teyyare

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #2 : 04 Haziran 2013, 15:20:44 »
TESBÎH VE TEKBÎRLE FETHOLUNACAK ŞEHİR: İSTANBUL

Sahîh-i Müslim’de rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Resûlullâh Efendimiz, Kostantiniyye'nin fethi hakkında buyurdular:

“Ey Ashâbım, bir tarafı karada, bir tarafı denizde olan şehri bilir misiniz?”. “Evet Yâ Resûlallâh”, dediler.

“O şehre Benî İshâk’dan yetmiş bin nefer gazâ etmedikçe kıyâmet kopmaz. Oraya vardıklarında silah ile harbetmezler, ok da atmazlar. “Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” derler, denizde olan tarafı düşer. Sonra ikinci olarak “Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” derler, diğer tarafı düşer. Sonra üçüncü defa “Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” derler, şehir fetholunup girerler…”

Diğer Hadîs-i şerîf'de buyuruldu:

“Muhakkak ben bir şehir bilirim ki onun bir tarafı denizde, bir tarafı karadadır. Müslümanlar onu fethetmek için gelirler. “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh” derler, kara tarafı düşer. “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh” derler, deniz tarafı düşer. Müslümanlar onu tesbîh ve tekbîr ile fethederler.” ( fazilet takvimi 29 mayıs)   

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #3 : 04 Haziran 2013, 16:53:58 »
Bize destek verecek, üçler, yediler, kırklar.

Sen azmeyle yeter ki, onlar seni destekler.
Fethe engel olamaz, bütün maddî köstekler.

Yeter ki sönmesin hiç, fethe bağlı istekler.

Çevrimdışı leyya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
  • şukran lillah
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #4 : 04 Haziran 2013, 20:18:26 »
Bil ki Ayasofya’da ikinci fetih gerek,

Mürşitler Akşemseddin ve mürid Fâtih gerek.

Diz çöküp göz yumarak Arş’ı titretmen gerek.

Karanlıktan arınmış nurlu âsuman gerek,

Asrında iz bırakan mühr-i Süleyman gerek.


İnşAllah en ön saflarda canla başla bizde bu kapının hadimelerinden olacağız...
« Son Düzenleme: 29 Mayıs 2014, 10:13:01 Gönderen: Mücteba »
Başaramassan bir daha dene, bir daha dene..Bir daha..Bir daha..Bir daha dene...
Unutma ''pes etmek intihar etmek'' gibidir...

Çevrimdışı Togika

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 212
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #5 : 05 Haziran 2013, 11:48:01 »
Fetihte pay sahibi olmak istersen eğer,

Duâ ve niyazınla eyle semaya sefer,

Bu seferin zamanı, bilesin vakt-i sefer.

Mâneviyat eri ol, başın tâ Arş’a değer.

Allah (cc) İnşAllah en ön saflarda o bahsedilen ikinci Fetihi görmeyi ve o Fetih neferlerinin(askerlerinin) içinde olmayı nasip eder.
Uğrunda Fedakarlık Yapamadığın Sevgiyi Boşuna Yüreğinde Taşıyıp'ta Yük Etme.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
3. (5019)- Yine Ebu Hureyre (radıyAllahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):

"Bir tarafı karada bir tarafı da denizde olan bir şehir işittiniz mi?" diye sordular.

Oradakiler: "Evet!" deyince, şöyle buyurdular: "İshakoğullarından yetmiş bin kişi bu şehre sefer tertiplemedikçe kıyamet kopmaz. Askerler şehre gelince konaklarlar. Ancak silahla savaşmazlar, tek bir ok dahi atmazlar. "Lailahe illAllahu vAllahu ekber!" derler. Bunun üzerine şehrin deniz tarafı düşer. Sonra askerleri ikinci kere, "Lailahe illAllahu vAllahu ekber" derler, şehrin diğer tarafı da düşer. Sonra tekrar "Lailahe illAllahu vAllahu ekber!" derler. Bu sefer onlara (kapılar) açılır. Oradan şehre girerler ve şehrin ganimetini toplarlar. Ganimetleri aralarında taksim ederlerken, yanlarına bir münadi gelip: "Deccal çıktı!" diye bağırır. Askerler her şeyi bırakıp geri dönerler"
[Müslim, Fiten 78, (2920).]


AÇIKLAMA:
Burada kastedilen şehrin İstanbul olduğu, Benî İshak'la da Arapların kastedildiği belirtilmiştir. Rivayetlerin bazısında Benî İshak yerine Benî İsmail tabiri gelmiştir. Arapları kastedmede Benî İsmail tabiri daha fasihtir. Çünkü Araplar, Hz. İshak'tan ziyade Hz. İsmail'in ahfadıdır. Aliyyu'l-Kârî, bu tabirle Arap ve Arap olmayan başka Müslümanların kastedilmiş olacağını, ancak tağlib tarikiyle Arap dendiğini belirtir.

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İkinci Fetih
« Yanıtla #7 : 29 Mayıs 2014, 08:41:22 »
Alıntı
Bil ki Ayasofya’da ikinci fetih gerek,
Mürşitler Akşemseddin ve mürid Fâtih gerek.
Diz çöküp göz yumarak Arş’ı titretmen gerek.
Karanlıktan arınmış nurlu âsuman gerek,
Asrında iz bırakan mühr-i Süleyman gerek.