Nişanlı Kızlar Aman Dikkat

Başlatan Tuğra, 08 Eylül 2008, 02:00:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra


Biliyorum… bir zamanlar “gelin”ine eziyet eden, “oğlunun hayat arkadaşı” şeklinde algılamayıp, kendi ev işlerini yaptırmaya çalışan kayınvalideler vardı… günümüzde de olduğunu biliyoruz……ama… birilerinin hayatı… birilerinin tecrübeleri… birilerinin olumsuz hayat koşulları lütfen sizleri etkilemesin…!

İnanılır gibi değil…! şimdi de böyle kızlar türedi…! nişanlandığı gencin burnundan getiren… olmadık isteklerde bulunan… olmadık biçimlerde kaprisler yapan…

kendisini -sanki hayatının devamında sürekli yapacakmış gibi- lüks lokantalarda ağırlatmaya çalışan… ne kadar para harcatırsa o kadar kıymetli olacağını zanneden… ne kadar yoğun isteklerde bulunursa, o kadar çok değer göreceğini hisseden genç kızların sayısında artışlar oldu…

Hiç onaylamadığımız, “eziyet eden kayınvalide” zeminine karşın, böyle bir gelişmeye seyirci kalmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum bir yandan… ama geçmişte yapılan bir yanlışlığı, gelecekte yapacağımız yeni yanlışlıklarla düzeltemeyiz ki…

Yani; “…zamanında benim annem kayınvalidesinden çok çekmiş… ben kendi kayınvalideme böyle fırsat vermeyeyim!” “…erkek milleti kadınların kıymetini bilmez! Ne kadar çok kapris ve naz yaparsam o kadar değerli olurum!” şeklinde bir yapıyla “evlilik” kuramazsınız…

Savaşa gider gibi… kılıç kalkan kuşanır gibi yola çıkılmaz…! Tabi bir evlilik yolculuğuna çıkmak istiyorsanız…?

Öyle garip şeyler duyuyorum ki… kızmaktan kendimi alamıyorum… gecenin bir yarısında nişanlısını arayıp, İstanbul gibi bir ilde, bir uçtan öbür uca dondurma istemek gibi… “canım çok dondurma istiyor, bana hemen alıp gelir misin?” gibi garip istekler… her dışarı çıktığında aşırı lüks yerlerde yemek yemeyi talep etmek gibi…

Sevgili genç kızlar…! Evleneceğiniz insanın size olan sevgisini ve ilgisini ölçmek(!) için bu gibi yöntemlere başvuruyorsanız yanlış yapıyorsunuz… hatta bir adım öncesine gitmekte yarar var psikolojik açıdan… ÖLÇMEK zorunda olduğunuz bir ilişki, ilişki bile değildir ki… ölçmek zorundaysanız… üstelik ölçmeye çalıştığınız malzemeler sizin kendi iç malzemeleriniz değil de çevreden birilerinin size dayattıkları şeklindeyse daha fazla hata yaparsınız…

Bu süre zarfında birbirinizi tanımak için çeşitli denemeler yapmanız elbette normal… ancak deneme malzemeleriniz sizin kendi içinizden çıkmalı… onun bunun söylediği şeyleri denemeye kalkarsanız, kurulmamış evliliğinizi şimdiden baltalamış olursunuz… kendi duygularınızı, kendi seçimlerinizi, kendi yapısal bütünlüğünüzü algılamaya çalışmalısınız…

…yoksa… istanbul’un bir ucundan öbür ucuna dondurma getirterek… kendinizi abartı rakamlı mekanlarda ağırlatarak birbirinizi tanıyamazsınız… haa başka bir açıdan bu durumda da bir tanıma olur elbet… J ama kendinizi ne şekilde tanıtmış olacağınızı söylemeyeyim isterseniz… yoksa bana kızarsınız…! J

Demek istiyorum ki… nişanlı kızlar lütfen dikkat…

Evlenmek istiyorsanız, evleneceğiniz gence dayatma psikolojik işkenceler(!) yapmayın… ilişki böyle başlarsa, ileriki yıllar için tüm saygınlığınızı yitirirsiniz bence… çünkü karşı tarafta “iç öfke” oluşturan her talebiniz, evlilik tarihinizden itibaren yol, su, elektrik olarak size geri dönecektir…!

…sizi annenizin evine geri gönderecek bir YOL…

…hayatınızı yaşanmaz hale getirecek SU’lu bir algılama biçimi…

…ve ortamda sürekli hissedeceğiniz… sizi bir türlü sevgi dolu bir aile kurumu haline getiremeyecek düzeyde ELEKTRİK yüklü bir gerilim…

Yazılanların tamamı nişanlı beyler için de geçerlidir… karşı tarafa sıkıntı yaşatarak… kaprisler yaparak… naz adı altında uygulanan sinir bozucu tavırlar takınarak evliliğe başlanmaz… hatta bu tür davranışlarla hiçbir şeye başlanmaz… değil evlilik yolculuğuna çıkmak, bu mantaliteyle market alışverişine bile gidilmez…

İlgilenen tüm genç arkadaşlara iletmiş olayım… sizlerden gelen mailleri okuyunca, yazılanlara inanamıyorum… kızlar aman dikkat… lütfen kendi hayatınızı, kendi ellerinizle olumsuz noktalara taşımayın…

Beylerin  değer vermesi için bu tür yöntemlere başvurmanıza gerek yok… aklı başında… sağlıklı… makul… ve kişiliği oturmuş bir insanla yola çıkmanız yeterli… diğerleri kendiliğinden gelir…

Sevgiyle kalın…

Mehtap Kayaoğlu
〰〰〰〰🐠

Tuğra


Görür görmez vurulmuş, “İşte tam istediğim gibi bir gelin” diye mırıldanmıştı. Hemen isteme turlarına başlamış, oğlunu paşalara layık bir düğünle baş göz etmişti.

İlk günler gelinini çok sevmişti. Ama ne olmuşsa düğünden sonra olmuş, her akşam oğluna bir şikâyet dilekçesi sunmaya başlamıştı.

Artık delikanlı eve koşar adımlarla değil korkuyla geliyordu. “Acaba annem bugün neler anlatacak?” diyerek ürküyordu. Daha kapıdan girer girmez annesinin serzenişleriyle karşılaşıyordu.

Eşi de ufaktan ufaktan rahatsız olmaya ve tartışmalar, gözyaşları ve şikâyetler başlamıştı…

…Ve anne son dilekçeyi vermişti. Ya eşin ya ben.

Delikanlı deliye dönmüştü. Ne eşinden vazgeçebiliyordu ne de annesinden. Yıllarca süren bu tartışmalar mahkeme kapısına kadar gitmişti.

Ne yazık ki, böyle trajediler sık sık yaşanıyor. Bir hiç yüzünden nice genç gelinlerin boynu bükülüyor. Genç erkeklerin omuzu çöküyor. Gencecik insanlar, anne kaprisine kurban gidiyor.

Kimi avukatlar, boşanmaların birinci sırasını şiddetli geçimsizliğin, ikinci sırasını ise aile yakınlarının müdahalesinin aldığını söylüyor.

Uzmanlara göreyse bazı insanların evlenmemesi gerekiyor. Bunlardan birileri de “büyüyememişler”.

Yani belirli bir ruhi olgunluğa erişmemiş, şahsiyeti tam oturmamış ve ailesine son derece bağlı ve etki altında kalanlar…

Bu tip kişilerin kişilikleri oturmamış olduğundan hep yakınlarının sözleriyle hareket ediyor. Kendilerini idare edemediklerinden idare ediliyorlar.

Yani kayınvalide oğluna “eşini sev” dediğinde sever. “Döv” dediğinde döver.

Bu sadece erkek için değil, kadın için de geçerlidir. İyilik zannıyla nice kötülük yapan:

“Aman ezilme. Kendini ayak altına verme. Kendini kullandırma” diyerek kızlarını fena hareket etmeye teşvik eden kız anneleri de var. Şayet kız da “büyüyememişler” sınıfındaysa annesinin yanlış telkinleriyle aile yuvasını cehenneme döndürebiliyor.

Yaşınız büyüdü; ya ruhunuz, davranışlarınız büyüdü mü?

* İlk önce evlenmeyi düşünen aday “büyüyememişler” grubundaysa büyüyene kadar evlenmemelidir.

* Kayınvalidelerse, çocuklarının evine karışmamalıdır. Bu kız annesi için de erkek annesi içinde geçerlidir. Çünkü aile probleminde sıkıntıyı sadece kayınvalidenin “el kızı” dediği gelin değil, “ciğerparem” dediği oğlu da çekmektedir.

* Erkek iki kadın arasında kalmaktadır. Bir taraftan eşi öbür taraftan annesi çekiştirmekte ve annenin “ciğerparesi” de “el kızıyla” birlikte yıpranmaktadır.

* Peygamberimiz: “Kadını kocası aleyhine kışkırtan kimse bizden değildir.” buyurmaktadır (Ebû Davud, Talâk:1.)

* Öyleyse, oğlunu seven ve onun mutluluğunu isteyen kayınvalide, gelinini sevmeli ki, hem oğlu mutlu olsun hem de gelininin sevgisini kazanarak oğlunu kaybetmesin.

Gülay Atasoy
〰〰〰〰🐠

Tuğra

〰〰〰〰🐠

Kahraman

Alıntı yapılan: Lika - 09 Eylül 2008, 03:17:49
Teşekkürler Tuğra  :)
Evlilik, evlilik, evlilik...Zor işler hakikaten..Hele şu ahirzamanda yazılanlara bakılırsa bazıları için iki kat zor..Allah evlenenlere, evlenme sürecinde olanlara ve evlilik kararı alma sürecinde olanlara yardım etsin...İnşaAllah tüm yuvalar Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın o güzel yuvasına benzesin.(amin)
..Ey Rabbimiz! Bazı yüzlerin ağarıp,bazı yüzlerin kararacağı günde; bizi yüzleri ak,gönülleri pak olan,sevgili resülünün bayrağı altında toplanan mesut insanlar zümresine kat.O'nun(sav) yanında cennete girmeyi,mübarek Cemalini görmeyi,Senin dostlarınla komşu olmayı ve en büyük makam olan rızana ulaşmayı nasip eyle. Amin.

adilcevaz

günümüzdeki her şeyde oldugu gibi evliliklerde çabuk tüketilir oldu.C.Hak bizleri muhafaza buyursun.
Allah sonumuzu hayr etsin...
Bütün dünyayı verseler gamım bitmez nedendir bu
Taa ezelde gam turabıyla yoğrulmuş bendendir bu
Terk etme insafı makamı imtihandır bu
Gelen gider giden gelmez iki kapılı handır bu!

sakincan

:)hüsnü niyetinize  binaen efenim..



MEKTUP

Oglum Mahir!
Ana heyran nasilsan?
Ne haldasan?
Biz seni aramasah sormasah
Sen bizi ne arisan ne de sorisan
Sen ne hersiz bir evlatmissan
Bemirad Olmiyasan
hahin kizinan gezisen dolasisan
Edemisen anan mektup yazasan
Heç Allah'tan korhmisan bizi merakta birahisan
Dünegin arkadasin Hüsen gelmisti
Ankara'dan Getmisem saglik haberin ondan almisam
Seni belediye otobozunda görmis bir kiznan
Sözlüm diye bahsetmissen o kizdan
Birde yüzüg tahmissan barmagan
Niye oglum sen anasiz kalmissan
sansahan evlenmaga kalhmissan?
Hüsen'e dedim ki;
"Hüsen! Hele birez kizi anlat"
Dedi ki
" Ne anlatayim diyaza, ay parçasi bemirad"
Gülende güller açi
Agliyanda incinen mercan saçi
Bele güzel ne görülmis ne duyulmis
Hak teala öz nurundan yaratmis.
Mahir!
Niye sen hirif olmissan
Böyükleren danismadan evlenmaga kahmissan
Kardasindanda mi ibret
almisan? Getti bir tango kiz getirdi Ne kendisi rehet etti
Ne de bizi rehet ettirdi
Kiz da kiz olaydi üregim yanmazdi
Ele zaif ele zaifti ki
Ayni Çirtik Eso'ya benzidi
Çirpi gibi bacagi
Emin aganin ayagi gibi ayagi
Çamasir tokaci gibi de elleri vardi
Ne aglidi agliyasan
Ne gülidi gülesen Ne konusmagimizi begenidi
Ne pisirdigimizi yeyidi
Zikkimin köküni yiyeydi
Herbisede kusur buludi
herbiseye yeni yeni adlar tahidi
Ben deyidim babakanuç
O deyidi " patlican ezmesi""
Ben deyidim lebeni
O deyidi " yogurt çorbasi"
Ben deyidim hilorik asi
O deyidi "eksili izmir köftesi"
Yoh! carut degil farasmis
Küçe degil sokahmis
Hebene degil destiymis
Havuca pirçikli demah ayipmis
Ben bele konusayim diye benden utanimis.
Niye kendi yaptigindan utanmidi
Gün evle olidi yatahtan kahidi
Benim elimden çaput
Onun elinden roman düsmidi
Gezmeye gidende de en öne o düsidi.
Birgün baban dükkanden geldi
hanimin kizi yerinden bile teprenmedi
Baban çoh agrina getti
Birahsam, alimAllah saçini pirçigini yolacahti.
Ben ne sanssiz bir kariymisam anam!
Kaynanalarin zalim zamaninda gelin olmisam
Gelinlerin zalim zamaninda da
kaynana olmisam Kime ne etmisem ki bulmisam.
Mahir! sen sen olasan
Akli basinda bir kiz alasan
Ister Urfalı olsun
Istersen yedi yabancidan olsun
Yeter ki helal süt emmis bir kiz olsun
Istiyem ki sonradan pesman olmiyasan
Kari kismi ayakkabi degil ki sihtimi çiharasan
atasan Namusumdur
diyecahsan Ömrübillah çekecahsan
Mahir! biliyem eyisen hossan
Herseye çabuh kizisan
Kizanda da alalo (Hindi) gibi kabarisan
Oglum! Asebi erkegin kahri çoh olur
Kahir çeken kari zor bulunur
Onun için karilarin Hamuri sabirnan yogrulmustur.
Onlar hanimdir
Onlar hatundur
Onlar sultandir
Onlarin mekani Cennet-i ala'dir
Onlar isihtir
Onlar nurdur
Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

fasulye

Bir annenin iç döküşü.
Akşam akşam hiç gülesim yoktu

sakincan

Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

Gül_Sultan

Bunu mp3 halinde, "oğlum mahir" olarak değilde "oğlum ehsan" olarak Kadri GÜRAL, güzel Diyarbekir şivesiyle okuyor. Kadri GÜRAL'ın katıldığı TRT'de ki  programdan alınmış videoalarda var. Aradığınız zaman bulursunuz Google amcadan.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

sakincan

:)değişik versiyonları var haklısınız..

bende bedirhan gökçeden dinlemiştim..

ordan aklıma geldi:)
Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

sakincan

Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

Gül_Sultan

Ben teşekkür ederim Sakincan kardeşim. :)
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

sakincan

Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

fasulye

Gül sultan stoklanmış bilgiler arşivisiniz. Siz varken google ye ne hacet  &))  maşAllah

Gül_Sultan

Estağfurullah kardeşim, sitemizde bizden daha ziyade bilgili kardeşlerimiz var. O Senin hüsnü zannın fasulye kardeşim. :) Yalnız yüzüme karşı söylemesen daha iyiydi. ş2))  Malum, bizdeki pis nefis.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.