Second Web: İnternet içinde internet

Başlatan Ber-ceste, 14 Ekim 2008, 12:46:43

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ber-ceste


Alan adı sıkıntısına son: "The Second Web" sayesinde alınmış alan adlarını da kullanabileceksiniz.

Web içerisinde web: The Second Web alınmış alan adları sorununu çözecek.Birçok web sitesi sahibi istediği alan adını alamamaktan dolayı şikâyet eder, zira o alan adı çoktan alınmış olur; milyonlarca web sitesi göz önünde bulundurulduğunda pek de şaşırtıcı değil. Viyana'da yaşayan bir üniversite öğrencisi bu sorunu çözmek için ikinci interneti keşfetti.

thesecondweb.net adresinde kullanıcılar ".com" ve ".web" son ekine sahip ve önceden alınmış internet adreslerini kayıt altına alabiliyorlar.

Püf nokta: Sörf yapan birisi olarak bu adreslere ulaşmak için The Second Web sayfasına girmek gerekiyor. Burada istenilen alan adını sanal web tarayıcısına girip çağırabilirsiniz. Böylece gerçek internete paralel olarak ikinci bir internet oluşmuş oluyor, her ne kadar ilk internet temel olarak kullanılıyor olsa da. Alan adı kaydı için 5 dolar talep ediliyor. Eğer Coca Cola veya Microsoft gibi firmalar alan adlarının ikinci web'de kullanılmasından şikâyetçi olursa bu sistemi işleten Julian Zehetmayr, adresleri kilitleyip kullanıcıya parasını iade ediyor. Şimdiye kadar 5000'in üzerinde sanal ikinci-alan-adı alınmış durumda. Zehetmayr ilerde Firefox ve Internet Explorer için özel eklentiler sunmayı planlıyor. Bu eklentiler sayesinde kullanıcılar thesecondweb.net adresine girmek zorunda kalmadan sanal web'de sörf yapabilecekler.

Halil Mollaoğlu
chip
Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..

Ay Iıığı



Giderek digitalleşen dünyada web sitelerinin arşive önem vermemesi ve sık sık kapatılması, geçmişe ait bilgilerin yok olacağı endişesine yol açıyor.

İletişim çağında artık insanların birbirleri ile bilgi paylaşması hiç olmadığı kadar kolay. Kısa mesajlar, e-postalar eski ve zahmetli iletişim yöntemlerinin yerini aldı. Dijital fotoğraflar, kolaylıkla içeriği değiştirilebilir dijital fotoğraf çerçevelerinde sergileniyor. Kitaplar hala ayakta olsa da, özellikle bilgi kaynakları büyük bir hızla web sitelerine ve elektronik kitaplara dönüşüyor. Bunların hepsi iletişim ve bilgi paylaşımını kolaylaştırsa da, İngiliz araştırmacılar bu bilgi kaynaklarının uzun yıllar saklanamamasının risklerine dikkat çekiyorlar.

Birçok web sitesinin arşivine önem vermemesi yüzünden ya bilgiye çok zor ulaşılıyor. Ulaşılan bilgilerde net bir sıralaması olmadığı için derlenmesi çok zor oluyor. Bunun başlıca sebebi olarak aramalarının genelde sözcüğe yönelik olması. Sözcüğü yönelik yapılan aramalarda çoğu sonuçlar istenen sonuçları vermiyor. Örneğin 2002 yılında işsizlik verileri ile ilgili çıkan bir haberi arayan araştırmacı işsizlik kelimesi ile yaptığı aramalarda karşısına her kategoriden her türlü haber dökülüyor. Çoğu sitede filtre seçenekleri olmasına rağmen sonuçlar genelde istenilen gibi olmuyor. Buda araştırmacının veya kullanıcının aradığı bilgiyi bulamamasına ya da çok zorlanmasına neden oluyor. Bu yüzden günümüzde bilgilerin kütüphane ya da arşiv gibi ortamlardan internet gibi sanal ortamlara kayması, bilgilerin kaybolması gibi risklerle bizi yüz yüze bırakıyor.

İngiltere Ulusal Kütüphanesi'nin yöneticisi Lynne Brindley, düzgün şekilde saklanamayan bu dijital bilgilerin gelecek nesillere 21. yüzyıla dair sadece bir "kara delik" bırakacağından endişeli. Observer'a konuşan Brindley konuyu örneklerle açıklıyor. 2000 Olimpiyatları ile ilgili 150 web sitesi sayısız bilgi barındırıyordu. Fakat olimpiyatların bitmesinden kısa süre sonra bu siteler, içerisindeki çok değerli bilgilerle beraber yok oldular. Benzer şekilde ABD'nin yeni başkanı Barack Obama'nın göreve başladığı gün Beyaz Saray'ın web sitesinde yer alan Bush dönemine ait kayıtların hepsi kaldırıldı.

Bilginin kolay iletilmesinin, bilginin daha az değerli gibi algılanmasına yol açtığını belirten Brindley, bu duruma "kişisel dijiltal bozukluk" adını veriyor ve dünya çapında bu konuda bir çaba başlatılmazsa, 21. yüzyılın önemli kayıtlarının, gelecek nesillerin tarihçileri tarafından erişilmesinin mümkün olmayacağını söylüyor.

hurriyet.com.tr