Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Hani söz vermiştik

Başlatan İsra, 25 Mayıs 2005, 10:31:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra


Hani! Söz vermiştik Alêm-i Ervahta.
‘Belâ’ demiştik ‘Elestübirabbiküm’ suâline.
Yaratıcı, rızık verici ve yegane kanun koyucu olarak, Allah’tan başka ilâh,
Önder olarak ta O’nun Resul’ünden başkasını tanımayacaktık.
Hani söz vermiştik..!

Hani! Söz vermiştik Erkam’ın evinde.
Hangi şart ve ortamda olursa olsun,
İ’lâ-yı Kelimetullah misyonunu yürütecek,
Musibetlerden yılmayacak, hiçbir tehditten korkmayacak,
Gerekirse ölümlerin en güzeline talip olacaktık.

Hani! Söz vermiştik Akabe Tepesinde.
Doğru olan her şeyde Resul’e itaat edecektik.
Rabbani davayı elden ele, gönülden gönüle,
Balçıkla sıvanmayan Hakikat Güneşini,
Cihatsız ve şehâdetsiz bırakarak lekelemeyecektik.

Hani! Söz vemiştik Medine’de.
Hani söz vermiştik..!
Dünya kardeşliğinin en güzel teşekkül etmeye başladığı Medine’de.
Kıyamete kadar, tüm müslümanlar kardeş olacaktı.

Ve bizler, ve bizler…
‘Muhakkak ki müminler kardeştir.’ Ferman-ı İlâhisine gönülden bağlanacak,
Vücudun azâları gibi birbirimizin derdi ile dertlenip, sevinçlerimize ortak olacak,
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ düsturuna,
Evrensel komşuluk bildirisine, kardeşliğin en ateşi olarak bakacaktık.

Hani! Söz vermiştik Rıdvan’da.
Başımızı tutamayan ellerimizi kökünden kurutacaktık.
Nemlenmemiş bir gözü, yara almamış, çile çekmemiş bir bedeni,
Mevlâya sunmayacaktık.
Mücadelesiz ve vuslata özlemsiz geçen bir günü, yaşanmamış kabul edip,
Doğarken nişanlandığımız ölümle,
Cihad masasında, şehâdet gömleğini giyerek,
Nikâhlanacağımız günün hasreti ile yanıp tutuşacaktık.

Hani söz vermiştik..!
Ayaklarımızı vura vura Mekke’ye girerken,
Dinime, namusuma göz diken zalimler tekrar işbaşına gelirse,
Mukaddes beldelere ebreheler tekrar saldırırsa,
Biz de kanatlanıp uçacak,
Mevlamızın ebâbil kuşları olmaya talip olacaktık.

Hani! Söz vermiştik Veda Haccı’nda Resulullah’a.
Cahiliye adetlerini bir daha diriltmemek üzere kökünden kurutacaktık.
Miras bırakılan emanetlere sımsıkı sarılacak,
Ahkâm-ı Kur’âniyeyi tüm dünyaya hâkim kılacaktık.

Ahde vefâ gösteremedik Allah'ım.
Zihinlerdeki hatırasını çoktan silmiştik.
Şehâdet mi...?
Çok uzaktı bizden, tanımıyorduk onu.
Sözlüklerimizden bile çıkarmıştık.
Çile çekmeye yanaşmadık.
Öyle eğildik, öyle eğildik ki…
Doğrulacak ne bir belimiz, kaldıracak ne bir başımız kaldı.
Utanıyoruz Allah'ım…

Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya utanıyoruz.
Ahde vefâ gösteremedik Allah'ım.
Bunu biliyoruz…
Ama şunu da biliyoruz ki…
Rahmet deryanda ufacık bir damlayız.
Yüzümüz yerde ama..!

Affet Allah'ım!.

alıntı

sedat_islam



Allah Razı olsun İsra kardeşim...

**************************

Kendimden utanıyorum...
Zafer Yakındır ve Zafer, İNANANLARINDIR...

İsra

Allah sizdense razı olsun

zeynep13

halbuki bir arkadaşımız bize verdiği sözü tutmasa neler eder, neler düşünürüz en azından!

ama rabbim yine de bize rahmetiyle muamele ediyor!
öyle ki, hala başımıza taşlar yağdırmıyor!
hala rızkımız geliyor önümüze,
hala gülüp eğlenebiliyoruz!!!!!!

YAZIKLAR OLSUN :cry:
Sen seni âşık sanma bi' beyhûde âh ile
Gör n'etti özin anlâr ol nûr-u ilâh ile...

zeynep13

bakın bana gelen bir mail

>Dostunuz randevuya gelmez ise!..
>
>Sizin sevdiğiniz , onunda sizi sevdiğini bildiğiniz dostunuz bir gün sizi
>arasa. Maddi yönden çok darda olduğunu, yardımcı olmanızı talep etse.
>Cevabınız; borç bile değil, karşılıksız severek ihtiyacı olan meblağı, hatta
>daha fazlasını vereceğinizi söyleseniz,
>Yada; maddi değil de manevi yönden çok sıkıntıda olduğunu ,anlatacağı
>sırrını sizden başkasının saklayacağından emin olmadığını, güveneceği tek
>kişinin siz olduğunu, fikirlerinizin onun için çok önemli olduğunu belirtip,
>dertleşmek, paylaşmak, çözüm önerinizi almak istediğini söylese...
>Karşılıklı bir yer belirleyip saat 13.00 de buluşmak üzere kararlaştırsanız.
>O saatte siz randevunuza gitseniz ve dostunuzun gelmediğini görüp herhalde
>önemli bir işi çıktı biraz bekleyeyim deseniz. Bu bekleyiş yarım saat,bir
>saat geçtiği halde hala gelen giden yok. İki saat sonra gayri ciddi bir
>tutum içinde pişkin bir tavırla gelse. Merakla “Önemli bir şey yoktur
>herhalde ?” diye sorsanız “Yok canım! Nasıl olsa dostum değilmisin? Her
>zaman hoşgörülüsün beni beklersin diye düşündüm” olsa!..Hem de hiçbir
>pişmanlık gösterip özür dilemeksizin!....
>Bu değer verdiğiniz dostunuzun ikinci bir şık olarak randevusuna hiç
>gelmediğini düşünün. Neler hissedersiniz? Bir kere daha arayıp başka bir
>ihtiyacı yada sıkıntısı olduğunda cevabınız, tavrınız ne olur?
>Bizi bir annenin çocuğuna merhametinin binlerce kat fazlasıyla merhametiyle
>seven ve sonsuz rahmetiyle kuşatan Rabb’imizin günde beş vakit lutfedip
>huzuruna davet ederek ihtiyaçlarımızı ,sıkıntılarımızı dile getirmemiz için
>çağrısına zamanında ,yada hiç gitmememizin mazereti ne olabilir? Yıllarca
>gitmeyip can boğazdan çıkmadan bir gün nedamet duyup (gene onun sonsuz
>şefkat ve merhametinin sonucu) huzuruna samimi bir pişmanlıkla varıp af
>dileyip göz yaşı döktüğümüz takdirde affedeceğini söylemesinin ne büyük bir
>rahmet olduğunun farkındamıyız?
>Rabb’imiz ! Namazlarımızı paçavra gibi yüzümüze fırlatılan değil miracımız
>olan namazlar eyle...(Amin)
>(
Sen seni âşık sanma bi' beyhûde âh ile
Gör n'etti özin anlâr ol nûr-u ilâh ile...

zambak313

#5
Allah razı olsun isra çok güzel bi paylaşım.

zeynep13 demişki:
Alıntı Yap
ama rabbim yine de bize rahmetiyle muamele ediyor!
[/quote

Hz.Allah'ın rahmetinin büyüklüğüne dair bağzı Hadisi Şerifler....

H.Ş. Allahü Tealanın mü'mine olan merhameti, annenin çocuğuna olan merhametinden daha fazladır. (Buhari)

H.Ş. Allahü Teala kıyamette, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok kişiyi affeder. (İbni Ebiddünya)

H.Ş. Allahü Teala buyururki : Ben Allahım, benden başka ilah yoktur. Rahmetim gadabımı geçmiştir. Allah tan başka ilah olmadığına ve Muhammed a.s.ın, Onun kulu ve Rasülü olduğuna şehadet eden, Cennete girer. (Deylemi)

H.Ş. Allahü Teala buyururki: İşlediği günahı affımın yanında büyük görene gadaplanırım. Eğer acele etmek şanımdan olsaydı, acele ceza verseydim, rahmetimden ümit kesenlere acele ceza verirdim. (Deylemi)

H.Ş. Kıyamette günahı sevabından çok olan biri Cehenneme götürülürken "Ya Rabbi, dünyada sana hep husnü zan ettim rahmetinden ümit kesmemiştim" der. Allahü Teala da, "Onu bırakın! kulumu bani zannettiği gibi karşılarım buyurur. (Beyheki)

H.Ş. Mü'min Allah'ın azabının şiddetini bilseydi, Cenneti ümit etmez, kâfirde Allah'ın rahmetinin sonsuzluğunu bilseydi, Cennetten ümidini kesmezdi. (Müslim)

H.Ş. "Mü'min korku ile ümit arasında olmalıdır" Cennete bir kişi girecek deseler acaba benmiyim Cehenneme bir kişi atılacak deseler acaba benmiyim demelidir.

Ömrümüzü Onun yolunda harcamaya çalışacaz ve neticesindede Rahmetinden hiçbir zaman ümit kesmicez...
Çocuk olsam yeniden..
Bir tek düştüğüm için acısa içim.. Kalbim; çok koştuğum için çarpsa sadece...

zeynep13

Sen seni âşık sanma bi' beyhûde âh ile
Gör n'etti özin anlâr ol nûr-u ilâh ile...

vedat1980

Alıntı Yap
Utanıyoruz Allahım?
Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya
utanıyoruz.
Ahde vefâ gösteremedik Allahım. Bunu biliyoruz? Ama şunu da biliyoruz
ki?
Rahmet deryanda ufacık bir damlayız.
Yüzümüz yerde ama..!
AFFET AllahIM..! AFFET?(alıntı)

RABBİM hakkıyla okuduklarımızı amel etmeyi nasip eylesin

sen affetmesini seversin YARABBİ bizleride affeyle

AllahU EKBER

yazılar için Allah razı olsun

selam ve dua ile

en güzele emanet olun
Bir insanı doyurmak istiyorsanız ona hergün balık vermeyiniz, balık tutmayı öğretin"

zeynep13

Sen seni âşık sanma bi' beyhûde âh ile
Gör n'etti özin anlâr ol nûr-u ilâh ile...

vedat1980

Alıntı Yap
Utanıyoruz Allahım?
Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya
utanıyoruz.
Ahde vefâ gösteremedik Allahım. Bunu biliyoruz? Ama şunu da biliyoruz
ki?
Rahmet deryanda ufacık bir damlayız.
Yüzümüz yerde ama..!
AFFET AllahIM..! AFFET?(alıntı)

RABBİM hakkıyla okuduklarımızı amel etmeyi nasip eylesin

sen affetmesini seversin YARABBİ bizleride affeyle

AllahU EKBER

yazılar için Allah razı olsun

selam ve dua ile

en güzele emanet olun
Bir insanı doyurmak istiyorsanız ona hergün balık vermeyiniz, balık tutmayı öğretin"

abdulbatin

AMİN AMİN.. önemli olanda bu vedat kardeş AMEL
Ayrıca kardeşlerim yazılarınız için Allah(cc) razı olsun.
A.E.Olunuz
Bizi bize bırakma yarabbi.

mars

Amin. Allah razı olsun isra kardeş. Her zaman olduğu gibi yine çok güzel şeyler aktarmışsın bizlere. Rabbim cümlemize verdiğimiz bu ahidlere vefa gösterebilmeyi nasip eylesin........

İsra

Allah cümlemizden razı olsun

duaekseni

Dostunuz randevuya gelmez ise!..
   
   Sizin sevdiğiniz , onunda sizi sevdiğini bildiğiniz dostunuz bir gün sizi arasa. Maddi yönden çok darda   olduğunu, yardımcı olmanızı  talep etse. Cevabınız; borç bile değil, karşılıksız severek ihtiyacı olan meblağı, hatta daha fazlasını vereceğinizi söyleseniz,
  Yada; maddi değil de manevi yönden çok sıkıntıda olduğunu ,anlatacağı sırrını sizden başkasının saklayacağından emin olmadığını, güveneceği tek kişinin siz olduğunu, fikirlerinizin onun için çok önemli olduğunu belirtip, dertleşmek, paylaşmak, çözüm önerinizi almak istediğini söylese...
 Karşılıklı bir yer belirleyip saat 13.00 de buluşmak üzere kararlaştırsanız. O saatte siz randevunuza gitseniz ve dostunuzun gelmediğini görüp herhalde önemli bir işi çıktı biraz bekleyeyim deseniz. Bu bekleyiş yarım saat,bir saat geçtiği halde hala gelen giden yok. İki saat sonra gayri ciddi bir tutum içinde pişkin bir tavırla gelse. Merakla “Önemli bir şey yoktur herhalde ?” diye sorsanız “Yok canım! Nasıl olsa dostum değilmisin?  Her zaman hoşgörülüsün beni beklersin diye düşündüm” olsa!..Hem de hiçbir pişmanlık gösterip özür dilemeksizin!....
  Bu  değer verdiğiniz dostunuzun ikinci bir şık olarak randevusuna hiç gelmediğini düşünün. Neler hissedersiniz? Bir kere daha arayıp başka bir ihtiyacı yada sıkıntısı olduğunda cevabınız, tavrınız ne olur?
  Bizi bir annenin çocuğuna merhametinin binlerce kat fazlasıyla merhametiyle seven ve sonsuz rahmetiyle kuşatan Rabb’imizin günde beş vakit lutfedip huzuruna davet ederek ihtiyaçlarımızı ,sıkıntılarımızı dile getirmemiz için çağrısına zamanında ,yada hiç gitmememizin mazereti ne olabilir? Yıllarca gitmeyip can boğazdan çıkmadan  bir gün nedamet duyup  (gene onun sonsuz şefkat ve merhametinin sonucu) huzuruna samimi bir pişmanlıkla varıp af dileyip göz yaşı döktüğümüz takdirde affedeceğini söylemesinin ne büyük bir rahmet olduğunun farkındamıyız?
 Rabb’imiz ! Namazlarımızı paçavra gibi yüzümüze fırlatılan değil miracımız olan namazlar eyle...(Amin)
   

(duaekseni)

zeynep 13 kardeşim,daha önce yazıp mail olarak bazı gruplara gönderdiğim bu "karalamamı" tekrar gündeme taşıdığınız için teşekkürler.dua ile.. :)

antepli

Allah(a.c.) sizlerden RAZI olsun!Ne diyeceğimi bilemiyorum.AFFEYLE YA RAB!!!!!!!!SONSUZ MERHAMETİNE SIĞINDIK.KAPINA GELDİK,AFFEYLEE
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...