Muhsin Yazıcıoğlu'nun Helikopteri Düştü !

Başlatan ihvan, 26 Mart 2009, 11:45:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

duha

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kahramanmaraş'ta düşen helikopterinde yer alan İHA Muhabiri İsmail Güneş'in cesedi bulundu. Güneş'in kurtulmak için helikopter koltuğunu kızak gibi kullanarak kayarak dağdan inmeye çalıştığı ögrenildi. Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu kayıp olan İHA muhabiri İsmail Güneş'in cesedi, bir kaya kovuğunda üzeri karla kaplı vaziyette bulundu.

Enkazın 500-600 metre doğu tarafında Jandarma Özel Harekat Arama Kurtarma Timleri, İHA muhabiri İsmail Güneş'in cansız bedenini bir kaya kovuğunda üzeri karla örtülmüş bir şekilde buldu.

Güneş'in cesedinin bulunmasının ardından Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır ve Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait bir helikopterle Jandarma Alay Komutanı Albay Sezai Akgün de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ait bir helikopterle cesedin bulunduğu bölgeye gitti.

İsmail Güneş'in bir yakını da Vali ve Emniyet Müdürü'nün bulunduğu helikoptere alınarak enkaz bölgesine götürüldü.

Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayıp, İHA Muhabiri İsmail Güneş'in cesedine ulaşıldığını haber verdi.

KURTULMAK İÇİN SAATLERCE ÇIRPNMIŞ, KOLTUĞU KIZAK OLARAK KULLANMIŞ
Helikopterin enkazının bulunduğu yere 500 metre uzaklıkta bir kaya oyuğunda bulunan İsmail Güneş'in bacağı kırıldığı için helikopter koltuğu ile yokuş aşağı kaydığı ortaya çıktı. Güneş'in enkaz bölgesini kurtulma çabasıyla ayrıldığı ve cesedinin bulunduğu kaya altına sığındığı anlaşıldı.

Jandarma Özel Harekat Arama Kurtarma Timleri tarafından yüzü karlarla örtülü olarak bulunan Güneş'in cenazesi kaza bölgesinden alınarak Göksun'a getirildi. Burada işlemlerin tamamlanmasının ardından cenaze Sivas'a gönderilecek.

Helikopter kazasını telefonla arayıp ilk olarak duyuran İHA muhabiri Güneş'in cesedine arama kurtarma çalışmalarının 117. saatinde ulaşılabildi.



mynet
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

müteallim

  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Günbatımı

Orman Genel Müd. ile ilgili yazı çok ilgimi çekti. Yazıda "Bizden yardım istenmedi." şeklinde bir ifade var. Yardımın ille de istenmesi mi gerekiyor? Resmi kurum da olsa, imkanın varsa kullanır ve sen bildirirsin yetkililere bulduğun sonuçları...

Bu ve buna benzer bir sürü abuk şeyler var ortada. Özal'ın ölümünün "suikast" olduğunu bas bas bağırdı ailesi ama bununla ilgili en ufak bir araştırma yapılmadan üstü örtüldü. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın ölümünün suikast olabileceği ihtimali olacak, ortalık ayağa kalkmayacak!.. :icomsupr:

Maalesef rahmetli M. Yazıcıoğlu kazası da aynı olacak. Bir süre konuşulup ört-bas edilecek gibi...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

racül

Helikopterin, aydin doganin damadina ait oldugunu buradaki yazidan ögrendim..

Bu cok enteresan bir malumat..

:

-Kaptan pilot, gidecegi yol ile ilgili meteorolojiden niye bilgi almadi?
-Aldiysa, o bölgeden gecmesi konusunda kim israrci oldu?
-Helikopterin düstügü  o cok önemli saatlerde.. -ki karanligin bastirmasina 2 saat kala-
arama kurtarma faaliyetlerinin baslamasini gereksiz saydiracak, rehavet havasi yayan haberleri kimler yaptirdi?
-Yazicioglu kücük kiriklarla kazayi atlatti, su an hastahanede diye muhabirlere bu haberi üfleyenler kimler?
-Helikopter enkazina dogru kazadan hemen sonra yola cikan köylülerin, yoldan geri dönmelerine yol acan, yazicioglu kurtuldu haberini kim yaydi?
-Yazicioglunun helikopter kiralamasini telkin edenler kimler? O firmadan alinmasini telkin edenler kimler?


daha bir yigin soru var insanin aklina gelen...

...

sorular gideni geri getirmiyor..
sorular, yazicioglundan baska siyasi bir cazibesi olmayan bir partinin siyaset sahnesinden kalkisini engellemiyor
sorular, 30 yillik bir hareketin bittigi gercegini ortadan kaldirmiyor...

...

Mevla, münker ve nekir karsisinda
mahserde, mizanda, siratta
yardimcisi olsun.. (in kene mü'minen)

...

Ben yazicioglunun,
ömer öngütün kitablarini dagittirdigina inanmiyorum...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

ihvan

#49
2008 de  Malatyaya gelmişti

Sıcak bir yaz günüydü,pek çıkmadığım çarşıya işim icabı gittim
Çarşıda (Malatya) yeni cami karşısında otübüs durağı yakınında, batım çok az bir kalabalıkla biri geziyor.yaklaştım, Muhsin yazıcıoğlu, hoş gelmişsin başkanım dedim.
Telefonlada iki resmini çektim.
O meydanda  meyan kökü şebeti satılıyordu.
Bir bardak aldı işti.karşıdaki binada eski ülkücülerden birinin ismi vardı tabelada,
Şimdi türk ocakları başkanı.
Bunun Parasını Nadir GÜNATA ödesin dedi güldü

Bu sözle eskilerin kendisine birazda ilgisizliği sitemini çıkardım.

Mevlam Rahmet eyLesin.

Devri Âlem

Türkiye, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünü, tabiî bir ölüm, bir “Hakka kavuşma” olarak görüyor. Ancak son zamanlarda üst üste geçirdiği trafik kazâları, kafaları karıştırıyor.

Bazıları, Yazıcıoğlu’nun, Ergenekon hakkında çok şey bildiği için ortadan kaldırılmış olabileceğinden kuşku duyuyor. Bizce bu zayıf bir ihtimaldir. Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu’nun “konuşmayacak” kadar olgun bir adam olduğunu, konuşmasından en çok çekinen düşmanları bile takdir eder.

Fakat bizi şüphelendiren başka durumlar var ki, uzun zamandır bunları için için takip etmemize rağmen, henüz bir kimse tarafından dikkat edildiğine ve konuşulduğuna şahid olmadık. Şu: Avrupa’da Gladio sonrası yeni “derin devlet” oluşumları, giderek faaliyetlerini arttıran bir görünüm sergiliyorlar!
Avrupalılar, kendi Gladio’larını ifşâ edinceye kadar, birisi Gladio faaliyetlerinden bahsetse, ya komünist sayılırdı veya hayalperest. Şimdi de Avrupa’nın Gladio sonrası yeni Gladio oluşumlarına gittiğini, yeni bir konseptle yeniden harekete geçtiğini söylemek, kulağa aynı şekilde garip geliyor.


Oysa, masada iki lider el sıkışırken, masanın altını gören bir göz, onların tekmeleşmekte olduklarını farkedebilir. Diplomatik sırıtmalarla geçen politik toplantıların yapıldığı salonların kuytu koridorlarında, gizli servislerin birbiriyle nasıl boğazlaştıkları da bilinen bir gerçektir.

Geçen yıl Avusturya’da Haider, şüpheli bir trafik kazâsı sonucunda hayatını kaybetti. Üstelik, yanılmıyorsak, yine böyle bir seçim arefesiydi. Haider’in, Avrupa’nın orta yerinde, AB karşıtı politikalarıyla tırmanışa geçmesi yüzünden ortadan kaldırıldığı şüphesi bütün dünyayı yaladı. Ama kimse çıkıp da sırıtan AB diplomasisini suçlamayı göze alamadı.


Şunu kabul edelim ki, Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisi, popüler bir tırmanış içinde değildi. Ne var ki, bütün Batı karşıtı eylemlerin içinden, bir şekilde bu partinin kadroları çıkıyor veya birileri tarafından AB karşıtı her radikal hareket onlarla ilişkilendirilmek isteniyordu. Avrupa, Yazıcıoğlu’na, iktidara gelme tehlikesi olduğu için değil, AB karşıtı neredeyse bütün eylemlerin odağında bulunduğu için diş biliyordu.

Ve unutmayalım ki, Avrupa, yılan gibi kindardır. Onun medenî görünümüne aldanmayınız; hâlâ en ilkel insan içgüdüleriyle hareket eden bir yapıdadır. Rahip Santoro, Zirve Yayınevi ve özellikle Hrant Dink gibi olayların faturasını Muhsin Yazıcıoğlu’na çıkarmış olması, kimseyi şaşırtmamalıdır. İsrail karşıtı bütün eylemlerde BBP’lilerin ön safta yer almasının bile “aldırmaz” görünen Avrupa’yı ne kadar kudurtmuş olabileceğini hesap ediniz!
Sözlerimizi fazla uçuk bulanlar olabilir. Onlara, İtalya’da Türk iş adamlarının otobüsünün, İtalyan şoförüyle beraber uçurumdan yuvarlanmasını hatırlatırız. Bu olay bir kazâ mıdır? Yoksa, hemen Rahip Santoro olayının akabinde ortaya çıkmış bir “tesadüf” mü? Bizim istihbaratçılarımız hiç bunu bu şekilde incelemeye almışlar mıdır? Almışlarsa hangi sonuca varmışlardır?

Sonra Malatya’daki Zirve Yayınevi olayından sonra Almanya’da artan Türkler’e karşı saldırıları göz önüne getiriniz. Bunlarda Almanya’da kurulmuş Gladio benzeri bir “gizli yapılanma”nın parmağı olabileceğinden kuşku duymayanınız olmuş mudur? Hollanda’da, Fransa’da ve başka bazı AB ülkelerinde Müslümanlara yönelik faili meçhul saldırıların arşivlerini çıkarınız!

Vakıa, AB son zamanlarda tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Bu oyunun Türkiye üzerindeki yoğunluğu, bütün tahminlerden daha fazladır. Ve bize kalırsa, “masanın altında”, bizimkiler de bu oyunun farkındadır. Ama henüz masanın üstüne bu farkındalık yansımamıştır. Herkes birbirine sırıtmakta, Türkiye AB yolunda tam gaz ilerlemekte, İsrail’le kolkola Ortadoğu’nun garnizon komutanlığı görevine soyunmaktadır.


Bizler, Ergenekon’un İslam karşıtı, saçma sapan ideolojisine düşmanlık besliyoruz. Fakat Batı’nın Ergenekon operasyonlarından duyduğu memnuniyeti gözden kaçırıyoruz. Eğer D. Perinçek, İslam karşıtı saçmasapan bir ideolojiyi temsil etmiyor olsaydı, bugün “Karen Fogg” olayı, dindar gazetelerin gündeminde de çarşaf çarşaf yer alacaktı. Sapla samanı birbirinden ayırmak gerekir.

Hasılı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Batı’nın gizli güçleri tarafından bir intikam saldırısına maruz bırakılmış olabileceğinden şiddetle kuşkulandığımızı saklamayalım. İşin teknik tarafına her ne kadar aklımız ermese de… Teknik olarak “sabotaj” ihtimali, hiçbir zaman ispat edilemese de…

Özal’ın tabiî bir ölümle ölmüş olduğuna Türkiye’de birkaç “okumuş” dışında kimse inanmıyor. Bunun gibi daha bir çok “uçak ve trafik kazâsı” da biliniyor. Eğer bu kurgular bütünüyle yanlış bile olacak olsa, bu yöndeki “kuşkular” haklı ve geçerlidir. Bu kuşkulara karşı, sadece “masa altında” değil, Ulu Hakan’ın izinden giderek “masa üstünde” de tavır alınmalıdır.


Abdullah Burak
habervaktim.com
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Devri Âlem

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte beş kişiyi taşıyan helikopterin ait olduğu Med Air şirketi sahibi Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sabancı, bulunan Acil Yer Bulma Verici Sistemi'nin (ELT) çalıştığını söyledi.



İzmir'de İzAir bünyesine katılan dördüncü uçak için düzenlenen törene katılan Sabancı, Kahramanmaraş'ta düşerek aralarında Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu altı kişinin ölümüne sebep olan helikopterle ilgili soruları cevapladı.

Kaza kırım ekibinin çalışmalarını tamamlayarak rapor hazırlamak üzere dün Ankara'ya döndüğünü kaydeden Ali Sabancı, "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne bağlı ekip, dün akşam itibariyle çalışmalarını tamamlayarak kaza mahallinden ayrıldı. Önümüzdeki günlerde onlardan resmî bir şeyler duyarız. Burada yapılabilecek en büyük yanlış, eksik bilgiyle spekülasyona yol açmaktır. Ölenlere de saygı duymak açısından biraz beklememiz lazım ki sivil havacılığın raporu çıksın." dedi.

Havacılık sektöründe, herkesin her şeyi çok iyi bildiğini sandığını vurgulayan Sabancı, "Bu çok konuşan fakat konuyu bilmeyen insanlardan sivil havacılık da muzdarip. Onlara da rahat iş yapma fırsatı vermiyorlar. Spekülasyon oluşuyor. En doğrusu, sabırla kaza kırım ekibinin nihai raporunu beklemektir. Son doğru söz, bu rapordan sonra söylenmelidir. Keşke daha fazla bilgi verebilseydim ama spekülasyon haksızlık olur. Hem ölenlere hem sivil havacılığa hem de bizim şirkete." diye konuştu.

Kazanın olduğu gün, doğru bildikleri bilgilere dayanarak açıklamalar yaptıklarını hatırlatan Sabancı, eleştirilere konu olan ELT cihazının da çalıştığını savundu.

Cihazın kaza anında çalışıp çalışmadığının sorulması üzerine Sabancı, "Cihaz çalışıyordu. Doğru alet takılıydı. Helikopter de regülasyona uygun uçuyordu. Bakımı tamamdı fakat kaza anında ne olduğumu bilmediğimiz için şöyleydi, böyleydi demek, bana göre ölenlere de, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne de saygısızlık olur." şeklinde konuştu.

Sabancı, düşen helikopterin yedi kişilik olduğunu sözlerine ekledi.

(CİHAN)
habervaktim
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Devri Âlem

Ses kaydında gözden kaçan bir nokta kafaları fena karıştırdı...


Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin öldüğü helikopter kazası sırasında İHA muhabiri İsmail Güneş ile 112 acil servisi arasında geçen konuşma metinlerinde inanılmaz bir çelişki var. Konuşma metninin basına yansıyan bölümünde yer alan çelişki kafaları karıştırdı. Çünkü, İsmail Güneş, helikopterde bulunanların sayısına ilişkin hiçbir bilgi vermeden 112 acil serviste telefonu yanıtlayan görevli bayan, tam sayıyı söylüyor. Peki bu nasıl olabilir?

İDDİALAR
İHA’nın ele geçirip servise koyduğu ve tüm basın kuruluşlarında ‘aynen’ yayınlanan konuşma bandı ve konuşma metinlerinde hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bu çelişkinin nedeni olarak şu olasılıklar söz konusu

- Konuşmanın tamamı verilmedi.
- Konuşma metni İHA tarafından montajlandı.
- Basına dağıtılan metin kurmaca.
- Büyük bir suikast operasyonu yapıldı.



GÖREVLİ KİM?


112 acil serviste İsmail Güneş ile görüşmeyi yapan 112 servisindeki görevli bayanın kim olduğuna ilişkin hiçbir haber yayınlanmadı. Konuşma ile ilgili çok sayıda haber yapılırken, görevliyi bulup konuşmak kimsenin aklına gelmedi. Bu tür olaylarda olayın yaşayan tek tanığı olan, helikopterdekiler ile son konuşmayı yapan görevli neden gizli tutuldu? Basın neden bu görevliyi bulup röportaj yapmadı, bir tek fotoğrafı yayınlanmadı? Tüm bu sorular ve metnin montajlı olup olmadığı kulislerde tartışılıyor.



HANGİ BİRİM?

Bir başka iddia da, 112 görevlisinin irtibat kurduğu emniyet biriminin neresi olduğuna ilişkin. ‘Emniyetle irtibat kurdum, yerinizi bulmaya çalışıyorlar” diyor ama konuşma kaydında bir başka hattan emniyetle konuştuğuna dair hiçbir ses yok. Diğer hattan polisle yaptığı konuşmanın da bant kaydına yansımamasının nedeni ne? İrtibat kurduğu emniyet birimi neresi ve oradaki görevli kim ve ne  bir işlem yaptı? Bu soruların da karşılığı hiç konuşulmadı. O emniyet birimi ve oradaki görevlinin ne tür bir işlem yaptığı, yaptığı işlemin neden uzun sürdüğü soruları da hala yanıtsız.

İŞTE KONUŞMA METNİ


Basına servis edilen ve çelişkinin açıkça görüldüğü konuşma metnine göre; İsmail Güneş helikopterde bulunanların sayısına ilişkin hiçbir açıklama ya da işaret vermeden, görevli bayan; “Diğer beş kişi yanınızda değil mi?” diyerek tam sayıyı veriyor. Konuşma metni aynen şöyle:

112 görevlisi : 112.
İsmail Güneş (İ.G): Ben İHA Muhabiri İsmail Güneş, helikopter ile düştük.
112 : Nerede? Neredesiniz?
İ.G : Bilmiyorum nerede olduğumuzu. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu ile birlikteydik.
112 : Neredesiniz?
İ.G : Hatırlamıyorum.
112 : Etrafınıza bakın, ne görüyorsunuz?
İ.G : Her taraf kar, sis. Her taraf sis.
112 : Helikopteri nereden kiraladınız?
İ.G: Bacağım kırık olduğu için konuşamıyorum. Erhan ağabey nereden çıkış yapmıştık. Çağlayancerit orada bir yerde düştük. Hangi yere düştüğümüzü hatırlamıyoruz, her taraf sis, göremiyorum. ... 35 00 benim numaram.
112 görevlisi: Telefonu kapatmayalım, yerinizi tespit etmeye çalışıyoruz.
İ.G : Kahramanmaraş'ın dağlarından, her taraf sis. Göremiyorum.
112 görevlisi: Parti merkezinden kiminle görüşebiliriz, sizinle ilgili?
İ.G : Bilmiyorum, şarjım bitmek üzere. Alo. Biz nereye gidiyorduk? Yozgat tarafında bir yere gidiyorduk hanımefendi.
112 görevlisi: Kapatmayın yerinizi tespit etmeye çalışıyorlar.
İ.G : Erhan ağabey, nereden geldik, nereye gidiyoruz. Şu an Çağlayancerit'ten gelip, nereye gidiyoruz. Yozgat-Yerköy mü? Çağlayancerit'ten, Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz. Burası çok soğuk. Alo. Yer tespit edemiyor musunuz?
112 görevlisi: Siz kapatmayın beyefendi telefonu.
İ.G : Hanımefendi şarjım bitecek.
112 görevlisi : Alo, Alo. İyi misiniz?
İ.G : Kötüyüm, ayağım kırık.
112 görevlisi: Şu anda siz helikopteri görebiliyor musunuz?
İ.G : Şu anda helikopterin içindeyim.
112 görevlisi: Alo. diğer beş kişi yanınızda değil mi şu anda? Size cevap verebiliyorlar mı?
İ.G : Diğerlerinden ses yok. Erhan ağabey, Erhan ağabey de ıhlayarak cevap veriyor. Alo, hanımefendi, yerimizi tespit edemediniz mi?
112 görevlisi: Şu anda emniyet bulmaya çalışıyor, sakin olun.
İ.G: Erhan ağabey, ıhlıyor sadece. Bende üşümeye başladım. Ben sakin olmaya çalışıyorum.
112 görevlisi: Sakin olmaya çalışın, tespit etmeye gayret ediyorlar.
İ.G: Muhsin Bey'i göremiyorum.
112 görevlisi: Aynı helikopter ile mi havalandınız?
İ.G: Evet. Ayağım çok kötü kırıldı. Ölen de var herhalde. Bu arkadaş kim ya.
112 görevlisi: Ayağı kırık, yerinden kımıldayamıyorum. Emniyetle görüşüyorum.
İ.G: Alo, hanımefendi.
112 görevlisi: Açık kalsın telefon.
İ.G: Şarjım bitmek üzere. Benim numaramı görebiliyor musun?
112 görevlisi: Kapatmayalım, ulaşıyorlar, kapatmayalım numarayı. Sizin nereye gittiğinizi anladık. Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz dediniz.
İ.G: Alo. Sakin olalım da şu anda donuyoruz burada, ayağım da kırık.
112 görevlisi: Kapatmayın, bir saniye.
İ.G: Alo. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Sen kalkabiliyor musun yerinden? Hanımefendi.
112 görevlisi: Şarjınız bitinceye kadar açık kalsın, aramaya devam ediyorlar çünkü. Kapatmayın alo.
İ.G: Alo. Ayağım kırıldı.
112 görevlisi: Başka yerinizde kanama var mı?
İ.G: Gözükmüyor.
112 görevlisi: Kravatınız var mı? İp gibi kravat gibi bir şeye elinizi uzatabilir misiniz?
İ.G: Kravat yok. Şu anda gözükmüyor.
112 görevlisi: Polis ekipleri yerinizi bulmaya çalışıyor. Siz moralinizi yüksek tutun. Zaten sizin yerinizi tespit edecekler. Edemediler daha. Tespit etmeye devam ediyor.
İ.G: Herkes öldü herhalde.
112 görevlisi: Kanamadan dolayı sessiz kalmış olabilirler, endişe etmeyin, sizi kurtaracaklar.
İ.G: Erhan ağabey, Erhan ağabey. Kırık ayağımın altında, kaval kemiğinde. Kanama değil, kırıldı ya.
112 görevlisi: Alo, beyefendi. Şu anda bacağınızın durumu nasıl?
İ.G: Ağrıyor. Alo. Yeri tespit edemediniz mi? Donmaya başladım, üşümeye başladım. Üşüyorum. Tipi var. Helikopterin içine girdim. (İnleme sesleri) Buradakiler öldü herhalde ya. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Yok. Kimseden ses gelmiyor, gelmiyor. Eyvah çok kötü.
112 görevlisi: Ayağınız sıkıştı mı?
İ.G: Evet. (inlemeler) Tespit edemediler mi ya. (inleme) Ayağımı oynatamıyorum.
112 görevlisi: Emniyet yerinizi tespit etmeye çalışıyor.
İ.G: Erhan ağabey. Ağabey bir kendine gelmeye çalış. Bak ben kendime gelmeye çalışıyorum. Yatıyor ıhlıyor.
112 görevlisi: Başka kimseden ses gelmiyor mu?
İ.G: Yok, yok. Çok kötü ayağım kırıldı. (İnleme) Hanımefendi hala bulamadınız mı yerimizi? Burada donacağız, diğer insanlar öldü herhalde. (İnleme sesleri) Ayağımı oynatamıyorum. Çok pis kırıldı ayağım. Yerimizi ne zaman tespit edeceksiniz hanımefendi

(İNTERNET HABER)
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

rését

gözlerimizin görmediği kulaklarımızın duymadığı okadar çok şeyler oluyor kı.... ınsan ürperiyor..gercekten bır kaza bıle olsa cok kötüü...suikast olsa daha da kötü...nasıl bır dunyada daha doğrusu nasıl ınsanlarla bır arada yasıyoruz...iyilere yer yok.. bunu yapılan her suikast yada  gerçekleştirilen ölümlerle daha ıyı anlamış oluyoruz...içim karardııııı :iconsatan:

Devri Âlem

اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Devri Âlem

BBP Ankara il başkanı 4 önemli kuşkusunu dile getiriyor; Olaydan önce Yazıcıoğlu’nun laptopu çalınmış ve sonra o laptop bahçeye bırakılmış.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasıyla birlikte bir çok kuşku dillendirilmeye başlandı. Enkaza 47 saat sonra ulaşılabilmesi suikast kuşkularını daha da körükledi.

BBP Ankara İl Başkanı Hasan Hüseyin Bozok ise Habertürk gazetesine yaptığı açıklamada “”Helikopterin düşmesi kaza değil suikasttir” diyerek 4 önemli kuşkusunu dile getirdi.

1-LAPTOPU ÇALINDI: Bozok: “Olaydan önce Yazıcıoğlu’nun, evinin üst katında bulunan diz üstü bilgisayarı çalındı, sonra bahçeye bırakıldı. Genel Başkanla ilgili her türlü bilgiye bu bilgisayardan ulaşıldı.”

2-VALİ NASIL BİLİYOR?: “Kazadan hemen sonra Kayseri Valisi ‘Kurtarma ekipleri olay yerine ulaştı. Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık. Hastaneye götürülüyor’ dedi. Bu ifade kurtarma çalışmalarını yavaşlattı. O bilgi valiye nereden geldi?”

3-İHBAR ALMIŞTIK: “15 gün önce genel başkanımıza suikast ihbarı almıştık, ancak doğrulatamamıştık. “

4-NASIL ULAŞILAMADI: “Yüksek teknolojiye rağmen enkaz 48 saat sonra bulunabildi. Üstelik köylüler buldu. İlk gün GSM şirketinin verdiği koordinatlara rağmen enkaza ulaşılamadı. 3. gün seyyar baz istasyonu kuruldu. Bu işlem neden ilk gün yapılmadı?”

BBP’liler Yazıcıoğlu ve ailesinin iki yılda 4 kez trafik kazası geçirmelerini de şüpheli buluyor.


Ergün Yılmaz (Pilot Der Başkanı) : “... Kazayla ilgili yapılan açıklamalar açıkçası bana ikna edici gelmedi. Kafalarda çok sayıda soru var. 20 gün önce Muhsin Yazıcıoğlu’yla 1 saat görüştüm. Seçim sonrası için Güneydoğu’ya ilişkin düşünceleri vardı. Partisini ülke sathına yaymayı düşünüyordu. Tesadüfi bir kaza da olabilir, tesadüf süsü verilmiş bir suikast de! Yazıcıoğlu helikoptere çok açık şekilde binmek istemediğini belirtiyor. Hatta ısrar karşısında ‘Beni öldürmek mi istiyorsunuz?’ diye soruyor.”

Milliyet
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

enfa

K.Maraş'taki helikopter kazasının duyulmasının ardından arama-kurtarma faaliyetleriyle haberler ardı ardına gelmeye başlamıştı. Herkes endişe içinde kazazedelerin akıbetini merak ederken Anadolu Ajansı'nın geçtiği bir haber yüreklere su serpmişti.. AA, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'nin "Muhsin Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık." şeklindeki açıklamasını abonelerine geçmişti. Ancak her haberde titizliğiyle bilinen Anadalo Ajansı tam 8 gün sonra bu haberini iptal ettiğini duyurdu. Gerekçe olarak ta haberin "resmi makamlardan kesin teyidi alınamadan oluşturulduğunu" gösterdi.

Ajansın haberi arama kurtarma çalışmalarını da olumsuz yönde etkilemişti.

BBP Partisi Ankara İl Başkanı Hasan Hüseyin Bozok'ta ajansın haberine atıf yaparak Kayseri Valisi'nin bu açıklamalarının kazayla ilgili akıllara soru işareti getirdiğini söyledi. Bozok, Vali Bilici'nin bilgiyi kimden aldığını ve neden böyle bir açıklama yapma gereğini duyduğunu merak ettiklerini belirtti.

İŞTE İPTAL EDİLEN BUGÜNKÜ HABER

-İPTAL

25.03.2009 tarihinde, ''-Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin düşmesi

-Kayseri Valisi Bilici: Muhsin Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık, henüz hastaneye kaldırılmadı'' başlığıyla yayımlanan haberimiz, resmi makamlardan kesin teyidi alınamadan oluşturulduğundan iptal edilmiştir.

Saygılarımızla.

02.04.2009

A.A. 02.04.2009 11:53:44

İŞTE ANADOLU AJANSI'NIN KAZA HABERİNİN DUYULMASINDAN YAKLAŞIK 1 SAAT 20 DAKİKA SONRA GEÇTİĞİ HABER

KAYSERİ (A.A) - 25.03.2009 - Kayseri Valisi Mevlüt Bilici,

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'na ulaşıldığını bildirdi.

Bilici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Bana gelen bilgilere göre, kurtarma ekipleri olay yerine ulaştı. Muhsin Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık. Arkadaşlar kendisini hastaneye ulaştıracaklar. Henüz hastaneye kaldırılmadı'' dedi.

Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin, Kahramanmaraş'tan Yozgat'a giderken Kayseri Erkilet Havaalanı'nda yakıt ikmali yapacağı öğrenildi.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

rését

Alıntı yapılan: Tuğra - 02 Nisan 2009, 22:15:13
Alıntı Yapgerçekleştirilen ölümlerle daha ıyı anlamış oluyoruz...içim karardııııı

:)

Hak Tealanın izni olmadıkça kimse kimseye birşey yapamaz nasıl olsa,kendilerini Hz.Allah'ın yolunda insan yetiştirmeye azmetmiş topluluk var oldukça karamsarlığa kapılmaya gerek yok.

Rahmetlinin Hz.Allah'ın izni ile kazancını düşünürsek,onun adına sevinmek gerek.

evet haklısınız cokta güzel yazmışsınız...neysekı karamsarlıgımız kısa sürüyor. herşeyde,şerde bile hayır var dıcek ınanca sahıp olmak bıze verılen en guzel nimet  :oops:

racül

Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldü mü? İşte cevabı aranan 15 soru     
Helikopter Faciasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu''nun kazaya mı kurban gititği yoksa suikasta mı uğradığı sorusu bir kuşku olarak duruyor. Görünen o ki aşağıdaki soruların cevapları bulunmadığı sürece bu şüphe hep devam edecek...

1- Helikopter Faciasından önce Muhsin Yazıcıoğlu'nun evinin üst katında çalınan laptop bahçede bulundu. Yazıcıoğlu'nun programıyla ilgili her türlü bilginin bulunduğu laptopu kim neden çaldı ve neden geri bıraktı?

2- 15 gün önce Yazıcıoğlu'na yapılan suikast ihbarı neydi?

3- "Kazadan hemen sonra Kayseri Valisi 'Kurtarma ekipleri olay yerine ulaştı. Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık. Hastaneye götürülüyor' dedi. Bu ifade kurtarma çalışmalarını yavaşlattı. Kayseri valisi'ne bu bilgi nerden geldi? Neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti?

4- Anadolu Ajansı 8 gün sonra valiyle ilgili haberini 'resmi makamlardan kesin teyit alamadıkları" gerekçesiyle geri çekti. Ajans haberin doğru olmadığını açıklamak için neden bu kadar uzun süre bekledi?

5- Yüksek teknolojiye rağmen enkaz 48 saat sonra bulunabildi. Üstelik köylüler buldu. İlk gün GSM şirketinin verdiği koordinatlara rağmen niçin enkaza ulaşılamadı? 3. gün seyyar baz istasyonu kuruldu. Bu işlem neden ilk gün yapılmadı?

6- İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri İsmail Güneş ile 112 Acil Servis hattındaki görevli kişimin konuşmaları orijinal mi yoksa bantlanarak mı kamuoyuna dinletildi? Son konuşmayı yapan kişi neden hiçbir yerde çıkmadı? Konuşmanın bütünü yayınlandı mı?

7- Helikopterde ELT cihazı var mıydı yok muydu? Varsa neden çalışmadı? Pilot Kaya İstektepe'nin kazadan iki gün önce ELT cihazının arızalı olduğu yönünde firmaya bilgi verdiği ancak buna rağmen bir şey yapılmadığı iddiası doğru mu?

8- Muhsin Yazıcıoğlu son mitingini yaparken alanda bulunan helikopter neden ayrılıp geri geldi. Yetkililer yakıt aldığını söylemesine rağmen havalandıktan 20-25 dakika sonra düşen helikopter neden patlamadı?

9- İHA muhabirinin fotoğraf makinesi ve kamerasına ne oldu? Bilinci yerinde olan İsmail Güneş'in sıcağı sıcağına olay yeriyle ilgili çektiği görüntüler var mıydı?

10- Kazazedelerin cep telefonları neden sinyal vermedi. İHA muhabiri telefonunun şarjı bitince neden diğerlerinin telefonlarını kullanmadı? Onların da şarjları bitmiş miydi yada telefonlar kullanılmaz hale mi gelmişti?

11- İHA muhabiri üşümemek için ölenlerin ceketlerini alırken neden diğer cep telefonlarını kullanmayı düşünmedi?

12- İHA muhabiri hem ajansıyla, hem de 112 acil servisiyle yarım saate yakın konuşmasına rağmen neden yerleri tespit edilemedi?

13- Neden enkazı bulan köylülerin cep telefonlarına el kondu? Köylülerin görüntüleri medyaya satacaklarından mı çekinildi yoksa başka bir neden var mıydı?

14- Helikopter rota almadan mı uçuşa çıktı? Rotası belliyse uçuş süresinden kaza yerinin bilinmesi gerekirdi. Rota değiştirdiyse pilot bunun için izin aldı mı?

15- Ve en önemli soru. Bu sorulara cevap verecek olan merci neresi? Ulaştırma yada İçişleri Bakanlığı mı? Yoksa Jandarma bölgesi olduğu için Genelkurmay mı?

Zaman Online/Özel
03 Nisan 2009, Cuma
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

racül

Komando egitimi almis muhabir ismail günes, Yazicioglu'nun avukati ile görüsürken
"baskan parcalandi, ex oldu" diyor...

Bu ifadede bir tuhaflik yok mu?

Onu yakindan takip eden, bir kader arkadasi bu ifadeleri mi kullanir?

Herkes enkaz ararken, o ilk günlerde avukatla olan bur görüsme niye yansimadi?
Telefon kayitlari ortaya cikmaya baslayinca aciklanmasi neden?

...

Acaba iceriden birileri de isin icinde mi???
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident