Zeytin

Başlatan Tuğra, 16 Şubat 2010, 00:37:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra




Faydaları arasında neler yok ki...

Zeytin ve zeytinyağı kalp ve damar sistemine iyi geliyor, tansiyonu dengeleyip gastrit ve ülsere karşı da koruyucu etki yapıyor.

Kanın pıhtılaşma riskini azaltıcı özelliği olduğu belirlenen zeytinyağının dokuların yaşlanmasını önlediğini de belirten Zeytindostu Derneği Adana Bölge Temsilcisi Ziraat Yüksek Mühendisi Murat Öztanrıöver, sindirim için gerekli asitleri azaltmadığını bu sayede ise safra taşı riskini de azalttığını bildirdi.

Öztanrıöver, Ziraat Mühendisleri Odası'nca düzenlenen "Kutsal Ağaç Zeytin ve İksiri" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, zeytin ağacı ile zeytinyağının tarihi seyri ile özelliklerini anlattı.

Zeytinin bütün ağaçların ilki olduğunu kaydeden Öztanrıöver, arkeolojik ve jeolojik buluntuların da zeytinin Milattan Önce 6000 yılından beri kullanıldığını gösterdiğini bildirdi.

Akdeniz uygarlığının sembolü olan zeytin ağacının tarih boyunca bu bölgede kurulan tüm uygarlıkların temelini oluşturduğuna dikkat çeken Öztanrıöver, dünyadaki zeytin varlığının yüzde 97'sinin Akdeniz'e sınırı olan İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir, Portekiz, Suriye gibi ülkelerde bulunduğunu hatırlattı.

Zeytinyağının "sıvı altın" olarak nitelendirildiğini, doktor yemininin sahibi Hipokrat'ın zeytinyağını şifa verici olarak tavsiye ettiğini ifade eden Öztanrıöver, şunları kaydetti: "Kur'an'da zeytin ağacının Sina Dağı'ndan geldiği, meyvelerinden yağ elde edildiği yazılıdır. Hz. Davut Peygamber de zeytini doğru insana benzetir. Hz. İsa Peygamber'in göğe çıkışını gerçekleştiği Zeytindağı'ndaki bahçede, o zamandan kalma zeytin ağaçları bugün hala durmaktadır. Rivayete göre Hz. Nuh Peygamber tufan biraz durulur gibi olunca gemisinin güvertesinden beyaz bir güvercin uçurur.

Bu beyaz güvercin bir müddet sonra gemiye ağzında bir zeytin dalıyla döner. Böylece Hz. Nuh Peygamber tufanın bittiğini ve suların çekildiğini anlar. Bu nedenle ağzında zeytin dalıyla beyaz güvercin asırlar boyu barışın sembolü olmuştur."

Zeytin ağacının 700 ile 2 bin yıl yaşayabildiğine dikkat çeken Öztanrıöver, zeytin ve zeytinyağının 8 bin yıldır dünyaya güzellik, sağlık ve lezzet sunduğunu ifade etti.

100 gram zeytinde 224 kalori olduğunu, yağında ise 30 miligram E vitamini bulunduğunu aktaran Öztanrıöver, dünyada yaklaşık 10 milyon hektarda 900 milyonu aşkın zeytin ağacı olduğunun tahmin edildiğini dile getirdi.

İLAÇ GİBİ

Öztanrıöver, Türkiye zeytin üretiminin yüzde 76'sının Ege Bölgesi'nde olduğuna dikkat çekerek, zeytin ve zeytinyağının kalp damar sistemine iyi geldiğini, tansiyon, gastrit ve ülsere karşı da koruyucu etki yaptığını, kan hücrelerinin kümeleşmesinde rol oynayan faktörlere karşı etki göstererek kan damarlarında pıhtılaşma riskini azalttığını, aynı zamanda dokuların yaşlanmasını önleyip yaşlanmanın beyin fonksiyonları üzerindeki yıpratıcı etkisini azalttığına dikkat çekti.

Zeytinyağının, yağların içinde en kolay hazmedildiğini, diğer yağlardan farklı olarak, midede bulunduğu sürede sindirim için gereken mide asitlerini azaltmadığını, midede kısa bir süre kaldıktan sonra bağırsaklarda sindirildiğini, safra taşı riskini azaltıp, taşların erimesine yardımcı olduğunu belirtti.

Konferansın ardından Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkan Yardımcısı Ramazan Karakoç, Öztanrıöver'e teşekkür ederek plaket takdim etti.

(CİHAN) 
〰〰〰〰🐠

Gül_Sultan

Hazine-i Rahmetten, çekirdeği bile şifa. ister tesbih yap, ister ye. :)
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

Tuğra


Hepimizin kahvaltılarını süsleyen zeytinden besin olarak tüketilmesinin yanı sıra şifa hazinesi olarak da faydalanılmaktadır. Hele bu besinin Kuran'da da adı geçiyorsa ve Peygamberimiz de üzerinde duruyorsa zeytinin kıymeti daha da artmaktadır. Bu sebeple üzerinde derin araştırmalar yapılması icap ediyor demektir.

Makalemizi okuduğunuzda "bu kadar da olmaz" dedirten zeytin ve yağının yararlarını sizler için araştırdık, yazdık. Faydalı olması temennisi ile.

ÖZELLİKLERİ

Zeytin Ağacı sadece meyvesi ile değil; dalı, yaprağı ve kökü ile de insanımızın kullandığı bir bitkidir. Ülkemizde üretilen zeytinin % 70′i yağlık, % 30′u sofralık olarak kullanılmaktadır. Zeytin, A-vitamini, demir ve kalsiyum muhtevası bakımından da önem taşımaktadır.

İlâç ve kozmetik sanayinde katkı maddesi olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Eskiden kandillerde ışıklandırıcı olarak kullanılırdı. Ayçiçeği, mısırözü ve pamukyağına göre daha sağlıklıdır.

TEDAVİ ETTİĞİ RAHATSIZLIKLAR VE FAYDALARI

Sürekli yeşil kalan zeytin yaprakları kurutularak hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.
Zeytinyağı ile doğum çatlakları azaltılabilir.
Ağızda çalkalandığında dişlerin beyaz kalmasını sağlar.

Orijinal kas gevşeticidir. Spor yaralanmalarına birebirdir.
Tırnakları güzelleştirir ve güçlendirir.

Bu yapraklardan halk tıbbında kullanılan çeşitli ilâçlar da yapılmaktadır. 
Köklerinden yakacak elde edilmektedir.

İçindeki klor sayesinde de böbreğin çalışmasına yardımcı olur ve böylece vücudun atıklardan arınmasını kolaylaştırır.
Bir araştırmada (İtalya'nın Messina Ünv.), zeytinin yapısındaki polifenollerin solunum ve sindirim sisteminde hastalık yapan bazı mikroorganizmalar üzerinde büyümeyi engelleyici veya yavaşlatıcı tesiri olduğunu tespit etmişlerdir.

Hamilelikte, hücre ve sinir sisteminin oluşturulmasında çok önemlidir.
Sporcular için zeytinyağı kaslar tarafından en kolay yakılan ve en kolay hazmedilen yağdır.

Kolesterol: Zeytinyağı, kolesterolü düşürerek kalp-damar hastalıklarını önleyici role sahiptir. Yani LDL'nin düşük olması ve HDL seviyelerinin yüksek kalmasını sağlar.

Zeytinyağı'nın yapısındaki fenollerin güçlü antioksidan tesirine bağlı olarak kansere karşı koruma sağlamaktadır. Özellikle kalın bağırsak, meme ve deri kanserleri.

Romatoid artrit (romatizmal eklem iltihabı) gibi hastalık oluşumunu azaltır.
Safra kesesinin düzenli boşalmasını sağlaması sebebiyle kesede taş oluşma riskini azaltır.
Midede gastrit ve ülser oluşma riskini azaltıp, var olan rahatsızlığın da iyileşmesini kolaylaştırır.

Yabancı bir dergide anlatılan çalışmada zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisi anlatılmaktadır. Ayrıca zeytin ağacının yaprağı ile tansiyon düşürücü ilaçlar yapılmaktadır.

Saçları ve deriyi besleyerek kepeği ve dökülmeyi engeller.
Zeytinyağı iç organları yumuşatarak basurun sancısı­nı hafifletir. Lavman yoluyla makattan da verilir.
Yaşlılıkta kalsiyum kaybını önler, kemik erimesine engel olur.

Yaşlanmayı önlemesi: Zeytinyağının içerdiği vitaminler, hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için, yaşlılık tedavisinde de kullanılır.
Cildi besler ve korurlar. Kırışıklıkları azaltır.

Zeytinyağı, başta E vitamini olmak üzere, içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle bu zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önler, hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.

Zeytinyağı yorgun ayakları dinlendirir, çatlak ve kuru ayakları tedavide birebirdir.

Bu kadar yararı bulunan ve Yüce yaratıcının "Mübarek Ağaç" olarak zikrettiği bu ağacın meyvelerinin ve yağının herkes tarafından istifadeye sunulmasını arzu ediyoruz. En azından zeytini ve yağını sofralarımızdan eksik etmeyelim.

sagliksiz.net
〰〰〰〰🐠

Tuğra


Yüksek tansiyon ve kolesterol için zeytin yaprağı

Zeytinyağının sağlık açısından yararlarını biliyoruz. Peki ya zeytin yaprağının? Bilimsel araştırmalara göre zeytin yaprağı tansiyon ve kolesterolü düşürüyor, kanı sulandırıyor.

Sizlere ara sıra bazı kapsamlı epidemiyolojik saha çalışmalarının sonuçlarından bahsederim. Geriye dönük sorgulama (retrospektif) ya da ileriye dönük izleme (prospektif) şeklinde uygulanan bu çalışmaların sonuçları, akılcı kurgulanamadığında bazen oldukça tartışmalı olabilmekte.

Bu olumsuz duruma örnek olarak iki sene önce "Vitaminler tamamen etkisiz" şeklinde gündemi işgal eden saçma sonuçları gösterebiliriz. Ancak bazı durumlarda ise son derece kıymetli bulgular sağlanabiliyor.

Örneğin, Uzakdoğulu toplumlarda yapılan bu tip çalışmalar sonucu yeşil çay tüketiminin çeşitli tip kanserler başta olmak üzere birçok dejeneratif ve kronik hastalığın önlenmesinde yararlı olabildiği tespit edildi. Bu ön bulgular daha sonra deneysel olarak da doğrulanınca yeşil çay tüketiminin önemi ortaya konuldu.

Bir başka etkileyici örnek ise soya izoflavonlarıdır. Uzakdoğulu kadınlarda menopoz dönemi şikayetlerinin daha hafif seyretmesi gözleminden hareketle bu ülkelerde çok kullanılan     soya ürünlerinin etkisi dikkat çekti. Günümüzde soya izoflavonları menopoz dönemi şikayetlerinin hafifletilmesinde yararlanılıyor.

AKDENİZ TİPİ BESLENMENİN SIRRI

Epidemiyolojik çalışmalar Akdeniz ülkelerinde yaşayan insanlarında koroner kalp hastalıklarının ve bazı kanser tiplerinin daha düşük oranda görüldüğünü ortaya koyuyor.

Bu bulgudan hareketle uzmanlar günümüzde uzun ve sağlıklı yaşamak için Akdeniz diyeti tipi beslenmenin önemli olabileceğini bildiriliyor. Akdeniz diyetinde yer alan meyve, sebze, tahıl gibi besinlerin yanı sıra makul miktarlarda tüketilen şarabın içindeki antioksidan etkili fenolik bileşikler ve vitaminlerin önemi çeşitli bilimsel çalışmalarla da doğrulandı.

Akdeniz ülkelerinde güneş ve ılıman hava koşullarına bağlı olarak yaygın olarak yetişen zeytin, Akdeniz mutfağının da vazgeçilmezi. Dünyadaki zeytin ağaçlarının tamamına yakın bir kısmının (yüzde 98) Akdeniz ülkelerinde yetiştiği bildiriliyor.

Özellikle son 10-15 yılda yapılan bilimsel çalışmalar zeytinyağının sağlığımız bakımından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Ancak zeytin yaprağı için aynısını söylemek pek mümkün değil. İçerisindeki oleuropein (sekoiridoid) ve bozunma ürünü hidroksitirozol kuvvetli antioksidan özellikte, yapılan çalışmalar bilhassa kalp-damar hastalıkları üzerinde etkinliğini gösteriyor.

Tansiyon düşürücü, kolesterol düşürücü, kan sulandırıcı etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış. Bu konuda yayınlanan çok yeni bir klinik çalışmanın sonuçlarından bahsetmek istiyorum.

ALTIN MADENİNİN ÜZERİNDEYİZ

Bilimsel ölçütte (çift körlü, randomize, paralel) bir klinik çalışmada özel şekilde hazırlanan bir zeytin özütünün birinci kademe yüksek tansiyon hastalarında etkinliği, bir ilaç olan kaptopril ile karşılaştırılmış. 232 yüksek tansiyon hastası gönüllüden 116'sına zeytin özütü ve geri kalan 116'sına ise kaptopril iki ay süresince uygulanmış.

Süre sonunda hem sistolik ve hem de diastolik kan basıncının ilaç verilen grup kadar etkili bir şekilde düşürülebildiği gözlenmiş. Aynı şekilde LDL kolesterolde yüzde 20 civarında bir azalma sağlanmış. Aslında, bir Akdeniz ülkesi olarak, hani derler ya "Altın madeni üzerinde oturuyoruz" ama farkında değiliz!

Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA
〰〰〰〰🐠

Mücteba

1- Çizme Zeytin Yapılışı:

Aldığımız veya ağaçtan topladığımız yeşil veya rengi dönmüş (pembe) renkteki zeytinler önce yıkanır sonra bir veya üç yerinden derin olmayacak şekilde (çekirdeğe deymeyecek) çizilir. Zeytinler hazırlanan tatlanma suyuna konur. Tatlanma suyu haftada bir kez değiştirilir. Bu şekilde zeytinler bir ayda tatlanır. Zeytinlerin daha çabuk tatlanmasını isteyenler, bu tatlanma suyunu 2-3 günde bir değiştirebilirler. Tatlanma suyunu şu şekilde hazırlayabiliriz: 1 litre suya bir çay kaşığı limon tuzu, bir buçuk yemek kaşığı tuz. Kullanılan tuz, yemeklerde kullanılması için hazırlanan rafine tuzlardan olmamalıdır. Bunlar zeytinde yumuşama yapar. Piyasada zeytin-turşu yapımı için satılan tuzlar kullanılmalıdır.

Tatlanan zeytinler muhafaza suyuna alınırlar. Hazırlanan bu su içinde zeytinimizi uzun süre muhafaza edebiliriz. Zeytine konulan su üzerine bir miktar zeytinyağı koyarsak üst yüzeyde oluşabilecek küflenmenin önüne geçebiliriz. Muhafaza suyu: 1 litre suya 4-5 çay kaşığı limontuzu, bir fincan tuz koyarak hazırlanır. Yenecek duruma gelince zeytinler buradan çıkarılarak tüketilebilir.
Yeme durumuna gelen bu zeytinleri ambalaj suyuna alarak serin yerde muhafaza edebiliriz. Zeytinleri ambalaj suyuna koymanın amacı, zeytindeki fazla tuzu düşürmek, ekşi ve güzel bir tat oluşturmaktır. Ambalaj suyundan zeytinimizi çıkartarak yiyebiliriz. Muhafaza suyunda olduğu gibi, ambalaj suyunun üzerine de bir miktar zeytinyağı koyabiliriz. Ambalaj suyu: 1 litre su için bir, bir buçuk yemek kaşığı limon tuzu, bir fincan veya 4 yemek kaşığı tuz konarak hazırlanır.

2- Teneke veya Bidonda Zeytin Yapımı:

Ağaçtan topladığımız veya satın aldığımız siyah olgunluktaki zeytinleri (kabuğu siyah ve zeytin eti şarabi veya pembe renkli)  evimizde bidon veya teneke tipi zeytin olarak şu şekilde değerlendirebiliriz. 1 kg siyah zeytin için: 4-5 yemek kaşığı, veya 1 fincan dolusu tuz (bu kullanacak olduğumuz tuz yemeklerde kullandığımız rafine tuzlardan farklıdır. Bu tuz iri bulgur büyüklüğünde veya ince olabilir ve piyasada salamura turşu-zeytin için satılır).1,5 yemek kaşığı zeytinyağı ve istenirse hem zeytine aroma vermek hemde zeytinin bozulmasını önlemek için 3-4 çay kaşığı sirke konulur. 10 kilogram zeytin için ise 3-4 su bardağı tuz, 1 su bardağı zeytinyağı ve 1 fincan sirke konur.
Bu şekilde hazırlanan zeytinin içine konulduğu bidon teneke 3-4 günde bir sağa sola çevrilerek zeytin ile tuzun teması sağlanır. Bu şekilde zeytin acı suyunu dışarı verir ve bidon içinde az miktarda salamura oluşur. Bidonu ve tenekeyi çevirme işlemleri sonucunda bu salamura, hem zeytini korur, hem de tatlanmasını sağlar. Bidonda zeytin yapmak kolaydır, oluşan gaz kapaklardan kolayca dışarı çıkartılır. Ama teneke kullanıldığında oluşan bu gaz tenekede bir şişme meydana getirir. Bu şişliği almak için teneke kapağı ara sıra açılmalıdır. Açma esnasında kapak içte oluşan gazın basıncıyla fırlayabilir. Buna dikkat etmek gerekir. Zeytinlerin tatlanması, çeşide ve olgunluğa bağlı olarak değişmekle birlikte 1,5-4 ay içinde gerçekleşir. Tatlanan zeytinler bidon veya teneke içinde bitinceye kadar tutulabilir. Ancak bu süre içinde bidonun aynı şekilde sağa sola çevirme işlemi devam ettirilmelidir. Yemek için bir miktar zeytini çıkardıktan sonra bile geri kalanın bidon içindeki salamura ile temasının sağlanması için bidon sağa sola sallanmalıdır. Eğer bu işlem yapılmazsa, zeytini almak için kapağı açtığımızda hava ile temas eden üst yüzeydeki zeytinlerde küflenme problemi ile karşılaşabiliriz.

Kaynak: İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Yayınları

Tuğra

〰〰〰〰🐠

Tuğra


Yapılan araştırmalarda 1000, hatta 3000 yaşında zeytin ağaçlarına rastlanmıştır.

Zeytin yaprağı, doğal bitkisel, antibiyotik ve antioksidan olması nedeniyle hastalıklardan korunma ve hastalıkların tedavisinde önemli rol oynuyor. İçerisinde bulunan oleuropein ve eleonik asit aktif bileşenlerinin anti mikrobiyal ajan olarak görev yaptığı bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış. Ayrıca ateş düşürücü ve damar sertliğini giderici özelliklere de sahiptir.

Zeytin yaprağı ekstresi antibiyotiklerle tedavi edilemeyen bazı nezle ve gripler için son derece faydalı bir bitkisel kaynaktır.

Zeytin yağı gibi yaprak ekstresi de iyi bir kalp dostudur. Tansiyonu ve kan kolesterolünün yüksek düzeylerini düşürmektedir. Epstein Barr hastalığı (herpes türü bir virüs), kronik yorgunluk sendromu ve herpes gibi tedavisi zor viral enfeksiyonların tedavisinde yardımcı olur. AIDS'li kişilerde rahatlatma yapar. Kronik rahatsızlıklar çeken, immün sistemi zayıflamış, sağlıklarını kazanmak için ekstra desteğe ihtiyacı olan insanlar için faydalıdır.

Zeytin yaprağı ekstraktı (özü), zeytin ağacı (Olea europaea L.) yapraklarından fiziksel ve kimyasal ekstraksiyon metotlarıyla elde edilen, zeytin yaprağının aktif bileşenlerini elde etmek amacıyla hazırlanan yeşil renkte yaprak özüdür. Bu öz; tüm bileşikleri saf olarak içermekle beraber A vitamini, selenyum, C vitamini, askorbil-palmitat bulundurmaktadır. Ekstrakt sağlık açısından son derece faydalı ve toksik olmayan özelliğe sahip bir üründür. Ekstraktın kullanımı, zeytin yaprağı çayına kıyasla kolay ve kullanım alanı oldukça geniştir

Zeytin Yaprağı;

Oleuropein asit adında, sayısız virüse, bakteri ve mantara karşı etkin mikrop kırıcı bir madde içerir. Virüsleri yok etmeye iki şekilde yardım eder. Birincisi virüsün çoğalma yeteneğine müdahale ederek virüsün yayılmasını önler. İkincisi ise immün sistemini daha fazla hastalıkla savaşan hücre üretmesi için destekler.

Zeytin yaprağı Ekstraktı ve Faydaları

Zeytin yapraklarının Ekstraktı çok sayıda faydası bulunmaktadır. Bunlardan en belirgin olanları yüksek tansiyonu dengeleme, kan şekeri seviyesini dengeleme, HDL kolesterol seviyesini düşürme, bronşit, soğuk algınlığı, bağışıklık sistemini güçlendirme, yüksek antimikrobiyal etki, dizanteri, hepatit a, b, c, zatürree, cilt rahatsızlıkları, zona, romatizmal hastalıklar ve cilt üzerinde hücre yenileyici, canlandırıcı ve selülit giderici olmasıdır.

ZEYTİN YAPRAĞINDA VE EKSTRAKTINDA BULUNAN FENOLİK BİLEŞİKLER

Doğal antioksidan özelliğe sahip olmalarından dolayı, bitkilerdeki fenolik bileşiklerin varlığı çok önemli bir unsurdur. Fenolik bileşikler bitkiler tarafından mikroorganizmalara ve güçlü ultraviolet (UV) ışınlarına karşı korunma mekanizması için sentezlenen bileşenlerdir. Antioksidanlar; yağ içerikli besinlere lipid oksidasyonu sonucu oluşan toksik bileşikleri ve tat bozulması oluşumunu engellemek için katılırlar. Benzer ya da daha fazla antioksidan aktifliklerine sahip oldukları için, bitki ekstraktları yapay antioksidanlara karşı doğal alternatif oluşturmaktadırlar (Le Floch, 1998).

Zeytin yaprağında bulunan başlıca fenolik bileşikler

Oleuropein
Hidroksitirosol
Verbaskozit
Apigenin-7-glukozit
Luteolin-7-glukozit
Tirosol
Vanilik asit
Diosmetin-7-glukozit
Kafeik asit
Luteolin
Rutin
Diosmetin
Vanilin
Kateşin'dir.

ZEYTİN YAPRAĞI EKSTRAKTININ ETKİ ALANLARI

Antikanserojonik Etki

Zeytin ağacından veya yaprağından elde edilen toksik özellikte olmayan oleuropein maddesi, kanseri önleyen bir etkiye sahiptir. Oleuropein; kanserli hücrelerin etrafını geri dönüşümsüz olarak sararak çoğalmalarını, yayılmalarını ve başka bölgelere sıçramalarını engellemektedir. Belirli bir dozda ilaç şeklinde alımıyla da, ileri derecedeki kanserli hücrelerin kas liflerini parçalayarak çoğalmalarını önlemektedir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda ekstraktın kullanılmasıyla kötü huylu tümörlerin 9-12 gün içerisinde gerilediği gözlenmiştir. Radyasyona maruz kalarak gen değişikliği sonucu oluşan kanserli hücrelerin önlenmesinde de oleuropein etkili bir maddedir. X ışınlarına maruz kalınmasının öncesinde ve sonrasında oleuropeinin, kromozom yapısını koruyarak kanser oluşumunu engellediği tespit edilmiştir (Benavente-Garcia, 2002)

Kardiyovasküler Etki

Zeytin yaprağı ekstraktının; kan basıncını düşürücü, kalp ritmini düzenleyici özelliği ile koroner kan akışı üzerine olan olumlu etkisi ve kardiyovasküler sistemde de bir çok hastalığı önlediği ortaya çıkmıştır. Oleuropein, antioksidan özelliği sayesinde LDL kolesterolünün okside olmasını önlemekte ve damar sertliği oluşumunu azaltmaktadır. Toplam kolesterol ve trigliserid miktarını düşürmektedir.

Damarlarda trombositlerin birleşip kümeleşmesini engeller, anjiyotensin dönüştürücü enzimleri de inaktive ederek kalbin çalışmasında ve kalp yetmezliğinde yararlı etki göstermektedir. Atardamarların kasılmasıyla gerçekleşen düzensiz kalp atışı olayını da önlemektedir. Ayrıca enfarktüs riskini de azaltıcı özelliğe sahiptir (Andreadou, 2007)

Kan Basıncını Düşürücü Etki

Yüksek tansiyon hastalarında, zeytin yaprağı ekstraktının kullanılmaya başlanmasından 3 ay sonra önemli derecede yüksek kan basıncının düştüğü gözlenmiştir. Sistolik ve diyastolik kan basınçlarını düşürerek yüksek tansiyonu düşürücü özelliği olduğu gibi kalbin ritm bozukluğunu da düzenlemektedir. Yüksek tansiyonu önleyici etkisiyle birlikte LDL kolesterol seviyesini de azalttığı gözlenmiştir (Perrinjaquet-Moccettil, 2008).

Antidiyabetik Etki

Oleuropein, şeker hastalarında kan şekerini ayarlayıcı ve antioksidan etki göstermektedir. Şeker hastalarında, oksidatif strese ve serbest radikallere maruz kalma sonucunda retinopati, nefropati ve nöropati gibi komplikasyonlar gelişmektedir. Oleuropeinin serum insülinini artırırken, oksidatif strese bağlı bu diyabetik komplikasyonları antioksidan özelliği sayesinde azalttığı gözlenmiştir (Eidi, 2008).

Antimikrobiyal Etki

Yüzyıllarca yaşayabilen zeytin yaprağının mikroorganizmalara ve hastalıklara karşı direnci artırmadaki en güçlü etkisi antimikrobiyal aktivitesinden kaynaklanmaktadır. Oleuropeinin birçok bakteriyi (Staphylococcus aureus), küfü (Aspergillus niger), mayayı (Saccharomyces uvarum) ve mantarı inhibe ettiği tespit edilmiştir. Oleuropeinin hidrolizi ile oluşan elenolik asit bileşiği ise; birçok virüs türünü güçlü bir şekilde inhibe edici özelliğe sahiptir (Sudjana, 2008).

Antioksidan Etki

Zeytin yaprağından elde edilen fenolik bileşikler, E vitamininden daha güçlü antioksidan kapasiteye sahiptir. Bu bileşikler antioksidan özelliği sayesinde LDL kolesterolünün bakır sülfatla oksidasyonunu önemli derecede önlemektedir. Bu sayede oksidasyona bağlı olarak gelişen enfarktüs ve damar sertliğinden, periferik damar hastalıklarından, koroner kalp hastalıklarından da korunma sağlanmaktadır. Ayrıca şeker hastalarında oksidatif strese bağlı olarak gerçekleşen birçok komplikasyonlarda antioksidan kapasitesiyle engellenmektedir (Ferreira, 2006).

Kronik Yorgunluğu Önleyici Etki

Zeytin yaprağı ekstraktı; mantarlara ve virüslere karşı olan etkisi sayesinde kronik yorgunluk sendromunu ve kronik kas ağrılarını giderici özelliğe sahiptir. İnsanlarda yorgunluğa, enerji düşüklüğüne sebep olan mikroorganizmaların, ekstraktın sahip olduğu antimikrobiyal kapasitesi ile etkisiz hale geldiği tespit edilmiştir. (Advanced Health and Life Extension)

Kemik Sağlığı Üzerine Olan Etki

Oleuropein, menopozal osteoporoz türündeki kemik erimesini durdurucu aktiviteye sahiptir. Antioksidan ve iltihaplanmayı önleyici özelliğe sahip fenolik bileşikleri sayesinde de, kemiklerde mineral madde yoğunluğunun azalmasını engellemektedir (Puel, 2006)

Bağışıklığı Güçlendirici Etki

Oleuropein; bağışıklık sistemini düzenleyici yeni bir bileşen olarak kullanılmaktadır. Kanda ve organlarda bakteri gelişimini azaltarak, toplam antioksidan kapasitesini koruyarak bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkin rol oynamaktadır. Oleuropein, iltihap sentezini önlemekte veya fagositoz yoluyla enfeksiyonların giderilmesine yardımcı olmaktadır. (Giamarellos, 2006)

Ateş Düşürücü Etki

Zeytin yaprağının kaynatılmasıyla elde edilen öz; 19. yüzyılın ortalarında şiddetli ve ölümcül hastalıklarda ateş düşürücü olarak kullanılmıştır. Zeytin yaprağı ekstraktının da ateş düşürücü özelliğinden dolayı sıtma semptomlarından korunmak ve tedavi olmak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. İspanya savaşı sırasında (1808-1813) subaylar ara sıra çıkan ateşlerinin tedavisi için zeytin yaprağını kullanmışlardır. (Olive Leaf Extra Strong Tincture Dosage)

Zeytin Yaprağı Ekstraktının Sağlık Üzerindeki Diğer Etkileri

- HIV Proteaz enziminin gelişimini engeller.
- Sedef hastalığında iyileşme sağlar.
- İdrar yolları enfeksiyonlarını hafifletir.
- Menenjiti iyileştirmede faydalıdır.
- Zararlı bakteriler yüzünden oluşan ishalleri hafifletir.
- Peptik ülserleri azaltır.
- Kronik sinüzitler için oldukça iyi bir iyileştiricidir.

Mutlusepet

Zeytin Yaprağı Ekstraktının Sağlık Üzerindeki Diğer Etkileri

Kan Şekeri Seviyesini Düzenleme
LDL Kollestrol Seviyesini Düzenleme
Antioksidan Etki
Bronşit
Soğuk Algınlığı
Kulak Enfeksiyonları
Fibromalarya
Fungal (Mantar) Enfeksiyonları
Herpes Virüsü
Salmonella sp.
Kandidiyasis
Dizanteri
Streptococcus sp.
Kandidiyasis
Dizanteri
Streptococcus sp.
Hepatit A,B,C
Zatürre
Cilt Rahatsızlıkları
Zona
Romatizmal Hastalıklar


ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI KULLANIM ÖNERİSİ

Bir çay kaşığı kuru yaprak, bir bardak sıcak suya konur ve 2-3 dakika demlenmeye bırakılır.. Süzülür ve böylece zeytin yaprağı çayı hazırlanmış olur. Günde 2-3 bardak önerilen dozdur.
〰〰〰〰🐠

gülyüzlüm

bende yeni duydum kişinin vucudunda zeytin çekirdeği olmaz zamn felç geçirmezmz bu yüzden kahvaltıya zeytinle başlamakta çok faide vardır bu bir tavsiyedir

teksir

talebeyken bende buyuklerimizn sohbet kasetlerini dinlerken duymustum
zeytin cekirdegi yutuldugunda insanin vucudunda tere yaginin eridigi gibi hemen erir ve yukarda
sizin belirttiginiz gibi sagliklki oldugunu
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!