Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Kaza Borcu Olan

Başlatan muallim_abi, 21 Ekim 2005, 03:20:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

muallim_abi

Mutaassıp bir gazete yazarı kendisine sorulan "Kaza borcu olan teravih kılabilir mi? Şafii’de de aynı mıdır?" sualine "Kaza borcu varsa teravih kılamaz. Evet, Şafii’de de aynıdır." şeklinde, kafasına göre fetva vermiş.

Günümüzde kendini ehli sünnet tanıtan insanların sünnet yoketme girişimlerini gördükce dehşete kapılıyoruz. Oysa bütün HANEFİ fıkh kitaplarında, kaza borcu olan (ister bir günlük, ister bir yıllık, ister 20 yıllık) müslümanın hadisi şeriflerle sabit NAFİLELERİ nafile niyyeti ile kılmalarının DAHA FAZİLETLİ olduğu yazmaktadır.

Hanefi mezhebinin, bu fetvayı verenlerce de EN MUTEBER fıkh kitabı olan İBN-İ ABİDİN başta olmak üzere, NİMET-İ İSLAM (ki Tahtavi haşiyesinin osmanlıcasıdır) ve MECMUATUZ-ZUHDİYYE gibi nice kaynak eserde bu fetva yer almaktadır. Hatta MEZAHİBİ ERBEA kitabında 4 hak mezhebin hükmü belirtilirken, hanefilerin hükmü açıkca belirtilmiştir.

Beğler! İctihad ile ictihad nakz olunmaz!* (Mecelle Madde 16, Dürerul-Hukkam fî Şerhi Mecelletul-Ahkam Cild 1, Sahife 68 ) Şafii mezhebinin ictihadını alıp, onların kaynaklarını kullanıp hanefi mezhebinin MÜFTABİH hükmüne savaş açamazsınız! Bunun mezhepsizlikten pek uzak bir tarafı yoktur!

Bakın en muteber USULI FIKH kitabı olan MİRATUL USUL'de zamanın EBU HANİFESİ ne diyor?

SAHHA TATAVVU MEN ALEYHİL FARZ!

Bu kaidenin üzerine "umum-husus" mantığını  sergileyen cahillere de yazık.

Molla Husrev'in, İbn-i Abidin'in, Zühdi Paşa'nın ve hanefi fukahasının hükmlerini beğenmeyip, müctehid edasıyla "KAZA BORCU OLAN ŞUNU ŞUNU KILAMAZ" demek "KAFAYA GÖRE FET VERMEK" değil de nedir?

Abdulhakı Dehlevi gibi, İbni Nuceym gibi zatların fetvası var diyenlere, "Gidin usul ilimlerini tekrar okuyun" demekten başka çare yoktur. Fıkhta her önüne gelenin fetvası alınmaz. (Bu durumda bazı nakillere dayanıp türkçe namaz kılınabilir diyenlere de hak vermemiz icab ederdi) Kaldı ki bu mübarekler yukardaki cahilin verdiği gibi bir FETVA vermemişlerdir. Birşeyin "efdaliyetinden" bahsetmek ile "cevazından" bahsetmek arasında dağlar kadar fark ve bir o kadar vebal vardır.

Ve yine kaldı ki "Kaza borcu olsa da bilinen nafileleri nafile niyeti ile kılmak daha efdaldir" diyen hanefi fukahasına ve bu fukahanın müftabih kavline dil uzatmak ahmaklıktan beri değildir.

Eski-yenş, zaruri-özürsüz gibi ayrımlarında MUCİDLERİ bu zatlar. Mesela okuduğum birçok HAŞİYE fıkh kitabında bu "özürlü-özürsüz" veya "yeni-eski" tabirleri geçmekten olduğu halde yine de ibarenin sonunda "kaza borcu olan nafileye nafile diye niyet eder" yazmakta. E şimdi bu fıkh ulemasıda mı ahmak bre cahil budalalar. Onlar kitapları hep eksik yazmış öyle mi? Asıl ahmaklık bunu iddia etmektir..

Allahu teala bu tür ahmakların fetvasına uyanlara rahmet eylesin..

* El-ictihâdu lâ yünkazu bi'l-ictihâdi ve delîluhâ el-icmâu
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

muallim_abi

Konuyla ilgili MECMUÂTU'Z-ZÜHDIYYE'nin ibaresi:

Te'lif eden: Es-Seyyid Ahmed Zühdi Paşa





Kaynak: Mecmuâtuz-Zühdiyye fî Ahkâmi'd-Diniyye
Derseadet 1311, Matbea-i Osmaniyye
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

GEZGİN

Allah Razı olsun...
An oluyor bir garip hisse kapılıyorum...
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?'..........

ay-yüzlüm

ellerine sağlık kardeşim

Allah CC razi olsun çok güzel faydalı bilgiler eklemişsiniz
Yürü dünya yürü bu yol dergaha gider.
Bu yol gama,kedere,acıya,aha gider.
Çıkablirsen eyer bu yokuşu zirveye,
Hüzünlenme o zaman sonu felaha gider.

muallim_abi

Eklemekte yarar görüyorum:

Bazı hadis-i şeriflerde ve sahabi rivayetlerinde "Farz borcu olan, kaza etmeden, nafile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur, kazasını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz" gibi rivayetlerin hepsi sahih olup, bizim beyanatımızı desteklemektedir.

Zira HANEFİ fukahasına göre kişinin ZATEN "kaza borcu varken nafile kılması" doğru değildir. Bu ZATEN bütün hanefi fıkh kitaplarında yazar. Buna karşı çıkan da yoktur zaten. Hiçbir hanefi alimi de karşı çıkmamıştır.

Amma velakin bu bilinmeyen, hadis-i şeriflerle sabit olmamış NEVAFİL için geçerlidir. Hakikaten de bir müslümanın KAZA borcu varken çıkıp "şuraya durup şöyle 4 rekat nafile kılayım" demesi boş iş olur. Ancak hadisi şeriflerle belirtilmiş sünnetleri kılması, kaza kılmasından evladır. Din AKIL işi değildir ki, biz şimdi çıkıp bu hükmü sorguya çekelim.

Bu ahmaklar 1,5 santim akıllarıyla TERAVİH namazını bile ortadan kaldırıyorlar. Kendilerini dini konularda söz sahibi kabul ediyorlar. Sünnete düşmanlık ettikleri başka konularda bariz bir şekilde görülmekte.

Zahidi merhum "Zamanın halkını bilmeyen cahildir" buyurur. Bu zamanda müslümanlara bu tür doğru olmayan fetvaları vermek, onları dini ibadetlerden daha fazla soğutmağa yarar. Tesbih namazının dahi cemaatle kılınmayacağını iddia edip, kaza borcu olanların bilinen nafilelerinin kabul olmayacağını iddia eden cahillere uymamalı. Akılları imanlarını geçmiş.

Selam ve dua ile..
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

racül

Bildigim kadariyla safii mezhebinde kaza borcu olan nafile kilamaz..

Türkiye gazetesini cikartanlar umumiyetle abdülhakim arvasi'nin müridanidir. Abdülhakim Arvasi safii olmali.. Safi bir zata baglanan müridan seyhlerininn safii mezhebine göre verdigi bir fetvayi, hanefi ahaliye de, müridandan olmayan sair insanlara da kabul ettirmek icin 50 senedir ugrasip duruyorlar...

Gecen gün gördüm,

"Bir bilen" hala sigarayi helal gösterme cehdiyle sitesinde iyicene döktürmüs.. Sigaranin mazarratinin ayyuka ciktgii günümüzde de hala sigara savunuculuglu???

Abdülhakim Arvasi (bazi sahsi durumlarina binaen) necip fazila (sigaranin yaninda) "difk" (istimna bilyed)i da tavsiye ediyordu...

Simdi bir sayfa da istimnanin faziletinden mi bahs edilmeli?


...........

Söylenen sözleri söylendigi baglamdan cikartip umuma tesmil etmek, sözü söyleyen zat icin de bazen negatif propaganda olmakta...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

muallim_abi

Kaza borcu olanın sünnetleri kılmasında hanefi mezhebince bir beis yoktur.. Eserlerde bu açıkca belirtilir.. İbni Nüceym hazertleri ise bu konuda İmam Şafii'nin ictihadını benimsemiş, çıkıp buna da dil uzatmak olmaz; alıp O'nun fetvasını umuma yaymak ve bir de kılanlara "ahmak" lakabı takmak asıl ahmaklık olur.. Fıkh kitaplarında böyle ibareler yok, her hanefi alim aynı hükmü yazacak diye bir kaide de yok.. Mezahibi Erbea kitabında da böyle ibare yok.. Bazıları sonradan eserleri tahrif ediyor.. Aynı ibareleri Fetavayi Zahiriyye'ye de almışlardı..

Sigaraya "helal" demek ise abesle iştigalin en büyüğüdür.. Halbuki "helal", hakkında "icma" hasıl olmuş şeylerde olur.. Sigaranın bırakın helalliğini, mekruhluğunda bile "icma" hasıl olmamıştır..

Kendini din adamı zannedenler diyor ki: "Helal olan şeye delil aranmaz".. Bu külahın muhatab olduğu bir cümle ve kelime oyunudur.. Armudun, elmanın, çayın helalliğine delil soran mı var? Sigara bunlarla kıyas edilir mi?

Birçok alim "haram" dedi.. Berika kitabında (Tarikat-ı Muhammediyye şerhi) Muhammed hadimi hazretleri dahi sigaranın kesinlikle "helal" olmadığını beyan eder.. Ulemanın edna derecesindeki ihtilafı şüpheye sebebtir en başta.. Bunu da bildirir..

Şimdi bunca ihtilafı bilip, "haram" diyen ulemayı elinin tersi ile itmek, müslümanın yapacağı iş değildir.. Hele birde gerek Fetavayı Hindiyye'de, gerek Camiul-Mütun'da, gerek Mektubat'da ve gerekse diğer eserlerde geçen kaide-i külliye olan "Haram ile helal ictima ederse haram galip gelir" kaidesini görmemek, helal diyen alimlerin neden böyle fetva verdiğini bilmemek olur.. Zira helal diyenler de, "Eşyada asıl olan ibahedir" kaidesince fetva verirlerdi..

Bu zamanda helal diyenler ise, yarım nakil ile ilerleyip, cahil müslümanların ulemaya buğz etmesini sağlıyorlar.. Şu alim "haram" demiş deyince "O kesin vehhabidir" diyenlere şahit oluyoruz.. Aldıkları terbiye, ihtilaf edenin sapıklığına hükmetmelerini sağlıyor.. Bu ise İSLAM AHLAKI ile bağdaşmaz.. Ha birde bu tür şüphelileri kendini mürşid ilan edenlerin içmesi hiç uygun olmaz.. Geçmiş ulemaya saygı, takva ve vera'nın bir gereğidir.. Sen onlara ister katıl, ister katılma..

İsmail Hakkı Bursevi de güya, halife yasakladı diye haram demiş.. Halife yasakladı diye "haram" denmesini anlarım ama "hikaye" uydurulmasını anlamam.. Konuyu tetkik edenler bilirler.. Ruhulbeyan'a bakınız..

İşine geleni "fetva", gelmeyeni "ilham" kabul edenler, biraz dinin oyuncak olmadığını kavrayabilseler ne iyi olur..

Selam ve dua ile..

Not: Bu hususta yazılmış sigara risalesini okumanızı tavsiye ederiz..
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Mstfx67

Allah razi  ve  memnun olsun
BA$KASININ AYIBINI SÖYLEMEYi DÜSÜNDÜGÜN ZAMAN NEFSININ AYIBINI hATIRLA!!!

sıddık-birgüvi

KAZA NAMAZLARI
7 - 11 - 2003 FAZiLET TAKViMi

Erkek ve kadın her akıllı müslüman bâliğ olduktan sonra, diğer dinî vazifelerle beraber beş vakit namazı hiç geçirmeden edâ etmek mecburiyetindedir. Kat’iyyen geçirmemeye gayret etmelidir. Kur'ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak ellibeş yerde her müslümana namazı emretmektedir. Ayrıca otuzüç yerde namaz zekâtla beraber emrolunmaktadır.

Hülâsa, Kur'ân-ı Kerîm'de, namaz emri yüzden fazla âyetle sâbittir. Namaz hakkında emrin bu kadar çok tekrar edilmesi, namazın fazilet ve sevabının büyüklüğüne işârettir. Terk edenler için de, cezasının çok ağır olacağına delâlet eder.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir Hadîs-i şerîflerinde “Kıyâmet gününde kulun en evvel sorguya çekileceği şey, namazdır” buyurmuşlardır. Bu Hadisi şerifte, namaz hesabını tam verenlerin diğerlerinde kolaylık göreceğine, veremeyenlerin, zorda kalacağına işâret vardır.

Bir insan, bir vakit namazın yerine milyonlarca lira sadaka verse veya birinin iki rek'at namazı yerine bir başkası yüz rek'at namaz kılsa, namaz borçlusu şahıs bunlarla mes’ûliyetinden hiç bir sûrette kurtulamaz.

Namaz kime farz olmuşsa ancak onun tarafından kılınmak sûretiyle edâ edilir. Binâenaleyh bir kimsenin gaflet veya tembellik yüzünden vaktinde kılamadığı namazı varsa hiç zaman geçirmeden kazâ etmeli, bu namazı kazâya bıraktığı için de ayrıca tevbe ve istiğfar etmelidir.

Namaz borcu olan kimse borçlarını hesaplar. En sonundan başlayarak kazâ edip bitirir. En evvelinden başlamak câiz ise de, en kâmil yaşta kazâya kalanların cezası daha ağır olacağından önce onları affettirmek düşüncesiyle sonundan başlayarak, kazâ etmek evlâdır. Kazâ ederken yalnız farzlar ve vitir kılınır. Sünnetler kazâ edilmez.

Kazâ namazı, kerâhet vakitleri hâricinde, her zaman kılınabilir.

Kazâ borcu olan; 5 vakit namazın sünnetleri, teheccüd, evvâbin, duhâ, tesbih namazları ve mübârek gecelerde kılınan hâcet namazlarını ve sâir nâfileleri kılabilir. Bunları kılmasında hiç bir mahzur yoktur. (İbni Âbidiyn 1/688)

müteallim

Borcu olan birisinin borcum var diye yemek yememesimi lazim veya sadece kuru ekmeklemi gecirmesi lazim.

Kaza borcu olan kisi kazaya biraktigi namazlari kaza ederken sünnet ve nafileleri kilar.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

antepli

KONUYA AÇIKLIK GETİREN TÜM KARDEŞLERİMDEN MEVLA RAZI OLSUN.HALA BİR TV KANALINDA SABAHLARI ÇIKAN HOCA!! KAZA BORCU OLAN NAFİLE,SÜNNET KILAMAZ DİYE BÜTÜN HERKESE YAYIN YAPIYOR...VAKİT NAMAZLARININ SÜNNETLERİNİ BİLE KAZAYA NİYET EDECEK DİYEREK ISRAR EDİYOR HALA.MUALLİM KARDEŞ BU YAZIYI İZNİN OLURSA O HOCAYA YOLLAMAK İSTİYORUM E POSTA YOLU İLE..
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...

müteallim

Alıntı yapılan: "antepli"KONUYA AÇIKLIK GETİREN TÜM KARDEŞLERİMDEN MEVLA RAZI OLSUN.HALA BİR TV KANALINDA SABAHLARI ÇIKAN HOCA!! KAZA BORCU OLAN NAFİLE,SÜNNET KILAMAZ DİYE BÜTÜN HERKESE YAYIN YAPIYOR...VAKİT NAMAZLARININ SÜNNETLERİNİ BİLE KAZAYA NİYET EDECEK DİYEREK ISRAR EDİYOR HALA.MUALLİM KARDEŞ BU YAZIYI İZNİN OLURSA O HOCAYA YOLLAMAK İSTİYORUM E POSTA YOLU İLE..

memleketde kaza borcu olmayan müslüman yok denecek kadar az olduguna göre nafile ve sünnetler yok olmus demektir.

zaten ortaya bu fikri atan kisilerin kasdida bu olsa gerek amma bir ehli sünnet ve cemaat olarak hem kaza kilariz hem sünnet kilariz hemde nafile kilariz.bundan dolayida hic aklimiza bir sey gelmez
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

seval_1985

bilgiler çok güzel tşk

antepli

aynı hoca!! dişinde dolgu olanların gusl abdestinin sayılmayacağını yani cünüb halinden kurtulamayacağını söylemişti.Oysa ben böyle öğrenmedim.Eğer zaruret var ise yaptırmakta bir sakınca olmadığını okudum muhtsar ilmühal kitabında.O hocanın dediğine göre bu ülkede 100000 lerce insan cünüb geziyor.Böyle şey olurmu ya!!!
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...

müteallim

Alıntı yapılan: "antepli"aynı hoca!! dişinde dolgu olanların gusl abdestinin sayılmayacağını yani cünüb halinden kurtulamayacağını söylemişti.Oysa ben böyle öğrenmedim.Eğer zaruret var ise yaptırmakta bir sakınca olmadığını okudum muhtsar ilmühal kitabında.O hocanın dediğine göre bu ülkede 100000 lerce insan cünüb geziyor.Böyle şey olurmu ya!!!

antepli bunlar onlar icin kücük seyler.bunu söyleyen kisi ne kadar gusul abdesti aliyor acaba.?
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik