Abdülhamit Han hakkında Atatürk ne söyledi ?

Başlatan Fatihan, 29 Haziran 2010, 10:15:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Fatihan

Hakkında bir çok kötü söz söylenmesine rağmen yıllar sonra gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı...


“ Etrafımdakilerin beni anlamadıklarını görünce kendi içime kapanmaya başladım. Ağabeyimden sonra tahta çıktığımda etrafımı, dolapçı ve beni esir etmeye çalışan kişilerle çevrildiğimi gördüm. Hayatımı ve tahtı muhafaza etmek için hileye karşı hile koymam gerekti.”

Bu sözler tarihimizin en fazla tartışılan simalarından Abdülhamit Han’ın söyledikleridir. Kendisi hakkında birçok iftiralarda bulunulmuştur. Elbette bu iftiraların bir kısmı belli kısım tarafından kasıtlı propaganda yapılmasının yanında birde tarihi cehaletin getirdiği bilinçsizlikte çabası olmuştur.

Abdülhamit han için “ Edebiyat ve Edebiyatçı düşmanı idi” iddiası bilinen yalanlardan biridir. Bakınız buna ilişkin kendi hatırasında buna nasıl cevap veriyor.

“Beni edebiyata düşman gösterdiler… Hayır! Ben edebiyatın değil edepsizliğin, edebiyatçıların değil, edepsizlerin düşmanı oldum. Edebiyata düşman olsaydım Kemal Bey’e (Namık Kemal) kendi kesemden ölünceye kadar aylık vermez ve oğlunu saray hizmetine almazdım. Bunun yanında Abdülhak Hamit Bey’i dolgun aylıkla yaşatmanın yanında ara sıra biriken borçlarını ödemezdim. Ben edebiyat ve edebiyatçıya düşman olsaydım hayatım ve tacımla uğraşan Murat Bey’in (Mizancı Murat) her münasebetsizliğine katlanmaz istifasını kabul ederdim, halbuki ben vazifesinde kalmasını sağladım. Hayır, tekrar ederim ki ben, edebiyatçıların gerçek ve şefkatli dostu idim. “

Özet halinde aktardığımız bu cevap sanırım bir çok sorunun cevabını aynı anda vermiş oluyor. 

Ulu hakan hakkında kimler yanılgıya düşmemiştir ki… Saymakla bitmez ama ne var ki bir çoğu sağlıklarında düştükleri hatanın telafi gayretine düşmüşlerdir.

Peki Abdülhamit han hakkında Mustafa Kemal Atatürk Paşa ne düşünüyordu?

Öyle ya Osmanlı sonrası tarihe damga vuran birkaç ismin başında Atatürk gelmektedir.

Buyurunuz tarihin izlerinden okuyalım düşünceleri…

Atatürk’ün padişah ile direk bir ilişkisi olmamıştır. Atatürk ismini ilk olarak Selanik’ten yola çıkan “Hareket Ordusu”nda duyurmuştur.

Kurtuluş savaşı kazanılır ve Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilir. Takvimler 1937 yılını gösterirken bir gazetede “Makedonya” isimli bir yazı dizisi yayımlanır Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu imzası ile.

Mustafa Kemal Paşa yazı dizisine ilişkin görüşlerini belirtmek için Nizamettin Nazif beyi Dolmabahçe Sarayına çağırır.

Atatürk şunları söyler; “ Yazınızı okuyorum… Hürriyet ilan edildiği zaman küçük bir çocuk olman lazım. Fakat tebrik ederim, o günleri çok iyi canlandırıyorsun. Yalnız Abdülhamit’i hiç sevmediğin belli.”

Mustafa Kemal paşa biraz durur… Avını süzen kartal misali gözlerini muhatabına diker ve şu sözler çıkar ağzından.

“ Sevme Abdülhamit’i. Gene sevme! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. Senin neslin biraz daha temkinli karar vermeye alışmalı. Bak çocuk! Sana kanaatimi kısaca söyleyeyim; Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali (durumu) meşkuk (şüpheli) ve sınırları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamit’in idare tarzı azami müsamahadır (büyük hoşgörüdür) Hele bu idare 19. Yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa…”

Atatürk’ün bu sözlerini ise o an karşısında oturan Nizamettin bey bizzat kendisi kaleme aldığı “ İlan-ı Hürriyet ve Sultan Abdülhamit Han” isimli kitabının 39. Sayfasında aktarmaktadır.

Ne yazık ki, Abdülhamit dehasından uzak kalanlar teslim aldıkları ülkeyi bir avuç olarak bırakmışlardır…

Atıf Yurtseven - Egazetehaber.com