Şehri Bu Hale Nasıl Getirdik?

Başlatan 33.yıldız, 21 Ağustos 2010, 13:07:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

33.yıldız

İstanbul'u geziyorum... Medenî bir şehre yakışmayan bir sürü eksiklik aksaklık, pasaklılık görüyorum. Birkaçını sayayım:

1. Çok işlek bir yerde daracık yaya kaldırımının ortasına vatandaşın biri dev bir motosikleti zincirle bağlamış, geçmek mümkün değil, yoğun trafikte vızır vızır otomobillerin geçtiği ana yola iniyoruz. Medenî bir Avrupa şehrinde böyle rezalet olur mu? Polis hemen kocaman bir ceza yazar.

2. Bir caminin önünden geçiyorum. İçinde ve dışında tam dört helâ-WC ilanı var. İngilizce Türkçe, men, women, bir TL... Bir İslâm mâbedine böyle şeyler yakışır mı?Rezillik.

3. Bir elektrik lambası direğine bakıyorum. Alttaki kutunun kapağı yok, kablolar görünüyor. Hem tehlikeli, hem çirkin. Hemen hemen bütün direkler böyle...

4. Çok kalabalık bir caddenin yaya kaldırımlarından seller gibi insanlar akıyor. Belediye lokantalara, önlerindeki kaldırıma (ücret karşılığı) masa koymak izni vermiş. Mübarek Ramazan'da açıkça yeniliyor içiliyor. Toz toprak, gelip geçen bir karmaşa ki sormayın.

5. Küçücük çocuklar sokaklarda, caddelerde ellerinden tutmuşlar... Çocuğu vasıtaların geçtiği tarafta yürütüyorlar. Ne kadar yanlış. Vatandaşlara, küçük çocukları (ellerinden tutulsa da) yol tarafında yürütülmemesi gerektiğini kim öğretecek?

6. Biri yarım ekmek içine döner yaptırmış, caddede hem yürüyor, hem ağzını faraş gibi açarak kocaman lokmalar kopartıp yiyor. Sokakta böyle yemek yiyerek yürümenin ayıp ve görgüsüzlük olduğunu bilmiyor mu?

7. Belediye veya başka bir kurum bir yeri kazmış, onbeş yirmi kadar kaldırım taş öbek halinde kalmış, çekip gitmişler. Bu ne derbederlik!..

8. Kocaman saksılara küçük ağaçlar dikmişler, su vermemişler, ağaçlar kurumuş ölmüş. Çirkin bir manzara. Bakan, gören, ilgilenen yok.

9. Meşhur bir parkta vatandaşlar iftar açmışlar. Giderken çöplerini toplamamışlar. Gazeteler, şişeler,, naylon poşetler, kutular... Allah oruçlarını kabul etsin ama çöplerinizi niçin toplamıyorsunuz? İstanbul sizin babanızın çöplüğü değil!..

10. Bankta oturmuşlar, kabak ve ayçiçeği yemişler, kabukları yere atmışlar, pis bir manzara oluşmuş. Böyle bir şeyi Singapur'da yapmanız mümkün müdür?

11. Bazı dükkanlarda, içinde Türkçe imla ve gramer yanlışı olan levhalar var. Resmî bir makamın bu gibi yanlışlıkları, çirkinlikleri gidermek için çalışması gerekmez mi?

12. Tarihî bir caminin ana giriş kapısının yanında kocaman bir saplı süpürge nizamiye nöbetçisi gibi arz-ı endam ediyor. Ne ayıp, ne çirkin bir ilkellik. Mukaddesata hakaret!..

Yapıldıktan birkaç ay sonra kırılmış, çarpılmış kaldırım karoları... Çökmüş eciş bücüş olmuş granit taşlı yollar, silinmemiş camlar, tarihî eserlerin duvarlarında bitmiş incir fidanları, molozlar, taşlar...

Her yerde intizamsızlık, estetiksizlik, güpe gündüz pis kokular saçarak dolaşan çöp kamyonları... Bazı yollar gündüz saatlerinde otopark olmuş, geçmek imkansız. Trafik bir facia. Toz toprak kir pas... Yağmur yağınca seller akıyor, alt katları sular basıyor. Yükseklerden damlara bakınız, tam bir rezalet.

Bizde hiç mi hiç dam, çatı, teras estetiği yok. Paris'te yüksek bir binadan damlara bakınız hayran kalırsınız.

Çok büyük ve ünlü bir camide turistlere hitaben İngilizce, Almanca, Fransızca cümleler yazmışlar.Üç satırda bir sürü hatâ. Bu kadar cahillik olmaz ki. Bilmiyorsan bari bir bilene sor.

İstanbul'da görgüsüzlük, intizamsızlık, bedevîlik kol geziyor.

Tanıdığım Müslüman bir turistin hanımı meşhur bir meydanda ayakkabısını boyatmış, 20 TL. istemişler...

Biliyorum şehirde temiz, oldukça düzgün, intizamlı semtler de var. Bunlar istisna... Genelde yukarıda anlattığım gibidir.

Şu canım İstanbul'u bugünkü hale nasıl getirdik, getirebildik?

Mehmet Şevket Eygi-21 AĞUSTOS 2010
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

Tuğra

〰〰〰〰🐠

gülçiçek

mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.