Kur'an-ı Kerim'in altın ikliminde seyahat

Başlatan İsra, 10 Eylül 2010, 04:04:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

İstanbul, benzersiz bir sergiye ev sahipliği yapıyor şu günlerde. Devlet erkânının Kadir Gecesi'nde açılışını gerçekleştirdiği '1400. yılında Kur'an-ı Kerim Sergisi' yüce kitabın zamandaki yolculuğunu gösterir nitelikte.

Açılış heyecanını bir kenara bırakarak nurlu beyanların bulunduğu sergiyi gezmeye başlıyoruz. Ne zamanı Kur'an'dan, ne de Kur'an'ı zamandan tecrit etmenin mümkün olmadığını bir kez daha anlıyoruz. Çünkü Kur'an'ın dünü ve bugünü bu sergide tecessüm etmiş. Girişte solda üç kişinin kaldırabileceği büyüklükte bir Kur'an'la karşılaşıyoruz önce. Bu ihtişamlı Kur'an, hattat Hân Ahmed-i Seyrî tarafından yazılmış. 88 x 57 cm ölçülerindeki elyazması, Zilhicce 1007/1559 tarihli. O Kur'an'ın büyüklüğüne karşın yanında küçücük sancak mushafları var. Donanma gemilerinde sancaklara bu mushaflardan asmak âdettenmiş. Büyüteçle okunabilecek kadar küçük mushafların gümüş mahfazaları da sanatla bezenmiş. Osmanlı döneminden kalma bu mushaflar 926/1519 tarihli. Ketebesi yani imzası ise silik.

Eski Kur'an'lar cüz cüz

Kur'ân hazinesinin kapılarını açmaya devam ediyoruz. Camekânlar içerisinde 8. asırdan kalma el emeği göz nuru eserleri görünce hayrete düşüyoruz. Ceylan derileri üzerine ilmik ilmik işlenmiş ayetlerin yazıldığı yaprakları görenler, yazılışını hayal etmekten kendini alamıyor olmalı ki bu Kur'an'ların önüne gelen bir süre öylece kalıyor. Hz. Ali döneminde atfedilen Kur'an da, Hz. Osman'a izafe edilen 7 nüshadan biri de burada. Ayetler ceylan derisi üzerine kahverengi mürekkeple yazılmış. Harflerin etrafı da tahrirlenmiş. Ümmü'l Hutût yani yazıların anası denilen Kûfi yazı çeşidiyle kaleme alınmış Kur'an-ı Kerim, eski Kur'an'lar gibi yatay formda. Yeri gelmişken eski Kur'an'ların birçoğunun cüz cüz olduğunu söylemeden geçmeyelim. 600 sayfa deri bir araya gelince çok ağır olduğundan eskiler, Kur'an'ı cüz cüz yazmaktan yanaymış. Ayrıca, tarihi Kur'an mahfazaları ve rahleler de serginin bir parçası.

Bu serginin ilgiyle beklenen eseri ise Şam Evrakı. İslam dünyasında bilinen en erken tarihli vakıf kaydı bu evrak. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in ilk el yazmaları olarak kabul ediliyor ve bu yapraklar ilk kez Türk İslam Eserleri Müzesi'nde görücüye çıkıyor. 250 bin Kur'an-ı Kerim sayfasından oluşan koleksiyona Şam Evrakı denmesinin nedeni Şam Emeviye Camii'nden getirilmiş olması. 19'uncu yüzyılda camide büyük bir yangın çıkınca harap olan evrakların kurtarılanları 1911'de Topkapı Sarayı'na getirilmiş. 1913'te Evkaf-ı İslamiye Müzesi kurulunca da Topkapı Sarayı'ndan müzeye gönderilmiş. Parşömen ve deri cilt örneklerinden oluşan Şam Evrakı, ceylan derisi üzerine kufi hatla yazılmış. Üzerinde hicri 262, miladi 875-876 tarihleri bulunuyor.

Her biri bir sanat eseri

Safevi, Baburi, İlhanlı, Timur, Eyyûbi, Türkmen, Selçuklu dönemi Kur'an'larından tutun da Emevi, Abbasi, Fatımi dönemi Kur'an'larına kadar yüzlerce çeşit elyazması bulunuyor sergide. Her biri sanat eseri olduğu kadar önemli tarihi belge. Çünkü üzerlerinde kayıtlar ve mühürler bulunuyor. Parşömen üzerine yazılmış rulo Kur'an örnekleri de oldukça dikkat çekici.



Elyazması Kur'an'ları okuyabilecek miyiz diye göz yorarken 'İkra' ayeti takılıyor gözümüze. Kur'an'ın zamandaki yolculuğuna şahit olunca indirildiği güne dair var olan bilgiler ışığında gönül yolculuğuna çıkıyoruz biz de. Nübüvvet-i Muhammediyye zuhur etmemiş henüz. Kâbe putlarla dolu ve Hz. Muhammed'in putlara en ufak teveccühü yok. Dini, ruhi, içtimai bakımdan sapkınlık içerisinde bir halk. Devir cahiliye devri. Saadet asrını bekliyor kâinat. 1400 yıl önce Kadir Gecesi'nde inzivaya çekilir Hz. Muhammed. Hira Dağı'na sığındığı günlerden bir gündür ve tefekkür deryasının derinliklerindedir yine. Izdıraba yelken açtığı bir anda. 'İkra' (Oku) emriyle irkilir ve ayetlerle buluşur Peygamber (sas). Bu buluşma tam 23 yıl sürer. Kelam-ı Rabbanî, ayet ayet indirilir. Kur'an-ı Kerim nakış gibi işlenir. Aradan geçen bin 400 yıl bu nakışlara hiçbir zarar vermemiş ki sergideki Kur'an'lar indirildiği ilk günkü gibi.





Sultan Kur'an'ları da sergileniyor

Sultanlara ait nüshalar da sergideki yerini almış. Kanuni, Sultan 1. Ahmet, Rüstem Paşa, Pertevniyal Valide Sultan, 1. Mahmut, Sultan Abdülmecit'in de okunmak üzere cami ve türbelere vakfettikleri Kur'an'lar dönemin ihtişamlı sanatını yansıtıyor.

İlhanlı Sultanı Olcayto, Memlük Sultanı Kayıtbay gibi sultanların hazineleri için hazırlanan Kur'an'lar da sergileniyor. Hattat padişahın yazı takımları da serginin bir bölümünde ziyaretçilerini ağırlıyor. Sergide Kur'an cüzleriyle birlikte yaklaşık bin 500 eser bulunuyor. İki bölümden oluşan serginin ilk bölümünde Kur'an'ın 14 asırlık serencamını izliyoruz. İkinci bölümde ise mukaddes emanetler ziyaretçilerle buluşuyor.



Sergide kimlerin eseri var?

Sergide İbni Bevvap'tan Yakut el Mustasimi'ye, Suhreverdi, Seyrafi, Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisari, Hafız Osman'dan Kazasker Mustafa İzzet'e kadar yaşadıkları döneme damgasını vuran hattatların eserleri yer alıyor. Sergi İslam Kitap Sanatı'nın her evresini kesintisiz olarak yansıtıyor. Ekol oluşturan Galatalı Ahmet Naili'nin yazdığı 120. Kur'an da müzedeki yerini almış. Sergideki eserler Yıldız Holding'in desteği ile gün yüzüne çıktı. Antik AŞ ve Türk İslam Eserleri Müzesi'nin uzman kadrosu eserlerin sergilenmesinde büyük rol oynadı.

zaman

Ay Iıığı

#1
Bağdat, H.685 M.1286 1287
Hattatı, Yakut el Musta'simi






Osmanlı, H.1259 M.1843 1844
Hattatı, Es seyyid el Hac Mustafa İzzet





Ay Iıığı

Memluk, H.713 M.1313 1314
Hattatı, Şazi b. Muhammed b. Ebi Bekir b. Eyyüb
Müzehhibi. Aydoğdu er-Ressam







Memlük 14. Yüzyıl Sonları








Ay Iıığı


İsra


Ay Iıığı

Safevi Dönemi Kur'anı Kerim,
Şiraz H.1000 M.1591-92







Ay Iıığı

Osmanlı Dönemi, H.933 M.1526-27
Serlevha





Celayiri, H.787 M.1385
Hattat ve Müzehhib
Mecdeddin el-Kazvini



mazlum

H.z Allah Razı olsun Çok güzel hazırlanmış Harukulade bir çalışma , ve aynı zamanda ,
güzel bir hizmet . Dünya gözüyle bu muhteşem eserleri görmek bile , ayrı bir güzelliktir .
Tşk ler .
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

İsra

bu güzellikleri görme fırsatını kaçırdık  ş4))


Ay Iıığı

Sergi bitti malesef. Sürekli açık bir müzede sergilenmemesi üzücü.

Ay Iıığı

Safevi, Şiraz H.984 M.1576-77
Hattatı, Ahmed b. Babaşah et Tebrizi








Ay Iıığı

Kur'anı Kerim Cildi
Safevi, Heraz 1580 civarı




Safevi, Tebriz H.921 M.1516
Hattatı; Muhammed b. Emir Ali el-Hasani







Tuğra

Alıntı yapılan: Ay Işığı - 02 Aralık 2010, 22:42:02
Sergi bitti malesef. Sürekli açık bir müzede sergilenmemesi üzücü.

Bu güzelliklerin nerelerde muhafaza edildiğini merak ediyorum. Fotoğrafların devamını bekliyoruz.
〰〰〰〰🐠

Hâsıl-ı Kelam

Nefsinle değil, kalbinle düşün ve karar ver!

İsra



Türk İslam Eserleri Müzesi, yaklaşık 4 aydır '1400. Yılında Kur'an-ı Kerim Sergisi'ne ev sahipliği yapıyor. Sergilenen eserler arasında 8. yüzyıla ait olan Kur'an'lar bile var. Birbirinden değerli 202 Kur-an'ın yer aldığı serginin sresi 1 şubata kadar uzatıldı.

Şimdiye kadar kim bilir kaç evliyanın gözü değdi, kaç padişahın elleri dokundu bu Kur'an-ı Kerimlere. Hangi mübarek zatlar gözyaşı döktü üzerlerine. Dilleri olsa da anlatsalar... Biz de dinlesek, gözlerimizle anlamaya çalıştığımızı, kulaklarımızla işitsek... Türk İslam Eserleri Müzesi'nde sergilenen 202 Kur'an-ı Kerim'den söz ediyoruz. Kimi Osmanlı dönemine ait, kimi İslam'ın dalga dalga yayıldığı, binlerin şahadet getirdiği yıllara. Aralarında yangından kurtarılanlar da var, yok olmak üzereyken sahip çıkılanlar da. Her biri üzerinde yıllarca emek sarf edildi. Türlü zorluklarla günümüze getirildi. Kur-an'ı Kerim'in indirilişinin 1400. yılında ziyaretçileri ile buluşturuldu. Ama ne yazık ki bu sergi beklenen ilgiyi görmedi. Açıldığı 5 Eylül'den, yani Kadir Gecesi'nden bu yana toplam ziyaretçi sayısı 88 bin ile sınırlı kaldı. Üstelik bu rakamın neredeyse yarısı yabancı ziyaretçilerden oluşuyor.

İşin ilginç yanı sergiye çeşitli ülkelerden, Amerika'dan bile talep varken asıl vatanında hak ettiği değeri bulamaması. Velhasıl bu değerli eserlerin görülebilmesi için artık son günler. 1 Aralık'ta kapatılması planlanan sergi, son ziyaretçilerini ağırlamak için 1 Şubat'a kadar uzatıldı.

Yıldız Holding'in sponsorluğunda açılan Kur'an-ı Kerim sergisinin en önemli yanı İslamın ilk dönemlerine ait Şam evraklarına ev sahipliği yapması. Yani sergide Peygamber Efendimiz'in vefatının üzerinden 100 yıl bile geçmediği dönemlere (8. yy. başları) ait Kur'an-ı Kerimleri görebilecek olmanız.

Şam evraklarının bugünlere gelmesinin yürek burkan bir hikâyesi var. Birinci Dünya Savaşı'na (1914) kadar Şam'da Emeviye Camii'nde bulunan 8., 9., 10. yy.'a ait Kur'an-ı Kerimler, 1815'te bu camide yangın çıkmasıyla ciddi anlamda zarar görüyor. Birçoğu yanıyor, bazıları da tahrip oluyor. 1914'te Türkiye'den Şam'a giden bir kütüphanenin mütevelli heyeti, camide Kur'anların harap vaziyette olduğunu görüyor ve 250 bin sayfa Kur'an'ı, 33 sandığa koyarak İstanbul'a getiriyor. Topkapı Sarayı'nda kötü durumda olanlar ayrılıyor. 1913 yılında da Evkaf-ı İslamiye Müzesi'ne (Türk İslam Eserleri Müzesi) gönderiliyor.

Kur'an-ı Kerim sergisinde görülmesi gerekenler

1) En eski tarihli Kur'an-ı Kerim sayfası: En eski tarihli Kur'an-ı Kerim'den ne yazık ki 2 sayfa, 21 satır günümüze ulaşabilmiş. Bu yapraklarda Mümtehine Sûresi'nin 7-13, Saff Sûresi'nin 1-14, Cum'a Sûresi'nin 1-11, Münâfikûn Sûresi'nin 1-9 ayetleri yer alıyor.

2) 10. yy.'a ait hattatı ve tarihi belli Kur'an-ı Kerim: Hattatı belli olan en erken tarihli Kur'an-ı Kerim, 10. yy.'a, Abbasi dönemine ait. Hattat Muhammed b. Ahmed b. Yasin b. İsbehan tarafından yazılan bu eser 4 cilt halinde. Bu eserden önceki Kur'an-ı Kerimlerin tarihleri çeşitli bulgular ile tespit edilmiş. Ancak bu eserin tarihi; Miladi 993 şeklinde belirtilerek net olarak veriliyor.

3) Vakfedilen en eski Kur'an: Bir Kur'an-ı Kerim'in vakfedilmesi (bağışlanması) ile ilgili bilinen en eski kayıt da bu sergide yer alıyor. Abbasi döneminde, 9. yy.'ın başında yazılan bu Kur'an-ı Kerim'in, 870-878 yılları arasında Şam valisi olan Amacur tarafından vakfedildiğine ilişkin Arapça kayıt bulunuyor. Amacur, bu eseri Sur şehrindeki bir camiye vakfediyor. Tarihi açıdan çok önemli bir belge niteliği taşıyan bu eserde Taha ve Ali İmran Sûresi'nden ayetler yazılı.

4) Sûre başı tezhipli ve bezemeli ilk rulo Kur'an-ı Kerim sayfası: Sergide yer alan rulo Kur'an sayfası da tarihî anlamda çok önemli. Çünkü pek çok ülkede rulo Kur'anlar olmasına rağmen, sayfa başında levha tezhibi olan bir örnek yok. Sergide yer alan sayfada ise sûre başı çok güzel tezhipli bir çerçeve içine alınmış, bezemeler yapılmış. 9. yüzyıl Abbasi dönemine ait bu eserin ön yüzünde Fatiha Sûresi, arka yüzünde ise Enam Sûresi'nden ayetler yer alıyor.

5) Süslemeli ilk Kur'an: 8. yüzyılda yazılmış bu Kur'an-ı Kerim'de dikkat edilmesi gereken nokta, Kutsal Kitabın süslemeli ilk örneği olması. Yani Kur'an-ı Kerim'i daha güzel yapabilme gayretinin ilk göstergesi. 22. ve 30. cüzün yazılı olduğu bu eserin son 9 sayfasında süslemeler var. Sûre başlarına ve duraklara tezhipler konmuş. Ayrıca cildine de özen gösterilmiş. Ahşap üzerine deri çerçeve geçirilmiş. Bunlar deri iplikler ile birbirine bağlanmış.

6) Sultan II. Bayezid ve Sultan I. Mahmud'un mührü olan Kur'an-ı Kerim: Kur'an-ı Kerimlerin bir diğer özelliği de birden fazla kültürün sanatıyla bezenmiş olmaları. Örneğin Memlük sultanları, Abbasi döneminden kalma Kur'anları kendi sanatları ile ciltlemişler. Yani Kur'an sayfalarının yazımı Abbasiler (10. yy), cilt kaplamaları Memlüklüler (14.yy) tarafından yapılmış. Bu Kur'anlarda Sultan II. Bayezid ve Sultan I. Mahmud'un mühürleri de bulunuyor. Bunun yanında 10. yüzyılda yazılan Kur'an-ı Kerimlerin, Osmanlı Saray Nakkaşhanesi'nde tamir edilip ciltlendiği örnekleri de var.

7) Bugünkü Kur'an-ı Kerimlerin yazım stilinin ilk örneği: Bugünkü Kur'an-ı Kerimlerde bulunan yazım stilinin sahibi, 13. yüzyılın hattatlarından hattat Yakut el-Mustasimî. Bu hattat şu an tanıdığımız yazım stilinin ekolünü oluşturuyor.

8) Osmanlı'nın değerli hattatlarının eserleri: Süleymaniye Camii yapımı sırasında, birçok hattat cami için Kur'an-ı Kerim yazmaya başlıyor. Bu Kur'an-ı Kerimlerin hattatlarından Mehmed b. Şükrullah, Kadı Mahmud ve Behram'ın değerli eserleri de müzede yer alıyor.

9) Türbelere vakfedilen en değerli Kur'an-ı Kerimler de müzede: 1500'lü yıllarda hattat Ahmed Karahisari'nin kaleminden çıkan Kur'anlar çok kıymetliymiş. Karahisari'nin yazdığı; serlevhası, sure başları ve hizip gülleri tezhipli, Sultan II. Selim'e ait olan Kur'an-ı Kerim, Şehzade Mehmed öldüğü zaman onun türbesine vakfediliyor. Daha sonra 1914'te müzeye getiriliyor. Bu kadar değerli bir eserin türbeye vakfedilmesi Sultan II. Selim'in acısının ne denli büyük olduğunun bir göstergesi kabul ediliyor. Sergideki değerli eserlerden biri de Mihrimah Sultan'ın Şehzade Mehmed'in annesi Hürrem Sultan'ın türbesine vakfettiği Kur'an-ı Kerim.

10) II. Selim'in mührünün olduğu Kur'an-ı Kerim: II Selim'in mührüne İslami belgelerde çok nadiren rastlanıyor. Bu nedenle mühür araştırmaları için çok kıymet arz ediyor. Sergide sultanın mührünün bulunduğu bir Kur'an-ı Kerim de yer alıyor.

zaman