Teravih Namazi simdi kac REKAT .........

Başlatan sancak9, 13 Ağustos 2011, 03:11:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

sancak9

Evvela Selam olsun erkisiye,
Degerli Kardeslerim elan tvlerde teravih namazini kac rekat oldugu  konusuluyor
y.nursuzlar filan nâsin akillarini karistirip teravihe gelmelerini sagliyorlar. Diyorlar ki yok efennim peygamber s.a.v. 8 rekat EVDE kilmistir Nerden cikti 20 rekat ve niye camiide .... g2))
(Bu tek Türkiyemizde olan bir vaka degil Almanya da yasiyoruz )
Bu Soruma naslar ile beraber ashabi kiramin gitmis oldugu yolu da fevkalade mutlu olurum
Simdiden emek edip okuya ve calisma yapan kardeslerime Sükranlarimi arz ederim
fg1))


efsanef

Ramazân-ı şerîfte, her gece yatsının farzından ve son sünnetinden sonra erkeklerin ve kadınların, Peygamberimizin sünneti olarak kıldıkları yirmi rekatlık namaz Her dört rekatında bir terviha (dinlenme) yapıldığı için, bu namazın hepsine “terâvih” denilmiştir Erkeklerin ve kadınların, yirmi rekat terâvih kılması sünnet-i müekkededir (Bkz Sünnet) Peygamberimizin devamlı yaptığı nâfile ibâdetlerdendir

Terâvih namazı Peygamber efendimizin zamanında birkaç gece, sekiz rekat, cemaatle kılınmış, bir özründen dolayı devam edilememiştir Yalnız olarak yirmi rekat kılmıştır Sünnet olduğu buradan anlaşıldı Hazret-i Ömer, hazret-i Osman, hazret-i Ali ve zamanlarındaki Eshâb-ı kirâmın hepsi, cemâatle yirmi rekat kıldılar Terâvih namazı sünnet-i hüdâ sayılıp, İslâm dîninin şiârıdır Müslümanların bu halîfelere ve Eshâb-ı kirâmın icmâına (sözbirliğine) uymaları, hadîs-i şerîfle emrolunmuştur Peygamber efendimiz sallAllahü aleyhi ve sellem:

“Ey Müslümanlar! Muhakkak ki, Allahü teâlâ Ramazan ayında hergün oruç tutulmasını emreyledi Gecelerini ihyâ ve terâvihle geçirmeyi de ben sünnet eyledim Böylece orucun farz olduğunu ve gece ibâdet etmenin sünnet olduğunu tasdik edip, sevabını umarak bunları yapan mağfiret olunup (bağışlanıp) anasından doğduğu gün gibi, günahlardan temiz olur” buyurdu

Terâvih, yatsının son sünnetinden sonra ve vitirden önce kılınır Bir kimse, yatsıyı kılmadan önce terâvihi kılamaz Vitirden sonra da kılınabilir Sabah namazına kadar kılınabilir Fecir doğunca kılınamaz Kazâ da edilmez Çünkü, terâvih kuvvetli sünnetse de, akşam ve yatsı son sünnetleri kadar kuvvetli değildir Bu sünnetlerse kazâ edilmez Yalnız farz namazlarla vitrin kazâsı lâzımdır Terâvihi cemaatle kılmak, sünnet-i kifâyedir Yâni câmide cemâatle kılındıkta, başkaları evde yalnız kılabilir, günah olmaz Fakat, câmideki cemâat sevâbından mahrum kalır Evde, bir veya birkaç kişiyle, cemâatle kılarsa, yalnız kılmaktan yirmi yedi kat fazla sevap kazanır

Her iki rekatta bir selâm verilip, hemen sonraki rekate kalkılır Yahut dört rekatta bir selâm verilir Terâvih namazı ikişer rekat olarak kılınırsa, kılınış şekli sabah nRamazan-ı şerîfte, her gece yatsının farzından ve son sünnetinden sonra erkeklerin ve kadınların, Peygamberimizin sünneti olarak kıldıkları yirmi rekatlık namaz Her dört rekatında bir terviha (dinlenme) yapıldığı için, bu namazın hepsine “teravih” denilmiştir Erkeklerin ve kadınların, yirmi rekat teravih kılması sünnet-i müekkededir (Bkz Sünnet) Peygamberimizin devamlı yaptığı nafile ibadetlerdendir

Teravih namazı Peygamber efendimizin zamanında birkaç gece, sekiz rekat, cemaatle kılınmış, bir özründen dolayı devam edilememiştir Yalnız olarak yirmi rekat kılmıştır Sünnet olduğu buradan anlaşıldı Hazret-i Ömer, hazret-i Osman, hazret-i Ali ve zamanlarındaki Eshab-ı kiramın hepsi, cemaatle yirmi rekat kıldılar Teravih namazı sünnet-i hüda sayılıp, İslam dîninin şiarıdır Müslümanların bu halîfelere ve Eshab-ı kiramın icmaına (sözbirliğine) uymaları, hadîs-i şerîfle emrolunmuştur Peygamber efendimiz sallAllahü aleyhi ve sellem:

“Ey Müslümanlar! Muhakkak ki, Allahü teala Ramazan ayında hergün oruç tutulmasını emreyledi Gecelerini ihya ve teravihle geçirmeyi de ben sünnet eyledim Böylece orucun farz olduğunu ve gece ibadet etmenin sünnet olduğunu tasdik edip, sevabını umarak bunları yapan mağfiret olunup (bağışlanıp) anasından doğduğu gün gibi, günahlardan temiz olur” buyurdu

Teravih, yatsının son sünnetinden sonra ve vitirden önce kılınır Bir kimse, yatsıyı kılmadan önce teravihi kılamaz Vitirden sonra da kılınabilir Sabah namazına kadar kılınabilir Fecir doğunca kılınamaz Kaza da edilmez Çünkü, teravih kuvvetli sünnetse de, akşam ve yatsı son sünnetleri kadar kuvvetli değildir Bu sünnetlerse kaza edilmez Yalnız farz namazlarla vitrin kazası lazımdır Teravihi cemaatle kılmak, sünnet-i kifayedir Yani camide cemaatle kılındıkta, başkaları evde yalnız kılabilir, günah olmaz Fakat, camideki cemaat sevabından mahrum kalır Evde, bir veya birkaç kişiyle, cemaatle kılarsa, yalnız kılmaktan yirmi yedi kat fazla sevap kazanır

Her iki rekatta bir selam verilip, hemen sonraki rekate kalkılır Yahut dört rekatta bir selam verilir Teravih namazı ikişer rekat olarak kılınırsa, kılınış şekli sabah namazının sünneti, dörder rekat olarak kılınırsa, Yatsı namazının ilk dört rekat sünnetinin kılınışı gibidir Her dört rekat arasında, dört rekat kılacak zaman kadar oturup, salevat veya tesbih yahut Kur’an-ı kerîm okurlar veya sessiz otururlar İki rekatte bir selam vermek ve her iftitah tekbirinde niyyet etmek daha iyidir

Yatsıyı cemaatle kılmayanlar, teravihi cemaatle kılamazlar Yatsıyı cemaatle kılmayan bir kimse, farzı yalnız kılıp, sonra teravihi kılan cemaate katılabilir Teravih tamam olduktan sonra, ancak Ramazan-ı şerîfte vitir namazı cemaatla kılınır Başka zamanlarda cemaatle kılınmaz

Ramazan-ı şerîfte, her gece teravihte bir cüz okuyarak Kur’an-ı kerîmi hatim yapmak da çok sevaptır (Bkz Hatim Okumak) Teravihte hatim yapılmazsa, Fil sûresinden Kur’an-ı kerîmin sonuna kadar on sûreden, her rekatta bir sûre okunur Tamamında bir daha okuyarak kılmak daha iyidir Teravihe başlamadan önce, yatsının son sünnetini kıldıktan sonra, tesbih, tehlil ve tekbir okumak, teravihin her dört rekatında bir oturup istirahat etmek müstehaptır Teravihin sonunda, bildirilen miktar kadar oturduktan sonra, vitir namazına kalkmadan, imam cemaata dönüp dua eder, cemaat amin der Bu esnada okunacak salevatlar, tesbihler ve dualar, fıkıh (ilmihal) kitaplarında yazılıdıramazının sünneti, dörder rekat olarak kılınırsa, Yatsı namazının ilk dört rekat sünnetinin kılınışı gibidir Her dört rekat arasında, dört rekat kılacak zaman kadar oturup, salevat veya tesbih yâhut Kur’ân-ı kerîm okurlar veya sessiz otururlar İki rekatte bir selâm vermek ve her iftitah tekbirinde niyyet etmek daha iyidir

Yatsıyı cemâatle kılmayanlar, terâvihi cemâatle kılamazlar Yatsıyı cemâatle kılmayan bir kimse, farzı yalnız kılıp, sonra terâvihi kılan cemaate katılabilir Terâvih tamam olduktan sonra, ancak Ramazân-ı şerîfte vitir namazı cemâatla kılınır Başka zamanlarda cemaatle kılınmaz

Ramazân-ı şerîfte, her gece terâvihte bir cüz okuyarak Kur’ân-ı kerîmi hatim yapmak da çok sevaptır (Bkz Hatim Okumak) Terâvihte hatim yapılmazsa, Fil sûresinden Kur’ân-ı kerîmin sonuna kadar on sûreden, her rekatta bir sûre okunur Tamâmında bir daha okuyarak kılmak daha iyidir Terâvihe başlamadan önce, yatsının son sünnetini kıldıktan sonra, tesbih, tehlil ve tekbir okumak, terâvihin her dört rekatında bir oturup istirahat etmek müstehaptır Terâvihin sonunda, bildirilen miktar kadar oturduktan sonra, vitir namazına kalkmadan, imâm cemâata dönüp duâ eder, cemâat âmin der Bu esnâda okunacak salevatlar, tesbihler ve duâlar, fıkıh (ilmihal) kitaplarında yazılıdır













efsanef

Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha"nın çoğuludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamına gelmektedir. Teravih namazı her dört rekatın sonunda oturulup biraz dinlenildiği için, bu adı almıştır (el-Meydanı, el-Lubab, İstanbul, (t.y) I, 123).

Teravih namazı, kadın erkek her müslüman için sünnet-i müekkededir. Teravih, orucun sünneti değil, vaktin sünnetidir. Bir mazereti dolayısıyla oruç tutamayanlar da teravih namazı kılarlar.

Ramazan gecelerini ihya etmek için kılınan Teravih namazı, Kur'an'da zikredilmemektedir. Fakat hakkında çok sayıda hadis rivâyet edilmiştir (Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, Mısır, (t.y) III, 53). Ebû Hureyre'nin naklettiği bir hadise göre Resulullah (s.a.s), Ramazan gecelerini ihya etmeyi teşvik etmiş, fakat bunu kesin olarak emretmemiştir. Bu konuda; "Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır" (Buharî, İman, 25, 27; Müslim, Musafi'in, 173, 176; İbn Mace, İkametu's-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83) diye buyurmuştur. Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabına Ramazanı ihya etmeyi vacip kılmadığını, fakat mendup olarak emredip teşvik ettiğini, İslâm alimlerinin de bunun mendup olduğunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir. En-Nevevî, "Ramazanı ihya etmenin, teravih namazını kılmakla hasıl olduğunu" da zikretmektedir. Bu açıdan Hz. Muhammed (s.a.s)'in, "her kim Ramazan'ı ihva ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kılarak Ramazan'ı ihya ederse" şeklinde anlaşılmalıdır (en-Nevevî, el-Minhâc, 1924, VI, 39, vd.) Nitekim Abdurrahman b. Avf'ın naklettiği bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s): Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur" buyurmaktadır. (İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195).

"Resulullah (s.a.s) Ramazanda mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Hz. Muhammed (s.a.s) mescit'e gitmedi. Orayı dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (s.a.s) ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaata şöyle buyurdu:

"Sizin cemaatla teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım" (Buharî, Teheccud, 57).

Ebû Zer (r.a)'dan nakledildiğine göre, Resulullah (s.a.s) Ramazan ayının sonuna doğru bazı gecelerde ahsabına, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazını kıldırmıştır (İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173).

Ebû Hureyre (r.a)'nın naklettiği bir başka hadiste de Rasûlüllah (s.a.s)'in Ramazan ayında, ashabtan bir grubu, Ubey b. Kab (r.a)'ın arkasında cemaatle namaz kılarken gördü ve "Doğru yapıyorlar, yaptıkları şey ne güzeldir" diyerek tasvip ettikleri haber verilmiştir (Ebû Dâvud, İkâmetu's-Salâ, 190).

Yine Hz. Âişe validemiz (r.a) Hz. Peygamber (s.a.s)'in kıldığı teravih namazı hakkında şu bilgileri vermiştir:

"Allah'ın elçisi ne Ramazanda, ne de diğer zamanlarda on bir rekattan fazla namaz kılmazdı. Dört rekat namaz kılardı ki, güzelliği ve uzunluğunu anlatamam! Nihayet üç rekat daha kılardı. Bir defasında, Ey Allah'ın Resulu! Vitir namazını kılmadan uyuyor musun? diye sorduğumda "Ey Âişe! Benim gözlerim uyur, fakat kalbim uyumaz" buyurdu" (Buharî, Teheccüd, 1 25).

Hanefilere göre, teravih namazının rekât sayısı Hz. Ömer (r.a)'ın uygulamasına dayanır. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldırdı. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatla kılınmasına karşı çıkmadı. Alimler bu hususta Hz. Muhammed (s.a.v)'in şu hadisine göre hareket etmişlerdir: "Benden sonra benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın" (Tirmizî, İlim, 16; İbn Hanbel, IV, 126). Diğer yandan Abdullah b. Abbas (r.a)'ın Ramazan ayında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldığı ve arkasından da üç rekat vitir namazını kıldığı rivâyet edilmiştir. İmam Ebû Hanife'ye Hz. Ömer (r.a)'ın bu hususta yaptığı uygulama sorulunca, şöyle demiştir: Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rekat kılınmasını şahsi bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid'at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer'î bir esasa ve Hz. Muhammed (s.a.v)'in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır (et-Tahtavî, Haşiye, 334).

Yukarıda işaret edildiği gibi, teravih namazı erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkede olarak kabul edilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadiste: "Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını (teravihi) sünnet kıldım" (İbn Mâce, İkametü's, Salâ, 173; İbn Hanbel, I,191 vd.) diyerek buna işaret buyurmuştur .

Nakledilen bütün bu rivâyetlere göre teravih namazının sekiz rekatının müekked sünnet olduğunda şüphe yoktur. İbnu'l-Humam gibi bazı alimler, sekiz rekattan fazlasının müstahap olduğunu söylemişlerdir. Bu durum, yatsı namazından sonra dört rekat nafile namaz kılmanın müstahap oluşuna benzer ki, bunun ilk iki rekatı müekked sünnet olur (İbnu'l-Humâm, Fethü'l-Kadîr, Mısır, 1315, I, 333 vd.).

Teravih namazı, Ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen görüşe göre, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder. Vitir namazı teravih namazından sonra kılınır. Ancak teravih namazından önce kılınmasında da herhangi bir sakınca yoktur. Ancak teravih namazı yatsı namazından önce kılınmaz. Kılındığı takdirde, iâdesi gerekir. Bu namazın gece yarısından veya gecenin üçte birinden sonraya tehir edilmesi müstehaptır. En sağlam görüşe göre, teravihte cemaat olmak sünnet-i kifâyedir. Yani bir mescitte hiç kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi günahkâr olur. Teravih namazı tek başına kılınabilir. Fakat cemaatle kılınması daha faziletlidir. Teravih namazına, yarısında yetişen kimse, önce yatsı namazının farzını kılar ve daha sonra teravih namazını kılmak için imama uyar. Eksik kalan teravih rekatlarını, daha sonra kendisi tamamlar. Hatim ile teravih namazını kılmak sünnettir.

Teravih namazının kazası yoktur. Bilindiği gibi farz ve vacip namazlar kaza edilirler.

Teravih namazını, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekatta bir selam vermek de caizdir. Fakat bu şekilde kılmak mekruhtur.

Teravih namazını kılarken, iki rekatta bir selâm verilse, normal olarak akşam namazının iki rekat sünneti gibi ve dört rekatta bir selâm verilse, yatsı namazının dört rekat sünneti gibi kılınır. Başlarken ve her iki rekatın başında "Sübhâneke", "Ezûzübesmele" ve her oturuşta "et-Tahiyyat" ile "Salli-barik" duaları okunur. Cemaatle kılınınca, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder. İmam teravih namazını sesli olarak kıldırır (el-Kasânî, Bedai'us-Sanâyi', Beyrut, 1974, I, 288; Tahtavî, Haşiye, 335 vd).

Teravih namazı, diğer namazlara nispetle biraz seri kılınır. Ama bu, harflerin mahreci anlaşılmayacak şekilde bozuk bir telaffuzla kılınabilir anlamına gelmez. Bu bakımdan teravih namazının normalin dışındaki bir şekilde acele kılınması mekruhtur. Namazın rükünlerini yerine getirirken de acele edilmez. Kelimeleri tane tane okumak, mahreçlere dikkat etmek ve rükünleri gerektiği gibi yerine getirmek gerekir.

Teravih namazı hatimle kılınmayan camilerde, herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek ve cemaatın da kısa sureleri iyice ezberlemelerini sağlamak için, "Fil sûresi"nden sonraki sureleri okumakta yarar vardır. Bu durumda imam, rekat sayılarında da tereddüde düşmekten korunmuş olur. (İbn Abidîn, Reddu'l-Muhtar, II, 44; vd., Vekbe ez-Zuhaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, Dimaşk, 1989, II, 72).

Mücteba

#4
Alıntı yapılan: sancak9 - 13 Ağustos 2011, 03:11:49
Evvela Selam olsun erkisiye,
Degerli Kardeslerim elan tvlerde teravih namazini kac rekat oldugu  konusuluyor
y.nursuzlar filan nâsin akillarini karistirip teravihe gelmelerini sagliyorlar. Diyorlar ki yok efennim peygamber s.a.v. 8 rekat EVDE kilmistir Nerden cikti 20 rekat ve niye camiide .... g2))
(Bu tek Türkiyemizde olan bir vaka degil Almanya da yasiyoruz )
Bu Soruma naslar ile beraber ashabi kiramin gitmis oldugu yolu da fevkalade mutlu olurum
Simdiden emek edip okuya ve calisma yapan kardeslerime Sükranlarimi arz ederim
fg1))

Başta vehhabiler olmak üzere, usûl-i fıkıhtan bihaber bir takım dinden konuşan cahiller ve bid'at ehli kişiler yalnız Hazret-i Aişe validemizin rivayet ettiği Hadis-i Şeriflere bakarak teravih namazının 8 rekât olduğunu ve evde kılınması gerektiğini söyleyip müslümanların teravih namazlarını ifsad etmek için var gücüyle çalışıyorlar.

Biz ehli sünnet müslümanların kaynağı yine ehli sünnet alimlerinin sözleri ve eserleridir. Büyük islam ilmihalinde, Nur'ul İzah'ta ve ehli sünnet alimlerinin yazdığı diğer eserlerde; Teravih namazı 20 rek’at ve müekked bir sünnettir.


"Teravih namazı, Ramazan ayına mahsus yirmi (20) rekattan ibaret bir müekked sünnettir. Bu namaza Peygamber efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) ile dört halife (Hulefa-i Raşidîn) devam etmişlerdir. Bu namazın cemaatla kılınması da, bir kifaye sünnettir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını cemaatla kılmayıp evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terk edip hata işlemiş olurlar."

Teravih Namazı - Büyük İslam İlmihali - Ömer Nasuhi BİLMEN






Hanefi mezhebine göre teravih namazı müekked sünnettir, rek’ât sayısı da Hz. Ömer’in (r.a.) uygulamasına dayanır.

Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rek’ât olarak kıldırdı.

Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rek’at olarak cemaatla kılınmasına karşı çıkmadı.

Âlimler bu hususta, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v), "Benden sonra benim sünnetimden ve Râşit Halifeler’in sünnetinden ayrılmayın." (Tirmizî, Sünen, İlim, 16; İbn Hanbel, Müsned, 4, 126) hadis-i şeriflerine göre hareket etmişlerdir.

Diğer taraftan Abdullah ibn Abbas’ın (r.anhüma) Ramazan ayında teravih namazını yirmi rek’at olarak kıldığı ve arkasından da üç rek’at vitir namazını eda ettiği rivâyet edilmiştir.

İmam-ı Azam Ebû Hanife'ye (rh.)[/b] Hz. Ömer’in (r.a.) bu hususta yaptığı uygulama sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir:

“Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rek’at kılınmasını şahsî bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid'at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer'î bir esasa ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır.” (Allâme Seyyid Ahmed Tahtâvî, Hâşiyetü't-Tahtâvî alâ Merâki'l-Felâh, s. 334)

Hasılı, Ramazan'da teravih namazı kılmak, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Hafife alınabilecek bir husus değildir. [/b]Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde buna işaret ederek buyurmuşlardır ki, "Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını sünnet kıldım." Âlimlerimiz, buradaki gece namazından kastın, "teravih" namazı olduğunu ifade etmişlerdir. (İbn Mâce, Sünen, İkametü's-Salât, 173; İbn Hanbel, Müsned, I, 191 vd.)


Teravih Namazı 20 Rek’at ve Müekked Bir Sünnettir.

ıeftali

#5
 &))