Âhireti Unutmak Felâketi

Başlatan Mücteba, 30 Mart 2012, 10:26:11

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Âhireti Unutmak Felâketi

Dünyaya gerekenden fazla önem vermek bütün kötülüklerin anasıdır.

Gerçek ve olgun dindar, dünya için orada kalacağı kadar, âhiret için orada kalacağı kadar çalışır.

Dünya bir imtihan yeridir ve elbette dünyada çalışılacaktır. Lakin dünya için gerekenden daha fazla çalışmak yanlıştır, zararlıdır.

Kazandığımız paraların ve malların yeterli kısmını, Allahın rızasını kazanmak, âhiretimizi kurtarmak için sarf etmeli, mâlî ibadet yapmalıyız..

Olgun ve vicdanlı Müslüman öğretmen Seyyid Mahir İz hocamız, kira evinde oturduğu halde, her ay maaşını aldığı zaman kırkta birini hemen Allah yolunda sadaka verirdi.

Yakın tarihte öyle Müslüman zenginler gelip geçmiştir ki, evinde akşam sofrasında bir misafiri olmadan sofraya oturup yemek yemezdi.

Aklı olan bir Müslüman gerekenden fazla lüks evler yaptırır mı?.. Onları lüks eşya ve mobilyalarla döşetir mi?... Gerekenden fazla lüks otomobillere biner mi?

Bir ay kadar önce Adana'da, 26 yaşında genç bir anne, parasızlıktan intihar etti, iki çocuğu yetim kaldı. Sorumlu Müslümanlar vazifelerini hakkıyla yapmış, zekatları öncelikle fakirlere ve miskinlere vermiş olsalardı o kadıncağız intihar etmeyecekti.

Bir Müslüman, dinî vazifelerini ancak âhirete yönelik olursa hakkıyla yapabilir.

Din ilimlerini okumuş bir kimse dünyaya, paraya, mala çok değer veriyor, onları elde etmek için çırpınıp yırtınıyorsa, onca ilmine rağmen yine de iyi bir Müslüman olamaz.

Namaz ve oruç elbette dinimizin temel şartlarından ve farzlarındandır. Lakin iş onlarla bitmez. Namazın ve orucun yanında zekat da vereceğiz. Nasıl vereceğiz?.. Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha göre vereceğiz.

Peygamberlerden sonra, derece itibarıyla en yüksek insan olan Hz. Ebû Bekir, zekat ödemek istemeyen kabileleri savaşla, kılıçla yola getirmişti.

Yazık ki, zamanımızda zekat konusunda böyle âdil ve kararlı bir Ebû Bekir yoktur.

Min gayri haddin âcizâne bu sütunlardan sesleniyorum:

Müslüman halkın zekatlarını Kur'ana, Sünnete, Şeriata aykırı olarak toplayan ve sarf eden zâlimler titresinler.

Fakir, miskin, aç, sefil bunca Müslüman varken, sefalet içindeki zavallı bir anne parasızlıktan intihar ederken onlar hangi vicdanla birtakım hükmî şahsiyetler için zekat toplamaktadır?

Birtakım sekt holiganlıkları, militanlıkları, asabiyetleri dünyada söker ama öteki dünyada sökmez.

Zekat verdiklerini sanarak, zekatlarını zekat uğrularına kaptıranlara acımak mı, öfkelenmek mi gerekir?

Müslüman, lokantaya gidip yemek yiyeceği zaman bile, âhireti düşünmelidir.

Tek kişi elli liralık bir yemek yiyeceğine, yanına geliri az bir arkadaşını alıp aynı parayla iki kişi yerlerse Kur'ana ve Sünnete uygun olmaz mı?

Ey, Müslümanlık İslamcılık tasladıkları halde rüşvet yiyenler, haram gelir edinenler, zenginleşenler, haram komisyonlar alanlar, faiz/riba dalavereleri yapanlar!.. Siz kârlı işler mi yaptığınızı sanıyorsunuz?

Ateşle oynuyorsunuz ve tevbe edip bu haram malları dağıtmazsanız, âhirete yönelik olmazsanız Cehennemde yanmaya adaysınız.


Mehmet Şevket EYGİ - 30 Mart 2012 Cuma