AB Normlarına Göre Hadîs Ayıklama | Küstah Saldırgan

Başlatan Mücteba, 06 Aralık 2012, 02:21:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

AB Normlarına Göre Hadîs Ayıklama

Şu iki şey on dört asırlık İslam tarihinde benzeri görülmemiş bir hıyanet ve bid'attir:
Birincisi Kur'anı AB standartlarına ve küfür ideolojilerine uydurmak için bile bile yanlış yorumlayıp te'vil etmek.
İkincisi Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) sahih hadîslerini AB normlarına, Feminizm ideolojisine ve laikçilik ilkelerine göre ayıklamak


Kur'anı AB normlarına göre yorumlamak ve sahih hadîsleri yine bu normlara göre ayıklamak, küfre kadar varabilecek bir sapıklıktır.

Her uyanık Müslüman bilir ki:

(1) Allah katında hak, geçerli, makbul din İslamdır. Başka hak hanif din yoktur.

(2) Kur'anda "Kısasta sizin için hayat vardır" buyrulmaktadır.

(3) Zina haramdır, büyük günahtır ve muhsan olanlar için cezası recmdir.

(4) Faiz ve riba haramdır. Kur'an faizciler için "onlar Allaha ve Resülüne savaş açmışlardır" buyurmaktadır.

(5) İslamda ailenin reisi erkektir.

(6)  İslamda din ile dünya, dünvevî ile ruhanî arasında ayırım yoktur. Din hükümleri bir bütündür ve dinî olsun, dünyevî olsun bütün konuları ve meseleleri kapsar.

(7) İslam dini hiçbir ideolojiye göre yorumlanamaz, kısıtlanamaz, çarpıtılamaz, tahrife yeltenilemez.

(8) Feminizm, birtakım hüküm ve prensipleri İslama uymayan sapık bir ideolojidir, İslamda yeri yoktur.

Hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, AB normlarının, M. Kemal'in ölümünden sonra çıkartılmış Kemalizmin ve Feminizmin İslama aykırı olan, İslama ters düşen bütün hükümleri ve ilkeleri bâtıldır, yanlıştır.

Resul-i Ekrem Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) hadîslerini AB normlarına, Feminizme, Kemalizme, laikliğe, Fazlurrahmancılığa, BOP'a göre ayıklamak ve yorumlamak küfürdür.

Tekrar ediyorum: Böyle korkunç bir bid'at on dört yüz yıllık İslam tarihinde görülmemiştir.

Birtakım bozuk ilahiyatçılar Ehl-i Sünnet Müslümanlığına cephe almışlardır. Onlar mezhepleri ve fıkha inkar ediyor ve çeşitli reformculuklar yapıyor. Bazıları reformcu ve Mason Afganîyi imam kabul etmiştir. Bu gibi kişilerin ne hadîs tasnifi yapmaya, ne de hadîs ayıklamaya hakları vardır.

Elbette hadîs tasnifi yapılabilir ama bu hizmeti ancak icazetli Sünnî muhaddisler, ulema ve fukaha yapabilir.

Bir hadîs külliyatında, âhir zamanda zuhur edeceği bildirilen Mehdi, nüzûl-i İsa aleyhisselam, Deccal, âhir zaman fitneleri, kader, şefaat, kabir=berzah ahvali, kadınların kocalarına itaat etmeleri ile ilgili sahih hadisler yer almıyorsa, o külliyat bir ayıklama külliyatıdır ve Ehl-i Sünnet Müslümanları ona itibar etmemelidir.

Buharî'de mevzu hadîs bulunduğunu iddia etmek büyük bir iftira ve fitnedir.

Buharî'de yer alan sahih bir hadîs-i şerif için "Peygambere söyletmişler" şeklinde konuşmak büyük bir haddini bilmezlik ve edepsizliktir. (Maalesef müftü yardımcısı bir kadın ilahiyatçı bunu yapmıştır.)

Ehl-i sünneti sapık fırkalar gibi herhangi bir fırkaya benzetmek, Ehl-i Sünneti savunanları mezhepçilikle suçlamak büyük bir haksızlık, insafsızlık ve çarpıtmadır.

Birtakım derin güçler ülkemizde Ehl-i Sünnet dışı yeni bir din türetmek istiyor.

Kur'anı re'y ve hevalarıyla tefsir ederek, hadîsleri ayıklayarak, fıkhı ve Ehl-i Sünneti inkar ederek Siyonistlerin, Haçlıların, Laiklerin, Masonların, Kemalistlerin, AB'nin, Feministlerin, Fazlurrahmancıların istediği gibi Şeriatsiz laik bir İslam türetmeye çalışıyorlar. Müslümanları müsalli Müslüman olmaktan çıkartıp musallâ Müslümanı haline getirmeye uğraşıyorlar.

Ehl-i Sünneti savunduğum için bendenize kin besliyor ve düşmanlık ediyorlar.

Bütün Sünnî Müslümanlar yukarıda arz ettiğim konularda uyanık olmalıdır.

AB standart ve normlarına uymuyor diye mütevatir ve sahih hadîsleri ayıklamak çok büyük bir bid'attir.

Ehl-i Sünnet herhangi bir fırka değildir, İslamın doğru yorumudur, Cadde-i Kübradır, Sevad-ı Azamdır.

Mezhepsizlik (ve fıkıhsızlık) İslam dinini ve Şeriatini tehdit eden en büyük fitnedir.

Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.

Bendeniz bu sütunda, dönen dolapların hepsini yazamıyorum. Müslümanlar uyanık olsunlar, iyi bilenlere sorsunlar, araştırıp öğrensinler.


* (İkinci yazı)

Küstah Saldırgan


PADİŞAHLARIMIZA veled-i zina demek muhakkak ki, büyük bir saldırganlık ve küstahlıktır. Bu memlekette milyonlarca Müslümanın sevdiği tarihî büyüklere hakaret etmek sosyal barışı ve mutabakatı dinamitlemektir.

Padişahları sevmiyormuş... Olabilir. Lakin hakaret etmeye hakkı yoktur.

Padişahlar veled-i zina imiş... Bu edepsizce sözü eden küstah saldırgan, bir sırça sarayda olduğunun farkında değil midir?

Zerre kadar akl-ı selimi, terbiyesi, nezaketi ve görgüsü olan kişi böyle bir edepsizlik yapmaz.

Padişahlarımıza hakaret eden, sokak serserisi ağzıyla söven müptezel ne kadar nefrete layıksa, ona gereken cevabı vermeyen ve ecdadlarını savunmayan Müslümanlar da o kadar kınanmaya layıktır.


Mehmet ŞEVKET EYGİ - 5 Aralık 2012 Çarşamba

mazhar

Hutbede okunan hadise 'makas'

Rize'de 5 Ocak'ta Cuma namazında okunan hutbelerde 'hırsızlıkla' igili hadis-i şerif'in hüküm kısmına makas atıldığı öne sürüldü

Rize'de 5 Şubat'ta Cuma namazında okunan hutbelerde 'hırsızlıkla' igili  hadis-i şerif'in hüküm kısmına makas atıldığı öne sürüldü.

Rize'de 5 Şubat 2010'da Cuma günü, camilerde okunan hutbelerde hırsızlıkla ilgili menkıbenin bulunduğu hadis-i şerif'in 'el kesme'yle ilgili sonuç kısmının çıkarıldığı ileri sürüldü.

Rize'deki camiilerde okunan hutbenin Diyanet tarafından daha önce Kocatepe Camii'nde de okunduğu ifade edilirken, 'el kesme' hükmüyle biten hadisin neden makaslandığı tartışmaya açıldı.

Diyanet tarafından Rize camiilerinde okutulan hutbenin orjinalinde geçen hadis-i şerifte ''Bazı kişiler bu kadının cezalandırılmaması için Peygamberimizin çok sevdiği Hz. Üsame’yi aracı olarak gönderdiler. Bu duruma üzülen Peygamberimiz (sav) yüksek bir yere çıkarak şu konuşmasını yaptı:“Ey İnsanlar! Geçmiş milletlerin ne yüzden yollarını sapıttığını biliyor musunuz? Onların itibarlıları, bir suç işleseler onu cezalandırmazlar, itibarı az olanları suç işleseler onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki böylesine adi bir işi o Fatıma değil de kızım Fatıma yapmış olsaydı onu da cezalandırırdım.” ifadeleri yer alırken hadis-i şerif'in orjinalinde ' Eğer (kızım) Fâtıma çalmış olsaydı, onun da elini keserdim!'yer alıyor.

Buhari'nin Sahih-i Buhari adlı eserinde hadis-i şerifin orijinali şöyle aktarılıyor ''
Mahzûm oğulları (eşrâf)ından (Fâtıma adlı) bir kadın (mücevherat) çalmıştı. (Kureyş): - Bu (kadının cezâdan affı)nı Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e kim arzedebilir? diyorlardı ve hiç bir kimse Resûlullah`a söylemeğe cesâret edemiyordu. Nihâyet Üsâme İbn-i Zeyd (cesâretlenerek) söyledi. Bunun üzerine Resûlullah: - (Tuhaf şey? Vaktiyle) Benî İsrâli, bunların arasında büyükler ve nüfûz sâhipleri çalarsa, onları bırakırlardı da zayıf olanlar çalarsa, onların ellerini keserlerdi. (Emîn olmalıdır ki:) Eğer (kızım) Fâtıma çalmış olsaydı, onun da elini keserdim! buyurdu.''
sutunhaber.com


Şecaatli

Diyanetten beklenen cevap geldi...Linki tıklayalım.

Diyanet, Mehmet Şevki Eygi'yi  ters köşe etti

M.Şevki Eygi bakalım buna nasıl verecek?.
Neden mi mutluyum?.Çünkü Allah var, sıkıntı yok!
Gerisi imtihanımdır.

Bir ayet:"Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız;
oysa o, hakkınızda hayırlıdır.Olur ki, siz bir şeyi seversiniz;ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz. " (BAKARA SURESİ-216)