Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Son İletiler

#1
İSLAM-GENEL / İslami e-kitap indirme linkler...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 07 Kasım 2025, 23:40:55
DİNİ KİTAP SİTE LİNKLERİ

Bilsisayarınızda yada cep telefonunuzda fazla yer var ise,bu alanı en iyi değerlendirmek için pdf ve chm gibi formatlarda
islami e-kitaplar yükleyebilirsiniz.Bu sizin için faydalı olur ve boş zamanlarınızda bu kitapları okuyabilirsiniz ve

yararını görürsünüz.Bu nedenle dini kitap indirebileceğiniz kitap sitesi linkleri aşağıdaki makalede.

Pek çok sayıda çeşitli dini kitaplar.

Ekrem sevil sitesinde işinize yarayabilecek 100'den fazla kitap vardır.İlmihal,namaz ilmihali,oruç ilmihali,kur-an

dili,kur-an meali,hadis kitapları
alimlerden kitaplar,dini hikayeler vb. pek çok dini kitabın bulunduğu bir site.Aşagıkaki linkte bulabilirsiniz.

https://www.ekremsevil.com

İslam alimlerininden uyarlanmış pek çok dini kitabın bulunduğu arşiv aşagıdaki linkte.

www.isav.org.tr/

Darul kitapları dini kitap arşivi.Pek çok islami dini kitabın bulunduğu dev kitap arşivi.Chm dosyası windows işletim

sistemi kitaplığıdır.Başka işletim sistemlerinde çalışması için chm okuyucu gerekir.

https://www.mediafire.com/file/yrxd7c9ie7y98g3/DarulKitap+v2.rar

Hakikat kitap evi kitapları,ehli sünnet alimlerinin kitaplarından oluşan pek çok kitap aşağıdaki linkte.

https://www.hakikatkitabevi.net/books.php?HKLanguage=tr

https://islamikitaplar.com

E-Risale sitesi.Online risale-i nur külliyatının bulunduğu site aşağıdaki linkte.

https://www.erisale.com

Risale-i Nur kitapları indrimek için bağlantı adresi aşağıda.

https://www.mediafire.com/file/tqrret3qbi1y43r/Bedi%25C3%25BCzzaman_hazretleri_kitaplar%25C4%25B1.rar/file

Mevlananın meşhur mesnevi kitabı aşağıdaki linkte.

https://el-kitap.org/mevlana-mesnevi/#n2

İbrahim Hakkı hazretlerinin meşhur marifetnamesi aşağıdaki linkte.

https://el-kitap.org/erzurumlu-ibrahim-hakki-marifetname/

Yusuf Tavaslı tam dua kitabı aşağıdaki linkte.

https://el-kitap.org/yusuf-tavasli-tam-dua-kitabi/

Hisnul muslim dua kitabı aşağıdaki linkte.

https://d1.islamhouse.com/data/tr/ih_books/single/tr_Hisnul_Muslim.pdf

Hadis kitaplarından oluşan hadis seti aşağıdaki linkte.

https://www.mediafire.com/file/5ib4tdt1dldbvcu/HAD%25C4%25B0S_ve_HAD%25C4%25B0S_SETLER%25C4%25B0.zip/file

Kotalı interneti az olanlar için, darul kitabın  128 mb'lık daha küçük 107 kitaptan oluşan versiyonu aşağıdaki linkte.

https://www.mediafire.com/file/zh4ja2ezu8ubmai/www.darulkitap.com.chm/file

Dini kitaplar el-kitap.org sitesinden aşağıdaki linkte.

https://el-kitap.org/e-kitaplar/din/

Faydası görülebilecek dini kitapların bulunduğu bir site ağağıdaki linkte.

https://can-ada.net/1-kitap-indir/kitaplar/

Muhammed Hüseyin r.a tatafından kaleme alınmış eserler aşağıdaki linkte.

https://www.ikrayayin.com/indir.html

İslam ilmihali aşağıdaki linkte.

https://diniyayinlar.diyanet.gov.tr/Documents/islam%20ilmihali%2017%20X%2024%20.pdf

Şeytanın insanları kandırmak için hilelerini anlatan,hz.Muhammed ile şeytan arasında ğeçen konuşmayı anlatan kitap aşağıdaki linkte.

http://cami24.de/pdf/SEYTANIN%20HILELERI.pdf

Not:(Pdf dpsyaları acrobat reader okuyan programlarla çalışır. Chm dosyaları windows işletim sistemi ile çalışır,diğer

işletim sitemlerinde chm kouyucu program yüklenir.)
#2
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Atatürk'ün iş bankası reklamı
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 06 Kasım 2025, 22:12:53
https://youtu.be/6K9vMIFVC3U?si=sDGmpTig5Mq_Lz-5



Atatür'ün 10 kasım iş bankası reklamı yukarıdaki likte.



Çok anlamlı bir video bu video azimli ve gayretli olmak için işleri halletmede. Sizde başkalarının dediklerini umursamayın geleceğiniz için hedef koyduğunuz hayırlı işleri zorluğuna rağmen başarın.



"Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir" diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın: "Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?" Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak."
#3
Sual: Kimler şehittir? Şehitler çürür mü?
CEVAP
Herkes şehit olamaz. Şehit olmak veya şehitlik sevabına kavuşabilmek için müslüman olmak şarttır. Ne yaparsa yapsın, nerede, nasıl ölürse ölsün veya öldürülsün  müslüman olmayan şehit olmaz.
Müslüman bir kimse, çok günahkâr olsa da, hatta İbni Nüceym hazretlerinin fetvasında bildirdiği gibi, günah işlerken mazlum olarak öldürülse, şehit olur.

Şehitler de çeşit çeşittir. Çok günahkâr biri ile, salih birinin şehitliği arasında çok fark vardır. Savaşta öldürülen şehit ile, attan düşüp ölen şehit arasında çok  fark vardır. İslam'ın beş şartından sonra ibadetlerin en üstünü cihaddır. Cihadda ölen şehidin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Cihadda ve hac yolunda  ve hudut boyunda nöbette ölenlere, Kıyamete kadar, bu ibadetlerin sevabı devamlı verilir. Her biri Kıyamette yetmiş kişiye şefaat eder.
Bir hadis-i şerifte, (Şehit, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider) buyurulmaktadır.  (Beyheki)

Şehitlik çeşitleri hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(5 vakit namaz kılana, her gün için bin şehit sevabı verilir.) [Tergib-i Hadimi]

(İlim öğrenirken ölen şehittir.) [Hatib]

(Allahü teâlâdan, ihlasla şehitlik isteyen, yatağında ölse de şehit olur.) [Müslim]

(Aşık olup, aşkını gizleyip ve iffetini koruyup ölen şehit olur.) [Hakim]

(Abdestli yatıp da ölen şehittir.) [Deylemi]

(Suda boğulan, yangında ölen, garip, kimsesiz olarak ölen, zehirli hayvan sokarak ölen, iç hastalıklarından ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, kocasını  kıskandığını gizleyen kadın, kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen kimse şehittir.) [İbni  Asakir]

(Hamile iken, doğumda veya lohusa iken ölen kadın şehittir.) [Taberani]

(Cuma günü veya gecesi ölen, şehit olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]

(Her gece, Yasin okumaya devam eden kimse, şehit olarak ölür.) [Taberani]

(Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehit sevabı vardır.) [Hakim]

(Terkedilmiş bir sünnetimi ortaya çıkarana, yüz şehit sevabı vardır.) [Hakim]

(Misafir, bir müminin evine girince, onunla bin bereket ve bin rahmet girer. O ev halkının günahları, denizlerdeki köpüklerden ve ağaçlardaki yapraklardan daha çok  olsa da affolur. Herbirine bin şehit sevabı verilir. Misafirin yediği her lokma için bir hac ve umre sevabı yazılır ve onlar için Cennette bir şehir inşa edilir.)  [Nisab-ül ahbar]

Şunlar da şehittir:

Allahü teâlânın emirlerine uygun ticaret yapanlar. (Tirmizi)

Dinini öğrenmek, öğretmek ve yaymakta iken ölenler. (İbni Asakir)

Devamlı olarak müdara edenler, insanlarla iyi geçinenler. (Deylemi)

Gıda maddelerini ucuza satanlar. (Deylemi)

Günde yirmi kere ölümü düşünenler. (İhya)

Yol kesiciler, şehir eşkıyası [anarşistler] tarafından öldürülenler. (Taberani)

Hayvandan düşüp ölenler. (İ. Süyuti)

Zimmilerin, can, mal ve namusunu müdafaa ederken öldürülenler. (Ramuz)

Haksız olarak, zulümle hapsedilip ölenler. (İ. Süyuti)

Allah rızası için müezzinlik ederken ölenler. (İ. Ahmed)

Soğukta gusledip ölenler. (İ. Hasan)

Sara hastalığından, taundan [vebadan], koleradan, veremden, zatülcenbden, sari hastalıklardan, şiddetli öksürükten, ishalden ve bazı iç hastalıklardan ölenler.  (Seadet-i Ebediyye)

Her sabah-akşam üç kere (Euzü billahissemiilâlimi mineş-şeytanirracim) ile (Haşr) suresinin sonunu okuyanlar. (Taberani)

Ehl-i sünnet itikadını ve namazı tadil-i erkan ile kılmayı meydana çıkaranlar. (Mektubat-ı Rabbani)

Duha namazı kılanlar, her ay üç gün oruç tutanlar, yolculukta vitir namazını terk etmeyenler, her gece Yasin okuyanlar, helal kazanıp çoluk çocuğuna ibadet yapmaları  için çalışanlar, her gün 25 kere "Allahümme barik li filmevt ve fi-ma bad-el-mevt" okuyanlar, ölüm hastalığında, kırk kere "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü  min-ez-zalimin" okuyanlar. (Redd-ül-muhtar)

Namazda iken ölenler. (Abdurrezzak)

Peygamber efendimize günde yüz kere salevat getirenler. (Taberani)

Altmış yaşını geçip, beş vakit namaza devam edenler. (Cennet Yolu İlmihali)

Şehitler çürümez
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah yolunda öldürülenleri [şehitleri] ölü sanmayın, onlar Rablerinin yanında diridir, rızıklandırılır.) [Al-i İmran 169]

Her Peygamber, şehittir ve diğer şehitlerden üstündür. Peygamberlerin bedenleri çürümez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, toprağın Peygamberleri çürütmesini haram etmiştir.) [Beyheki]

Haram lokma yemiş ve çeşitli günah işlemiş kimseler, şehit de olsalar, bedenleri çürür. Haram yememiş, mütteki kimseler, yataklarında ölse bile şehit olur ve  bedenlerini toprak çürütemez. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mütteki, müezzin, kan içinde kımıldayan şehit gibidir. Ölürse kabrinde kurtlanmaz.) [Taberani]

Sual: Kaç türlü şehit vardır?
CEVAP
Üç türlü şehit vardır:
1- Tam şehit,
2- Dünya şehidi,
3- Ahiret şehidi.
Savaşta düşman, barışta eşkıya tarafından öldürülenler, tam şehit olur.
Dünya menfaati için harpte ölenler, dünya şehidi olur.
Ahiret şehidi çoktur. İlim öğrenirken, abdestli iken ölenler gibi.

Sual: Tam ilmihalde, Haşr suresinin sonunu okuyanların ahiret şehidi olacağı bildiriliyor. Haşr suresinin sonu denince, sondan kaç âyet anlaşılır?
CEVAP
HüvAllahüllezi... diye başlayan üç âyet anlaşılır. Beş ve beşten fazla âyet okumak daha sevab olur.

"Doğal âfet şehidi"
Sual: (Doğal âfet şehidi) deniyor. Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Kim, nerede, nasıl ölürse ölsün, Müslüman değilse şehit olmaz. Gayrimüslim ise, zulmen de öldürülse şehit olmaz. İmanı varsa, yani itikadı düzgün bir Müslümansa,  günahları çok olsa da, savaşta ölsün, anarşide ölsün, görevde ölsün, kanser gibi hastalıklardan ölsün, şehit olur. Doğal âfetler sebebiyle, mesela depremde, yangında,  sel felaketinde, çığ altında kalmakla, yıldırım düşmekle, tsunamide, denizde ölmüş olsa yine şehit olur. Bunlara (doğal âfet şehidi) denmez. Dense de, şehitliklerine  zarar gelmez. Fakat içkiden çatlayıp ölene, meyhane şehidi veya sosyalizm uğrunda ölene, devrim şehidi demek yanlış olur, çünkü şehitlik İslâmî bir tabirdir.

Boğularak, yanarak ölenler şehittir
Sual: Suda boğularak veya bir yangın esnasında yanarak ölenler, eğer imanları varsa şehit olarak mı ölürler?
Cevap: Boğularak, yanarak, garip, kimsesiz olarak, duvar ve enkaz altında kalarak ölenler, ishalden, bulaşıcı hastalıklardan, lohusalıkta, sara hastalığında, cuma  gecesinde ve gününde, din bilgilerini öğrenmekte, öğretmekte ve yaymakta iken ölenler, aşık olup, aşkını, iffetini, namusunu saklarken ölenler, zulüm ile hapsolunup  ölenler, Allah rızası için müezzinlik yaparken, İslâmiyete uygun ticaret yaparken, çoluk çocuğuna din bilgisi öğretirken ve ibadet yapmaları için çalışırken vefat  edenler, her gün yirmibeş kere "Allahümme bârik lî filmevt ve fî-mâ ba'd-el-mevt" okuyanlar, Duha, kuşluk namazı kılanlar, her ay üç gün oruç tutanlar, yolculukta da  vitir namazını terketmeyenler, ölüm hastalığında, kırk kere "Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü min-ez-zâlimîn" okuyanlar, her gece Yasîn okuyanlar, abdestli  olarak yatanlar, devamlı olarak dinini korumak için dünyalık verenler, gıda maddeleri getirip ucuza satanlar, soğukta gusül abdesti alınca hastalanıp ölenler, her  sabah veya akşam devamlı olarak üç kerre "E'ûzü billâhissemî'il'alîmi mineş-şeytânirracîm" ile Haşr sûresinin sonunu okuyanlar Ahiret şehidi olurlar.

Sual: Bir kimse, abdesti varken evinde veya iş yerinde eceli gelip ölse, bu kimse şehit olarak mı can vermiş olur?
Cevap: Abdestli iken ölenlere şehit sevabı verilir. Peygamber efendimiz buyurdular ki:
(Abdestli olarak ölen, ölüm acısı çekmez. Çünkü abdest, imanlı olmanın alametidir. Namazın anahtarı, bedenin günahlardan temizleyicisidir.)

(Müslüman abdest alınca, günahları kulağından, gözünden, elinden ve ayağından çıkar. Oturunca, mağfiret olunmuş olarak oturur.)

(Amellerin en hayırlısı namazdır. Abdeste devam edenler, ancak müminlerdir. Mümin gündüz abdestli olmalı, gece de abdestli yatmalıdır. Böyle yapınca, Allahü teâlânın  korumasında olur. Abdestli iken yiyip, içenin karnındaki yemek ve su zikreder. Karnında kaldıkları müddetçe, onun için istiğfar ederler.)

> "Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır." (Âl-i İmrân, 157)>  "O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir  mükâfat vereceğiz." (Nisâ, 74)
> "De ki: Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size  ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz." (Tevbe, 52)
> "Allah, mü'minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler.  (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir..." (Tevbe, 111)Şehit Sayılacak Durumlar
Ateş Altında Ölenler: Bir asker, görevdeyken düşman ateşi altında şehit olursa, bu kişi şehit sayılır.

Harpte Yaralanıp Tedavi Sonrasında Ölenler: Savaşta yaralanan ve tedavi sırasında hayatını kaybeden askerler de şehit sayılır.

İç Güvenlik Görevlerinde Ölenler: İç güvenlik görevlerinde, terörle mücadelede veya anarşi ile mücadele esnasında hayatını kaybeden güvenlik görevlileri de şehit  sayılır.

Eğitim ve Tatbikat Sırasında Ölenler: Eğitim veya tatbikat sırasında hayatını kaybeden askerler, görevleriyle doğrudan bağlantılı olduğu için şehit sayılabilir.

Kaçakçılıkla Mücadelede Ölenler: Kaçakçılık faaliyetlerini engellemeye çalışırken yaşamını yitiren askerler, şehit olarak kabul edilebilir.

Sınır Emniyet Hizmetlerinde Ölenler: Sınır güvenliğini sağlamakla görevli askerler, bu görev sırasında şehit olabilirler.

Doğal Afetler Sonucu Ölenler: Askeri tesislerin doğal afetler sonucu zarar görmesi durumunda ölen askerler de şehit sayılabilir.

Askeri Uçak, Helikopter ve Gemi Kazalarında Ölenler: Görevdeyken askeri uçak, helikopter veya gemi kazası sonucu ölen askerler şehit kabul edilir.

Yurt Dışında Görev Yaparken Ölenler: Yurt dışında görev yapan askerler, görevleri sırasında suikast veya terör eylemi sonucu hayatını kaybederse, şehit sayılır.

''Allah yolunda canını feda eden bir Müslümana şehit denilmektedir.
Vatan uğruna, bayrak uğruna, namus uğruna canını feda eden askerlerdir, polistir. Savaşta yaralandıktan sonra yiyip içen, uyuyan, tedavi gören, başka bir yere  nakledilen ve daha sonra ölen kimseler; deprem yangın, sel felaketi, afet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda  boğularak ölen, kolera, veba ve veremden ölen, göçük altında kalarak ölen, ilim yolunda ölen Müslümanlar da hükmen şehittirler.

> "O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir  mükâfat vereceğiz." (Nisâ, 74)
> "De ki: Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size  ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz." (Tevbe, 52)
> "Allah, mü'minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler.  (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir..." (Tevbe, 111)

> "Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en  hayırlısıdır." (Hac, 58)
> "Mü'minler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği)  beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir." (Ahzâb, 23)
> "Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz." (Muhammed, 4)
> "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve  nûrları vardır. İnkâr edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır." (Hadid, 19)

7 ŞEHİTLİK MERTEBESİ NEDİR?
Mâlik, Ebu Davud, Nesâî ve İbn Mâce gibi muhaddislerin rivayet ettikleri bir başka hadisin de meali şöyledir:

'Allah yolunda ölenlerden başka şehit olanlar yedi çeşittir:

> Tâûndan ölen şehittir,

> Suda boğulan şehittir,
> Zatülcenbden (akciğer zarı iltihabı-pleurisy) hastalığından ölen şehittir,

> Karın ağrısından ölen şehittir,

> Yangında ölen şehittir,
> Yıkıntı, göçük altında kalarak ölen şehittir,
> Hamilelikte ölen kadın şehittir.

"Kim sabahladığında üç kere 'Eûzü billâhi's-semîi'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm' (Kovulmuş şeytanın şerrinden, her şeyi işiten ve bilen Allah'a sığınırım) dedikten  sonra Haşr Suresi'nin sonundaki üç ayeti okursa, Allah Teâlâ o kimseye akşama kadar dua etmek üzere yetmiş bin melek vazifelendirir. Eğer o gün vefat ederse, şehit  olarak ölür. Kim de bu ayetleri akşam okursa, aynı şekilde sabaha kadar yetmiş bin melek kendisine dua eder ve o gece ölürse şehit olarak vefat eder." (Tirmizî,  Fedâilü'l-Kur'ân, 22; Dârimî, Fedâilü'l-Kur'ân, 22; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26)

Haşr suresi son üç ayet:

HAŞR SURESİ 22, 23 VE 24. SON ÜÇ AYETİ OKUNUŞU

Haşr Suresi 22. Ayeti: Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdeti, huver rahmânur rahîm(rahîmu).

Haşr Suresi 23. Ayeti: Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, el melikul kuddûsus selâmul mu'minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).

Haşr Suresi 24. Ayeti: Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

Haşr Suresi 22. Ayeti Anlamı: O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah'tır. Gaybı[5] da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir.[6]

Haşr Suresi 23. Ayeti Anlamı: O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.

Haşr Suresi 24. Ayeti Anlamı: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Her Harfine Sevap: Peygamberimiz (s.a.v.), "Kim Allah'ı‎n kitab‎ından bir harf okursa, ona bir hasene (sevap) vardı‎r. Her hasene de on misliyle karşılık görür. Ben 'Elif  Lâm Mîm' bir harftir demiyorum; lâkin Elif bir harf, Lâm bir harf, Mîm bir harftir." (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'ân, 16) buyurmu‏tur.

Kı‎yamette şefaat: Resûlullah (s.a.v.) şö‏ِyle buyurur: "Kur'an okuyunuz. çünkü Kur'an, kı‎yamet gününde kendisini okuyanlara ş‏efaatçi olarak gelecektir." (Müslim,  Müsâfirîn, 252).

Manevi Yükseliş‏: Kur'an okuyan kimsenin manevi derecesi yükselir. Hadis-i ‏şerifte, "Kur'an'‎ ezberleyip okuyan kimse, ‏şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir.  Kur'an'‎ kekeleyerek zorlukla okuyana ise iki kat sevap vard‎ır." (Buhârî, Tevhîd, 52; Müslim, Müsâfirîn, 244) buyrulmuş‏tur.

Kalplerin Huzuru: "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'‎ anmakla huzur bulur." (Ra'd, 13/28) ayeti, Kur'an tilavetinin ve Allah'‎ zikretmenin kalplere verdiği sükûnet ve  huzura iş‏aret eder.

"Kim içtenlikle Allah'tan (cc) ‏şehit olmay‎ı dilerse yatağında ölse bile, Allah onu ‏ahiretin makamları‎na ulaştır‎rı‎r." (M4930 Müslim, imâre, 157) buyurmu‏tur.
#4
Gereğinden fazla veya az yapılan işler kurtuluşa etki eder mi? Başlık böyle olacak düzeltin rica ederim.
#5
Gereğinden fazla veya az yapılan işler kurtuluşa etki eder mi?

Gereğinden az veya fazla yapılan işler cehennem azabı gerektirebilir. Hz. Muhammed s.a.v, dogru yolda olmak için sözlerinde,her işte orta yolu tutmamızı istemiştir. Hiç bir şey abartmamalıdır ve aşırıya gidilmemelidir ve azada kaçılmamalıdır. Televizyon izlemek,gülmek,ağlamak,konuşmak, yemek yemek,su içmek,chat yapmak,istimnâ yani mastürbasyon,harama bakmak, cinsel ilşkiye girmek(cima yapmak), uyumak,dinlenmek,çalışmak,müzik dinlemek,ilaç kullanmak,cimrililik ve cömertlik, ibadet etmek vs..Pek çok aşırı gidilmemesi gerekli işler veya aza kaçılmaması gerekli işler vardır. Herşey gerektiği kadar olmalıdır. Bazı şeylerdede aza kaçılmamalıdır. Mesala ev ve bina yaparken malzemeden kısmak gibi şeylerde vebali olan şeylerdir. Veya ilaç yaparken etken maddeleri kısmak veya yemek yaparken malzemeden kısmak,bitki ve ağaç sularken sudan kısmak gibi aza kaçılması kötü işlerde vardır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: "İşlerin en hayırlısı, orta halli olanıdır." "Orta yolu tutun ki, kurtuluşa eresiniz." "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalış, yarın ölecek gibi de ahiret için çalış" buyurmaktadır.(Hadis)

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, "Dinî işlerde aşırı gidenler yok oldu." (Müslim, "İlm", 4.) buyurmuş ve bu sözünü üç defa tekrarlamıştır. Diğer bir hadis-i şerifleri ile de aşırılıktan sakınmamızı isteyerek şu uyarıda bulunmuştur: "Dinde aşırı gitmekten sakının.

"Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez." (Bakara, 2/190)

Her işte ifrat ve tefritten yani aşırılıklardan uzak olmak ve vasat yani orta yolu tutmak gerekir. Dinimiz, aşırılıklardan uzak, orta yolda olmayı emretmektedir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İfrat ve tefritten uzak durun.) [Buhari]

(Aşırı giden helak olur.) [Müslim]

(İşlerin en iyisi vasat olanıdır.) [Deylemi, Beyheki]

(Din kolaylıktır. Vasattan ayrılıp aşırı gideni din mağlup eder.) [Nesai]

(İfrat ve tefritten uzak dur, vasatı tercih et; çünkü işlerin en hayırlısı orta olanıdır.) [Beyheki]

(Zenginlikte, fakirlikte orta yolu güzel tutmayan, kullukta da orta yolu güzel tutamaz.) [Bezzar]

(Doğru yolda olun, orta yolu tutun!) [Buharî]

(Her hususta orta yolu tutmak, peygamberliğin yirmi beşte bir parçasıdır.) [Tirmizi]

(Orta yolu tutun, istikametten ayrılmayın!) [Müslim]

(İlim amelden efdaldir. Amelin efdali de, orta yolda olmaktır. Allahü teâlânın dini ifrat ve tefrit arasındadır. İkisinin ortası sıratı müstakim, yani doğru yoldur.) [Beyhekî]

Demek ki vasat, ifrat ve tefritten yani aşırılıklardan uzak olmak demektir. İslamiyet vasat bir dindir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sizi vasat bir ümmet kıldık.) [Bekara 143]

İyi huyların hepsi vasati [ortalama] miktarlardır. Her birinin ifrat ve tefriti birer kötü huy olur. (Ahlak-ı alai)

(Harcarken, ne israf, ne de cimrilik ederler; ikisi arasında bir yol tutarlar.) [Furkan 67]

(Acele şeytandandır.) [Tirmizi]

(Acele eden hata eder.) [Beyheki]

(Din kolaylıktır. Vasattan ayrılıp aşırı gideni din mağlup eder.) [Nesai]

(Din kolaylıktır. Bir kimse, onu ince eleyip sık dokursa, din ona mutlaka gâlip gelir. Öyle ise, ifrat ve tefritten sakının, orta yolu tutun.) [Buhari]

(Dinimizde ruhbanlık yoktur. Et yiyin, hanımlarınızla mübaşeret edin! [Nafile] oruç da tutun! Tutmadığınız günler de olsun! [Nafile] namaz da kılın! Uyuyun da. Ben bunlarla emrolundum.) [Taberani]

Üç kişi Hz. Peygamber'in evine gelerek hanımlarına Peygamberimizin ibadetini sordular. Kendilerine haber verilince onu kendileri için az gördüler ve sonra şöyle söylediler:
- Peygamberimizin yanında biz neyiz ki? Onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır, dediler. Onlardan birisi;
- Ben yaşadığım müddetçe bütün gece namaz kılacağım, dedi. Diğeri;
- Ömrüm boyunca oruç tutacağım, iftar etmeyeceğim (ara vermeyeceğim) dedi. Üçüncüsü;
- Kadınlardan uzak kalacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim, dedi. Sonra Hz. Peygamber bunların yanına geldi. Onlara;
- Şöyle şöyle diyenler siz misiniz? Dikkat ediniz! Allah'a yemin ederim ki, Allah'tan en ziyade korkanınız ve ona karşı gelmekten en fazla sakınanınız benim. Böyle iken ben bazen oruç tutuyorum, bazen de tutmuyorum. Namaz kılıyorum, uyuyorum ve evleniyorum. Eğer bir kimse benim sünnetimden yüz çevirirse o kimse benden değildir, buyurdu. [2]

Site linkler :

https://m.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2749

https://guncelvaazlar.com/makale/dinde-asiriliga-kacmak

https://www.vansiyaseti.com/haber/asiriya-kacmak-40644.html

https://sorularlaislamiyet.com/Allah-dinde-asiriya-gidenleri-sevmez-ayeti-radikalligi-mi-tanimliyor

https://www.islamveihsan.com/islamda-asirilik-yoktur.html
#6
İSLAM-GENEL / Fayda görülebilecek birkaç nas...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 29 Ekim 2025, 20:02:33
Fayda görülebilecek birkaç nasihat.

1-Her işte bir hayır vardır.
2-Her şerdede bir hayır vardır.
3-Herkesin birşeyler hayatta imtihanıdır.
4-Dünyanın faniliğini anlamak çok önemlidir.
5-Nihayetinde her canlı ölümlüdür ve öyle yada böyle herkes için ölüm vardır.
6-Allah'ın istediği şeylerin olmasına,istemediklerinin olmayışına rıza göstermek gereklidir. Çünkü islâm dini teslim olmak demektir.
7-Allah'ın hikmetinden sual olmaz. Allah'ın meydana getirdiği olayların hikmetini yani oluş sebebini düşünmek gereklidir. Bazen kötü bir şey iyi bir sonuç verir,bazen iyi birşey kötü sonuç verebilir.
8-Şaşırmış dayıya,hala dermiş. Şaşıran anormal işler yapar.
9-Dua müminin silahıdır.

Bazen hayatta birşeyler oluyor,insanlar niye böyle oldu diyor mesala. Ama olmasında hayır olabilir buda ayrı bir konu.Herşeyin neticesi görülerek belli olmaz. Yani bazen hayır gibi gözüken işten,şer meydana gelir. Bazen şer gibi gözüken bir işten hayır çıkabilir. Herşeyin görünen yüzünden çok, görünmeyen yüzü  daha önemlidir. Yaşanan hayır ve şerlerde pek çok sır ve hikmet gizlidir. Bu açıdan biz  elimizden gelenleri yapmalı hayat içinve sonucun hayırlısını dilemek gereklidir. Allah hem istediğimiz,hem istediklerimiz için hayırlı sonucu versin denmelidir.

Herkes birşeyler ile hayatta imtihan olur hayatta.Kimi sevdikleri ile,kimi malı,kimi parası ile,kimi canı ile,kimi sıhhati yani sağlığı ile,kimi açlıkla,kimi toklukla ve bunun gibi nice şey daha. Gerçek hayat ahiret olduğu için ahirete ne götüreceğimiz ve imtihanı kayıp mı yoksa kazandığımız mı önemlidir.

Dünya ve içindeki herşey fani yani gelip geçicidir. 50 yıl sonra şimdi dünyada yaşayan insanların yarısından fazlası ölmüş olur. 100 yıl sonra şimdi dünyada yaşayan insanların  tamamına yakını yani büyük çoğunluğu ölmüş olur. 150 yıl sonra şimdi dünyada yaşayan insanların tamamı büyük ihtimalle ölmüş olur. Mal mülkte ebedi kalmaz ve gittiğimiz kabre gelmez bizimle beraber.

Her nefis ölümü tadar ve Allah'a döndürülür. Öyle yada böyle,er yada geç herkes nihayetinde ölümlüdür ve ölecektir. Bazısı uzun yaşar onun için öyle hayırlıdır,bazısı kısa yaşar onun için öyle hayırlıdır. Herkes eceline kadar yaşar ve rıskı bitince ölür,azrail a.s canını alır.

Islâm dini teslim olmak demektir. Verdiği ve vermediğine razı olmak, az verdiğine razı olmak,çok verdiğine razı olmak gerekir. Allah'ın istemediğini istememek,Allah'ın istediğini istemek, Allah'ın sevdiğini sevmek,sevmediğini sevmemek lazımdır. Rıskı dar olan illaki çok olsun istememelidir. Istediğimiz ve istemediğimiz şeylerin hayırlısını dilemek lazımdır.

Allah'ın hikmetinden sual olmayacaktır. Meydana gelen olayların arkasındaki sırların ve gerçek sebeplerin anlanması önemlidir. Örnek olarak bir kişi erken ölür, geç ölse belki çok kötü birşey yapıp ölecektir ve cehennemlik olacaktır bu nedenle erken ölmesi gerekmiştir. Bir kişi ömrü çok uzun olur mesala 90 yaşından fazla yaşar oda belki ömrünün sonunda yapacağı bir iyilik ile öleceği için uzun yaşaması gereklidir. Kötü duruma düşen bir insan bir hikmet ile o duruma gelir. Iyi hale gelen biride bir hikmet ile iyi olur. Olayların sırf görünen yüzünü değil, görünmeyen yüzüne hesaba almak gerekir.

Şaşıran insanın hali başka olur. Şaşıran insan normal insanın yapmadıklarını yapar. Mesala düşmanını sevmeye başlayabilir. Dostu ise kendine düşman gibi gözükebilir. Cehennemliğe cennetlik,cennetliğe cehennemlik diyebilir. Şaşırmayan ve vaadini unutmayan yalnızca Allah'tır.

Dua müminin silahıdır. Çünkü Allah her duaya icabet ediyor. Yani farklı yollar ile dua fayda veriyor. Mesala istenen bir şey için dua edildiğinde,dua kabul olmasa bile,iyi birşey verilebiliyor,bir günah af edilebiliyor yada bir sevap veriliyor. Yada başka bir başa gelecek şer önleyebiliyor. Mümin dua etmelidir çünkü,şer hayra dönüşür,hayır şerre dönüşmemesi içinde gereklidir.
#7
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Nefse hakim olmak daha hayırlı...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 19 Ekim 2025, 00:37:34
Nefse hakim olmak daha hayırlı mı?

Bir insanın nefsine hakim olması kendi açısından daha hayırlıdır.

(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]

(Nefsini temizleyen kurtuluşa ermiş, kötülükte bırakan, zarar etmiştir.) [Şems 8,9]

(Sana gelen iyilik Allah'tan, her kötülük ise nefsindendir.) [Nisa 79]

Site linkler:

https://m.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2518

https://sorularlaislamiyet.com/insanlarin-kacinmasi-gereken-nefsin-istek-ve-arzulari-nelerdir-evlenmek-kariyer-edinmek-ve-bazi-0
#8
Birde şu şekilde kötü yolda gidenlere bir uyarı vardır, bir insan kötü yolda 15 sene yol alsa başına birşey gelmese ve kendide 15 sene bana birşey olmadı yine olmaz dese bile en sonunda başına kötü birsey gelmeyeceğinin garantisi yoktur.Dünyada varsayalım kötü yolda ömür boyu yol aldığı halde başına kötü birşey gelmese,ahirette durumunun kötü olup başına mahşer yeri ve ahirette başına birşey gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Işte bunun için iş işten geçmeden pişman olup tövbe kapılarına yönelmek ve hayatına çeki düzen vermek yoluna gitmek gerekir. Şeytan insanları affına sığındırır ve günahtan korkmayı engellemeye çalışır. Çoğu insan nasıl olsa affolunur diye işlemedik günah bırakmaz ve kul haklarına girmekten bile geri durmaz. Sebebsiz girilen kul haklarından ve sebepsiz işlenen günahlardan uzak durmak gerekir. Hayatına herkes çeki düzen vermelidir.
#9
Kötü işler yapan ve kötü yola düşenlere uyarılar nelerdir? Hayatta sizin, kötü işler yapmanıza sevinen ve sizinle kötü işler yapan insanlar sizi seven insanlar değildir.Sizi sevmeyen insanlar size yararsız ve kötü işler yaptırmak ister. Kötü duruma düşmenize ve zarar görmenize, sizi sevmeyen insanlar sevinir. Iyi kalpli insanlar,kötü şeylere ve zararı olan şeylere üzülürler. Sizin kötü duruma düşmenize ve zarar görmenize, kalbi iyi olan insanlar üzülür. Kötü niyetli insanlar sizi kullanan ve sevmeyen insanlardır. Bir erkek bir kızı severse, onunla evlenmeden onu kullanmaz ve onunla gayrı meşru hayat yaşamaz. Niyeti kötü insanlar çıkarı için, sizle kötü işler yapar. Allah'ta iyi niyetli ve sevdiği kullarına hayırlı işler yaptırır. Allah sevmediği kulların, hayırsız işler yapmasına mani olmaz ancak.

"...Gözlerini haramdan korusunlar..." (Nur, 24/30)

"(Ey Resulüm), mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar! Bu, onlar için en uygun olan davranıştır. Allah yaptıkları her şeyden hakkıyla haberdardır. Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar! Yine söyle ki mecburen görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler." (Nur, 24/30-31)

"Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur." (İsra, 17/32)

"Ya Ali! (Harama karşı) bakışa bakış ekleme. Birincisi senin için (vebal yoktur; ama) ikincisi aleyhinedir." (Tirmizi, Edeb 28) demiştir.

Kötülüklere karşı Kurân'ın tavsiyesi şöyledir. Cenâb-ı Hak buyurdu ki: "Hem iyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olan hareketle önle! O vakit göreceksin ki, seninle aranda düşmanlık bulunan kimse, yakın bir dost gibi olacaktır.'' (Fussilet Sûresi, 34)

Bakara Suresi, 81. ayet: Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.

Al-i İmran Suresi, 120. ayet: Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.

Al-i İmran Suresi, 30. ayet: Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.

Al-i İmran Suresi, 104. ayet: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

Al-i İmran Suresi, 195. ayet: Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır."

Al-i İmran Suresi, 118. ayet: Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.

Nisa Suresi, 17. ayet: Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

Nisa Suresi, 18. ayet: Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.

Al-i İmran Suresi, 193. ayet: "Rabbimiz, biz: "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür."

Al-i İmran Suresi, 174. ayet: Bundan dolayı, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan bir bolluk (fazl) ve Allah'tan bir nimetle geri döndüler. Onlar, Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.

Nisa Suresi, 78. ayet: Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

Nisa Suresi, 79. ayet: Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.

Nisa Suresi, 101. ayet: Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.

Nisa Suresi, 110. ayet: Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.

Nisa Suresi, 123. ayet: Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.

Maide Suresi, 65. ayet: Eğer, Kitap Ehli iman edip sakınsalardı, elbette onların kötülüklerini örter ve onları 'nimetlerle donatılmış' cennetlere sokardık.

Maide Suresi, 12. ayet: Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."

En'am Suresi, 54. ayet: Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."

En'am Suresi, 160. ayet: Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır, kim bir kötülükle gelirse, onun mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

Araf Suresi, 73. ayet: Semud (toplumuna da) kardeşleri Salih'i (gönderdik. Salih:) "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir: Allah'ın bu dişi devesi size bir belgedir; onu salıverin de Allah'ın arzında otlasın, ona bir kötülükle dokunmayın, sonra sizi acı bir azap yakalar" dedi.

Araf Suresi, 165. ayet: Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık.

Araf Suresi, 188. ayet: De ki: "Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim."

Araf Suresi, 131. ayet: Onlara bir iyilik geldiği zaman "Bu bizim için" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah Katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.

Araf Suresi, 153. ayet: Kötülük işleyip bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tevbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir.

Tevbe Suresi, 47. ayet: Sizinle birlikte çıksalardı, size 'kötülük ve zarardan' başka bir şey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber taşıyanlar' vardır. Allah, zulmedenleri bilir.

Araf Suresi, 168. ayet: Onları yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar olarak paramparça dağıttık. Kimileri salih (davranışlarda) bulunuyor, kimileri de bunların dışında olan aşağılıklardır. Onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, ki dönsünler.

Tevbe Suresi, 112. ayet: Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele.

Enfal Suresi, 29. ayet: Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.

Yunus Suresi, 27. ayet: Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Hud Suresi, 10. ayet: Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak, kuşkusuz; "Kötülükler benden gidiverdi" der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.

Tevbe Suresi, 71. ayet: Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Hud Suresi, 78. ayet: Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah'tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?"

Hud Suresi, 64. ayet: "Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Allah'ın devesi; onu serbest bırakın, Allah'ın arzında yesin. Ona kötülük (vermek niyeti)yle dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azap sarıverir."

Yusuf Suresi, 51. ayet: (Hükümdar topladığı o kadınlara:) "Yusuf'un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar: "Allah için, haşa" dediler. "Biz ondan hiçbir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki: "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir."

Hud Suresi, 114. ayet: Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.

Ra'd Suresi, 11. ayet: O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiçbir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur.

Yusuf Suresi, 25. ayet: Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka cezası ne olabilir?"

Nahl Suresi, 34. ayet: Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıverdi.

Nahl Suresi, 27. ayet: Sonra (Allah) kıyamet günü onları aşağılık kılacak ve diyecek ki: "Haklarında (mü'minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler, dediler ki: "Bugün, gerçekten aşağılanma ve kötülük kafirlerin üstünedir."

Nahl Suresi, 90. ayet: Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.

Nahl Suresi, 28. ayet: Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların canlarını aldıklarında, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" diye teslim olurlar. Hayır, şüphesiz Allah, sizin neler yaptığınızı bilendir.

Nahl Suresi, 119. ayet: Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.

İsra Suresi, 7. ayet: Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler.'

Şuara Suresi, 156. ayet: "Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.

Neml Suresi, 90. ayet: Kim bir kötülükle gelirse, artık onlar da ateşe yüzükoyun atılır (ve onlara:) "Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz?" (denir).

Kasas Suresi, 84. ayet: Kim bir iyilikle gelirse, artık onun için daha hayırlısı vardır; kim bir kötülükle gelirse, artık kötülükleri yapanlar, yalnızca yaptıklarıyla karşılık görürler.

Neml Suresi, 46. ayet: Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."

Ankebut Suresi, 4. ayet: Yoksa kötülükleri yapanlar, Bizi (aşıp) geçeceklerini mi sandılar? Ne kötü hükmediyorlar?

Ankebut Suresi, 7. ayet: İman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve şüphesiz yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.

Rum Suresi, 10. ayet: Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.

Ankebut Suresi, 45. ayet: Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.

Fatır Suresi, 10. ayet: Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları 'boşa çıkıp bozulur'.

Rum Suresi, 36. ayet: Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.

Ahzab Suresi, 17. ayet: De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah'tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah'ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar.

Zümer Suresi, 48. ayet: Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.

Zümer Suresi, 61. ayet: Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır.

Fussilet Suresi, 34. ayet: İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.

Sad Suresi, 38. ayet: Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış diğerlerini.

Mü'min Suresi, 9. ayet: "Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.

Şura Suresi, 25. ayet: Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve işlediklerinizi bilen O'dur.

Mü'min Suresi, 40. ayet: "Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsun- bir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler."

Zümer Suresi, 51. ayet: Böylece, kazandıkları kötülükler(in acı sonucu) onlara isabet etti. Bunlardan zulmetmiş olanlara da, kazandıkları kötülükler isabet edecektir. Ve onlar (bunu kendilerine uygulamaktan Allah'ı) aciz bırakabilecekler değildirler.

Şura Suresi, 48. ayet: Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

Mü'min Suresi, 58. ayet: Kör olanla (basiretle) gören bir olmaz; iman edip salih amellerde bulunanlarla kötülük yapan da. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz.

Mü'min Suresi, 45. ayet: Sonunda Allah, onların kurdukları hileli-düzenlerinin kötülüklerinden onu korudu ve Firavun'un çevresini de azabın en kötüsü kuşatıverdi.

Fussilet Suresi, 46. ayet: Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir.

Muhammed Suresi, 2. ayet: İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed'e indirilen (Kur'an)a -ki o Rablerinden bir haktır- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını düzeltip-ıslah etmiştir.

Ahkaf Suresi, 16. ayet: İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir.

Şura Suresi, 40. ayet: Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

Hucurat Suresi, 6. ayet: Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

Fetih Suresi, 6. ayet: Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür.

Casiye Suresi, 15. ayet: Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim kötülük yaparsa, artık o da kendi aleyhinedir. Sonra siz Rabbinize döndürüleceksiniz.

Casiye Suresi, 21. ayet: Yoksa kötülüklere batıp-yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.

Necm Suresi, 31. ayet: Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüllendirir.

Fetih Suresi, 5. ayet: (Bütün bunlar,) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtüp-bağışlaması içindir. İşte bu, Allah Katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk'tur.

Mümtehine Suresi, 2. ayet: Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir.

Tahrim Suresi, 8. ayet: Ey iman edenler, Allah'a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

Mearic Suresi, 20. ayet: Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.

Tegabün Suresi, 9. ayet: Sizi toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Allah'a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş (fevz)' budur.

Talak Suresi, 5. ayet: Bu, Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, Allah, kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.

Nuh Suresi, 27. ayet: "Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükten sınırı aşan (facir'den) kafirden başkasını doğurmazlar."

Cin Suresi, 10. ayet: "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?"

Zelzele Suresi, 8. ayet: Artık kim zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, onu görür.



Site linkler:

https://www.kuranvemeali.com/kotuluk-ile-ilgili-ayetler#:~:text=N%C3%BBr%20%2F%2021.&text=%D9%88%D9%8E%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%91%D9%B0%D9%87%D9%8F%20%D8%B3%D9%8E%D9%85%DB%AA%D9%8A%D8%B9%D9%8C%20%D8%B9%D9%8E%D9%84%DB%AA%D9%8A%D9%85%D9%8C-,Ey%20iman%20edenler!,hi%C3%A7%20kimse%20ebediyen%20temize%20%C3%A7%C4%B1kamazd%C4%B1.

https://www.kuranvemeali.com/iyilik-kotuluk-ile-ilgili-ayetler

https://www.kuranfihristi.net/ayetleri/k%C3%B6t%C3%BCl%C3%BCk
#10
İSLAM-GENEL / Kötülüğün arkasından bir iyili...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 11 Ekim 2025, 14:27:43
Ebu Zer ve Muaz İbn Cebel -radıyAllahu anhumâ-'dan merfû olarak rivayet olunduğuna göre Nebi -sallAllahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Nerede olursan ol, Allah'a karşı gelmekten sakın! Yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.»