Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Son İletiler

#31
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Geçmis ve geleceğimizin önemi ...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 24 Ağustos 2025, 22:01:19
Insanın geçmişi ve geleceğinin önemi nedir? Herkes insan olsa bile insanlar arasında fark vardır. Bazıları bahtiyar ve mutlu, bazıları kara bahtlı mutsuzdur. Bazıları rahmet ettiği insan,bazıları rahmet etmediği insandır. Bazıları ise hem rahmet hem merhamet ettiği insandır. Bu açıdan bazı insanlar müslüman,bazı insanlar ise kafir ve münafık olur. Müslüman rahmet ve merhamet ettiği kişi,kafir merhamet etmediği ve bazıları ise hem rahmet hem merhamet etmediği kişidir. Bir insan cemaatle kılınan namazda rükû ve secdeye imamdan önce gidip gelirse kabrinden hayvan şeklinde kalkar, bir günah işleyeni gördüğünde tepki göstermeyenlerde hayvan şeklinde kalkarlar kabirden. Bir namazı kazaya kasten bırakıp bu namaz borcunu ödemeden ölende 80 cehennem yılı cehennemde kalır. Duası kabul olan,ibadeti kabul olan ve bu ibadetlerin bütün faydalarını gören insanlarda geçmiş ve geleceği hz. Muhammed gibi olanlar olur. Mesala Allah rızası için olmayan ibadetler yedi gök kapısı olan kapıları geçmez ve kabul olmaz. Geçmişi ve geleceği hz. Muhammed gibi olmayanlar dini ibadetlerin hem dünya hem ahiret için olan faydalarının hepsini görmezler. Hem rahmet ettiği hem merhamet ettiği insanlar cennetlik,merhamet ve rahmet etmediği insanlar cehennemliktir. Bu açıdan cennete hiç azap görmeden girecek insanın geçmiş ve geleceği hz. Muhammed gibi olmalıdır. Hz Muhammedin dediği gibi bir cennet ve cehennem var ise ayrıca tüm önümüzün hesabını ve sualini vermemiz, birbirine geçen haklarımızın sevap ve günah olarak tahsili gerekir. Hem kabirde hemde ahirette ömrümüz nasıl geçirdiğimizin hesabını vermemiz ve nerde doğru yapıp nerde yanlış yaptığımıza ve büyük bir hata yapıp yapmadığımıza bakılması gerekir. Bu açıdan bir insanın geçmiş ve geleceğinin müslüman bir insana mı yoksa kafir bir insana mı benzediği önemlidir. Hiç cehennem azabı çekmeyecek isek geçmiş ve geleceğimizin peygamber olarak gönderilen kişiler gibi olması gerekir.
#32
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Herkes kendi yaşantısına bakma...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 23 Ağustos 2025, 19:41:06
Herkes kendi yaşantısına bakmalı mı? Bazı insanlar sürekli başka insanların hayatı ile ilgilenirler. Bu doğru değildir. Esas önemli olan herkesin kendi yaşantısıdır. Başkasının dünyası iyi olmuş veya kötü olmuş bize faydası yada zararı yoksa biz bunlar ile meşgul olmamalıyızdır. Herkesin kendimiz gibi olmasını beklemekte yanlış,buda olmaz. Herkesin aynı anda doğru yolda olması mümkün değil. Herkesin aynı anda iyi durumda olması mümkün değil. Herkes kendi kaderini yaşar hayatta. Herkes kendi nasibi ile yetinmeli başkasının nasibini almamalıdır. Herkesin bir iyi yönü bir kötü yönü vardır. Ama neticede bir atasözünde vurgulandığı gibi:"Her koyun kendi bacağından asılır derler." Yani herkesin yaptığı hayır kendine fayda verir,herkesin yaptığı şer kendine zarar verir. Bu açıdan başkalarının yaşantıları ile özeli ile,ayıp ve kusurları ile meşgul olmamak lazımdır.
#33
SAĞLIKLI YAŞAM / Ynt: Aklî meleke nedir?
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 23 Ağustos 2025, 19:23:38
Bazı işleri doğru yapmak için meleklerden ilham almak gerekir mi?
Hayatta bazı işleri doğru yapabilmek için meleklerin ilhamı gerekir. Buda beyin psikolojik hastalıklardan arındığında yani beyinin uyuşmuş olduğunda olur. Tranvatik depresyon,obsesif bozukluk(Takıntı),depresyon,şizofren,bi polar bozukluk,sara hastalığı gibi akıl hastalıkları vardır. Akıl hastalıkları varken beyin işlevlerini tam olarak yerine getiremez. En önemlisi kendindeki anormal olan yönleri kabul etmektir. Kendindeki anormalliği kabul eden normale dönmeye adaydır. Eksik taraflarımızı kabul edip, bu durumda isek, bir akıllıya danışarak iş yapmalı yada normale dönmek için adım atmalıyızdır. Mesala birini tanımak gerektiğinde bunun hayırlı mı yoksa hayırsız mı olduğunu bilmek için meleklerden gelen ilhama ihtiyaç vardır. Bu gibi pek çok konuda ilham gerekir meleklerden bize gelen.
#34
SAĞLIKLI YAŞAM / Aklî meleke nedir?
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 22 Ağustos 2025, 15:27:32
Aklî meleke nedir?

Dilimize Arapçadan geçmiş olan meleke kelimesinin sözlük anlamı yetidir. Bir işi yapabilme gücü ve yeteneğine meleke denir. Bununla birlikte, bir şeyi idrak etme, hatırlama ve ifade etme yetenekleri de insanın temel melekeleri arasında yer alır. Bu yetilere psikanalizde akli meleke denir.

İdrak,duygu,mantık,akıl yürütme,yetenek,şuur,hafıza,hayal,irade,vicdan gibi akli melekeler vardır. Şizofren olan kişilerde idrak yitiriliyor, obsesif bozuklukta mantık yitiriliyor. Deli olanlar akli melekelerini tamanen yitiriyor.

Aklî melekeler açıklama link: https://sorularlaislamiyet.com/akil-kalb-vicdan-hafiza-hayal-irade-suur-gibi-latifeler-birer-meleke-midir-bunlar-hangi-alemlerden
#35
İSLAM-GENEL / Insan sevdiği ve sevmediği şey...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 18 Ağustos 2025, 23:37:23
İnsan sevdiği ve sevmediği şeylerle imtihan olur mu? Her insan geldiği ve imtihan olduğu bu dünyada sevdiği ve sevmediği şeyler ile imtihan olur. Yalnızlığı sevmem dersin yalnızlıkla imtihan olursun,kalabalığı sevmedim der, kalabalık içinde imtihan olursun. Hayat işte böyle imtihan yurdudur. Bazen çok sevdiğimiz bir şeyi Allah elimizden alır ve imtihan bu olur. Pek çok insanda bu nedenle kolay iyileşmeyen hayat acıları vardır ve belkide ömrümüz bu hayat acılarının verdiği ızdırapla geçer. Bir söz vardır:"Kişi en çok neyi severse imtihanı o olur." derler. Bir başka söz vardır:"Insanın sevmediği ot burnunun dibinde biter." derler. Bizde anlıyoruz ki bu sözlerden sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeylerle imtihan olacağız. Aşk acısı gibi,evlât acısı gibi,yakınların ölümü gibi, fakirlik ve yoksulluk gibi,hor ve hakir olmak gibi,devamlı hasta olmak gibi,devamlı sıkıntı dert çekmek gibi,değersiz görülmek gibi,haklarının yenmesi gibi nice imtihanlar vardır. Bazısı sağlığı iyi olmuyor şükredemiyor. Bazısı istediği birşeyler olmuyor şükredemiyor. Bunun çok ötesinde yokluk gören insanlar var. Bazısının hiçbir şeyi kalmıyor,herşeyini yitiriyor sahip olduğu.Nice insanlar vardır,sağlığı yoktur,eşi yoktur,işi yoktur,evi yoktur,parası yoktur, bakacak kimsesi yoktur,garip yapayalnız,çaresiz ümitsiz insanlar vardır. Yani Mevlana hazretlerinin dediği gibi:"Sanmaki yalnız sende dert var, senin derdini nimet sayanlarda var." diyerek bizden daha kötü durumda olanlari işaret eder.Yani beterin beteri var. Bazı insanlar ölüyor, öldüğünden kimsenin haberi olmuyor,öldüğü yerde cesedi çürüyor. Gazze ülkesinde olanları yani soykırımı görüyorsunuz,ne kadar sefil insanlar var,ne kadar masum insan var mahzun var,açtıktan ölen var. Gazze'de sahip olduğu herşeyi yitiren nice müslümanlar var. Insanlık kan ağlıyor bazen diyebiliriz bunlar için. Bunlara sabır ve tevekkül gerekir. Dünyanın hesabı ahirette verilecektir. Suçlu ile masum belli olacak açığa çıkacaktır. Insanların hakları tastamam bir birine verilecektir. Cennetlik çıkan ve cehennemlik çıkanlar olacaktır. Bunun için sabır etmek isyana,küfre ve şirke düşmemek,bunları yaparsak tövbe etmek pişman olmak gerekir. Mevlâna hazretlerinin bir sözü ile makalemi tamamlıyorum:"Yaparak döktün diye gövdeni kestirme,zira bu işin baharı var." Dünyada olmasa ahirette olur mutluluk diye düşünmek ve ümitsizliğe düşememek lazımdır.Dua:" Allah hakkımızda en hayırlısını nasip etsin,tüm hakkımızdaki şerlerden korusun.Amin ecmain."

"Hiçbir kul, kıyamet gününde;
- ömrünü nerede tükettiğinden,
- ilmiyle ne gibi işler yaptığından,
- malını nereden kazanıp
- nerede harcadığından,
- vücudunu nerede yıprattığından
sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz." (Tirmizî, Kıyamet 1)

"Biliniz ki mallarınız ve evlatlarınız, sadece birer imtihan konusudur. Büyük mükâfat ise, ahirette Allah nezdindedir." (Enfal, 8/28)
"Biz mutlaka sizi biraz korku ile biraz açlık ile yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!" (Bakara, 2/155)

"O hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. O Aziz'dir, çok bağışlayıcıdır." (Mülk: 2)

"Şu insandır. Şu da insanın ecelidir ki, insanı tamamen kaplamıştır. Şu ecel çizgisinden dışarıda kalan hat ise insanın gayesidir.
Dışarıya uzanan hattan aşağı ve yukarı çıkan hatlar ise insanın başına gelecek âfetler ve musibetlerdir. İnsan bunun birini geçerse bir başkası gelir. Onu da geçerse bir başkası.
Onu da geçerse ecel gelip çatar." (Buhârî, Tecrid-i sarîh: 2164)

"Andolsun ki Mallarınıza ve Canlarınıza İbtilâlar Verilerek İmtihan Olacaksınız."
(Âl-i imrân: 186)



"O, Hanginizin Daha Güzel Amel İşleyeceğinizi İmtihan Etmek İçin Ölümü ve Hayatı Yaratandır."
(Mülk: 2)

"İnsanlar İçinde En Ziyade Mihnet ve Meşakkatle İmtihan Olunan Enbiyâ-i İzam, İkinci Derecede Evliyâ-i Kiram ve Üçüncü Derecede Onlara Benzeyen Kimselerdir."
(Hadis-i Şerif)

"İnsan Bir İmtihan Gayesi İle Dünyada Bulunmaktadır. Allah-u Teâlâ İnsanı Başıboş Bırakıvermek İçin Değil, Birtakım Emanet ve Yükümlülüklerle Sorumlu Tutup Kendisine Vazifeler Yükleterek İmtihana Çekmek İçin Yaratmıştır."
(Ömer Öngüt -kuddise sırruh-)

"İnsanlar içinde en ağır imtihana çekilenler peygamberlerdir. Sonra sırasıyla (rütbeleri) onları takip edenler, sonra onları takip edenlerdir." (Müsned, 1/172, 174, 180, 185, 6:369)
"Sevabın çokluğu, belanın büyüklüğüyle beraberdir. Allah, bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları (sıkıntı, musibet ve belalarla) imtihan eder. Artık kim bir (imtihan edildiği bela ve musibetlere) rıza gösterirse, Allah'ın rızası (ve sevabı) o kimseyedir. Kim de (imtihan edildiği bela ve musibetlere) öfkelenir (ilâhî hükme rıza göstermez) ise, Allah'ın gazabı (ve azabı) o kimseyedir." (İbn Mâce, Fiten 23, hadis no: 4034)
"Allah, bir kulu sevdiği zaman onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinizin hastasını sudan korumaya devam etmesi gibi." (Tirmizî, Tıbb 1, hadis no: 2107)


https://www.hakikat.com/kalblerin-anahtari-kulliyati/tasavvufun-asli-hakikat-ve-marifetullah-incileri/ibtila-ve-imtihan
#36
İSLAM-GENEL / Zulmedenlere uyarılar nelerdir...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 09 Ağustos 2025, 17:24:10
Zulmedenlere uyarılar nelerdir?

Bir insan bir bitkiye,hayvana veya insana zulüm ettiğinde gelecekte başına ne geleceğini düşünmelidir. Hemde zulmettiğini kendi yerine koymalı,onun yerinde kendide olabileceğini düşünmelidir. Egoist olmak cok kötü birşeydir. Mevlana söylemiştir"Bencillik göze takılan ayna gibidir,nereye baksa kendini görür." Zulüm edene bir nasihat, bir hadis vardır:"Dilediğini yap,karşılığını görürsün."der Resulullah.Tabi ilahi adalet zerrelere bile önem vererek ilerleyecektir. Iyilik eden iyilik kötülük eden kötülük bulacaktır. Zülüm eden zalim şu hadisi bilmelidir.Hadiste Allah buyuruyor:"Dünyada benden korkan ahirette benden korkmasın,dünyada benden korkmayan ahirette benden korksun." Allah buyuruyor. Bu nedenle takva sahibi olmalı kendimizden güçsüzlere eziyet ve zulüm etmemeliyizdir. Zalim olmayan müslümanlarda zulümle sessiz kalırlarsa, buda tehlikelidir. Cünkü rasulullah şefaat etmeyebilir zülüme sessiz kalanlara. Böyle çok beddua eden var. Ilahi adalete inanmayıp,Allah'a inanmayıp çok zülüm yapanlarda, inanmadıkları Allah'tan belasını bulsunlar inşAllah.Amin.

Atasözü:"1-Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.2- Mazlumun ahı indirir şahı."

Kur'an ayeti:"Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir."(Elmalılı Hamdi Yazır meali -Tâ-hâ (20) 74. Ayet.)

► Bugün, hiçbir nefis en küçük bir zulme uğramaz ve yaptıklarınızdan başka bir karşılık da görmezsiniz.(36/Yâsîn 54)


► Kim zerre-i miskal bir hayır işlemişse, onu görür.(99/Zilzâl 7)

► Kim de zerre-i miskal bir şer işlemişse, onu görür.(99/Zilzâl 8)

Hadis:"Kıyamet günü en çok azaba uğrayanlar, insanlara en çok azap eden ve şiddet gösterenler olacaktır."

Bir, Necip Fazıl Kısakürek sözü:"Sonunda eyvah diyeceğin bir işe başında eyvAllah deme."

Hadis:"Zalime zulüm,kıyamet günü zifili karanlık olacaktır."

Hadis:"Müslümanlara eziyet eden imansız olarak imanını kurtarmadan ahirete göç eder."

Mevlâna sözü:"1-Bir kötülük yaptığında kork, çünkü o bir tohumdur yeşerip karşınıza çıkar. 2- Ey zulümle kuyu kazan sen kendin için kuyu kazıyorsun."

Zülüm ile ilgili hadis ve ayet site örnekleri:

https://www.islamveihsan.com/zulum-ile-ilgili-ayet-ve-hadisler.html

https://www.kuranvemeali.com/zulum-ve-zalimler-ile-ilgili-ayetler

https://tevhidmeali.com/fihrist/z/zulum-ve-zalimler
#37
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Şeytan içten neden sesleniyor?
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 03 Ağustos 2025, 20:45:29
Şeytan bize içten neden sesleniyor? Şeytan Adem'e secde etmediği için cehennemlik oldu. Onun amacı kendi cehennemlik olduğu için diğer insanlarıda cehenneme götürmek. Dünyada imtihan olduğumuz bir şeyde şeytandır. Yani şeytan imtihan gereği bizi kandırmak için sesleniyor bazen bizi küçümsüyor,bazen kötülüyor,bazen hoşumuza gitmeyecek şeyler söylüyor. Tabi bu açıdan şeytan seslendiğinde onu dinlemeyen yada az dinleyenler imtihanı kazanacak.Şeytanı çok dinleyenler cehennemlik olacak. Şeytan bazen cinleri bazen insanları kullanarak vesvese ve telkinler verir.Ya bizi kötüler veya kandırmaya çalışır.Bu açıdan irade-i cuzziyeyi kullanmak önemli. Yani şeytanın egomanyası altında olan nefse hakim olmak önemli. Şeytanla imtihan olmanın hikmeti onu dinlemeyip yada az dinleyip her arzunun yerine geleceği cennete girmektir. Dünyadaki diğer imtihanlarda böyledir. Bizi sınamak, sınanmaktaki hikmet her azrunun yerine geldiği cennete girmektir. Yani dünya ya cennet ya cehenneme sonu çıkan bir yoldur. Bu nedenle imtihan çok çetindir. Hastalık,dert,sıkıntı,kasvet,gam,keder,elem,musibet,kaza,bela,şeytan telkinleri,bunlar imtihan hikmeti gereği başa gelir. Huzuru mahşerde,mahkeme-i kübrada insanlar hesaplaşacak ve davalaşacaktır Allah huzurunda.Tüm bunları düşünerek inşAllah bizi imtihanlarımızı kolay eylesin,kaybetmekten korusun imtihanlarımızı.Amin. Selam ve dua ile.

15/ EL-HİCR -39- İblîs şöyle dedi: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günâhları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!"
40- "Ancak içlerinden ihlâslı kulların müstesnâdır."
41- ALLÂH şöyle buyurdu: "İşte bana ulaşan dosdoğru yol budur."
42- "Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur."

İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır."(Ibrahim suresi 22. Ayet.)

Mü'minûn suresi 103.ayet:"Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler."
#38
İSLAM-GENEL / Tek sermaye eğer ömür ise doğr...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 02 Ağustos 2025, 17:50:03
Ahiretteki hayat için tek sermaye dünya hayatındaki ömür ise doğru yolu aramak mühim olandır ve doğru yolu buldu ise de doğru yoldan ayrılmamak mühim olandır. Kabir hayatı başlayınca dünyaya dönüp salih amel işleme isteği olanlar olacaktır. Fakat bu mümkün olmayacaktır. Mühim olan yeteri kadar ahiret için salih amel işleyip,haramlardan kaçınmaktır. Nefesler sayılıdır, ömür sermayesi bir daha ele geçmeyecektir. Bir dahası bu ömür sermayesinin yoktur. Bu nedenle ömür ilim ile yol yürüyerek biliçli hareket ederek geçirilmelidir. Alınıp verilen her nefes bir daha ele geçmeyecektir. Günler sayılıdır ömürde ve bir daha telafisi yoktur zamanın. Sapıklık,doğru yoldan ayrılmıştır.Tâğutu yani cinlerden ve insan şeytanlarının oluşan sapıklık yolu tehlikeli ve hayırsız bir yoldur. Kimi Allah'a kul olur ve onun doğru yolunda yürür. Kimi tâğuta kul olur ve eğri yolda yürür.Bu dünyanın hesabını insanlar Allah'a vereceklerdir. Her insan huzuru mahşerde(Mahkeme-i kübra) hesaplaşacak ve davalaşacaktır.Ya cennet ile hüküm verilecek yada cehennem ile hüküm verilecektir.Hepsi birden doğru yolda olmasa da insanların,çoğunluğu doğru yolda olursa bu güzel olur. İşte bu yüzden bunun için uğraşmak gerekli. Ne kadar çok insan doğru yolu bulur yada ararsa okadar iyi olur. Tek sermaye eğer dünya hayatı ise bu anlattıklarım doğru olur.Ayetler şöyle diyor:

"Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir." (Bakara, 2/256)

Hadis:"Zerre kadar imanı olanda ateşten çıkacaktır."

[1*] Furkân, doğruyu yanlıştan ayırmak veya ayıran şey anlamında olup Allah'ın indirdiği kitapların ortak özelliğidir (Al-i İmran 3/4, Enbiya 21/48). Allah, kendini yanlışlardan koruyan müminlere de furkan yani doğruyu yanlıştan ayırma özelliği verir (Enfal 8/29).

Doğruluk/Doğru Yol ile ilgili ayetler

► Bizi sırat-ı mustakime/dosdoğru yola hidayet et.(1/Fâtiha 6)

► İnsanlar (tevhid üzere yaşayan) tek bir ümmetti. (İhtilafa düştüler.) Allah (aralarındaki ihtilafı gidersin diye) müjdeleyici ve uyarıcı nebiler gönderdi. İnsanların anlaşmazlığa düştükleri konularda, aralarında hakem olsun diye nebilerle beraber hak olan Kitab'ı indirdi. O (Kitap konusunda) anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra aralarındaki azgınlık/kıskançlık/bir diğer gruba üstünlük sağlama isteği olan Ehl-i Kitap'tan başkası değildi. Allah, hakkında ihtilafa düştükleri konuda iman edenleri izniyle hakka hidayet etti. Allah dilediğini dosdoğru yola iletir.(2/Bakara 213)

Kitab'ın indiriliş gayesi için bk. 4/Nisâ, 105

► "Şüphesiz ki Allah, benim Rabbim ve sizlerin Rabbidir. O'na ibadet edin. Bu (sizi davet ettiğim yol), sırat-ı mustakimdir/dosdoğru olan yoldur." (3/Âl-i İmran 51)

► Ey Ehl-i Kitap! (Bu Kitab'ın Allah'tan olduğuna) şahit olduğunuz hâlde niçin Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorsunuz?(3/Âl-i İmran 70)

► Allah'ın ayetleri (sürekli) size okunuyor iken ve aranızda O'nun Resûlü olmasına rağmen nasıl kâfir olursunuz? Her kim de Allah'a tutunursa, hiç şüphesiz dosdoğru yola hidayet edilir.(3/Âl-i İmran 101)

► Hiçbir peygamberin (vahyi gizlemesi ya da ganimet mallarından çalarak) ihanet içinde (olması) söz konusu olamaz. Kim de ihanet içinde olursa Kıyamet Günü ihanetiyle birlikte (Allah'ın huzuruna) gelir. Sonra her nefse kazandığı, karşılıksız verilir ve onlar zulme de uğramazlar. (3/Âl-i İmran 161)

► Ve şüphesiz onları dosdoğru yola iletirdik. (4/Nisâ 68)

İlahi emirler karşısında takınılacak tavır için bk. 2/Bakara, 71

► Allah'a iman edip O'na tutunanlara gelince, onları kendinden olan bir rahmete, lütuf ve ihsana dâhil edecek ve (sonunda Allah'a ulaşacakları) dosdoğru yola hidayet edecektir.(4/Nisâ 175)

► Allah onunla (Kitap ve Resûl'le), rızasına uyanları yolun en doğru olanına iletir, onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru yola hidayet eder. (5/Mâide 16)

► Ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde sağır ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu saptırır, kimi de dilerse dosdoğru yol üzere kılar.(6/En'âm 39)

► Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz ki ayetleri, düşünüp öğüt alan bir topluluk için detaylıca açıkladık.(6/En'âm 126)

Kur'ân'ın mufassal/detaylandırılmış bir kitap olmasının hikmetleri için bk. 6/En'âm, 55

► İşte bu benim dosdoğru yolumdur. Ona uyun. Onun dışındaki yollara uymayın. Yoksa sizi (Allah'ın dosdoğru olan) yolundan saptırırlar. Korkup sakınasınız diye bunu size emretti. (6/En'âm 153)

İbni Mesud (ra) anlatıyor: "Bir gün Allah Resûlü (sav) eliyle bir çizgi çizdi sonra dedi ki: 'Bu Allah'ın (cc) istikamet üzere olan yoludur.' Sonra o çizginin sağına ve soluna bazı çizgiler çizdi. Sonra dedi ki: 'Bunlar, her birinin başında o yola davet eden birer şeytanın bulunduğu yollardır.' Sonra Allah Resûlü (sav) bu ayeti okudu." (Darimi, 202; Ahmed, 4437)
Kur'ân ve sahih Sünnet, hak yolun bir tane olduğunu, onun da vahiyle açıklandığını (2/Bakara, 38), bunun dışında kalan tüm yolların sapıklık olduğunu (10/Yûnus, 32), farklı yollara sapanların hakikatte hevalarına uyduğunu açıklamıştır (45/Câsiye, 18). 

► De ki: "Şüphesiz ki Rabbim, beni dosdoğru yola iletti. Dimdik/güçlü ve hanif olan İbrahim'in dinine. O, müşriklerden değildi."(6/En'âm 161)

İbrahim'in milleti için bk. 60/Mümtehine, 4

► Dedi ki: "Beni saptırmana karşılık, ben de onları (saptırmak) için senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım."(7/A'râf 16)

► Mescid-i Haram'ın yanında antlaşma yaptıklarınız dışında, müşriklerin Allah'ın ve Resûl'ünün yanında nasıl bir ahdi olabilir ki? Onlar size karşı dürüst davrandıkça siz de onlara dürüst davranın. (Çünkü) Allah, muttakileri sever.(9/Tevbe 7)

► Allah, esenlik yurdu (olan cennete) davet eder ve dilediğini dosdoğru yola iletir.(10/Yûnus 25)

► Allah buyurdu ki: "Muhakkak ki siz ikinizin duası kabul oldu. Öyleyse dosdoğru olun ve bilmeyenlerin yoluna uymayın sakın."(10/Yûnus 89)

► "Hiç şüphesiz ben, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. Hareket eden her canlıyı perçeminden tutan (kontrol edip yönlendiren) O'dur. Şüphesiz ki Rabbim, dosdoğru yol üzeredir."(11/Hûd 56)

Şirk ehlinin tehditleri karşısında imani tavır için bk. 6/En'âm, 82

► Sen ve seninle beraber tevbe edenler, emrolunduğun gibi dosdoğru ol(un)! Azgınlaşmayın! (Çünkü) O, yaptıklarınızı görendir.(11/Hûd 112)

► Bu yolun dosdoğru bir yol olduğu, benim güvencem altındadır.(15/Hicr 41)

► Şu iki adamı da örnek verdi: Dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmeyen, sahibine yük, ne iş verilse (eline yüzüne bulaştıran) hayırlı bir sonuç getirmeyen biriyle; adaletle emreden ve dosdoğru yol üzere olan kimse bir olur mu hiç?(16/Nahl 76)

Allah'ın dışında ibadet edilen varlıklar, kullarına yol gösteremez, onları irşad edemezler. Yüce Allah ise, kullarına adaleti emreder ve onları dosdoğru yola hidayet eder.

► (Allah'ın) nimetlerine şükreden biriydi. (Allah) onu seçti ve dosdoğru yola iletti.(16/Nahl 121)

► Ölçtüğünüz zaman tastamam/eksiksiz ölçün. Dosdoğru bir tartıyla tartın! Bu, daha hayırlı ve sonucu daha güzel olandır. (17/İsrâ 35)

► (İsa demişti ki:) "Şüphesiz ki Allah, benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir. (Öyleyse) O'na ibadet edin. Bu, dosdoğru yoldur."(19/Meryem 36)

► (Ayrıca) kendilerine ilim verilenlerin bu (Kur'ân'ın) Allah'tan gelen bir hak olduğunu bilmeleri, ona iman etmeleri ve kalpleri tevazuyla onun (hükümlerine teslim) olsun diye (böyle yapar). Şüphesiz ki Allah, iman edenleri dosdoğru yola hidayet eder.(22/Hac 54)

► Biz, her ümmete bir ibadet yolu belirledik, o yol üzere ibadet etmektelerdir. Sakın bu konuda seninle tartışmasınlar/tartışmalarına müsaade etme. Sen, Rabbine davet et! Hiç şüphesiz sen, dosdoğru bir hidayet üzeresin.(22/Hac 67)

► Şüphesiz ki sen, onları dosdoğru yola davet etmektesin.(23/Mü'minûn 73)

► Andolsun ki biz, açıklayıcı/apaçık ayetler indirdik. Allah, dilediğini dosdoğru yola iletir.(24/Nûr 46)

► "Dosdoğru bir terazi ile tartın."(26/Şuarâ 182)

► (Hiç şüphesiz ki sen,) dosdoğru yol üzeresin. (36/Yâsîn 4)

► İkisini dosdoğru yola hidayet ettik.(37/Saffât 118)

► Şüphesiz ki: "Rabbimiz Allah'tır." deyip sonra da istikamet üzere olanların üzerine melekler iner (ve der ki): "Korkmayın, üzülmeyin, size vadolunan cennetle sevinin."(41/Fussilet 30)

► Sen (tevhide) davet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına/arzularına uyma. Ve de ki: "Ben, Allah'ın indirdiği tüm Kitaplara iman ettim. Sizin aranızda adaletle (hükmetmekle) emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda hüccet (karşılıklı delil getirip tartışmak) yoktur. (Çünkü hak, apaçık ortadadır.) Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş O'nadır."(42/Şûrâ 15)

Tevhidlerine şirk bulaştırmış ve dinlerinde ayrılığa düşmüş toplumlarda, insanlık için en faydalı hizmet, gereksiz tartışmalardan kaçınarak tevhide davettir. Tevhid; batıl din ve uydurulmuş hurafelerin insanlarda oluşturduğu kuşku, tereddüt, güvensizlik hastalıklarına şifa olacak kurtuluş reçetesidir. Ehl-i Kitab'ın, insanları "dinde ayrılıkla" felakete sürüklediği bir dönemde, tevhide davetin emredilip tartışmanın yasaklanması, günümüz muvahhidlerine de yol göstermektedir.

► Böylece sana emrimizden bir ruh/Kur'ân vahyettik. Sen Kitab'ın ve imanın ne olduğunu bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle hidayet ettiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen, dosdoğru yola iletirsin.(42/Şûrâ 52)

► Sana vahyedilene sıkı sıkıya tutun. Gerçekten sen, dosdoğru bir yol üzeresin.(43/Zuhruf 43)

► Şüphesiz ki o (İsa), kıyamet için bir bilgi (onun vuku bulmasının yaklaştığına dair alamettir). O hâlde onda hiçbir şüpheye kapılmayın ve bana uyun. Bu, dosdoğru yoldur.(43/Zuhruf 61)

► "Gerçek şu ki: Allah, O, benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. Bu, dosdoğru yoldur."(43/Zuhruf 64)

► Şüphesiz ki: "Rabbimiz Allah'tır." dedikten sonra istikamet üzere olanlar, onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.(46/Ahkâf 13)

► Dediler ki: "Ey kavmimiz! Biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden önce geçen Kitapları doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir Kitap işittik."(46/Ahkâf 30)

► Ta ki Allah, senin gelmiş ve geçmiş günahlarını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru yola iletsin diye.(48/Fetih 2)

► Allah, alacağınız birçok ganimeti size vadetti. (Şu an aldıklarınız) size acilen verdiği (bir nimettir). İnsanların (zarar vermek için uzanan) ellerini sizden çekmiştir. (Bütün bunlar,) müminler için (Allah'ın vaadini yerine getirdiğine) bir ayet olması ve sizi dosdoğru yola iletmesi içindir.(48/Fetih 20)

► O (Allah) ki; hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek/ortaya çıkarmak için, ölümü ve hayatı yarattı. O (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) El-Ğafûr'dur.(67/Mülk 2)

► Şayet onlar, (İslam) yolu üzere istikamet ehli olsalardı onlara, (her türlü hayrı kendisiyle elde edecekleri) bol su (yağmur) verirdik.(72/Cin 16)

► Sizden dileyenin istikamet bulması için.(81/Tekvîr 28)

► Hidayet etmek, hiç şüphesiz bize aittir.(92/Leyl 12)
#39
MANEVİYAT DÜNYAMIZ / Görüneni herkes bilir, görünme...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 30 Temmuz 2025, 17:31:05
Görüneni herkes bilir, görünmeyeni Allah bilir. Eğer kör olan ve hiçbir şeyi görmeyenler varsa sözüm meclisten dışarı. Gören insanlar görüneni görüyor, görünmeyeni görmüyor. Akla istenmeden düşünceler girebiliyor ve bunların içinde asla bilemeyeceğimiz şeylerde var. Mesala asıl yani hakikatteki görüntünüz şeklimiz nedir? Amel defteri var mı, varsa neler yazıyor veya amellerimiz yazılıyor mu? Meleklerimiz varmı,bize yardımcı oluyorlar mı?? Cennet ehlimiyiz, yoksa cehennem ehlimiyiz? Cennete girme ihtimalimiz var mı? Gelecekte neler olacak, kaderimiz nasıl? Cinler ve şeytan var mı? Kabirde ölüler ne yapıyor? Akla asla bilemeyeceğimiz sorular geliyor. İste bu konuda makalenin ana konusu olan, görüneni herkes bilir, görünmeyeni Allah bilir fikrini bu konuda aklımıza yerleştirmeli ve dünya,ahiret,mahşer,kabir, cennet,cehennem,kader, hakikatteki hal, amel defteri, cinler ve şeytanlar gibi bilemeyeceğimiz konularda hayır duaları yapıp gerisini Allah'a tevekkül etmek asla bilemeyeceğiz bu konularda yapılması gerekendir. Biz hayır için dua edeceğiz, ve  asla bilemeyeceğimiz bu konuları Allah'a tevekkül edip bu konularda da hayır duaları yapacağız. Elimizden gelenin en iyisi tevekkül ve duadır ve eğri yollardan korunup doğru yolu bulmak için çaba sarf etmektir yapabileceğimiz. Selam ve dua ile. Allah yollarımızı hayra çıkarsın.Amin.
#40
İSLAM-GENEL / Bir ameli ne istiyorsa netices...
Son İleti Gönderen Kendinibulanadam - 28 Temmuz 2025, 22:04:40
Her işlenen amelin neticesi neyin istediğine bağlı mı? Günlük hayatımızda pek çok amel yani iyi yada kötü iş yaparız. Bunları bazen Allah ister,bazen melek, bazen şeytan ister, bazende nefis ister. Tabi bu açıdan, bir amelin yani bir işin neticesi yani iyi bir karşılığı mı olduğu yoksa kötü bir karşılığı mı olduğu da bu açıdan bu ameli yani işi bizden neyin istediğine bağlıdır. Kuşkusuz Allah'ın veya meleğin istediği işler hayırdır yani mükafatı olur. Nefsin ve şeytanın istediği kötü amel ise şerdir, neticesi ise ceza almaktır. Bu ödül yada mükafat ya dünyada, ya kabirde,ya mahşer yerinde yada ahirette olacaktır.


"Göklerde ne var, yerde ne varsa hep Allah'ındır. Böyle olduğu için, sapıtanı ve doğru yolda olanı pek iyi bildiği, yaptıklarını kaydettiği içindir ki, kötülük işleyenleri, yaptıklarının karşılığı ile cezalandırarak, iyi hareket edenlere de en güzel mükâfatı verecektir."(Necm, 53/31).
"İyi ve güzel davranışlarda bulunanlara en güzel mükâfat (cennet) ile daha da fazlası da (Allah'ın cemalini görmek) var."(Yunus, 10/26)
"Sonra, o fenalık yapanların akıbetleri, en fena bir akıbet oldu."(Rum, 30/10).
"İyiliğin karşılığı iyilikten başka mı olacak!"(Rahman, 55/60).
"(O inkârcılar) orada ne bir serinlik ne bir içecek tadarlar. İçecek olarak sadece kaynar su ile irin bulurlar. Bu, yaptıklarının tam karşılığıdır."(Nebe, 78/24-26).

"Kim dünyada Müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter."(Aclunî, 2/252)
"Kim kardeşinin bir dünyevî sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun bir sıkıntısını giderir."(Aclunî, 2/283)
"Allah kullarından ancak merhametli olanlara merhamet eder."(Aclûnî, 1/216)
"Dilediğini yap; mutlaka karşılığını görürsün."(Mecmau'z-Zevaid, 10/219).
"Allah'ı (n emirlerini) koru ki, Allah da seni korusun."(Mezmau'z-Zevaid, 7/189).

"Âd halkına gelince: Onlar dünyada haksız ve sebepsiz yere büyüklük taslayıp, 'Kuvvet yönünden var mı bize galip gelecek?' dediler. Halbuki kendilerini yaratan Allah'ın, o mahlûklardan daha kuvvetli olduğunu görüp anlamadılar mı? Onlar Bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. Biz de onların üzerine, o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik. Bunu onlara dünya hayatında bir rezillik ve rüsvaylık tattırmak için yaptık. Âhiret azabı ise daha çok rüsvay eder. Hem orada hiç kimse kendilerine yardım edemez."(Fussilet, 41/15-16).

"Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular, ortadan silindiler."(Hud, 11/66-67)

1. Bir toplulukta açıktan fuhuş işlenir hale geldiğinde, onlar için taun (salgın hastalık) ve daha öncekilerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.
2. Ölçü ve tartıda noksanlık yaptıklarında kıtlığa maruz kalırlar, geçim sıkıntısı çekerler ve zalim idareciler başlarına geçer.
3. Mallarının zekâtını vermediklerinde semadan gelen yağmurdan mahrum kalırlar. Eğer hayvanlar olmasa, kendilerine hiç yağmur gönderilmez.
4. Allah ve Rasulünün ahdini yerine getirmediklerinde, Allah onlara dışardan düşman musallat eder. O düşmanlar onların ellerindeki bir takım mallara sahip olurlar.
5. Onların idarecileri Allah'ın indirdiğiyle hükmetmediği ve Allah'ın indirdiğini seçmediklerinde, Allah onlara kendi içlerinde dahili fitne verir." (İbnu Mace, Fiten, Hadis No: 4259)

"Ümmetim on beş özelliği kendinde gösterdiğinde belalar onları bulur:
1. Devlet malı ganimet sayılıp, belli bir zümrede olduğunda.
2. Emanete hıyanet edildiğinde.
3. Zekat vermek zor geldiğinde.
4. 5. Kişi hanımının (helal olmayan, heves ve kapris dolu) isteklerini yerine getirip, annesine karşı geldiğinde.
6. 7. Arkadaşlarına ikram edip, babasına kaba davrandığında.
8. Mescitlerde sesler yükseltildiğinde.
9. Bir kavmin en rezili onlara önder olduğunda.
10. Kişiye şerrinden dolayı ikram edildiğinde.
11. İçki içildiğinde.
12. İpek elbise giyildiğinde (erkekler için).
13. Şarkıcı ve şarkı aletleri yaygınlaştığında.
14. Bu ümmetin sonra gelenleri önce gelenlere lanet ettiğinde.
15. Dinsiz eğitim yapıldığında.
İşte o zaman, bir kızıl rüzgâr veya bir hasf veya bir meshi bekleyiniz." (Tirmizi, Fiten, 38)


Hadiste, bu on beş olumsuz özellik görüldüğünde üç sonucundan söz ediliyor:
- Kızıl bir rüzgâr. Evet, böyle bir rüzgâr yetmiş yıl boyunca kuzeyden dünyanın her tarafına esti. Avrupa'nın yarısını, ülkemiz halkının epey bir kısmını, koca Çini ve daha pek çok ülkeyi etkisi altına aldı.
- Hasf, çöküntü demektir. Bu özellikleri gösteren bir toplulukta elbette bir çökme olacaktır. Ülkemizde de yaşanan toplumda, ailelerde, ahlakta, namusta, fedakarlıkta görülen maddi- manevi çöküntülere bir açıdan bakılabilir.
- Mesh, insanın hayvana çevrilmesidir. Kur'an-ı Kerim'de bazı toplulukların maymun ve domuz haline çevrildiği anlatılır. Bu çevrilmenin, maddeten olması mümkün olduğu gibi, ma'nen olması da mümkündür. Örneğin maymun taklitçi bir hayvandır. Domuz ise, hayvanlar içinde eşini kıskanmayan tek hayvan... Bu açıdan bakıldığında sayılan özelliklerin tesiriyle, maymun tabiatında nice günah taklitçileri, domuz tabiatında nice namus yoksunları görülecektir.


Selam ve dua ile.Allah hayrı yayanlardan eylesin.Amin ecmain.