Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Resulullah'a (s.a.v.) Özlem

Başlatan Himmet, 25 Eylül 2007, 18:16:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Himmet

Ummanlar yetmedi engin deryanı doldurmaya

Bir damlası yeter, dar gönlümüzü taşırmaya



Gelmedi gelemez, olamaz şeriki ve eşi

Hem ışıdın hem ısıttın kainatın güneşi



Kurtuluşu bulduk senin ferahlı âleminde

Sayende güzellikleri gördük her cihetinde



Seninle geçirmek vardı her anı, her demi

Susayan gönülleri sulayan şefkat zemzemi



Bir nigâhınla kirli ruhları temizledin

O beliğ kelamlarla gönülleri filizledin



Sen gelene kadar gam ve kasavet zirvedeydi

Sen geldin, masnuat seninle gülmeyi öğrendi



Aşkın doruk noktasından gönüllere süzüldün

Neler yaptılar sana yine güldün, yine güldün



Beddua etmedi, ne kini oldu, ne garazı

Zikirhaneye tadil eyledi küre-i arzı



Onlar insanlığını yitirmiş birer illetti

Sen zirvelere yükseldikçe onlar sükût etti



Katlettiler bir çok masumla Hazreti Hamza’yı

Harp meydanları görmedi böyle bir şühedayı



Kim dayanır ashabın çektiği ıstıraplara

Habbab’ın çıplak sırtını uzattılar korlara



Ne bir taviz verdiler ne de yaptılar takiyye

Şehadetle ilk şereflenen Yasir ve Sümeyye



Ah! Ammar, dağladılar ateşlerle bedenini

Demir gömlek takıp erittiler iliklerini



Ey Talha, kılıçlarla vurdular her tarafına

Nasıl dayandın sen yetmiş beş kılıç yarasına



Ya sen Musab, senin haline yürek mi dayanır

Kolları kesik halde sancağı tutan bahadır



Tayyar, sen de Musab’la aynı kaderi paylaştın

Takılan kanatlarınla cennete havalandın



Hazreti Hudeyb’i mızraklarla şehit ettiler

Mübarek yüzünü kıbleden çeviremediler



Hazreti Zeyd’e bir söz dahi söyletemediler

Önce işkence sonra oklara hedef ettiler



Duasının kabulünde çok zor kabil-i kıyas

Okçulukta zirve İran fatihi Ebi Vakkas



Yalnız Kur’ân ve Hadis hıfzetti Ashab-ı Suffa

Dünya nimetlerini geri tepen ehli vefa



İlk talebesi oldular mektebi Kur’ân’ın

Paspas, halı oldular yolunda Resulullah’ın



Suffa’nın cefakâr muallimi Ebu Hureyre

Yoktur halis yüreğinde menfilikten bir zerre



İslâm’ın kara elması sabır taşı mehveşi

Dinimizin ilk müezzini Bilal-i Habeşi



Resulullah’a kalkan olan Hazreti Nesibe

Celadette olabilsek keşke ona talebe



Harika çocuk zeka âbidesi akl-ı münbit

Bir ayda iki lisanı alt eden Zeyd bin Sabit



Hür olmasına vesile üç yüz hurma fidesi

Hendek fikrinin mucidi Selman bin Farisi



Gönlü tertemiz Resulullah’ın sadık yaveri

Aşk vecd ve coşku deryası Ebu Zerr-i Gifari



Vefatıyla arş-ı ala titredi avaz avaz

Defninde yetmişbin melek bulunan Sa’d Bin Muaz



Ey Hamza, burnunu kulaklarını koparttılar

Yetmedi, paraladılar ciğerini mahluklar



Yazıldı göğe Allah ve Resulü’nün aslanı

Şühedalar cumhuriyetinin cumhurbaşkanı



O yüce merhametle Vahşi ve Hint'i affettin

Mızrakla değil güler yüzünle zulmü altettin



Zulümlerin artması yıldıramadı o ruhu

O ruhun peşinden giden o güzide güruhu



Sana zulüm edenlerin başındaydı Ebu Cehil

Kahhar ismi başında patladı oldu sersefil



Uhud’ta mübarek yüzünü kanattı müşrikler

O anda her şey devreye girdi başta melekler



Kanın yere akmasın diye oldular seferber

Bir damla yere düşse âlem olurdu zir-ü zeber



Doğduğun yer Mekke seni hicrete zorlamıştı

Bazıları hakaret etmiş seni horlamıştı



Mekke’nin kapıları seni görünce açıldı

Sana zulüm edenler boncuk gibi saçıldı



Hakaikin karşısında çam gibi devrildiler

Mekke’ye girince ne kadar yanıldık dediler



Bir şey olacakmış gibi evlere saklandılar

Çok şükür hakikati geç de olsa anladılar



Bizim için en büyük nasihat Veda Hutbesi

Seni yolunda kurbanız hakikatin gür sesi



Bir an bezminde olaydım bin yıl yaşamaktansa

Devenin bir kılı olaydım böyle yaşamaktansa



Seni sırtıma alıp bir ömür çölde gideydim

Sana verilen zehirden üç öğün ben içeydim



Ummanlar yetmezdi sana akıtılan yaşlara

Ben hedef olaydım Taif’te atılan taşlara



Bir saniyelik nazarından bir nazar alaydım

O nazarın feyziyle, feyizyâb olup kalaydım



Muhabbet meclisinize bir defacık geleydim

Bereketli sofranızdan bir kırıntı yiyeydim



Hira dağında yuvarlanan bir kaya olaydım

Senin ayağından uçuruma yuvarlanaydım



Seni koruyan mağaranın tek bir tozu olaydım

Seninle Sıddığın sohbetini bir an duyaydım



Bir tel ben olaydım ankebutun yaptığı ağdan

Tek bir çalı olaydım güvercinin yuvasından



Bari yüzünü göreydim Medine’ye giderken

Medineli kendinden geçmiş seni karşılarken



Defleri ellerine aldı vurdu her birisi

Olaydım vurulan deflerden birinin derisi



Saldılar deveyi seçti Eyyüb’ün pak evini

Cilalayaydım ben devenin yattığı zemini



Olaydım Eyüp Sultanın evinin ayaktaşı

Medineli olmuş onun gönüldaşı, yoldaşı



Olaydım içtiğin deve sütünün bir damlası

Ne güzel yenir yanında ballı balçık hurması



Bir balçık olaydım Kuba Mescidi’nin harcında

Ben duraydım el pençe divan bir ömür karşında



Hele Mescid-i Aksa’dan Miraç’a yükselirken

Temaşa edeydim Kudüs’ün en güzel yerinden



O ne konuşma, o ne belagat her şeyiyle enfes

Olaydım sohbetinde ağzından çıkan bir nefes



Dinlemek vardı o güzel, o nezih sohbetleri

Serin çöl gecelerinin çadır muhabbetleri



Tebessüm eden dudaklarında çıkan hoş sözlere

Bakaydım keşke bir nebze için gülen gözlere



Yolunda bir geda olup bulabilsem yönümü

Bir damlası düşse taşırır fukara gönlümü



Kaybolaydım bir katre gibi sonsuz ummanında

Eriyip biteydim sinenin hoş sıcaklığında



alıntıdır
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

hocaoğlu

Teşekkür ederiz...

Sensizlik depremiyle hanci düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü Ey Resulum...
Mal cimrilerde, Silah korkaklarda, Yönetim akılsızlarda olursa iş bozulur...Hz Ebu Bekir (r.a.)

müteallim

alemlerin efendisi

Rahmet olarak geldin insanlık âlemine                 
Davet ettin herkesi yüce İslâm Dini'ne
Muhatapsın efendim, şu Kur'an-ı Mübîne
Mü'mine olan sevgin sığmıyor bu zemine

       Anası Âmine'dir, babası da Abdullah
Seninle tamamladı üstün ahlâkı Allah
Sana uyan kimseler bulacak mutlak felah
Şefaate muhtacız, çoktur bizlerde günah
 
Muhabbet akıyordu, Muhammed pınarından
Herkes faydalanıyor bu sevgi ırmağından
Gelmeseydi cihana, dünya olurdu zindan
Emin olmazdı kimse bu gününden yarından

  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

BALYALI

cok tskr ederiz Allah razi olsun...
اترك الترك ماتركوكم

Vuslat Yolcusu


kenz

Teşekkür ederiz, ellerinize sağlık...

Sarmıştı ruhumu köyünün anber kokusu,
Dolaştığım heryerde duymuştum cânâ seni.
Bahçenin içindeki yemyeşil fıstanınla,
Görüdüm güzeller arasında müstesna seni...
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Himmet

hz.Mevla cümlemizden razi ve memnun olur inşeAllah..

Benim içinde tekrar okumak iyi oldu.Büyüklerimiz ne sıkıntılar, ne çileler çekmişler.Bizler nelerden şikayet ediyoruz.Mevla affediversin.
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..