Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Geciktirme Tövbeyi

Başlatan februli, 20 Ekim 2009, 18:54:36

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

februli

Geciktirme tevbeyi


Sakın şeytana kanma!
Geciktirme tevbeyi!
Daha vakit var sanma!
Geciktirme tevbeyi!

Tevbe eyle arkadaş!
Nefsinle durma savaş!
Akıtıp gözünden yaş,
Geciktirme tevbeyi!

Öyle yüksekten uçma!
Tevbeden sakın kaçma!
Bir gün imansız göçme!
Geciktirme tevbeyi!

Haramsa onu tatma!
Öyle gafletle yatma!
Âhireti unutma!
Geciktirme tevbeyi!

Geçer gider ömrümüz,
Nurlanmalı günümüz,
Belli olsun yönümüz,
Geciktirme tevbeyi!

Allah’tan kesme ümit!
Tevbeyle kabrine git!
Olayım dersen yiğit,
Geciktirme tevbeyi!

Dini, dünyaya satma,
Haram lokmayı yutma,
Sakın tevbesiz yatma!
Geciktirme tevbeyi!

Gençliğinde taş taşı!
Yaşlanınca ye aşı!
Akıt gözünden yaşı!
Geciktirme tevbeyi!

Olma sakın sitemkâr
Kalbden et hakkı ikrar!
Kabre girme günahkâr!
Geciktirme tevbeyi!

Kalkar kalkmaz sabahtan,
Gel af dile Allah’tan,
Kaçarak her günahtan!
Geciktirme tevbeyi!

Günahlara dalmadan,
Saçlarını yolmadan,
Yarın pişman olmadan!
Geciktirme tevbeyi!

Gaflete hiç dalmadan,
Bir beddua almadan,
Yarınlara kalmadan,
Geciktirme tevbeyi!

Üç değil, tektir ilah,
Yemeden seni günah,
Demeden yarın eyvah,
Geciktirme tevbeyi!

Hiç kimseyi üzmeden,
Yalan dolan düzmeden,
Kötü yerde gezmeden,
Geciktirme tevbeyi!

Yunus, hak olsun sözün!
Çevrilsin Hakka yüzün!
Kapanmamışken gözün,
Geciktirme tevbeyi!

Kelimeler:

Şeytan: Allah’tan uzaklaştıran; İblis, nefs ve kötü arkadaş
Sitemkâr: Bir kimseye üzüldüğünü, kırıldığını, öfkelenmeden belirten
Ölüm vardır , gafil olma
Sakın meyl etme dünyaya,

februli

Tevbe eden genç
Beni İsrail zamanında bir genç, kötü işler yapar, tevbe eder, tevbesinde durmazdı. Çok günah işlese de, çok tevbe ettiği için, tevfîk-i ilahi imdadına yetişti. Büyük bir günah işledikten sonra pişman oldu. Sahraya çıkıp yüzünü, gözünü topraklara sürerek dedi ki: "Ya ilahi, ne kadar tevbe ettiysem tevbemi bozdum. Beni günahtan korumazsan yine tevbemi bozar, ebedi felakete düçar olurum. O zaman halim nice olur?"
Şöyle bir ses duydu:
"Ey kulum, sen günahından vazgeçtiğin için, sana rahmetle muamele ediyorum. Tevbeni kabul edip, kötü amellerini lütuf ve keremimle affettim." [R. Nasıhin]

Allahü teâlâ, çok merhametli olup, kullarına çok acıdığı için, bir günde ibadete, yalnız beş vakit ayırmış, birkaç şeyi haram edip, çok şeyi mubah etmiş, izin vermiştir. O halde, gençlik zamanında, sıhhatin, gücün kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada iken, bu zamanı değerlendirmek gerekir. Sonsuz saadete kavuşturacak sebeplere yapışmalı, iyi işler yapmalı, bugünün işini yarına bırakmamalıdır. Ömrün en iyi zamanı olan gençlik günlerinde, işlerin en iyisi sahibin, yaratanın emirlerini yapmak, Ona ibadet etmek, İslamiyet’in yasak ettiği haramlardan sakınmaktır. Günde bir saat tutmayan bir zamanı, Allahü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak, sayılamayacak kadar çok olan, mubahları bırakıp da, haram ve şüpheli olana uzanmak ne kadar kötüdür. (M.Rabbani)

Ölüm vardır , gafil olma
Sakın meyl etme dünyaya,

lalegül

''innallâhe yuhıbbut-tevvâbîne....''

''Muhakkak ki Allah, tevvabin olanları (tövbe edenleri) sever...''

Bakara - 222
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

ihvan

Alıntı yapılan: lalegül - 21 Ekim 2009, 01:41:55
''innallâhe yuhıbbut-tevvâbîne....''

''Muhakkak ki Allah, tevvabin olanları (tövbe edenleri) sever...''

Bakara - 222.amenna

sakincan

İki hece, tek yürek atışı...

Bir ses çınlatiyor kulaklarımı, arzdan bir tınlama sarıyor bedenimi, beynim işlevselliğini yitiriyor. Feryadima bir cevap, çok ötelerden bir kokuyla geliyor atmosferime. Binbir renk anka kuşları, uçuyor boşlukta... Bir ses, bir ses geliyor kulaklarıma, iki hece, tek yürek atışı... Öylesine doyumsuz, öylesine vazgeçilmez ki... Bir ses geliyor yüreğime, rüzgar beyaz tülleri uçuruyor, bir neyzenin nefesindeki noktasız o kelimeyle, huzura bulayıp heryeri dolaşıp duruyor dört bir yanimda.

Öylesi güzel ki, yüzümdeki tebessümün son-suzluğa uzanan boyutu...

Öylesi güzel ki, ötesini hayal etmek fiziğin... Ayaklarımın yerden kesilip Yaradan'a teslimiyeti...

Öylesine güzel ki, Kur'an sesleriyle mest olan bir aleme misafir olmak, katlarda çekilen tesbihlerle bir zikir şölenine konukluk...

Öylesine güzel ki, Hakk'ı tavsiye edip sabredenlerle hemhal olmak... Hayal bile olsa öylesine güzel ki, Yaradan'ı seyir... Senin Adın'la, doksan dokuz, hatta sonsuza varan en güzel isimlerle Sen demek; , , , demek. Adın ne güzel Rabbim...

Hiçliğimin, acizliğimin, bir nokta misali ufalıp, değerimi yitirdiğimin, görüntüsüz, fulu bir hale geldiğimin tek ispatı. Oysa ben bir hiçmişim, oysa ben ne hoyrat harcamişim her anımı, Adın'ı zikretmeden. Meğer ne zavallıymış zamanın Sensiz gecen kısmı. Adın ne güzel, Adın ne güzel Rabbim.

İki hece, tek yürek atışı... Öylesi güzel ki, Adın!... İçimde kavgalar bitmiş, dünya şuracıkta dursun der gibiyim şu an. Senin Adın'la gözlerimi kapayip zahiri unutmak ve ebedi hayatin kapısından içeri girmek ne güzel. İnce ince işlenmis, göz nuruyla bezenmiş çini misali, yüreğimin süslenişi.

Ne güzel Adın!... Nasıl da yakıştı kalbimin hecesine... İki hece, tek yürek atışı... Daha önce hiç farketmemiştim, Adın'la zenginleştiğimi, sonsuz bir hazineye doğru yol aldığımı.

Öylesi güzel ki, adın!... Az önce bir arkadaş verdin bana... Adı, huzur. Ne de güzel ona yaslayıp başımı, hiç konuşmadan anlaşmak. Hiç gitmesin istiyorum yanımdan. Sen diyor, Sen diyor hep. Aman Yarabbi!!! Ne güzel bir dost, adı huzur, adı huzur.

İki hece, tek yürek atışı...

Bugün bütün beyazlar, bütün maviler, hatta bütün turuncular hatta en güzeli yesilin, bir baska güzel. Sen, bir baskasin bugün ya da ben. Lakin yanilmiyorum galiba bugün herşey çok güzel, en çok da Sen, en çok da Sen, Rabbim.

Az önce gözlerime gelen, yanaklarımdan süzülüp düşerken tuttuğum gözyaşlarımı doyasıya sevdim. Nedenini bilmiyorum ama hıçkırarak ağlıyorum, kulaklarımda aynı ses.

İki hece, tek yürek atışı...

Öylesi güzel ki, Adın!... İçimi saran tuhaf bir hasretlik, kasıp kavuran bir yangın, büyüyor sanki. Hiç böylesine bir özlem çekmemiştim. Tarifini bulamıyorum, Sen varken bile Sensizliği yaşamak gibi. Gelememek yanına ve görememek Seni, hiç bu kadar acıtmamıştı beni. Hayalin ötesine geçip bir vuslat anını yaşamak için neler vermezdim ki... Adın bile bu kadar mest etmişken beni, kimbilir, kimbilir Cemalin'i görmek nasıl da doyumsuz bir güzelliktir.

Sağır ve dilsiz bir gecede, Sana ait olan yüreğime bütün güzelliğiyle Adın girdi. Şahidim yıldızlar olsun!

Adın ne güzel Rabbim!

İki hece, tek yürek atışı...

Adın'la bütünleşmek, Adın'la kocaman bir ufka yol almak, Adın'la gönlüme yansıyan sıcacık bir huzura sahip olmak, ne güzel!... Ucu bucağı olmayan o bahçede gülleri koparmadan koklamak, incitmemek gülün yaprağını...

Papatyaları hiç etmemek, seviyor, sevmiyor tesellisinde... Ve güvercinlerin küçük gagasındaki kuru ekmeği paylasma telaşında, Senin sergilediğin en büyüleyici kainat filmini seyretmek.

Adın'la bugün, Ankara'nın puslu gecesinin aydınlığına kavuşma anını yaşamak ve sabah ezanıyla yeniden uyanışı karşılamak. Dokunulmamış, taptaze bir güne, Adın'la başlamak ne güzel... Ve kulaklarımda hala o ses; iki hece, tek yürek atışı...

Rabbim, Sana güvenmeyi öğrenmek, Seninle karşılığı olmaksızın sevmek herşeyi, beklentisiz olmak, vermek vermek ve hiç almamak, Seninle kalanını yaşamak ömrümün ne güzel. Sen Rabbimsin, bense bir YARATIĞIM. İşte bunu bilmek bir kez daha hissetmek, sonsuz hamdımın, şükrümün kabulü olsun. Dualarım ve Senden istemelerim hiç bitmeyecek. Artık ne istediğimi çok iyi biliyorum. Sadece Adın, sadece Adın...

Kainatın en güzel melodisi...

İki hece, tek yürek atışı...

Al-lah, Al-lah, Al-lah, Al-lah, Al-lah...

Adın ne güzel...

Adın güzel ötesi, Rabbim...
Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..