Ezana Hıyânet Etmek

Başlatan Mücteba, 08 Temmuz 2012, 10:15:42

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Ezana Hıyânet Etmek

Otomobille evime dönerken, Sultanahmet camiinden ikindi ezanı okunmaya başladı. Altı minarede otuz iki hoparlör birden yüz yirmi desibel şiddetinde bağırıyor. Ezan kutsal ama hoparlör kutsal değil... Ezandan değil ama hoparlörden rahatsız olduğum için otomobilin camlarını kapattırdım. Camlar kapandı ama sesin şiddeti yine çok fazla...

Ezan İslam'ın sesli bayrağıdır, dinin şeairindendir. Kalbinde iman olan kimse ezandan rahatsız olmaz.

Lakin hoparlörleri, kulakları sağır edecek şekilde sonuna kadar açarak 120 desibel şiddetinde ezan okumak ezana eza vermektir.

Ezan okunurken ses yüksekliğinin 70-80 desibeli geçmemesi gerekir.

Hoparlör bir bid'attir.

Gerekiyorsa ve akustik ilmine uygun şekilde kullanılırsa bid'at-i hasene olur; kulaklara zarar verecek şiddette açılır ve ezanı bozarsa bid'at-i seyyie olur.

Ezanı hoparlörle okumak son elli altmış yılda çıkmıştır. Benim çocukluğumda büyük camilerde bile hoparlör yoktu. Müezzinler minarelere çıkarak ezan okurdu.

Osmanlı devletinin en satvetli, en şanlı, en kudretli devri olan Kanunî Sultan Süleyman devrini ele alalım. Üç kıt'ada muazzam bir imparatorluk, bir İslam Barışı sistemi var. Müslümanların yüzde 95'i namaz kılıyor. O zaman hoparlör yoktu...

Bugün ülkemizde maalesef bir hoparlör fetişizmi ve kültü hüküm sürmektedir.

Hoparlör bir put cihaz haline gelmiştir.

Geçenlerde suriçinde tarihî bir camiye sabah namazına gitmiştim. Cemaat on beş kişiden azdı. Kamet getirildi, imam mihraba geçti. Tam karşısında sabit bir mikrofon var. O yetişmiyormuş gibi yerdeki seyyar mikrofonu da yakasına taktı.

Hoparlörlerin kötü kullanılması aleyhinde çok yazılar kaleme aldım, Diyanet'i uyardım. Uyarılarımın hiçbir faidesi olmadı.

Sultanahmet civarında birbirine yakın hayli cami var: Minarelerinde otuz iki hoparlör olan Sultanahmet camii, artık Ayasofyada da ezan okunuyor, hünkar kasrında namaz kılınıyor... Firuzağa camii (tek minaresinde sekiz hoparlör var, bunlar yetişmiyormuş gibi bahçedeki ağaçlara da hoparlör koymuşlar!)... Yerebatan camii... Beşir Ağa camii... Zeyneb Sultan camii... Molla Fenarî camii... İshak paşa camii... Nakilbend camii... Ve daha öteki camiler... Namaz vakti gelince hepsinde birden hoparlörler sonuna kadar açılarak ezan okunuyor.

Sultanahmet camiinin ezanları hepsini bastırıyor, çünkü geliri bol bir zengin bir camidir, en pahalı ve bağırtlak hoparlörler alınabiliyor.

Birkaç hafta önce kulak burun boğaz uzmanı bir doktor beyle konuştum, yüz küsur desibel şiddetinde hoparlör sesinin sağlığa zarar verip vermeyeceğini sordum. Devamlı dinlenirse kulakları bozar insanı sağır eder cevabını verdi.

Hoparlörle ilgili bazı gerçekler:

1. Yüksek sesli bir hoparlör, sesi güzel bir müezzinin okuduğu ezanı bozar.

2. Doğru dürüst ezan okumasını bilmeyen bed sesli bir kişinin hoparlörleri sonuna kadar açarak ezan okuması ezana hıyanettir.

Böyleleri ille de ezan okuyacaklarsa hoparlörsüz ve kısa okusunlar.

3. Birbirlerine çok yakın camilerden birinde güzel sesi olan, ezan kültürüne sahip ve okumasını bilen bir müezzin, 70/80 desibeli aşmamak şartıyla hoparlörle ezan okuyabilir ama hepsinin birden hoparlörleri sonuna kadar açarak avaz avaz ezan okumaları yanlıştır, ezana hıyanettir.

4. En doğrusu, müezzinlerin minarelere çıkarak ezan okumalarıdır.

(İstanbulda böyle bir tek cami varmış!..)

Ezan okumak bir medeniyet işidir. Sesi güzel olmak yetmez. Medenî, kültürlü, duygulu, müzik kulağına sahip, büyük üstadlardan ders görüp icazet almış olmak gerekir.

Bilhassa sabah ezanlarında hoparlörleri kısık tutmak gerekir. Çünkü sabah namazı kalanların nispeti yüzde 95'tir. Bînamazları yataklarından hoplatmakla hiçbir şey kazanılmaz, çok şey kaybedilir.

Öyle güzel ezanlar okunmalıdır ki, yabancı turistler ve gayr-i Müslim vatandaşlar bile hayran kalsınlar, haz alarak dinlesinler.

Namaz kılmayanlar bile sabahleyin ezan dinlemek için uyanmalıdır.

Eskiden zaman zaman Sultanahmet Camii'ne gidiyordum. Artık gitmiyorum. Bir kere yatsı namazına gitmiştim, farz kılınırken bir ses kolonunun tam altında durmuşum, ses çok yüksekti. Ne huzur, ne huşu, ne hudu kalmıştı.

Türkiye Müslümanlarının bugünkü kültür seviyesiyle ezan meselesinin düzeleceğini sanmıyorum.

Ezan konusunda çok kişiler yazdı. Hattâ çağdaş bir yazar olan sayın Mehmet Barlas bile bir köşeyazısı kaleme aldı.

Çok üzgün ve kırgın olarak beyan ediyorum:

Hoparlör çılgınlığı ve fetişizmi, ezanların iyi ve güzel okunmaması konusunda Diyanet'e hakkımı helal etmiyorum.

Dinlerken ağlayacağım ezanlar okunmasını istiyorum.

Bugün ağlıyorum ama güzel ezanlar dinlemenin verdiği heyecan ve zevkten değil; hoparlörlerin ezanları katl etmesine, ezana eza edilmesine ağlıyorum.


Mehmet Şevket EYGİ - 8 Temmuz 2012 Pazar

Günbatımı

Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

mazhar

  Güzelim ezanı kötü ve teknik bir cihazla,medotla ,yüksek sesle okuyarak müslümanları camiiden müslümanlıktan soğutuyorlar.
Özellikle küçük yerlerde ehil olmayan,okuyama ve makam bilmeyen kimseler okuyunca daha da berbat bir durum ortaya çıkıyor.
Şehirlerimiz de yakın mesafe camiiler de aynı aynı anda yüksek sesle okununca yukarıda mehmet bey'in söylediği yakışıksız durumlar ortaya çıkıyor.

33.yıldız

Ezandan Muhammeden Resulullah kısmını çıkararak, kiliselerde  ezan okuyanların hıyanetini de unutmayacağız.
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

tk1978

Alıntı yapılan: 33.yıldız - 10 Temmuz 2012, 22:54:27
Ezandan Muhammeden Resulullah kısmını çıkararak, kiliselerde  ezan okuyanların hıyanetini de unutmayacağız.
Bizim unutup unutmamamiz hic´de önemli degil. Asil onu unutmayacak biri var ki....

azizistanbul

Demirel'in bir sözü var " Petrol vardı da biz mi içtik ?

bu sözü yabana atmayalım. Yani güzel ses ve güzel sesle ezan okuma noktasında ciddi derecede ihtiyaç var. Ancak insan dinlerken ağlayabileceği ezanı duymak için hem türkiyenin meşhur sanatçıları kadar musiki ilmine sahip hemde takva ehli olan insanlara ihtiyaç var .

Böyle insanların sayısı da parmaklarla sayılabilecek kadar az olduğu için . her camiye böyle bir müezzin bulabilmek biraz ütopik bir hayal gibi geliyor.

Hulasa olarak güzel ezan okunsun derken Diyanet güzel seslileri merdiven altında saklayıp çirkin seslileri minaralere çıkarmak gibi bir çalışma yapmıyor. elindekini kullanmaya çalışıyor sanırım.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

mazhar

Diyanet işleri başkanlığının elindeki mevcut kadrolar(resmi,gayriresmi,fahri) tamamı ezanı gayet iyi okumasını biliyorlar...isterlerse okuyabilirler.başkalarına okutmasınlar yeter.Kadrosuz camiler de bu sorun var...önüne gelene ezan okutuyorlar.kadrolu camilerde ise küçük yerlerde tembellik yapıp kendileri okumayıp ezan okumasından bi haber kim varsa camii cemaatinden ona okutuyorlar...

azizistanbul

o açıdan bakarsanız haklısınız görevlilerden başkası okumaması gerekir.

Ama yine de görevlilerin durumu da çok iç açıcı değil. Yani sadece görevlilerin okuduğu ezanlarda bile ciddi ses problemleri var.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ