Yahudinin İğneli Fıçısı

Başlatan Mücteba, 20 Kasım 2014, 12:38:35

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Yahudinin İğneli Fıçısı

Kur'an-ı Kerim'de, "peygamber katili" oldukları bildirilen lânetli Yahudiler, Mûsâ Aleyhisselam zamanından beri insanlık âlemini karıştırmaya ve kan dökmeye devam ediyorlar. Zamanımızda da Gazze'de kundaktaki bebeklere varana kadar devamlı Müslüman kanı döküyorlar.

Çünkü bu azgın topluluğun gıdası kandır. Kan dökmek ve o kanı içmek ve hamura karıştırıp yemek, onun inancı gereğidir. İnsan görünümündeki bu yaratıklar harp hali olmasa bile kan dökmeliler ki, sapık inançlarına göre sevap kazanmış olsunlar.

Konumuza girmeden önce, makalemizin başlığı olan "İğneli Fıçı"nın ne olduğunu anlatalım. İğneli fıçı, içine sayısız iğneler yerleştirilen bir fıçıdır. İçindeki insanın kanının süzülerek alındığı iğneli fıçı ayini bununla yapılır.

HAMURSUZ BAYRAMI

Sapık Yahudilerin bu âyini şöyle yapılır:

Yahudi olmayan bir kimse kaçırılır. Elleri, ayakları, ağzı bağlanıp bu iğneli fıçının içine konulur. Fıçının ağzı kapatılıp yuvarlamaya başlanılır. Fıçı yuvarlandıkça, iğneler fıçının içindeki insanın her tarafından batar ve vücudun her noktasından kan sızmaya başlar. Kişi fıçının içinde kıvrana kıvrana ve kanı aka aka acılar içinde ölür. Sonra ceset çıkarılır. Kanı, daha sonra kullanılmak üzere bir kaba konulur.

Bu kan ne mi yapılır?

Yahudilerin "Hamursuz Bayramı" diye bir bayramları vardır. Söylediğim gibi, bu bayramdan önce, Yahudi olmayan birisini kaçırıp anlattığım gibi öldürürler, kanını kurabiyelere katıp yerler. Onun için diyoruz ki, bunların gıdası kandır.


DELİLLER VE BELGELER

Değerli okuyucu!

Bu okuduklarınızı sakın uyduruk masallar, aslı faslı olmayan şeyler zannetme. Bil ki şu anda bu satırlarda masal değil gerçekleri okuyorsun. Aşağı satırlarda da daha müthiş şeyler okuyacaksın.

Bu gerçekleri, Yahudilerin kendi ifadelerini ve mahkeme kararlarını delil göstererek anlatan Cevat Rifat Atilhan'ın İğneli Fıçı isimli kitabı, 4. sahifesinde "TÜRK ADÂLETİNİN ÇOK KIYMETLİ TARİHÎ BİR ÎLAMI" başlığıyla şu bilgiyi veriyor:

"...Türk Adâleti, bu kitapta okuyacağınız tüyler ürpertici vak'aların doğruluğuna mühür basmıştır. İstanbul kadılığı, 1127 Hicrî tarihinde (300 sene önce) verdiği ilamla, iğneli fıçıya atılmak üzere kaçırılan Ahmet isimli bir yavrucağın kâtilleri hakkında aşağıda okuyacağınız hükmü vermiştir. Bu îlam, İstanbul'da Başvekâlet (Başbakanlık) Arşivinden alınarak, aynen aşağıya konulmuştur "

Kitap, Ahmet ismindeki Müslüman yavrusunu kaçıran ve yakalanan Yahudilerin isimlerini verdikten sonra, Yahudilere ait şu inancı aktarıyor:

"Hayvandan bir farkı olmayan yabancıların öldürülmeleri hakkında bir âyet vardır. Bu öldürme, kanuni bir metodla yapılmalıdır. Yahudi dinine inanmayanların, Allahımıza kurban edilmeleri icap eder."

KANLI GERÇEK

Yahudilerin bu inancı da bize göstermektedir ki, Yahudinin kanlı âyinleri bir efsane değil, bazı yahudiler hakkında bir gerçektir. Osmanlıların son zamanlarına kadar, halk arasında Yahudilerle alâkalı konuşulan "İğneli Fıçı" gerçeği vardır ve kesindir.

Bu gerçek, Yahudilerin, Hıristiyan veya Müslüman çocuklarını yakalayıp, gizli odalarda kurban ederek kanlarını mayasız ekmeklerine katarak yedikleridir. Sultan Üçüncü Ahmed Han'a ait fermanlarda, "İğneli Fıçı" meselesi ile alâkalı olarak bazı bilgiler mevcuttur.

Sultan Üçüncü Ahmet Han'a takdim edilen bir dilekçede şöyle denilmektedir:

"İstanbul'da Ayvansaray kapısı içinde üç Yahudi, Aliağa isminde birisinin küçük yaştaki çocuğu Ahmed'i yakalayıp Yahudihaneye götürdükleri görülmüştür. Bunu gören iki Müslüman, Yahudihaneye zorla girerek, çocuğu kurtarmış ve bu durumu ilgililere bildirmişlerdir.

Bunun üzerine, Yahudihanede bulunan cemaatbaşı ile hahamlar yakalanıp Eyüp kadısının huzuruna çıkarılmışlardır. Yapılan araştırma sonunda çocuğu kaçıran üç Yahudinin idamlarına, dört hahamla cemaat kâhyasının Sakız Adası'na, suçları hafif görülen yedi Yahudinin de İzmit'e sürülmelerine karar verilmiştir."

Bu kararın baş taraflarında, Sultan Üçüncü Ahmed Han'ın, "Sevab-ı azîmdir mûcibince amel oluna / Büyük sevaptır, gereği yapılsın" yazısı bulunmaktadır.

BU DA BELGELİ

Aynı tarihlerdeki diğer bir belgede, Yahudihane önünde idam edilenlerin Menahem, Sabatay ve Avram ismindeki Yahudiler olduğu; Sakız'a sürülenlerin haham Avram, haham İlya, kahya Aron, kahya Yako ismindeki Yahudiler olduğu; İzmit'e sürülenlerin de İsak, Yasef, Avram, Hayim, hademe Daniyel, hademe Serya ve hademe Selio isimlerinde Yahudiler olduğu yazılıdır.

Bu hadiseden sonraki senelerde de, Yahudilerin iğneli fıçı cinayetlerine devam ettikleri görülür. Bu fiillerine devam ettiklerini isbat eden başka bir arz tezkeresi de şöyledir:

"Tophane'de Yenimahalle'de oturan Yeniçerilerden manav Mustafa Beşe'nin beş altı yaşlarındaki oğlu Süleyman'ı, Hasköylü Arslan adındaki Yahudi, perşembe günü akşam namazına yarım saat kala Cihangir Çeşmesi civarında kandırıp, başına Yahudi serpuşu (şapkası) geçirerek kendi evine götürürken, Lüleci çırağı Abdullah ve Ali, bu Yahudinin arasıra manav Mustafa Beşe'nin dükkânından alışveriş ettiği sırada çocuğa bazı oyuncaklar verdiğini, çocuk Süleyman da Tophane'de akarsu başında oynarken, Yahudinin kendisine dört para akçe ve bir iplik boncuk verip, "Sana daha başka şeyler vereceğim" diyerek başına bir Yahudi şapkası, üzerine de bir yazma geçirdiğini, o sırada çocuğun ağlamaya başladığını, "Ağlama! Öldürürüm seni!" diye korkuttuğunu, o esnada Lüleci çırağı Abdullah ve bozacı Ali'nin kendisini kurtardıklarını ifade etmiştir.

Küçük Süleyman'ın annesi de kendisinin Cihangir'de misafirlikte iken, oğlu Süleyman'ın, babasının dükkânı civarında, başına bu işin geldiğini, bu Yahudinin mahalle aralarında çerçilik (gezici satıcılık) yapan bir adam olduğunu söylemiştir."

Sadrazam, bununla ilgili yazıyı padişaha arz edip, "Padişahımız! Bu kararı gördükten sonra, gönderirseniz, emriniz gereği gereken yapılacaktır" diye emir beklemiştir.

Aynı dilekçede, "Müftü efendiden fetvâ ile müracaat geldiğinde, bu kâğıt gönderilsin" diye padişahın emri vardır. Yani padişah, gereği için bu kâğıdın gerekli yere gönderilmesini emretmiş.

İlk dilekçede, "Yahudilerin Müslümanların çocuklarına her zaman bu şekilde hainlik yapmak istedikleri bilinmekle ve şahit olunmakla birlikte..." ibâresi vardır. Yani Yahudilerin bu bu kötü işi defalarca icrâ etmek istedikleri sabit olmuştur.

( Hayat Tarih Mecmuası, sayı 5, Mayıs 1974, sh. 63-64)


TARİH SÖYLÜYOR

Ömer Faruk Yılmaz'ın Belgelerle Osmanlı Tarihi'nin 3. cild, 89-92. sahifesinde bu meseleden bahsedilmektedir. 90. sahifede Sultan Üçüncü Ahmet'in bu husustaki bir de hattı var. Ayrıca şöyle bir alt yazı konulmuş:

"Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde, Yahudilerin, Müslüman çocuklarını kaçırıp öldürdükleri ile alâkalı "İğneli Fıçı" diye bilinen mesele hakkında hatt-ı hümâyunun baş tarafı."

Cevat Rifat Atilhan'ın, iğneli fıçı cinayetlerini bütün ayrıntılarıyla ve belgelerle anlatan "İğneli Fıçı" ismindeki eserinde birçok "İğneli Fıçı" hadiseleri anlatılmaktadır.

Cevat Rifat Atilhan'ın bendeki İğneli Fıçı kitabı, Cağaloğlu'ndaki Kit-San Neşriyat tarafından basılan 1979'da baskılı olanıdır. Nedense, bu kitabı artık hiçbir yayınevi basmamaktadır.

TARAFSIZLAR KONUŞUYOR

Şimdi, tarafsız meşhur kâşif, doğu bilimleri uzmanı ve ilim adamı, Britanyalı Sir Richard Burton'dan bazı hakikatler arzedeyim de Yahudiler kutsal(!) kitaplarına göre Yahudi olmayanları nasıl görüyorlarmış görelim.

Yahudilerin, kendi ağızlarından Yahudi olmayanlara bakışları şöyle:

"Modern Yahudi inancının en mühim noktası şudur:

Yabancı, yani bizim dinimize bağlı olmayan insanların hepsi, kaba hayvanlardır. Onların dağda gezen sırtlanlardan daha fazla bir hakları olamaz."

"... Allahımız Yahovayı memnun edecek iki kanlı âyinimiz vardır. Biri Hamursuz Bayramı, diğeri de çocuklarımızın sünnet merasimi."

Bu şekilde kanlı ayinleri olduğunu kendileri itiraf etmiş oluyorlar!

Yahudi olmayanların ayinlerde kurban olarak katledilmeleri, Yahudi milletinin Müslüman ve Hıristiyanlara olan sonsuz intikam ve kinlerinin bir neticesidir.

Birçoklarımızın aklına, "Bunlar eskiden belki cereyan etmiş olan hâdiselerdir, bu asırda, atom devrinde böyle şeyler olur mu?" diye bir soru gelebilir. Fakat maalesef oluyor.


Ali EREN | 13 Kasım 2014, 11:39 | http://www.haberkita.com/yahudinin-igneli-ficisi-makale,219970.html

mazhar

  Yahudilerin bu kadar acımasız olmasının altında yatan gerçek sebepleri bilmemize yardımcı olan bu yazı için Teşekkürler.

Mücteba

#2
Sapık İnanç

Yahudiler tarafından bozulmuş olup Allah tarafından gönderildiği orijinal hali kalmamış olan Tevrat'a göre, Yakup Aleyhisselam (hâşâ) tanrıyla güreşmiş, onu yenmiş ama güreşirken dizi incinmiş. Bu diz incinmesi inancından dolayıdır ki, Yahudiler hayvanların uyluk başı üstü kalça etini yemezler.

Kendilerini seçkin kavim sayan Yahudiler, tarih boyunca hep Allahsızlarla anlaşma içinde olmuşlardır. Bir inançsızlık sistemi olan komünizm belasını dünyanın başına musallat eden ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan da yine bir İtalyan Yahudisi olan Karl Marx'dır.

Tek yaratıcıya inandıklarını söyleyen ve daima koyu dindar gözüken yahudi milleti, ne acaiptir ki her zaman Komünistler ve anarşistlerle ittifak etmiş ve bu cereyanları kurmuş, körüklemiş ve takviye etmişlerdir.

Çünkü onların inançlarına göre, Yahudi olmayanlar sadece görünüşte insan olup gerçekte insan değillerdir ve ya Yahudilere hizmetçi olmaları veya öldürülmeleri gerekir. Onun içindir ki, anarşik cereyanların milletlere zararlı olacağını biliyorlar ve Yahudi olmayan milletleri çökertmek için bu sistemi kullanıyorlar.

Yahudinin gayesi sadece Müslümanlığı değil Hıristiyanlığı da yok etmek, yerine Arz-ı Mev'ud'da (Allah'ın kendilerine vaat ettiğine inandıkları topraklarda) Yahudi saltanatını kurmaktır.

Dikkat! Türkiye'nin güneydoğusu, doğu anadolunun bir kısmı ve Akdeniz bölgesinin doğu tarafları Arz-ı Mev'ud içindedir.

İKİ KANLI BAYRAM

Yahudilerin Cinayet âyinleri ile alâkalı iki bayramları vardır:
1- Purim Bayramı,
2- Musevi Paskalyası.


Purim (Hamursuz) Bayramında cinayet ayini genellikle şöyle olur:
Hedeflenen kurban, ekseriyetle küçük yaşta meselâ 7 yaşından küçük, Yahudi olmayan bir çocuktur. Bunun için sıhhatli bir çocuk seçilip kaçırılır. Damarında tek damla kan kalmayıncaya kadar kanı akıtılır. Ayrıca zavallı çocuk çarmıha gerilerek işkenceye tabi tutulur. Vücudunda yaralar açılır, başına dikenlerden bir çelenk konur. Edep yeri, sünnet edilir gibi kesilir.
Çocuğun kanı ya kurutularak kullanılır, ya da hamursuz bayramı kurabiyesine katılır.
Bu kurban, kanı için öldürülmektedir. Kanı akıtıldıktan sonra kurutulur ve toz haline getirilerek, üçgen şeklindeki kurabiyelere katılır. Bazen bu âyinlerden arta kalan kurutulmuş kan, gelecek seneki hamursuz bayramında kullanılmak üzere saklanır.

***

Aşağıdaki satırlar Dio Cassius'un tarihinin 78. kitabinin 32. kısmından alınmıştır:

"Sene 117... Kirene (Libya'da) Yahudiler Andreas'ı kendilerine lider seçerek, Romalıları ve Yunanlıları öldürdüler. Birçoklarını ortadan ikiye, baştan aşağı testerelerle kestiler. Etlerini yediler, kanlarını içtiler. Bazılarını da vahşi hayvanlara attılar.

Bu şekilde, az değil toptan 220.000 kişi katledildi.

Mısır'da da ayni şeyi yaptılar. Kıbrıs'ta ise Artemion adlı bir kişinin kumandasında ayaklanan silahlı Yahudiler, baskınlar yaparak Yahudi olmayan kimseleri pusuya düşürüp yok ettiler. Mısır ve Kıbrıs katliâmlarında öldürülenler 240.000 kişidir."

İngiltere'de yayınlanan Daily - Mail Gazetesinin 1936, 17 Eylül tarihli nüshasından alınmıştır:

"Sene 1936... Kordoba Vilâyetinin Beana şehrinde, doksan bir cinayet işlenmiştir. Bu cinayetlerin çoğu kurşunla vurularak, balta ile parçalanarak ve boğmak suretiyle yapılmıştır.

İngiltere'de ilk bilinen iğneli fıçı cinayeti 1144 senesinde olmuştur. Bundan sonra zaman zaman birçok cinayetler olmuştur.


Ali EREN | 26 Kasım 2014, 08:38 | http://www.haberkita.com/sapik-inanc-makale,219998.html


Mücteba

"Kimse Yahudileri hesap soramaz"

Şamda yaşanan bir "kayıp Müslüman kız çocuğu" davasını konu ediniyor Cevat Rifat Atilhan'ın İğneli Fıçı kitabı. Bu dava sonucunda Yahudilerin İğneli Fıçı ayini ortaya çıkıyor. Kitapta yaşanmış birçok iğneli fıçı olayları yer ve isim verilerek anlatılıyor.

Tarihteki Karın Deşen Jack cinayetlerinin birinde, duvarda "Kimse yahudilere hesap soramaz" yazısı görülmüştür.

Kullanılan ifadeye lütfen dikkat!

"Yahudi cinayet işlemez" denilmiyor. Yahudi, istediği cinayeti işler ama kimse ona hesap soramaz!..

MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ

İnternette, Akıncı Zülfikar imzasıyla, Münevver Karabulut cinayeti ile alâkalı bazı bilgiler veriliyor. Özetleyerek aktarayım:

"...İstanbul-Kesikbaş cinayetini sıradan bir vatandaş yapsa idi o ilk saatlerde yakalanırdı. Fakat yakalanacak olan kişi Türkiyeyi bir asırdır yöneten "nüfusu az ama nüfuzu fazla" bir takım ailelerden gelince iş değişiyor. Tıpkı Bursa da küçük kız çocuklarını kaçırıp ırzına geçen Baletin daha önce ikibinli yıllarda ilk defa yakalanıp karakola götürüldüğünde "Benimle uğraşmayın ben Masonum, hepinizin ...." demesinde görüldüğü gibi..

O sapık Yahudi Balet de anında salıverilmiştir. Ta ki yıllar içinde bu şımarıklıkla ve rahatlıkla biraz fazla serbest davranıp birçok kız çocuğun daha ırzına geçince Laik TC tutuklamak zorunda kalmıştır(?).

...Efendim, Garipoğlu ailesi sayılı Yahudi ailelerdendir, Sabatay dahi değildir,

Yani Yalmanlardan, Erkmenlerden Dilberlerden Dikmenlerden İşmanlardan değildir. Direk Musevi Yahudilerdendir. Acımanlar, Beharlar, Alatonlar, Arkaslar, Kohenler gibi..

...Baba Süreyya Karabulut'un dediğine göre resmen bir ayine kurban edilmiş Münevver. Ve bunu Adli Tıp da doğruladı. Ve bir şeyleri az çok biliyor da henüz açıklamıyor gibi davranan Baba, "Ya bazı aile sırlarını öğrendiği için öldürüldü kızım" diyor "Ya da bir satanist türden ayine kurban edildi."

Aile sırrı derken meselâ ne öğrenmiş olabilir veya ne biliyor olabilir?

ALINTI

Akıncı Zülfikar, "Alıntıdır" diyerek şunları da ilave ediyor:

"...Dünyada vampir denilen bir insan türü yoktur. Ama kan emen insanlar vardır. Bir kısım fanatik... bağnaz Yahudi kolları, Tevrat'ın talimatları doğrultusunda tarih boyunca bir çok insanı kanları için öldürmüştür.
(Muharref)Tevrat'taki talimat şöyledir:

"Yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanlarını, kuzuların ve ergeçlerin, kanını içeceksiniz... Ve sizin için kestiğim kurbandan, doyuncaya kadar yağ yiyeceksiniz ve sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz." (Tevrat, Hezekiel bölümü, 39. bap, 18 ve 19. cümleler.)

Bunun içindir ki, "Yahudilerin yılda en az bir kere Yahudi olmayan insanların kanından bir damla içmesi vaciptir"

Tarihi süreç içerisinde bazı Yahudi kollarının insan kanı içmeleriyle ilgili ilginç örneklerden bazıları şöyledir:

Yahudilerin, kanını almak için kaçırdıkları kurbanların çoğu çocuklardır. Bu, çocuk kanının, Hahamlarca daha makbul sayılmasından kaynaklanmaktadır.
Yahudilerin, kanlarını almak için Yahudi olmayan pek çok insanı, özellikle çocukları, öldürüp kanlarını çektiklerine dair tarihte, özellikle Avrupa da, sayısız soruşturmalar, mahkemeler yapılmıştır. Yahudi Ansiklopedisi "The Universal Jewish Encyclopedia" bu konuda tarihte olmuş 150 kadar mahkeme anlatmaktadır. Bu mahkemelerde Yahudiler bu korkunç gerçeği itiraf etmişler, çocukları nasıl kaçırdıklarını, kanlarını nasıl aldıklarını detaylarıyla anlatmışlardır.



Ali EREN | 01 Aralık 2014, 08:40 | http://www.haberkita.com/kimse-yahudileri-hesap-soramaz-makale,220005.html

Mücteba

Kabbala

Yahudi ritüellerinde, insan kanının birkaç değişik kullanımı vardır.

Birincisi, Hahamların büyü ayinleri için insan kanı kullanmalarıdır. Yahudilerin, Tevrat'tan önce de var olan kitapları KABBALA büyünün ve şeytani güçlerle ilişkinin yöntemlerini anlatır.

Bu tür Kabbala ayinlerinde insan kanının kullanımını, Yahudi yazar Bernard Lazare "L'Antisemitisme" adlı kitabının 2. cildinin 215. sayfasında şöyle anlatıyor:

"İğneli fıçı olayları halk arasına yerleşmiş bir düşüncedir. Bu ise, tamamen bir masal değildir. Gerçekten Ortaçağ'larda Yahudiler sihirbazlık ve okültizm (büyücülük) ilimlerinde çok ileri gitmişlerdi. Bundan dolayı, tabii ki Yahudi sihirbazlar, Kabbalistik ve Talmutik ayinlerde kan kullanmışlardır. Yahudi sihirbazlar bu iş için Yahudi olmayan çocukları kurban ederek kanlarından istifade etmiş olabilirler."

Yahudilerin, kaçırdıkları Yahudi olmayan çocukların kanını almak için kullandıkları yöntemlerden birisi "İğneli Fıçı"dır. Fıçının içi iğnelerle kaplıdır. Çocuğu fıçının içine canlı olarak kapatan Hahamlar, ardından fıçıyı dakikalarca yuvarlarlar. Sonunda fıçının dibinde bulunan musluk açılır ve toplanan kan ayinlerde kullanılmak ya da Mayasız Bayramı'nda yenilen mayasız ekmeklere karıştırılmak üzere alınırdı.

İNSAN KANIYLA YOĞURULAN HAMUR

Yahudilikte, insan kanının ikinci bir kullanım yeri ise Pessah (Mayasız) Bayramları olmuştur. Pessah Bayramı'nda, bir hafta boyunca mayasız ekmek yapılır ve yenir. Yahudilerin bazı kollarına göre, bu ekmeklerin en makbul olanları içine insan kanı katılanlarıdır.

Bazı tarihçilerin bildirdiklerine göre, Pessah Bayramları, Avrupa'da her yıl küçük çocukların kaybolduğu dehşet dönemleri olmuştur.

İşte Yahudilerin bulundukları ülkelerden sürülmelerinin nedenlerinden birisi de bu sapık adettir. Özellikle İspanya'da, kan içme olayları defalarca gündeme gelmiş, bu olaylar halk arasında büyük huzursuzluk meydana getirmiştir. Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı kanı tamamen çekilmiş durumda bulunmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'na geldikten sonra da, Yahudilerin bazı kolları, bu sapık adetlerine devam etmişlerdir.

Osmanlı zabıtlarında bu konuda gelişmiş pek çok olay vardır. Bunların en önemlileri 1715'te Amasya'da, 1840'ta Şam'da ve Rodos'ta, 1633'te, 1843'te ve 1866'da İstanbul'da, 1863'te, 1868'de, 1870'de İzmir'de kayda geçen olaylardır. Bu olaylarda pek çok Yahudi suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir.

21. ASIR YAHUDİLERİ VE KAYBOLAN FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR

...Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Türkiye'deki yetkilileriyle yapılan bir görüşmede Filistin'de son 10 yılda 163 çocuğun kaybolduğunu, çoğundan haber alınamadığını bir kaçının ise cesetlerinin kanları çekilmiş olarak bulunduğunu anlattılar.

Bahsi geçen dönemlerde Avrupa'da kaçırılan çocukların kanının alınışını anlatan birçok resimler mevcuttur.

Tekrar vampir Roman ve filmlerine dönersek...

Vampir diye bir varlık yoksa, olamayacağına göre bu kadar filmler neden çevrildi?

Başka bir deyişle, ilk vampir filmlerinin hazırlanışının özel bir gerekçesi olabilir miydi? Ya da film şirketlerinin büyük çoğunluğunun Yahudilerden oluşu, acaba tarihin derinliklerinden gelen, halen devam eden kanı çekilmiş cesetlerin bulunuşuna vampir kılıfı olsun diye mi çevriliyordu?

Benimkisi sadece bir faraziye."

Akıncı Zülfikar'ın yazdıkları bitti.

Eveeeeet...

İşte böyle değerli okuyucular.

Vampir olarak yaratılmadıkları halde, günümüzde de bilhassa Filistin'de Gazze'de vampirleşen Yahudilerin insanlıkları işte böyle...


Ali EREN | 05 Aralık 2014, 09:31 | http://www.haberkita.com/kabbala-makale,220013.html